EKONOMİ - 04 Temmuz 2022 Pazartesi 14:10

Otomobil ve hafif ticari araç satışları yüzde 9,3 geriledi

A
A
A
Otomobil ve hafif ticari araç satışları yüzde 9,3 geriledi

Yılın ilk yarısında Türkiye’de otomobil ve hafif ticari araç satışları 2021’in aynı dönemine göre yüzde 9,3 azalarak 357 bin 904 olarak gerçekleşti.

Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2022 yılı Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9,3 oranında azalarak 357 bin 904 adet olarak gerçekleşti. Otomobil satışları 2022 yılı Ocak - Haziran döneminde geçen yıla göre yüzde 10,3 azalarak 278 bin 282, hafif ticari araç pazarı ise yüzde 5,6 azalarak 79 bin 622 adet olarak gerçekleşti.

Aylık bazda ise Haziran ayında yüzde 1’lik artış görüldü. Bu artışla Haziran ayında 80 bin 652 adet satılmış oldu. Bu rakam 10 yıllık Haziran ayı ortalaması rekoru kırıldı.
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) 2022 yılının ilk altı ayına ilişkin "Otomobil ve Hafif Ticari Araç Pazar Değerlendirme Raporu"nu yayınladı. Yayınlanan raporda satılan otomobillerin yüzde 77,8'inin otomatik şanzımanlı, yüzde 22,2'sini manuel şanzımanlı otomobiller olduğu görüldü.

Özel tüketim vergi dilimlerine ve motor tiplerine göre incelendiğinde satışların yüzde 83'ü benzin/dizel motor tipinde ve yüzde 80'lik vergi diliminde, yüzde 7,2'si benzin/dizel motor tipinde ve yüzde 70'lik vergi diliminde yer aldı.

“Otomobilin bir lüks değil, ihtiyaç olduğunu gördük”

2022 yılının ilk altı ayı verilerine ilişkin bilgilerin paylaşıldığı toplantıda ODD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Bozkurt otomotiv sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bozkurt, “Geçtiğimiz yıl yaşanan sıkıntıların devam etmesiyle birlikte enflasyonist bir ortamdan geçiyoruz ve kurların yanı sıra vergi kaynaklı çarpan etkisiyle fiyat istikrarında sıkıntılar sürüyor. Birkaç yıl öncesine göre otomobil fiyatları şaşırtıcı boyuta gelmesine rağmen markadan markaya değişiklik olsa da, yüksek taleple birlikte otomobil alımlarında bekleme süreleriyle karşı karşıyayız. Bu da bize otomobilin, yani mobil olmanın gerçekten bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Bazı markaların bazı modellerinde aydan aya rahatlamalar olsa da, sektör genelinde sıkıntılar devam edecek gibi görünüyor çünkü herkesin mobil olma ihtiyacı var” dedi.

"Bin kişiye düşen otomobil adetlerinde AB rakamlarını yakalamayı hedefliyoruz"

ODD olarak araç bulunurluğunun yanı sıra sektörün gelişimine odaklandıklarını belirten Bozkurt, “Amacımız sektörün gelişerek 1000 kişiye düşen otomobil adetlerinde AB’deki rakamları yakalayacak şekilde ilerlemek. Elbette araç bulunurluğun artması yönünde birçok çalışma yapıyoruz. Bununla birlikte otomotiv sektörü, istihdam, üretim, yan sanayi, dolaylı ve direkt oluşturduğu vergilerle ekonomiye birçok anlamda hizmet eden bir alan. Son 16 yıla baktığımızda 70 milyar dolar civarında bir cari fazlası vermiş durumda ve ihracat konusunda genel olarak ilk sırada yer alarak ekonomiye büyük katkı sağladı” diye konuştu.
"Otomobilde üretim üssü olmaya aday bir ülkeyiz"

Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinde stratejik bir konumda bulunduğunu belirten Bozkurt;

"Otomotiv Türkiye’de kendisini kanıtlamış bir sektör. Dünyada çağı yakalama konusunda dinamik ve sürekli olarak kendisini yeniliyor. Bugün Türkiye, dünyada 100’den fazla ülkeye otomotiv ihracatı yapıyor. Şu anda üretim adetleri açısından Avrupa’da ilk sıralarda yer alıyoruz ve bunu ilk dörde, ilk üçe nasıl çıkarabileceğimizin planlarını yapıyoruz. Bu konuda çalışmalarımızı artıracağımız bir sürece girdik ve Türkiye’nin sanayi hamlesi yapmak için önemli bir fırsatı var. Biz üretim üssü olmaya aday bir ülkeyiz. Bu açıdan kısa vadeli değil, orta ve uzun vadeli adımlar atarak bunu başarabiliriz. Vergilendirmenin yanı sıra üretim teşvikleri ve finansman kaynaklarının planlanması dahil olmak üzere önümüzdeki 10-20 yıllık yol haritamızı ortaya koymalıyız. Maliyet avantajımızın yanı sıra ön görülebilir bir iç piyasa ortaya koyduğumuzda konumu, kaliteli iş gücü, yan sanayisi ve deneyimiyle üretim konusunda bizden daha iyi aday olabilecek bir ülke yok. Otomotiv bir ağır sanayi yatırımıdır ve geri dönüş süreci uzun solukludur. Bu sebeple yüksek maliyetli ve uzun soluklu yatırım için cazip bir yatırım fırsatı sunmak gerekiyor" şeklinde konuştu.

Bozkurt sözlerini şu şekilde tamamladı:

"Burada üretilen bir ürünün en az yüzde 15’ini bu piyasada satılabilmesiyle kurulan fabrikanın mevcudiyetinin bir anlamı olacaktır. İşte bu yüzden Türkiye’de iç pazarı büyütmemiz önem taşıyor. Türkiye’deki nüfusa ve yaş ortalamasına baktığımız zaman gerçek potansiyelimizin çok gerisinde bir iç pazar konuşuyoruz. Biz ODD olarak sektörle ve kamuyla bunları paylaşacağız. Akademik insanlarla bir araya gelip bu yol haritasını oluşturup takibini yapacağız. Ekonomik olarak cari açığın kapanmasına milyar Euro’luk katkılar sağlayan bir sektörden bahsediyoruz ve tek ihtiyacımız olan sektörü stratejik bir yol haritasıyla ileriye taşımak."

Murat Ergin - Uğur Çetin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.