EĞİTİM - 02 Ekim 2018 Salı 09:42

‘Öğrenci Dekanlığı’ ile sorunlar çözülecek

A
A
A
‘Öğrenci Dekanlığı’ ile sorunlar çözülecek

Öğrenci odaklı çalışacak olan ‘öğrenci dekanlığı’ genç bireylerin, hayatını olumsuz etkileyen risk faktörlerini engellemeyi amaçlıyor.

Çağdaş üniversitelerin, en önemli akademik rehabilitasyon unsurlarından biri olan ‘Öğrenci Dekanlıkları’ konusunda, adım atan Girne Amerikan Üniversitesi; Tüm öğrencilerine çağrıda bulunarak, üniversite hayatını olumsuz etkileyen akademik veya özel sorunlara karşın “birliktelik” mesajı verdi.

Üniversite ile öğrenci arasındaki köprü; öğrenci dekanlığı

Öğrenci Dekanlığı’na atanan Doç. Dr. Feriha Dikmen Deliceırmak, bir açıklamada bulunarak; Üniversitenin rehabilitasyon amaçlı diğer girişimlerinin yanında, 'Öğrenci Dekanlığı'nın; 'bir varlık' olarak öğrenciye tamamen odaklı ve yeni bir akademik birim olduğunun üzerinde durdu. Doç. Dr. Deliceırmak; Öğrenci Dekanlığı olarak amaçlarının, ‘üniversite deneyiminin’ daha keyifli bir şekilde, başarılı ve sorunsuz geçmesine yardımcı olmak olduğunu ifade etti.
Dekanlığın, rektörlüğe doğrudan bağlı ve öğrenciler ile üniversite yönetimi arasında 'köprü' vazifesi gören bir birim olduğunun altını çizen Doç. Dr. Deliceırmak; “Dekanlığımız, gizlilik prensibi ile çalışacak ve mahremiyet duygularını titizlikle önemseyecektir. Öğrencilerimiz, hiç tereddüt etmeden; Özel, akademik veya idari tüm sorunlarını, her konudaki dilek, istek ve önerilerini, ‘Öğrenci Dekanlığı’ ile paylaşabilirler” dedi.

“Çözüm odaklı bir yaklaşım olacak”

GAÜ Öğrenci Dekanlığı’nın ana refleksinin; ‘dinlemek’ olacağını dile getiren Deliceırmak; Öğrenci açısından, özel ve akademik sorunların paylaşılmasının, ‘karşınızdaki muhatabın samimiyeti ve içtenliği’ ile ilişkili olacağını söyleyen Doç. Dr. Deliceırmak; “Öğrencilerin, üniversite yaşamına ilişkin sorunlarının ortaya çıkması halinde; Sorunlarını dinleyerek, ilgili idari ve akademik birimler ile iş birliği içinde, sorunlara çözüm arayacağız. Bu sorunlar karşısında, akademik ve idari birimler arasındaki koordinasyonu sağlayacağız. Kampüs yaşamına ilişkin akademik, sosyal ve idari başvurularını değerlendirip, yönlendireceğiz” ifadelerini kullandı.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Botulinum toksini uygulaması sonrası, sıcak banyo ve saunadan kaçının Dermatolog Hacer Köksal, botulinum toksini uygulamasının sadece estetik amaçlı değil bazı rahatsızlıkların tedavisinde de kullanıldığını, ancak etkisinin zayıflatılmaması için dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu vurguladı. Uzman Dr. Köksal, “Bu uygulamayı ister estetik ister tedavi amaçlı uygulatmış olanlar işlem sonrası belirli bir süre ağır egzersizlerden, sıcak banyo ve saunadan kaçınmalı, uygulama bölgesine masaj yapmamalı, yaptırmamalı” dedi. Acıbadem Kent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hacer Köksal son yıllarda kozmetoloji sektöründe en çok tercih edilen işlemlerden olan Botulinum toksini uygulaması ile bilgi verip, uyarılarda bulundu. Botulinum toksin uygulamalarını, hastane ortamında, uygun dozlarda ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ilaç kullanımı ile yaptıklarını, bu şartları sağlamanın işlemin başarısında önemli olduğunu belirten Uzm. Dr. Köksal şöyle konuştu: “Botulinum toksini, yüzümüzdeki mimik kaslarını geçici olarak etkisiz hale getirir. Bu işlem, geri dönüşlü bir işlem olup, günümüzde en etkili kozmetik işlemlerden biri olarak kabul edilmektedir. Botulinum toksini uygulaması, danışanların mevcut asimetrilerini düzeltmek, düzenli uygulama ile mimik kullanımına bağlı kırışıklıkların oluşumunu engellemek ve yüze aydınlık bir görünüm kazandırmak amacıyla kullanılmaktadır. Ayrıca, botulinum toksini uygulamasıyla çiğneme kaslarının gücünü azaltmaktayız. Bu, gece uykuda diş sıkma problemi yaşayan hastalarımız için iyi bir tedavi seçeneğidir. 4 ay ara ile 3 kez yapıldığında oldukça faydalı sonuçlar alıyoruz. Güldüğünde diş etlerinin aşırı görünmesinden rahatsızlık duyan kişileri de memnun eden bir uygulama. Terleme tedavisinde ise botulinum toksini, koltuk altı, el ve ayak terlemesi gibi durumlar için oldukça etkili bir çözüm sunuyor.” “Etki süresi, kişiden kişiye değişiyor” Dermatolog Köksal, botulinum toksininin etki süresinin, kişiden kişiye değişiklik gösterse de ortalama 4 ay sürdüğünü, 6 ayda bir tekrar uygulama önerdiklerini söyledi. Bu uygulamanın hastane ortamında, uygun dozlarda ve Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ilaç kullanımı ile yapılması gerektiğinin altını çizen Dr. Köksal, “Elbette ki deneyimli sağlık profesyonelleri tarafından yapılmalıdır. Kişilerin ihtiyaçlarına ve beklentilerine özel olarak tasarlanmış tedavi planları çerçevesinde gerçekleştirilmelidir. Her uygulama öncesi, detaylı bir cilt analizi ve danışanın medikal geçmişi göz önünde bulundurularak, en uygun tedavi yöntemi belirlenmelidir” diye konuştu. “Uyarıları mutlaka dikkate alın” Botulinum toksini uygulamalarının sadece estetik amaçlarla değil, aynı zamanda kronik migren tedavisi gibi bazı medikal durumlar için de tercih edilen bir tedavi yöntemi olduğunu kaydeden Köksal, uygulama sonrası için şu uyarılarda bulundu: “Uygulama sonrasında da tedavinin etkinliğini artırmak ve muhtemel yan etkileri minimize etmek için özel bakım önerilerine de uyulması gerekiyor. İşlem yaptıranlar uygulama sonrasında belirli bir süre ağır egzersizlerden kaçınmalı. Uygulama bölgesine masaj yapmamalı ve yaptırmamalıdır. Ayrıca saunaya girmemeli, sıcak banyo yapmamalıdır. Bu dikkatli yaklaşım, botulinum toksini uygulamalarından en iyi sonuçların alınmasını sağlamak için kritik öneme sahiptir.”