KÜLTÜR SANAT - 29 Mart 2021 Pazartesi 09:28

Osmanlı Devleti'ne ait en eski eser: Mihalgazi'nin kılıcı

A
A
A
Osmanlı Devleti'ne ait en eski eser: Mihalgazi'nin kılıcı

Osmanlı Devleti'ne ait en eski eser olarak kayıt altına alınan yaklaşık 700 yıllık Mihalgazi’ye ait kılıç Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı’nda sergileniyor. Tarihi kılıç hakkında bilgi veren Müze Müdürü Albay Ömer Faruk Arslan, “Dövme demirden yapılmış yaklaşık 1 kilo 100 gram ağırlığında, Osmanlı tarihi açısından bizim için bu kılıç çok önem arz etmektedir” dedi.

Osmanlı Devleti'ne ait en eski eser olarak Orhan Gazi'nin miğferi bilinirken, Milli Savunma Bakanlığı’nca yapılan envanter güncelleme çalışmalarıyla Mihalgazi'ye ait kılıç, Osmanlı Devleti'ne ait en eski eser olarak kayıt altına alınmıştı. Yaklaşık 700 yıllık olduğu belirtilen kılıç, Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı’nda sergileniyor. 55 bine yakın objenin bulunduğu müzede Türk tarihine ait birçok eser yer alıyor. Harbiye Askeri Müze Müdürü Albay Ömer Faruk Arslan da müze ve Mihalgazi’ye ait 700 yıllık kılıç hakkında bilgi verdi. Öte yandan pandemi döneminde ziyaretçilere kapalı olan alan, müzenin internet sitesi üzerinden sanal ortamda da gezilebiliyor.

Osmanlı Devleti'ne ait en eski eser: Mihalgazi'nin kılıcı

“Osmanlı tarihi açısından bizim için bu kılıç çok önem arz etmektedir”

Osmanlı Devleti'ne ait bilinen en eski eser olarak kayıtlara geçen kılıçla ilgili bilgi veren Harbiye Askeri Müze Müdürü Albay Ömer Faruk Arslan, “Askeri müzede yaklaşık 55 bine yakın obje bulunmakta. Sürekli olarak kendimizi güncelliyoruz. Osmanlı Devleti’ne ait en eski eser olarak kayıtlara geçen Köse Mihal diğer adıyla Abdullah Mihalgazi’ye ait kılıç olarak envanter kayıtlarımıza girmiş durumda. En eski Orhan Gazi’ye ait miğferdi ancak yaptığımız envanter güncelleme çalışmaları sırasında bir kılıç tespit ettik. Bu kılıç Osman Gazi’nin silah arkadaşı olan ve bütün akınlara katılan Köse Mihal, daha sonra da Müslümanlığı seçen Mihalgazi’ye ait olan kılıç olarak kayıtlara geçti. Bizans tekfuru kendisi, daha sonra Müslümanlığı seçiyor. Çok ilginçtir ki Osman Gazi’nin tüm akınlarına seferlerine vefat edene kadar devam ediyor. Bu yüzden bu kılıç çok önem arz etmektedir Osmanlı tarihi açısından bizim için. Yaklaşık 700 yıllık bir kılıçla karşı karşıyayız. Birbirinden değerli o kadar çok eserimiz var ki, İstanbul’un fethi sırasında Haliç’e gerilen zincir, Orhan Gazi’nin miğferi, Yavuz Sultan Selim’in kılıcı, Kanuni Sultan Süleyman’ın kılıcı daha niceleri askeri müzemizde ziyaretçilerle buluşuyor” dedi

Osmanlı Devleti'ne ait en eski eser: Mihalgazi'nin kılıcı

“Yavuz Sultan Selim’in ve Kanuni Sultan Süleyman’ın kılıcı daha niceleri”

Müzede bulunan eserlerle ilgili bilgi veren Arslan, “O kadar büyük bir tarihi mirasa, geçmişe sahibiz ki her yeni eser bizi bir kez daha heyecanlandırıyor. Tespitlerimizi yaparken büyük bir heyecan duyuyoruz. Çünkü bu eserleri Türk milletine sunmaktan gurur duyuyoruz. Çanakkale ile ilgili de müzemizde eserler mevcut. Özellikle kara ve deniz savaşlarıyla ilgili, Hüseyin Avni Bey’in kanlı üniforması, deniz muharebelerindeki İngiliz ve Fransızlara ait gemi bandıraları müzemizde ziyaretçilerle buluşmaya devam ediyor. 1389 yılındaki Kosova Meydan Muharebesi’nde kullanılan sancak askeri müzemizde. Bizans’a ait eserlerimiz mevcut, Bizans’a ait bir bandıra, kılıcımız bunlar da yer almakta. Bir sanal müzemiz var bütün ziyaretçilerimiz bu pandemi döneminde ziyarete kapalı olduğu dönemde isterlerse müzemizi sanal ortamda çok rahat bir şekilde ziyaret edebilirler. Kılıç dövme demirden yapılmış yaklaşık 1 kilo 100 gram ağırlığında bir kılıçla karşılaştık. Üzerinde bir küçük ayrıntıyı yakalamaya çalıştık ama baya eski olduğu için onu çözümlemede zorlandık. Kılıcın tipolojik yapısına baktığımızda Osmanlı yapısı o döneme ait bit kılıç olduğunu ortaya koydu” diye konuştu.

Osmanlı Devleti'ne ait en eski eser: Mihalgazi'nin kılıcı

Bizans İmparatorluğu'nun Harmankaya Tekfurluğunu yürüten önceki adı Mikhael Kosses olan Mihalgazi’nin Osman Gazi'ye bağlı Eskişehir Beyi ile yaptığı savaşta esir düşmesi sonrası yiğitliği ve kahramanlığı sebebiyle Osman Gazi tarafından affedildiği ifade ediliyor. Yıllar içinde Osman Gazi ile dostluk kurarak Müslüman olup 'Abdullah' adını alan Mihalgazi, Osmanlı Devleti'nin ilk yıllardaki ilerleme ve gelişiminde önemli katkıları olduğu belirtiliyor.

Hasibe Karadağ - Alper Suat Tutaşı
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Valerie Garnier: "Hayali gerçekleştirebiliyor olmak muhteşem bir sezonu özetliyor" Sezonu 4 kupa ile tamamlayan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı’nda Başantrenör Valerie Garnier, "Çok fazla hayalimiz vardı sezona başlarken, bu hayali gerçekleştirebiliyor olmak muhteşem bir sezonu özetliyor. Mükemmel bir sezon diyebiliriz. Aslında çok kısa bir süre vardı önümüzde hem birbirimizi tanıma hem de takımı olabildiğince yüksek noktaya getirmek için. Adım adım gittik. Bu noktada hep beraber hareket ettik" dedi. 2023-2024 sezonunda Avrupa’da üst üste ikinci kez Euroleague kupasını kazanarak bir ilke imza atan Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı, sezon başında müzesine götürdüğü FIBA Süper Kupa ile birlikte Türkiye Kupası ve Kadınlar Basketbol Süper Ligi’nde de mutlu sona ulaştı. Sarı-lacivertli sporcular ve teknik heyet, Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda yer alan Fenerbahçe Basketbol Müzesi’nde medya mensuplarıyla bir araya geldi. Sezon başında şampiyon bir takıma geldiğini ve hedefler doğrultusunda birlikte çalıştıklarını belirten Başantrenör Valerie Garnier, “Çok fazla hayalimiz vardı sezona başlarken, bu hayali gerçekleştirebiliyor olmak muhteşem bir sezonu özetliyor. Mükemmel bir sezon diyebiliriz. Aslında çok kısa bir süre vardı önümüzde hem birbirimizi tanıma hem de takımı olabildiğince yüksek noktaya getirmek için. Adım adım gittik. Bu noktada hep beraber hareket ettik. Burada bir takım vardı ve bu takımı ben kurmamıştım. Dolayısıyla hedefler doğrultusunda hep beraber çalıştık. Çok iyi bir takımımız vardı. Hedeflere ulaşmak için takım halinde hareket etmemiz gerektiğini söyledik. Takıma da hakkını vermek lazım. Hiçbir zaman onları ekstra motive etmeme gerek kalmadı” ifadelerini kullandı. “Fenerbahçe’ye sadece kazanmak için gelirsiniz" 2018-2019 sezonunda Fenerbahçe’de başantrenörlük görevi yapmasının bu sezon kendisine yardımcı olduğunu vurgulayan Varnier, "Bu durum biraz yardımcı oldu. Yeri geldiğinde tanıdık yüzlerle karşılaştım. Fenerbahçe dokusunu biliyordum. Buraya gelirken nereye geldiğinizin farkında olmanız gerekiyor. Buraya sadece kazanmak için gelirsiniz. Fenerbahçe çok büyük bir aile, buraya tekrardan geldiğimde kimse beni unutmamıştı. Aslında ben aileme geri katılmış gibi oldum” diye konuştu. "Kariyerimdeki en özel sezonum" Fransız antrenör, kazanılan şampiyonlukların ardından kariyerinde çok önemli bir sezonu geride bıraktığını belirterek, "Gerçekten çok nadir olur tüm kupaları kazanmak. Bir antrenör sezona başlarken bütün alanlarda şampiyonluk hedefler. Bu şampiyonluklar gerçekleştiğinde de uyandığımızda gerçek mi diye kontrol ederiz. Hala o anın akışındayız. Belki biraz daha vakte ihtiyacımız var her şeyi tam anlamıyla idrak etmek için” değerlendirmesinde bulundu. Varnier, Fenerbahçe’deyken her sezon şampiyonlukları tekrarlamaları gerektiğinin de altını çizerek, "Gelecek sezon bizim adımıza zor geçecek. Fenerbahçe’deyseniz bu başarıları tekrardan kazanmanın bilincindesinizdir. Zor bir sezon olacak. Tek başımıza değiliz, ciddi rakiplerimiz var” dedi. "Türk basketbolu Avrupa’nın en iyi liglerden biri" Avrupa’nın önemli organizasyonlarında Türk takımlarının final oynaması üzerine ise Varnier, "Türk basketbolunun var olduğunu ve gerçekten Avrupa’nın en iyi liglerden biri olduğunu gösterir. Böyle bir sezon geçirdikten sonra devamlılığı tercih etmek gerekir tabii ki bazı değişiklikler yaparak" diyerek sözlerini noktaladı. Medya günü, ‘Dünyanın En Büyük Spor Kulübü’ pankartı ile çekilen fotoğraf ile sona erdi.
Kocaeli Define ararken mağarada ölen baba ile oğlu toprağa verildi Bursa’nın İznik ilçesinde mağarada kaçak define kazısı yaptıkları esnada jeneratörden sızan gazdan zehirlenerek hayatını kaybeden baba ve oğlu Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde toprağa verildi. Edinilen bilgiye göre, Kocaeli’nin Gölcük ilçesinden yola çıkan Tevfik Özdemir (68), oğlu Okan Özdemir (42) ve arkadaşları İbrahim Ergün (38), define aramak için 2 gün önce Bursa’nın İznik ilçesine gitti. Gürmüzlü Mahallesi’nde kahvehanede çay içip etraftakilerle sohbet eden Tevfik ve Okan Özdemir ile İbrahim Ergün gecenin ilerleyen saatlerinde Karadere mevkiinde giderek mağarada kaçak kazı çalışması gerçekleştirdi. Tevfik ve Okan Özdemir ile İbrahim Ergün’den uzun süre haber alamayan yakınları endişe içinde durumu Mahalle Muhtarı Zeynel Çetin’e iletti. Çetin ise olayı 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Bunun üzerine İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğü, Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Jandarma ve sağlık ekipleri harekete geçti. Daha önce bölgede kaçak kazı yapılan bölgelere yoğunlaşan ekipler, mağara girişinde Teyfik Özdemir’in cansız bedeniyle karşılaştı. Jandarma iz sürme -arama köpekleri ‘Meftun’ ve ‘Damga’ ile mağara içerisinde yapılan aramada Okan Özdemirile İbrahim Ergün’ün cansız bedenlerine de ulaşıldı. Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timi tarafından cenazeler mağaradan çıkarıldı. Baba ve oğlunun cenazesi Kocaeli’nin Gölcük ilçesine getirildi Tevfik ve Okan Özdemir ile İbrahim Ergün’ün cansız bedenleri savcı ve ekiplerin incelemesinin ardından Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Baba, oğul ve arkadaşları jeneratörden mağara içine sızan karbondioksit gazından zehirlenerek hayatını kaybettiği belirlendi. Otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edilen baba ve oğlunun cenazesi Kocaeli’nin Gölcük ilçesine getirildi. Baba ve oğlunun Kavaklı Mahallesi Kavaklı Sanayi Camii’nde öğle namazına müteakip cenaze namazı kılındı. Cenaze namazına Özdemir’in yakınları, sevenleri ve Gölcük Belediye Başkanı Ali Yıldırım Sezer katıldı. Cenaze namazının ardından baba ve oğlun cenazeleri İhsaniye Mezarlığına defnedildi. Öte yandan, Tevfik Özdemir’in emekli olduğu, Okan Özdemir’in ise bir dönerci dükkanında kurye olarak çalıştığı öğrenildi. Gürmüzlü Mahallesi’ne 6 kilometre uzaklıktaki Elbeyli Mahallesi’nde, 5 yıl önce aynı tarihte yapılan kaçak kazı sırasında 1 kişi hayatını kaybettiği 6 kişi de kurtarıldığı ortaya çıkmıştı.
Adana Adana’da açık saha tesislerinin toplu açılışı düzenlendi Adana’da Gençlik ve Spor Bakanlığı ile AB FRIT II Fonu bünyesinde Alman Kalkınma Bankası (KFW) yürütücülüğünde gerçekleştirilen proje çerçevesinde 12 ilde 22 tesisi içeren projelerin eş zamanlı açılışı yapıldı. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile AB FRIT II Fonu bünyesinde Alman Kalkınma Bankası (KFW) yürütücülüğünde gerçekleştirilen proje çerçevesinde Adana, Adıyaman, Batman, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Mardin, Mersin, Osmaniye, Şanlıurfa olmak üzere 12 ilde 22 tesisi içeren projelerin eş zamanlı açılışı yapıldı. Bu kapsamda Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkilileri ile AB Türkiye Delegasyonu ve Alman Kalkınma Bankası üst düzey yetkililerinin katılımıyla Çukurova ilçesindeki 100. Yıl Mahallesi’ne inşa edilen açık saha tesislerinin açılış töreni düzenlendi. “Tüm gençlere hizmet verecek” Törende konuşan Vali Köşger, "Adana’nın en güzel noktasında, gençlerimiz, geleceğimiz, istikbalimiz, evlatlarımıza yönelik çok güzel bir faaliyet için bir aradayız. Çukurova hızla gelişen bir bölge. Ancak şuana kadar burada bir spor stadyumu, bir futbol sahası mevcut değildi. Avrupa Birliği’nin, Alman Kalkınma Bankası’nın katkılarıyla, bakanlığımız ve hükümetimizin çalışmalarıyla burada bu hizmet gerçekleştirildi. Bölgemizde bir türlü istikrar gerçekleşmiyor ve ülkemizin etrafında, her tarafta sıkıntılı durumlar var. Kendi ülkesinde can güvenliği kalmayan çok sayıda komşumuzu da misafir ediyoruz. Burası ülkemiz gençlerine hizmet ettiği gibi onların da hizmetinde olacak. Türkiye kendi gençliğine yetişmeye çalışırken, onların ihtiyaç duyduğu spor alt yapısını gerçekleştirmeye çalışırken bir taraftan da ülkemize dışarıdan gelen gençlerimiz var. Buna yetişmekte zorlanıyoruz. AB bu anlamda devreye girdi ve bu tesislerin yapılmasında imkan sağladı. Onlara teşekkür ediyoruz, gençlerimize de hayırlı, uğurlu olsun diyoruz" dedi. Konuşmaların ardından, Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi folklor ekibi halk oyunları gösterisi sundu. Daha sonra protokol üyeleri hazırlanan platformda butona basıp açık saha tesislerinin açılışını gerçekleştirdi. Gençler, çok sayıda spor dalına yönelik etkinlik alanlarının oluşturulduğu tesiste gönüllerince spor yapıp, sosyalleşme imkanı buldu.
Bitlis Bitlis’te ‘yayla muzu’ uçkunun fiyatı, ‘Anamur muzunu’ üçe katladı Bitlis’in Tatvan ilçesinde doğal olarak yetişen ve ‘yayla muzu’ olarak da adlandırılan uçkun, 150 TL’lik fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüksek kesimlerinde doğal olarak yetişen ve yöre halkı tarafından ışkın veya yayla muzu adıyla bilinen ve sevilerek tüketilen ekşimsi uçkun bitkisi, Tatvan’da satışa sunulmaya başlandı. Dağların yüksek zirveleri ve eteklerinden büyük zorluklarla toplanarak tezgâhlarda kilosu 150 TL’den satılan bitki, kent merkezinde çoğu insanın da başlıca geçim kaynağı oldu. Vatandaşlar binbir zorlukla topladıkları uçkunları torbalarla getirdikleri şehir merkezindeki ana caddelerde satışa sunarak aile bütçelerine katkıda bulunuyor. Bölge insanı tarafından büyük bir beğeniyle tüketilen bitkinin, özellikle sarılık, tansiyon, mide rahatsızlıkları ve diyabet gibi hastalıklara iyi geldiği iddia ediliyor. Vatandaşlar, binbir zorlukla toplayarak kilosunu 150 TL’den satışa sundukları yayla muzu, fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Hizan yaylalarında topladıkları yayla muzunun şeker, tansiyon gibi hastalıklara ilaç olduğunu iddia eden Ercan Sepet isimli satıcı, “Yayla muzunu nisan ayında toplamaya başlıyoruz. Bu bitkinin yaklaşık 1 ay gibi bir ömrü var. Yılda bir kez çıkıyor, bizler de ekmeğimizi yayla muzunu satarak kazanıyoruz” dedi. Bir kış boyunca yayla muzunun çıkmasını beklediklerini söyleyen Oğuz Uçak da, “Her derde deva olan yayla muzunu herkese tavsiye ediyorum. Bir kış bu bitkinin çıkmasını bekledim. Ekşimsi bir tadı olduğu için de ayrı bir aroma veriyor” ifadelerini kullandı.