ASAYİŞ - 13 Ekim 2021 Çarşamba 09:47

Öldürdü, yardım çağırdı, taziyesine gitti vicdan yapıp itiraf etti

A
A
A
Öldürdü, yardım çağırdı, taziyesine gitti vicdan yapıp itiraf etti

Adana’da 21 Haziran günü sulama kanalında boğularak hayatını kaybeden 9 yaşındaki çocuğun katili yanındaki 19 yaşındaki genç çıktı

Edinilen bilgiye göre, olay merkez Yüreğir ilçesi Yenidoğan Mahallesinde meydana geldi. Songül Kılıç, 2 yıl önce eşinden boşanarak 9 yaşındaki oğlunu da yanına alıp annesi Ayşe Kılıç’ın yanına yerleşti. Songül Kılıç, bir restoranda bulaşıkçı olarak işe başladı. Berat Coşan Göl (9) olay günü oturdukları apartmanda üst kat komşuları olan 19 yaşındaki Anıl Songürer’le birlikte sulama kanalı kenarına gitti. Göl, sulama kanalında kayboldu. Korkan Anıl Songürer, durumu polise bildirdi. Songürer olay yerine gelen polise Göl’ün sulama kanalına girip daha sonrada kaybolduğun söyledi. Bunun üzerine olay yerine çağrılan su altı ekipleri kanalda arama başlattı. Arama kurtarma çalışmalarına Anıl Songürer’de katıldı olay yerine gelen polislere, "Anıl abi beni kurtar diye bağırdı ben de yardım çağırmaya koştum” diye bilgi verdi. Songürer bir süre sonra evine döndü.

Saat 22:00 sıralarında su altı polisi Berat Coşan Göl’ün cansız bedenini sulama kanalında bularak çıkardı. Göl’ün küçük bedenini polisin kucağında taşıması yürekleri yaktı.

Evladının öldüğünü öğrenen anne Songül Kılıç’ın gözyaşlarına boğularak fenalık geçirdi. Berat Coşan Göl’ün cenazesi Adana Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsisinin ardından yakınları tarafından alınarak Buruk Mezarlığı’nda toprağa verildi. Görgü tanığı olarak ifadesine başvurulan Anıl Songürer, küçük çocuğun suya girdiğini ölümünden haberinin olmadığını belirttikten sonra serbest kaldı. Daha sonra Anıl Songürer, ailesiyle birlikte Songül Kılıç’a taziye ziyaretinde bulunarak anneye başsağlığı diledi. Ancak anne Kılıç, oğlunun kendisinden habersiz sulama kanalına gitmeyeceğini kanala girmeyeceğini düşünerek şikayetçi oldu. Şikayet üzerine Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri harekete geçti. Polis geriye dönük güvenlik kamerası incelemeye başladı. Bu arada polis Göl’ün ’n son Songürer ile birlikte kanala doğru gittiğini tespit etti. Polis Songürer’i gözaltına alarak ifadesine başvurdu. Songürer önce inkar etse de daha sonra vicdan azabı çekmesi üzerine polise olayı itiraf etti.

Olaydan yaklaşık 4 ay önce ailesiyle birlikte 1’inci katta oturan Berat Coşan Göl’ün apartmanına taşındıklarını söyleyen Anıl Songürer, “Annesi ve annesiyle birlikte oturan Berat Coşan Göl ile bir arkadaşlığım yoktur. Berat, taşındığımız günden beri beni gördüğünde küfür ederdi. Olay günü apartmanın bahçesine dikerek yetiştirdiğim biberleri sanki kendisi yetiştirmiş gibi kopartarak yedi. Çok sinirlendim ama kendisine bir şey demedim. Bu esnada kanal kenarına nane toplamaya gidecektim. Kendisine ‘Sende gelecek misin?’ diye sordum. Oda bana ‘Kanala da gireceğiz o zaman’ dedi. Daha sonra Berat’la kanal kenarına gittik. Berat, üzerini çıkarmadan akan suya girdi. Elleriyle betonu tutuyordu. Başı ve elleri hariç vücudunun tamamı suyun içerisindeydi” dedi.

Anıl Songürer, şöyle devam etti:

“Ben suya girmediğim için bana laf attı bende sinirlendim. Berat’ın elleriyle betona tuttuğu yere gidip çömeldim. Her iki elimle Berat’ın ellerine dokunarak betonu bırakmasını sağladım. Berat, bir müddet suyun üzerinde çırpındı. Çırpınırken ‘Anıl ağabey beni kurtar’ diye bağırdı. Panikledim. Çocuk çırpınarak suya gömüldü. Kortum ve yardım çağırdım. Daha sonra arama kurtarma çalışmalarına katıldım. İlk ifademde gerçekte hiç olmayan ‘Kaan’ adında birisini uydurdum. Berat’ın yüzme bilmediğini biliyordum. Ben yüzme biliyorum ama kanalda hiç yüzmedim. Berat’ın ölümüne sebep olduğum için pişmanlık yaşamaya başladım. Vicdan azabı çektiğim için itirafta bulundum. Berat’ın bana küfretmesi sinirlerimi bozuyordu. O günde bana hakaret edince eline dokunup betonu bırakmasını sağladım. Berat’ı öldürmek için davet etmedim. Hakaret etmeseydi yüzüp nane topladıktan sonra eve dönecektik” diye suçunu itiraf etti. Anıl Songürer, ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.

“Oğlum Anıl abi beni kurtar demiş”

Acılı Songül Kılıç, “Olaydan 4 gün sonra kendime geldiğimde içimde bir kuşku oluştu. Karakola gidip şikayetçi oldum. Oğlum bahçede oynarken alıp götürmüş. Demiş ki ‘gel seni sulama kanalına götüreyim ve orada kafanı soğuk suya gömeyim ki kendine gelirsin’. Daha sonra bunlar evi terk edip gittiler. Oğlumu onun öldürdüğü ortaya çıktı. Geçen gün bana karakoldan telefon geldi, oğlumun katili Anıl’mış. Oğlumu suyun içerisine katmış ve ellerini bıraktırmış. Oğlum bağırmış “Anıl abi beni kurtar” diye ama kurtarmamış. Bir insan hayvana bu kadar merhametliyken bunu bir insana yapmış. İfadesinde demiş ki ‘Berat bana küfür etti onun için ondan gıcık aldım ve onu sulama kanalına götürüp bıraktım’. 3 aydır ben zaten ölüyüm. Berat benim boğazımda ki son nefesim, oğlum, her şeyimdi. Ben oğlumu babasız büyütüyordum zaten. Babası oğlumu bırakıp gittiğinde 7 yaşındaydı. Oğlumun mevlidine gelip utanmadan başsağlığı dilediler. Babasıyla gelip başköşede otururdular daha sonra kendisi, annesi ve babası gelip başın sağ olsun dediler. Bana bu dünya da cehennemi yaşattılar, dilerim iki cihanda cehennemi yaşarlar” diyerek gözyaşlarına boğuldu.

Fatih Keçe - Serkan Çetinkaya
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya ALKÜ’de Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nin (ALKÜ) gurur günü olan “Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni” eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın katılımıyla yapıldı. Akdağ, “Daha ileriye gitmemiz gerekiyorsa ezber bozmamız gerekiyor. Yeni yöntemlerle ezber bozarak devam etmemiz gerekiyor” dedi. Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni bilim dünyasına büyük katkılarıyla bilinen Yazar Alev Alatlı’nın isminin verildiği konferans salonunun kurdele kesimiyle başladı. Salonun açılış kurdelesini eski Bakan Recep Akdağ, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan ile protokol heyeti kesti. Açılışın ardından heyet, Alev Alatlı Konferans Salonu’ndaki törene katıldı. “Daha ileriye gitmemiz için ezber bozmamız gerekiyor” Törenin onur konuğu 58, 59, 60, 61 ve 65. hükümetlerde Sağlık Bakanlığı görevini yürüten Recep Akdağ konuşmasında böyle bir törene katılmaktan gurur duyduğunu dile getirdi. Antalya ve Alanya’nın bir Selçuklu kenti olduğunu vurgulayan Akdağ, kadim Selçuklu Devleti’nin hatırasını yaşatmanın da büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti. ALKÜ’nün kısa sürede gelişmiş bir üniversite haline geldiğini söyleyen Akdağ, "Bu kıymetli salonumuza değerli yazarımız Alev Alatlı’nın isminin verilmesi hepimizi gururlandırdı. Bilimsel alanda ileriye gitmemiz için akademisyenlerimizin büyük bir önemi var. Daha ileriye gitmemiz gerekiyorsa ezber bozmamız gerekiyor. Yeni yöntemlerle ezber bozarak devam etmemiz gerekiyor. Uzun süre yaptığım bakanlık görevinde yeni uygulamalarla ezber bozarak ülkemize sağlık alanında büyük gelişmeler yaşattık. Bugün burada 115 öğretim üyemizin yeni cübbelerini giyecek olması inanılmaz mutluluk verici bir olay. Bu törende giyilen her cübbenin arkasında annelerin, babaların, eşlerin ve çocukların büyük emeklerinin olduğuna ben bizzat şahidim. Cübbelerini giyen akademisyenlerimize başarılar diler; törenin üniversitemize, ülkemize ve bilim dünyasına hayırlı olmasını dilerim” dedi. “ALKÜ olarak nice başarılara şahit olacağız” Rektör Türkdoğan konuşmasında törenin yapıldığı konferans salonunun düşünce dünyasına ışık tutan mütefekkir yazar Alev Alatlı’nın isminin verildiği bir gün olduğunu vurguladı. ALKÜ Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni’nin büyük bir gurur günü olduğunu söyleyen Rektör Türkdoğan, “Bilime katkı sağlayan 115 akademisyenimizin yükselmelerinin heyecanına şahit oluyoruz. Ülkemizin kalkınması için bilimin ışığında yetişen akademisyenlerimizin yetişmesi kolay olmuyor. Bir akademisyen zamanının çoğunu ailesinden, çocuklarından feragat ederek bilime ayırıyor. ALKÜ çok daha büyük bir üniversite olacak ve nice başarıları hep birlikte kutlayacağız. Bu onurlu başarıyı bizlere yaşatan ailelere ve değerli akademisyenlerimize yürekten teşekkür ediyorum” dedi. Rektör Türkdoğan, Piri Reis tarafından çizilen Alanya ve Alanya Kalesi’nin tablosunu eski Bakan Akdağ’a hediye etti. 115 akademisyen yeni cübbelerini giydi Konuşmaların ardından ALKÜ’lü akademisyenler atama ve yükselme ile yeni cübbelerini giydi. ALKÜ’de 22 profesör, 50 doçent, 43 doktor öğretim üyesi olmak üzere toplamda 115 öğretim üyesi atama ve yükselme ile yeni ünvanlarına erişti. Bunun yanında 15 akademisyene akademik başarı ödülü, 5 akademisyene de tanınırlık ödülü takdim edildi. Öte yandan emekli olan bir akademisyen ve bir idari personele teşekkür plaketi verildi. Unvanlarına kavuşan akademisyenlere cübbelerini eski Bakan Akdağ, Rektör Türkdoğan, protokol üyeleri ve akademisyenlerin aileleri giydirdi. Törenin devamında ALKÜ’nün kuruluşunun 9’uncu yılı dolayısıyla pasta kesimi yapıldı. Akademik Atama, Yükseltme ve Ödül Töreni, toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. Törene eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yanısıra Alanya Kaymakamı Dr. Fatih Ürkmezer, Alanya Belediye Başkan Yardımcısı Abdullah Akbaş, ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, Alanya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Güner, Almanya Federal Cumhuriyeti Antalya Konsolosu Martin Tscherner, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Kılıç, Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, Prof. Dr. Mehmet Akın, Alanya İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Hüseyin Direk, Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Yılmaz Güler, ALKÜ Genel Sekreteri Dr. Sinan Kartal, akademisyenler ve aileleri katıldı.