SAĞLIK - 04 Temmuz 2019 Perşembe 12:00

Öykü Arin’den annesine zor soru: 'Bütün çocuklar eve gitmiş, ben niye hastaneye gidiyorum?'

A
A
A
Öykü Arin’den annesine zor soru: 'Bütün çocuklar eve gitmiş, ben niye hastaneye gidiyorum?'

Antalya’da juvenil miyelomonositik lösemi (JMML) teşhisi konulan ve annesinden nakledilen yarı uyumlu ilik tutmadığı için babasının iliği nakledilen 4 yaşındaki Öykü Arin’in nakil olduğu hastanede tedavi ve kontrolleri sürüyor. Anne Eylem Şen Yazıcı, Öykü’nün gündüzleri ev iznine çıktığını ve kızının geceyi hastanede geçirmek için geri dönüş yolunda kendisine ‘Bütün çocuklar eve gitmiş. Ben niye hastaneye gidiyorum’ şeklinde soru sorduğunu söyledi.

Geçen yılın Kasım ayında JMML teşhisi koyulan ve tedavisi için Antalya’ya getirilen Öykü Arin’e önce annesi Eylem Şen Yazıcı’dan ilik nakli yapılmış ancak uyum sağlanamayınca babası Çağdaş Yazıcı’dan yaklaşık bir ay önce yarı uyumlu kök hücre nakledilmişti. Babadan yapılan kök hücrenin kimerizm oranında yüzde 98.5 başarı sağladığının açıklanmasının ardından aile büyük sevinç yaşarken, iliğin tutabilmesi için de bekleme sürecine geçildi. Bir yandan naklin gerçekleştiği hastanede tedavisi devam eden Öykü Arin’in annesi Eylem Şen Yazıcı, kızının son durumuyla ilgili bilgiler paylaştı. 

Öykü’nün genel sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Yazıcı, daha önce kendisinden yapılan ilik naklinin yüzde 98 oranında uyum sağladığını ancak 15 gün sonrası yapılan testlerde oranın aşağıya doğru düştüğüne dikkat çekerek, babadan yapılan nakil sonrası bu testlerin periyodik olarak devam edeceğini bildirdi.

“Kendi iliğine dönme riski sürüyor” 

Henüz hastaneden taburcu olmadıklarını ve Öykü’nün kontrollerinin devam edeceğini aktaran Yazıcı, şunları söyledi: 

“Genel durumu iyi. Bir iki ufak tefek sıkıntısı oluyor ama onlar tolere edilebilir şeyler. Öğlen saatlerine kadar hastanede ilaç alıyor, öğleden sonra eve izinli gönderiliyor. Akşam da hastaneye geri dönüyoruz. Zamanının bir kısmını evde, bir kısmını hastanede geçiriyor. Gece hastanede kalıyoruz. Enfeksiyonlardan uzak durması gerekiyor. 2 kez bütün iliğini sıfırlayacak şekilde ağır kemoterapi aldı. O yüzden onun bağışıklığı şu anda sıfır ve enfeksiyondan uzak olması gerekiyor. Dolayısıyla hastanedeki steril koşulları evde de oluşturmaya çalışıyoruz. Su birikintilerinin olduğu yerlerden uzak durması gerekiyor. Kullandığı ilaç havale riski taşıdığı için hastaneden çok uzak bir mesafeye gitme izni yok.”
Kızının ilik savaşıyla halen mücadele ettiğinin altını çizen Eylem Şen Yazıcı, “Kendi iliğine dönme riski sürüyor. Hastalığın geri dönme riski var. En kritik süre 6 ila 8 ay hatta 1 yıl. Sonraki 2 yıl da önemli deniliyor. Bu süreyi atlattıktan sonra risk biraz düşmüş oluyor” dedi.

“Bütün çocuklar eve gitmiş” 

Doktorların gündüzleri ev izni verdiğini ancak tedavinin devamı için akşam hastaneye dönüp geceyi orada geçirdiklerini belirten Yazıcı, “Hastaneye dönmek istemiyor. Akşam hastaneye dönerken, ‘Bütün çocuklar eve gitmiş, ben niye hastaneye gidiyorum’, ‘ne zaman evde uyuyacağım artık’ diye sorular soruyor. Evde olmaktan çok mutlu ve özlemiş. İlk zamanlar hastaneye döndüğünde daha çok problem oluyordu, şimdi artık buna da alıştı” diye konuştu. 

Yazıcı, kemoterapi sonrası saçlarını kaybeden kızının saçlarının tekrar çıkmaya başladığını ve bu yüzden Öykü’nün mutlu olduğunu dile getirdi.

“Yarı uyumlu nakil son çaremizdi” 

Son olarak donör olma çağrısını yineleyen Yazıcı, “Yüzde 98.5 kemarizmin tutmuş olması, babanın yüzde 98.5 uyumlu olduğu anlamına gelmiyor. Baba 10/5 uyumlu ve bu nakil bizim son çaremizdi. Eğer akraba dışı 10/10 ya da 10/9 uyumlu birisi bulunabilseydi o tercih edilecekti ama bulamadık. Dolayısıyla kampanyayı bu yüzden yaptık. Sadece Öykü Arin için değil bütün Öykü Arin’ler için yaptık. Hala nakil bekleyen çok sayıda çocuk var. Öykü Arin’in de düşük bir ihtimal de olsa yeniden ihtiyacı olabilir. O yüzden, ‘donör olun, umut olsun ve asla vazgeçmeyin’ demeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.  

Suat Metin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Bakan Yardımcısının basın açıklaması sırasında deprem oldu İçişleri Bakan Yardımcısı Münir Karaoğlu depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde basın açıklaması yaparken deprem meydana geldi. İçişleri Bakan Yardımcısı Karaloğlu, depremin merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Karaloğlu 4 ilçe 37 köyde 385 konut, 87 ahır, 11 cami ve 1 fırında hasar meydana geldiğini belirterek, “Sulusaray merkezli 5 deprem meydana geldi şu ana kadar, 41 de artçı oldu. Ben Tokat ve Yozgat’taki tüm hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Rabbim beterinden korusun, muhafaza etsin. En büyük tesellimiz şu ana kadar herhangi bir yaralımız ve can kaybımız yok. Arkadaşlarımız, ekiplerimiz şu anda sahada köylerin tamamı tarandı. Tokat’ta 3 ilçe, Yozgat’ta 3 ilçede olmak üzere depremden etkilenen tüm köylerimiz şu anda taranmış durumda. Tokat’ta şu ana kadar 112 acil çağrı merkezimize 576, Yozgat’ta 250 deprem kaynaklı vatandaş ihbarı var. Ön incelemeler sonucunda Tokat ilimizde 3 ilçe, 30 köyde, 191 konutta ve 84 ahırda, 7 cami ve 1 fırında hasarlar var, bunlar yıkık değil hasarlı. Yozgat ilinde 1 ilçede 7 köyde 94 konutta, 4 cami ve 3 ahırda ön hasar tespitlerimiz var” dedi. “Hasarlı evlere girmeyin” Hasarlı evlere girilmemesi çağrısında bulunan Karaloğlu, "Evinde hasar olan, çatlağı olan hiçbir vatandaşımız evini kullanmasın. Biz onları alıp misafir etmeye hazırız. Yurtlar hazır hale getirildi. Vatandaşımıza çağrı yapıldı. Şu ana kadar 30 vatandaşımız yurtlarda kalmak için müracaatta bulundu. Sayın valimizin verdiği bilgiye göre şu anda bölgedeki kamu kurum ve kuruluşlarında bir hasarımız yok. Okullarımızda, kamu hizmet binalarında herhangi bir hasarımız yok, inşallah binalarımızda kamu hizmeti vermeye de devam edeceğiz. Kumanyalar hazırlandı şu anda dağıtılıyor. Yine Tokat’ta üç ilçemizde sıcak yemek çıkartmak üzere aş evlerimiz oluşturuluyor. İnşallah vatandaşımıza sıcak yemek imkanımızda sunulacak. Şu anda bölgede ulaşımda, alt yapıda, elektrik ve haberleşmede herhangi bir sorunumuz yok. Yollarımız açık, enerjisi olmayan ve haberleşme imkanı olmayan köyümüz yok. Tedbir olarak Tokat’ta bir gün eğitime ara verdik. Yozgat ilimizde ise Çekerek, Kadışehri ve Aydıncık ilçelerinde yine eğitime bir gün ara vermiş olduk” dedi. “750 Personel 150 araç bölgede” Karaloğlu, 150 araç ve 750 personelin bölgede görev aldığını ifade ederek, “Diyarbakır’dan Van’a kadar birçok ilimizden arama kurtarma ekipleri bölgeye ulaşmış durumda. Yerel ekipler de bölgeye ulaştı. Şu anda bölgede 750 personelimiz vatandaşlarımıza yardımcı olmak üzere bekliyor. 150 yardım aracı da bölgeye ulaşmış durumda” şeklinde konuştu. “Dezenformasyon uyarısı” Karaloğlu açıklamasında dezenformasyon uyarısında bulunarak şunları söyledi: “Sosyal medyada maalesef yine dezenformasyonlar var. Vatandaşımıza çağrımız AFAD tarafından açıklanmayan hiçbir bilgiye itibar etmemeleridir. Biz vatandaşlarımızı AFAD üzerinden çok hızlı bir şekilde bilgilendiriyoruz. Vatandaşımızın tereddüdü olmasın.” Öte yandan İçişleri Bakan Yardımcısı, açıklama yaptığı sırada deprem meydana geldi. Karaloğlu, "Şu anda artçı sarsıntıyı hep birlikte yaşadık. Rabbim hepimizi, ülkemizi korusun" dedi.
İstanbul Jose Mendilibar: "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık" Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, Fenerbahçe ile çok zor bir maç oynadıklarını belirterek, "Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" dedi. UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final ikinci maçında Fenerbahçe ile karşılaşan Olympiakos, penaltı atışları sonunda galip gelerek yarı finale yükseldi. Müsabakanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Olympiakos Teknik Direktörü Jose Mendilibar, "Çok zor bir oyun oynadık. Dayanma gücümüzü sonuna kadar kullandık. 10. dakikada golü yemiştik fakat dayandık. İlk devrede dayanma gücümüzü iyi kullandık. Topu rakibe verip yorma yoluna gittik. Penaltılara kalması, futbolcuların becerisine kalıyor" ifadelerini kullandı. "Kendimi şanslı hissediyorum" Mendilibar, "Avrupa kupalarında yarı finale kalmasında takımın başında antrenör olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Umarım daha ileriye taşıyabiliriz. Şu anda kalemizi koruyan Tzolakis, başta ikinci kalecimizdi. Sonra kaleyi devraldı. Topun auta gitmesine şans diyebilirsiniz ancak kalecinin kurtarışına şans diyemeyiz. Bir çalışma sonucu oluyor bunlar" diye konuştu. "Kariyerim boyunca penaltılara bakmadım" Penaltı atışlarını izlemediği ve sırtını dönmesiyle ilgili sorulan soruya İspanyol teknik adam şu yanıtı verdi: "Ben bütün kariyerim boyunca penaltılara bakmadım. Bunu totem olarak yaptığımı size açıklamak isterim."