ASAYİŞ - 21 Şubat 2017 Salı 13:47

Öldürülen Ahmet’i babası gözyaşlarıyla anlattı

A
A
A
Öldürülen Ahmet’i babası gözyaşlarıyla anlattı

İzmir’de bir haftadır kayıp olan ve üvey babası tarafından öldürüldüğü ortaya çıkan lise öğrencisi Ahmet Coşkun’un, öz babası gözyaşları içinde oğlunu anlattı.

İzmir'in Menemen İlçesi'nde, 15 yaşındaki lise öğrencisi Ahmet Coşkun’un öz babası Mustafa Ali Coşkun oğlunun nasıl katledildiğine anlam veremediğini belirtti. Eşinden 200 yılında ayrılan Mustafa Ali Coşkun, oğlu Ahmet’e annesi Elif M. tarafından kendisi ile görüşmemesi için sürekli baskı yapıldığını anlattı. “Baban seni kaçıracak, kötülük yapacak siye sürekli hipnotize ediyordu. Benimle görüşmemesi için her şeyi yapıyordu” dedi.

“Cinayeti benim üstüme yıkmak istediler”

Oğlunu en son bir sene önce gördüğünü belirten acılı baba, “Oğluma baskı yapıldığı için ağlıyordu, benimle görüşmek istemedi. Acaba bu olayı benim üzerime mi yıkmak istediler. Sürekli herkese seni ‘baban kaçıracak’ diye korkutuyordu. Öyle diyerek ne yapmak istediler acaba, benim üstüme, yıkmak istediler. Bunları ben bilmiyorum, inşallah adalet bulur ve cezalarını en iyi şekilde verir. Benim çocuğum geri gelmez ama acımı hafifletir” dedi.

“Oğlumun iyiliği için her şeye razıydım, görüşmüyordum”

Oğlu üzüldüğü için görüşmek için ısrarcı olmadığını anlatan baba Coşkun, “Çocuğum ağlayınca, ‘Ben seni iyiliğin, derdin, tasanı paylaşmak için görüşmek istiyorum. Sen istemedikten sonra ben her şeye razıyım. Ama sen ne zaman istersen ama 18, ama 20 sen iyi ol yeter ki sen ne zaman istersen ben o zaman görüşürüm. Sorun değil benim için, ben senin için her şeye katlanırım’ dedim. Bu ölümden öte her şeye razıydım ben. İsterse devlete versinler, isterse hiç göstermesinler. her şeye razıydım. Ama bu cinayeti aklım almıyor, tek buna razı değildim. Bunu da nasıl gerçekleştirdiler, bu zulmü nasıl yaptılar, bu caniliği nasıl işlediler bilmiyorum” diye konuştu.

Oğlunu en son bir sene önce gören Coşkun, oğlunun annesi tarafından baskı görmesi ve ağlayarak görüşmek istememesi üzerine kabullendiğini söyledi.

“Keşke bana verselerdi”

2011’de nafaka davası olduğunda çocuğunun velayetini üstüne almak isteyen baba Coşkun, kendisine verilmediğini belirterek, “Kolay değil, kim kabullenebilir ki. Çok zor, Allah kimsenin başına vermesin. Belki şiddet uygulamıyordur ama kaçtığında ağladığından hissediyordum. Deseydi ki al çocuğu bak bir telefon kelime yeter, benim için” dedi.

Oğlunu gözyaşlarıyla anlattı

Oğlunun ölüm haberi gelene kadar hep kaybolduğunu ve geri geleceğini düşündüğünü belirten acılı baba gözyaşları içinde, “Ahmet süper bir çocuktu. Tek dersleri için çalışıyordu. Okulunda müdürüyle görüştüğümde hep sürekli dereceler elde ettiğini söylerlerdi. Gölgesinden çekinen bir çocuktu, kimseye zarar vermezdi. Melek gibi çocuktu. Nasıl katlettiler, bunun şokundayım ben. Aklıma hiç böyle bir şey gelmedi. Ben öldüğünü duyana kadar hep kaçırıldığını düşündüm, bulunacak diyordum. Katledecekleri hiç aklıma gelmedi. Kabullenmek zor ama mecburum” dedi.

ABDÜLAZİZ BAYDİLLİ-MİHRAP DÜZÖZ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki deprem anı güvenlik kamerasında Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından, Tokat Sulusaray ilçesi Belediye Başkanı Davut Kılıç, ilçede herhangi bir olumsuz durumun bulunmadığını söyledi. Öte yandan deprem anı güvenlik kameralarına yansıdı. AFAD tarafından açıklanan bilgilere göre, saat 01.06’da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 9,97 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntı Sivas ve Yozgat illerinden de hissedildi. Depremi hisseden vatandaşlar büyük bir panik yaşayarak kendilerini dışarı attı. Deprem anı iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansırken Tokat Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, açıklamalarda bulundu. Başkan Kılıç, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun olmadığını fakat dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Yıkılan, hasarlı bir bina yok” Kılıç, ilçede yıkılan ve hasarlı bir binanın olmadığını ifade ederek, “Saat 01.06’da Sulusaray ilçe merkezli 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yok. Yıkılan, hasarlı bir bina yok. Herhangi bir can kaybı ve yaralanma da yok. Köylerimizde de sorun yok. Özellikle vatandaşlarımız bu gece, dikkatli, uyanık olmasını ve mümkünse bu geceyi dışarda geçirmeleri önemli. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda anons yaparak uyarıyoruz. Deprem ülkemizin gerçeği. İlçemiz de Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede bulunuyor. Hepimize geçmiş olsun” dedi. Vatandaşlar ise depremi hisseder hissetmez kendilerini evden dışarı attıklarını belirtti.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için toplandı İstanbul’da yüzlerce taksici Sarıyer’de gasp edilip öldürülen meslektaşları Yaşar Yanikyürek için bir araya geldi. İstanbul’un çeşitli noktalarında bir araya gelen taksicilerin katılımıyla, yol kenarında ölüme terk edilen Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine getirildi. İstanbul’da taksisine aldığı yabancı uyruklu iki şahıs tarafından öldürülüp Sarıyer’de yol kenarına atılan Yaşar Yanıkyürek için yüzlerce meslektaşı bir araya geldi. İstanbul’un farklı noktalarında toplanan taksiciler bir araya gelerek Yaşar Yanıkyürek’in cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na getirilmesine eşlik etti. Farklı noktalarda toplanan taksiciler Beyoğlu’nda bir araya gelerek konvoy halinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na hareket etti. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri aldı. Zincirlikuyu Mezarlığı önünde toplanan taksiciler burada basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün 14.30 sularında Anadolu Yakası’ndan aldığı yolcu ile Avrupa Yakası Sarıyer Tarabya, bizim Madenler dediğimiz bölgede yabancı yolcusu tarafından katledilen Yaşar Yanıkyürek abi için bütün meslektaşları olarak, arkadaşları olarak buradayız. Cenazemizi yalnız bırakmadık. Bu bizim ilk cenazemiz değil, görünene göre son cenazemiz de olmayacak. İki üç ay önce İzmir’de Oğuz Erge kardeşimiz, yaklaşık 9-10 ay önce Yıldıztabya, Gaziosmanpaşa’da Samet Kubiloğlu kardeşimiz, ondan 1 sene öncesine kadar Aydın Altun abimiz, bu ne ilk ne de son. Biz bir an önce yetkililerden taksicilerin can ve mal güvenliği için ivedi bir şekilde çalışma yapmalarını arzu ediyoruz. Bugün Yaşar abi için buradayız, cenazemizi gasilhaneye teslim ettik. Yarın Feriköy Mezarlığında öğle namazına müteakip defnedip son görevimizi yerine getireceğiz ama bunun son olup olmadığını bilmiyoruz. Ne yazık ki evden helalleşerek çıkıyoruz. Bir an önce yetkililerden, kabinli araç ya da başka bir çözüm bekliyoruz. Buna yetkililer, İstanbul’da taksiyi yönlendiren UKOME kurulu karar verecek. Bizler dernekler olarak, daha önce büyükşehir belediyesine bunun müracaatını yaptık. Bu ilk değil son değil. Biz helalleşerek çalışmak istemiyoruz. Bizler huzur, güven içinde çalışmak istiyoruz. Bizler STK’lar olarak sizler için her şeyi yapıyoruz. Bu işin hızlanması için sizlerin de bir an önce müracaatta bulunmanız gerekmektedir. Lütfen bizim sesimizi artık duyun. Lütfen bizi ciddiye alın" ifadelerini kullandı. "Azrailimizi yanımızda taşıyoruz" Ölümlerin artık son bulması için yetkililerin önlem almasını isteyen ve evden helalleşerek çıkıyoruz diye belirten Deniz Dündar, "Bugün bu, yarın bir başkası, kimi taşıdığımızı bilmiyoruz. Azrailini yanında taşıyan bir meslek grubu haline geldik. Bütün yetkililere, özellikle taksici dostu cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu çığlığımızı, bu haykırışımızı duyun” şeklinde konuştu.