SAĞLIK - 17 Mayıs 2022 Salı 09:36

Özbek çocuk lavabo açıcı yaladı, 2 yıldır çektiği çile Türkiye’de son buldu

A
A
A
Özbek çocuk lavabo açıcı yaladı, 2 yıldır çektiği çile Türkiye’de son buldu

2 yaşındayken Özbekistan’da lavabo açıcı yalayan 4 yaşındaki Rayyona, yemek borusunda meydana gelen yanıklar nedeniyle yaklaşık 2 yıldır 15 günde bir ameliyat olmak zorunda kaldı. Beslenebilmek için bugüne kadar sayısız operasyon geçiren küçük kız ve ailesinin çilesi Türkiye’de olduğu ameliyatla son buldu.

Özbekistan’da yaşayan Anvar Akhmedov ve Gozal Akhmedova çiftinin 44 aylık kızı Rayyona 2 yaşındayken yakınında gördüğü lavabo açıcıya ulaşarak yalamaya başladı. Lavabo açıcıyı kızının ağzında gören genç kadın, büyük korku yaşarken küçük kız hemen hastaneye götürüldü. Burada yapılan incelemelerde kızlarının yemek borusunda yanıklar oluştuğunu öğrenen aile yıkıldı. Uzun süre sadece sıvı ile beslenebilen küçük kız için özofagus dilatasyonu olarak isimlendirilen yemek borusu genişletmeleri yapılmaya başlandı. Operasyonun ardından ilk günlerde katı sonra püre şeklinde ürünler tüketebilen birkaç gün ardındansa yeniden beslenmede büyük sıkıntılar yaşayan küçük Rayyona, her 15 günde bir yemek borusu genişletme işlemi geçirdi. Bu işlem her tekrarlandığında kısa bir süre katı tüketebilen küçük kız, bir süre sonra katı yemekte zorlanması nedeniyle yeniden sıkıntılar yaşadı.

15 günde bir ameliyat olmaktan kurtuldu

Aile kızlarını bu durumdan kurtarmak için araştırmalar yaparken Türkiye’ye geldi. Medicana Bahçelievler Hastanesi'ne gelen aile, Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Melih Tugay ile görüştü. Tetkiklerde hastanın yemek borusunun kalp hizasına denk gelen 4-5 santimlik kısmında yanıklar olduğu belirlenirken bu bölgenin sadece sıvı geçişine olanak sağladığı tespit edildi. Ardından ameliyatta yemek borusunun hasarlı kısmı alınarak kalan bölüm ile birleştirilmesi sağlandı. Başarılı geçen operasyon sonrası Özbek kız, daha önce yerken çok zorlandığı birçok katı ürünü tüketmeye başlarken 15 günde bir yapılması zorunlu olan operasyondan da kurtuldu. Prof. Dr. Melih Tugay ise bebeklerin ve çocukların sıvı deterjan, bulaşık tableti, çamaşır suyu gibi kimyasalları yutabildiklerini ve bu durumun ölüme kadar giden sağlık sorunlarına yol açabildiğini belirterek aileleri uyardı.

Özbek çocuk lavabo açıcı yaladı, 2 yıldır çektiği çile Türkiye’de son buldu

“Kan kusuyordu kızım, bundan sonra Türkiye’ye sadece tatil için gelelim”

Kızının o anki halini hatırlamak bile istemediğini anlatan Özbek anne Gozal Akhmedova, “Bu olay iki yıl önce oldu, lavabo açıcı yaladı hemen hastaneye götürdük. Yemek borusunu tamamen yıkadılar. Aslında biz Türkiye’de ameliyat yaptırmayı hiç düşünmüyorduk. O günkü olan durumu asla hatırlamak istemem, kan kusuyordu onu kucağıma alırken kıyafetlerini bile giydiremeden hastaneye gittik. İki sene kadar çocuğumuza balon taktılar. Ameliyat 4,5 saat sürdü. O kadar merak diyordum ki bir şey olacak diye ödüm kopuyordu. Bu onun geçirdiği son ameliyat olsun İnşallah bundan sonra sadece tatil için gelelim ameliyat için gelmeyelim” ifadelerini kullandı.

“Ne hissettiğimi anlatamam, çok kötüydüm"

Kızının şu anki halinden çok memnun olduklarını söyleyen baba Anvar Akhmedov, “Pandemi dönemi olduğu için o kadar zordu ki evden çıkış yasağı vardı. Ne yapacağımı şaşırdım. Ne hissettiğimi anlatamam; benim ciğerlerim gidiyordu çok kötüydüm. Aslında biz Türkiye’ye gelirken ameliyat kesinlikle düşünmüyorduk. Mümkünse işlem yaptırır öyle döneriz dedik ama Melih Bey’e ısındık ve ameliyatı yaptırdık" şeklinde konuştu.

“Tükürüğü bile ağzında birikiyordu, ara ara onu kusması gerekiyordu"

Özbekistan'dan Türkiye'ye gelen Rayyona'nın tedavisine ilişkin bilgi veren Medicana Bahçelievler Hastanesi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Melih Tugay, “Ara ara böyle hastalarımız oluyor. Özellikle Kazakistan, Özbekistan veya Arnavutluk, Kosova, Bulgaristan gibi ülkelerden bu tür hastalar geliyor. Bu hastamız şu an 44 aylık, yaklaşık 2 yıl önce bir lavabo açıcı yalamış. Tam içememiş ama yalamış ondan sonra yemek borusunda bir yanık meydana gelmiş o yanık sonrasında da darlık oluşmuş. O günden beri yaklaşık 2 senedir sürekli 2 haftada bir yemek borusunun genişletmesi işlemi yapılıyor çünkü daralıyor. Sadece sıvı alabiliyor hatta daha sonra sıvıyı da içememeye başlıyor. Bu zamana kadar bu şekilde bir kısır döngü içinde yaşamışlar. Yemek borusunu o dar olan kısmı çıkarttık, birleştirerek çocuğun normal yeme fonksiyonunu kazandırmış olduk. Bu ameliyatlar göğüs boşluğu açılarak yapılıyor. Yemek borusu da tam akciğerlerin arkasında kalbe bitişik çok yakın, ayrıca akciğerlerde bu bölümde yer aldığı için çok kompleks, zor bir ameliyat. Ameliyattan sonra 7-8 gün oldu, şu anda artık en zor yenebilecek köfte, ekmek kabuğu vs. gibi biraz önce de pide getirmişler, o pideyi rahatlıkla yiyebiliyor. Bize geldiğinde sadece birazcık sıvı içebiliyordu, tükürüğü bile ağzında birikiyordu, ara ara onu kusması gerekiyordu. Şu anda güzelce yemek yiyor, çocuk da rahatladı. Bir haftalık on günlük süreçlerde bu işlem yapılması gerektiğinde de çocuk tabi, çok mutsuz oluyor. Belki okuluna gidiyor, arkadaşlarıyla oynayamıyor gibi birçok sorunla baş başa kalıyor" ifadelerini kullandı.

"Hayatlarını kaybetme riskiyle bile oraya çıkabilirler"

Ailelerin dikkatli olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Melih Tugay, "Şu anda da en çok bulaşık parlatıcıları, tabletler gibi şeyler uygulanıyor. Mesela çocuk annesiyle oynarken parlatıcı deterjan tableti veriyor ve çocuk onu ısırabiliyor. O poşetin içindeki yakıcı madde yemek borusunu yakmaya yeterli oluyor. Temizlik için kullanılan bütün şeyleri çocuklardan uzak tutmak lazım. Defalarca ameliyat olması gereken süreçler yaşayabilir hatta hayatlarını kaybetme riskiyle bile oraya çıkabilirler. Çok kötü bir süreç anne babalara tavsiyem; hiçbir zaman bu türleri çocukların ulaşabileceği bir yere koymamaları. Böyle bir durum geliştiği zaman o anda yapılabilecek bir şey yok zaten. Sadece yapılacak şey bu tür genişletmeler, büyük cerrahi ameliyatlar yani bu işin ilaçla bir tedavisi yok. Çocuk yutunca hemen çocuğu kusturalım da daha az etkilesin diyorlar, tersine yemek borusuna daha fazla hasar verilmesine sebep olabiliyor” dedi.

Hasibe Karadağ
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır AK Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Bilden: AK Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Halis Bilden, Karacadağ bölgesinde koyunculuğun arttırılması için belediye olarak hibe desteği vereceklerini açıkladı. 100 adetten az olmamak kaydıyla her sürünün yüzde 50’sini belediye olarak kendilerinin karşılayacağını aktaran Bilden, beş yıl içerisinde buradaki koyun varlığını yüzde 200 civarında arttırmayı planladıklarını söyledi. AK Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Halis Bilden, seçim çalışmalarına ilçe ve köy ziyaretleriyle devam etti. Karacadağ’ın eteklerindeki Çınar ilçesine bağlı köylere giderek vatandaşlarla bir araya gelen Bilden, köylülerin sorunlarını dinledi. “Her koyun sürüsünün yüzde 50’sini hibe edeceğiz" En çok yol, elektrik ve koyunculuk ile ilgili sorunların kendisine aktarıldığını ifade eden Bilden, koyunculukla ilgili köylülere müjde verdi. Seçilmesi durumunda köylerdeki sürü sayılarını arttırmak için 100 adetten az olmamak kaydıyla her sürünün yüzde ellisini büyükşehir belediyesi olarak kendilerinin karşılayacağını taahhüt etti. 5 yıl içerisinde bölgedeki koyun varlığını yüzde 200 civarında arttıracaklarını vurgulayan Mehmet Halis Bilden, “Bugün 16 köy planladık, huzur içerisinde vatandaşlarımıza uğruyoruz, onların bir sorunları, dertleri, problemleri var mı bunları onlarla istişare ediyoruz. Tabi şimdiye kadar köylerimizin yollarını, köy içi iyileştirmeleri yapmışız, bazılarının da var, onları konuşuyoruz. Elektrikle ilgili sorunlarını köylüler dile getiriyor, yine koyunculukla ilgili sorunları var. İnşallah bizim başkanlığımız döneminde koyunculuğu ciddi bir şekilde destekleyeceğiz, özelikle Karacadağ bölgemizde yıllardan beri süregelen koyunculuk faaliyetleri var, hem et hem de sütle ilgili ülkemizin tarım potansiyeline katkı sağlıyorlar. Ama son zamanlarda özellikle çoban sıkıntısı var ve buraya sürü sayımızı ciddi şekilde arttıracağız, belediye olarak da her sürünün yüzde ellisini belediye olarak biz destekleyeceğiz. İyi ırkları getireceğiz, özellikle zom ırkı var burada, ivesi var, karaman var, köylülerimiz hangisini isterlerse 100 adetten az olmamak kaydıyla yarısını belediye olarak biz karşılayacağız, yarısını da onlar karşılayacaklar ve beş yıl içerisinde buradaki koyun varlığımızı yüzde 200 civarında arttırmayı planlıyoruz. Belediye olarak da etin tedarikinde doğal olarak, endemik olarak katkımız olacak inşallah. Gece 12’ye kadar köylerimizi geziyoruz ve huzur içerisinde güzel bir siyasi çalışma yapıyoruz, 31 Mart’ta inşallah biz zaferle Diyarbakır’dan çıkmış olacağız” diye konuştu.
Antalya Antalya DOB, Çanakkale Şehitleri’ni andı 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümünde, Antalya Devlet Opera ve Balesi (DOB), ’Çanakkale Şehitlerini Anma’ konseri düzenledi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve binlerce askerin şehit olma pahasına kendini düşünmeden cepheye atıldığı, istila altındaki Anadolu toprağını karış karış koruduğu Çanakkale Zaferi, 109. yıl dönümünde “Çanakkale Şehitlerini Anma Konseri” ile anıldı. Antalya DOB sanatçılarının seslendirdiği türküler dinleyenleri duygulandırdı. Konserde Ahmet Adnan Saygun’un bestelediği ‘Bozlak’ ve ‘Yunus Emre Oratoryosu - Dertli Dolap ve No.13’ eserleri, düzenlemesi Onur Altıparmak’a ait ‘Ah Bir Ateş Ver, Manastır’ın Ortasında, Sarı Gelin, Ayrılık, Bülbülüm Altın Kafeste, Çalın Davulları’, düzenlemesi Ahmet Sait Karabulut’a ait ‘Drama Köprüsü ve Çanakkale Türküsü’, düzenlemesi Sayram Akdil’e ait ‘Efem’ anonim türküleri ve ‘Mağusa Limanı, Çökertme ve Yemen’ türküleri seslendirildi. ’Çanakkale Şehitlerini Anma Konseri’nde, Antalya Opera ve Balesi sanatçıları; Soprano Semiha D. Boran ve Sema Çavuşoğlu, Mezzo Soprano Tuğçe Oğuzülgen, Tenor Erdi C. Aybaş ve Devrim Demirel, Bariton Ümit B. Tekinay ve Bas Şafak Güç solist olarak yer aldı. Antalya Devlet Opera ve Balesi Koro Şefi Mahir Seyrek’in koro sanatçılarını yönettiği konserde, Demet Emen (Keman), Dilan Oğuz (Flüt), M. Doğuş Ünver (Bendir), Onur Altıparmak (Piyanist), A. Sait Karabulut (Piyanist) ve Halis Işık (Bağlama) sanatçılara eşlik etti.