SAĞLIK - 29 Haziran 2020 Pazartesi 12:33

Oktay Tüney, saç ekiminde doğru bilinen yanlışları açıkladı

A
A
A
Oktay Tüney, saç ekiminde doğru bilinen yanlışları açıkladı

Bireylerin saç ekim yaptırmadan önce mutlaka işlem hakkında doğru temel bilgilere sahip olması gerektiğini belirten Oktay Tüney, saç ekiminde doğru bilinen yanlışları açıkladı.

Wordplast Hair Center Sağlık Turizm Direktörü Oktay Tüney, saç ekimi hakkında doğru bilinen yanlışları açıkladı. Bireylerin ekim yaptırmadan önce mutlaka işlem hakkında doğru temel bilgilere sahip olması gerektiğini belirten Tüney, "Geçmişten günümüze kadar yaygın olarak uygulanan bu işlemde yüksek teknolojili uygulamalar söz konusu olduğundan ekilen saç kökleri ömür boyu olarak kalitesini koruyabiliyor. Dünya genelinden tercih edilen saç ekimi yönteminde özellikle FUE uygulaması tercih ediliyor. Bu doğrultuda ise bu işlemde acı ve ağrı durumu minimum düzeyde olabiliyor. Maksimum konfordan uygulanması sayesinde de bireylerin işlem süresi boyunca herhangi bir huzursuzluk duyması söz konusu değildir." dedi.

"Saç ekimi geçici bir tedavi yöntemi değildir"
Tüney, saç ekimi uygulamasının geçici bir tedavi seçeneği olduğu kanısının son derece yanlış olduğunu belirterek, "Bilinenin aksine saç ekimi geçici bir tedavi uygulaması değildir. Uygulamada özellikle dökülmeme özelliğine sahip olduğundan ense kısmındaki saç kökleri tercih ediliyor. FUE yöntemi üzerinden alınan bu saç kökleri doğrudan saçsız alana özel enjeksiyon iğneleri üzerinden ekiliyor. Bu kısımda yer alan saç kökleri DHT adını alan hormonlardan olumsuz yönde etkilenmezler. Bu sebeple de kalitesini uzun seneler boyunca devam ettirebilirler. Ekim yapılan bölgede geçici olarak şok saç dökülmesi meydana gelir. Bu aşamadan sonrasında da ekilen kökler artık kalıcılığını sürdürür. Şok saç dökülmesinde ekilen köklerin herhangi bir zarar görmesi söz konusu değildir. Aksine daha da güçlü bir şekilde yenilenirler. Ekim işlemi aynı zamanda hijyenik bir ortamda gerçekleştirilir." ifadelerini kullandı.

"Saç ekimi işlemini her kes yaptırabilir"
'Saç ekimini sadece erkekler yaptırabilir' diye konuşulduğunu söyleyen Tüney, "Bu tamamen yanlış bilgidir. Bilinenin tam aksine saç ekimi kadınlar tarafından da güvenle tercih edilebilir. Ülkemizde de olmak üzere çeşitli nedenlere bağlı olarak saç kaybına maruz kalan kadınların büyük bir bölümü tarafından saç ekimi uygulaması tercih ediliyor. Ayrıca dünya çapında gerçekleştirilen bir araştırma sonucunda ise kadınların yaklaşık olarak yüzde 14’lük kısmında saç ekim işlemine başvurduğu gözlemlenmiştir. Kadınlar erkeklerden farklı olarak daha çok ön saç çizgisini yukarı doğru çekmek ve saç miktarının yoğunlaştırmak amacıyla bu işleme başvurabiliyor. Ayrıca, kadınlarda ekim işleminde erkeklerden farklı olarak saçların tamamen kazınmasına da gerek duyulmuyor. Sadece bazı istisnalarda kadınlarda saçların tıraş edilmesi söz konusu olabiliyor." dedi.

"Saç ekimi acı vermez"
Oktay Tüney, saç ekimi işleminin acı verici bir işlem olduğuna dair bir kanı olduğu bilgisinin de tamamen yanlış olduğunu kaydederek, "Oysa ki işlemde tamamen ağrısız özelliğe sahip olan iğneli veya iğnesiz lokal anestezi uygulaması söz konusudur. Bu uygulama sayesinde saçlı alanda minimum düzeyde uyuşturma yapılarak hasta konforu sağlanabilir. Bu alanda son 10 yıl içerisinde ciddi anlamda ilerlemeler gösterilmiştir. Ekim işlemi artık daha ağrısız ve acısız bir şekilde gerçekleştiriliyor. Yapılan bir araştırma sonucunda bireylerin yaklaşık olarak yüzde 90’ı tarafından işlem süresi boyunca ağrı veya acı hissetmediği belirtilmiştir. Bireyler bu işlem sırasında tercihi doğrultusunda televizyon izleyebilir ve hatta kitap okuyabilir. Artık özel anestezi iğneleri üzerinden işlem daha kolay bir şekilde gerçekleştiriliyor. Bu da neredeyse yok denilebilecek düzeyde ağrı oluşması anlamına geliyor." şeklinde konuştu.

İleri yaştaki kişilere saç ekimi
Saç ekimi işlemin ileri yaş grubundaki bireyler açısından uygun olmadığına dair ortalıkta bir düşünce olduğunu belirten Tüney, "Saç ekimi uygulaması ileri yaş grubunda yer alan kadınlara ve erkeklere uygulanabildiği gibi işlemin yapılmasında yaş faktörünün önemi kesinlikle yoktur. Burada dikkat edilmesi gereken en temel durum, saç köklerinin alınabileceği ense kısmında yeteri düzeyde köklerin mevcut olmasıdır. Bu kısımdaki köklerin sağlıklı olması ve yeteri miktarda olması ekim işlemi açısından yeterli bir nedendir. Bireyin saç ekimi açısından uygun olmasındaki temel kriterlerden biri saç dökülmesi durumu belirler." dedi

"Saç ekimi çok pahalı bir tedavi yöntemi değildir"
Saç ekimi işleminin çok pahalı olduğu düşüncesinin de doğru olmadığını kaydeden Tünel, "Bu konu geçmiş yıllar açısından bir nebze de olsa doğruluğunu ispat edebilir niteliktedir. Çünkü saç ekimi bundan 10 yıl öncesinde kadar yüksek fiyat tarifelerinden uygulanabiliyordu. Bu da bireylerin ekonomik anlamda dezavantajlı bir durumda olmasına neden olabiliyordu. Ayrıca, geçmiş dönemlerde tercih edilen kalitesiz ekim yöntemlerinin de fiyat tarifesinin yükselmesinde önemli etken olduğu biliniyordu. Ancak geliştirilen yeni yöntemler, saç tedavisine Dünya genelinden yoğun bir şekilde ilgi gösterilmesine bağlı olarak daha uygun fiyat tarifeleri söz konusu oldu. Özellikle ülkemize bakıldığında saç ekimi fiyat tarifeleri açısından son derece uygun konumda olduğu gözlemlenebilir. Bunun haricinde konforlu ve hijyenik saç ekimi merkezlerinden de ek ücretsiz olarak fiyat tarifesi sunulabiliyor." ifadelerini kullandı.

"Başka bir kişiden alınan saç kökleri ile saç ekimi yapılmaz"
Başka bir bireyden elde edilen saç kökleri ile saç ekimi yapılabilir düşüncesinin de tamamen yanlış olduğunu belirten Oktay Tüney, "Ekim işlemi özellikle bireyin ense kısmındaki dönorların alınarak ilgili saçsız alana nakil edilmesiyle gerçekleştirilir. Dolaysıyla saç ekimi sadece ilgili bireyin yine kendi doğal saç kökleri üzerinden gerçekleştirilir. Farklı bir bireyden alınan saç kökleri ile gerçekleştirilmesi söz konusu değildir. Gerek duyulması durumunda ayrıca bireyin kol, bacak, göğüs ve hatta sırt kısmındaki kıl köklerinden de ekim işlemi gerçekleştirilebilir." şeklinde sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Köy ve mahalle muhtarları ile tanışma ve istişare toplantısı Bilecik’in Osmaneli İlçesinde Kaymakam Yüksel, köy ve mahalle muhtarları ile tanışma ve istişare toplantısı yaptı. Muhtarlara, yeni görevlerinin hayırlı olmasını dileyen Kaymakam Yüksel Ünal “İlk kez seçimini kazanarak yeni muhtar olan 18 muhtarımıza, yeni seçilen 1 İl Genel Meclis üyemize, eski muhtarlarımız ile İl Genel Meclisü üyelerimize görevlerinde kolaylıklar diliyorum. Yeni muhtarlar ağırlıklı olarak gençlerden oluşuyor. Bir mahallenin sorununu en iyi muhtar bilir. Sizler mahallelerinizde bizlerin gören gözü duyan kulağı olacaksınız. Bu yüzden sizlere büyük işler düşüyor. Sizler seçilerek göreve geldiniz. Ben inanıyorum ki mahallenizi ve köyünüzü en iyi şekilde temsil edeceksiniz. Devletin varoluş amacı vatandaşın rahat, huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamaktır. Sizler de vatandaşların sorunlarını bizlere ve yerel yönetimlere aktarmakla görevlisiniz. Bizler zincirin halkaları gibiyiz. Ekip ruhu ile hep birlikte güzel çalışmalara imza atacağımıza olan inancım tamdır. Bu vesile ile şimdiden sizlere görevinizde başarılar diliyorum” dedi. Osmaneli için hizmet ve yatırımlarına hız kesmeden devam edeceğini belirten yeni Belediye Başkanı Bekir Torun da yerel yönetimde muhtarların önemine değinerek, “Osmaneli’mize nitelikli hizmet sağlarken mahallelerimizin ihtiyaçlarını ve isteklerini tespit etmemiz noktasında muhtarlarımıza büyük görev düşüyor. Bu kapsamda muhtarlarımızla iş birliği içerisinde olmamız, ortak akılla karar almamız hizmetlerimiz açısından önem arz ediyor. Kaymakamımızın düzenlemiş olduğu tanışma kahvaltısına katkı sağlayan kıymetli muhtarlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bu hizmetleri gerçekleştirirken siz kıymetli muhtarlarımızla iş birliği içerisinde olacağız. Şimdiden destekleriniz için teşekkür ediyorum. Cenab-ı Allah birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı nasip etsin. Mahallelerimizin gözü, kulağı olacak siz kıymetli muhtarlarımıza yeni görevinizde başarılar diliyorum. Hayırlı, uğurlu olsun inşallah" dedi. Toplantının sonunda kendini tanıtan mahalle ve köy muhtarları düzenlenen tanışma kahvaltısından dolayı Osmaneli Kaymakamı Yüksel Ünal’a teşekkürlerini sundular.
İstanbul Gülşen 12 Mayıs’ta Volkswagen Arena sahnesinde Türk pop müziğinin yıldız ismi Gülşen, 2 Mayıs’ta İstanbul Volkswagen Arena sahnesinde sevenleri için şarkı seslendirecek. Sahne performansıyla Türkçe pop müziğin zirve isimlerinden Gülşen, unutulmaz performans için 12 Mayıs’ta Volkswagen Arena sahnesine geliyor. Gülşen’in eşsiz sesi ve enerjisiyle dolu muhteşem konserin biletleri Biletinal’da satışa çıktı. 1996 yılındaki ilk albümü "Be Adam" ile müzik sektörüne giriş yapan Gülşen, 2004’te dördüncü albümü “Of... Of... “ ile büyük bir çıkış yakaladı. Bu şarkısıyla Altın Kelebek hem de Kral TV Video Müzik Ödülü kazandı. “Yurtta Aşk Cihanda Aşk” (2006) albümünden sonra satış başarılarını sürdürerek “Beni Durdursan mı?” (2013) albümüyle Türkiye’de yılın en çok satanı oldu. Bunu yılın en çok satan ikinci albümü olan "Bangır Bangır" (2015) takip etti. "Yurtta Aşk Cihanda Aşk", "Bi’ An Gel", "Yeni Biri", "Sözde Ayrılık", "Yatcaz Kalkcaz Ordayım", "Kardan Adam", "İltimas", "Bangır Bangır" ve "Bir İhtimal Biliyorum" şarkılarıyla Türkiye Resmi Listesi’nde haftalarca bir numarada kaldı. Şarkı yazarı kimliğiyle de öne çıkan Gülşen, kendi yazdığı şarkıları da seslendirmeye başladı ve meslektaşları için liste başarıları yakalayan birçok hit şarkı hazırladı. 2015’te YouTube’da en çok izlenen Türk şarkıcı olurken sonraki yıl tek bir video klibi iki yüz milyonun üzerinde izlenen ilk Türk şarkıcı olma unvanına erişti. Bugüne kadar altı Altın Kelebek ve dokuz Kral Türkiye Müzik Ödülü dahil olmak üzere onlarca ödül kazandı.
Erzincan Okuldaki Çiftlik Projesi hayata geçirildi Tarım ve Orman Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile “Okuldaki Çiftlik" projesi başlatıldı. Başlatılan proje ile çocukların tarım, orman, doğa ve doğal yaşam konularında farkındalık oluşturmaları, bilinçlenmeleri, aidiyet duygusu geliştirmeleri ve harekete geçmeleri hedefleniyor. Ülke genelinde 28 ili kapsayan projede her ilde bir okul ve bir sınıf belirlendi. Erzincan’daki proje, Demirkent TOKİ Ortaokulu’nda gerçekleştirildi. Bugün okul bahçesinde projenin ilk aşaması olan meyve fidanlarının dikimi yapıldı. Okul bahçesinde yapılan etkinliğe Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin, Erzincan Milli Eğitim Müdürü Hacı Ömer Kartal, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü teknik ekipleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Ardından şeftali, kayısı, erik, elma gibi meyvelerin fidanları, okul bahçesinde toprakla buluşturuldu, can suyu verildi. Dikilen her ağaca öğrencilerin adı verildi. 5. Sınıf öğrencileri okul hayatları boyunca sahibi oldukları fidanın bakım ve sulama işlerini takip ederken, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de öğrencilere teknik destek sağlayacak. Proje ile ilgili bilgi veren Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin “Bu proje ile çocukların tarım, orman, doğa ve doğal yaşam konularında farkındalık oluşturmaları, bilinçlenmeleri, aidiyet duygusunu geliştirmeleri ve harekete geçmeleri hedeflenmektedir. Demirkent TOKİ Ortaokulu’nda kurulacak sera, kümes ve meyve bahçesinde gerçekleştirilecek uygulamalı eğitimlerle çocuklarımızı üretim süreçlerine dahil edilecek olması bizler için çok kıymetlidir.” diye konuştu.
Tokat Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı Tokat’ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat’ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu’na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat’ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD’ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi. "Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda" Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat’ta gerek Yozgat’ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege’deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar’dan Alp’lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu. "500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı" Tuzcuoğlu, depremin ardından 500’e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi: "Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."