GÜNDEM - 10 Aralık 2019 Salı 17:37

Özgecan Aslan'ın ailesi Ceren Özdemir’in evinde

A
A
A
Özgecan Aslan'ın ailesi Ceren Özdemir’in evinde

Özgecan Aslan’ın ailesi, Ordu’da Ceren Özdemir’in ailesine taziyede bulundu. Özgecan'ın anne ve babası, Ceren'i kendi evlatları gibi üzüldüklerini belirterek ‘idam’ istedi.

Ordu’da 3 Aralık tarihinde evine girmek istediği anda cezaevi firarisi Özgür Arduç (35) tarafından bıçaklanarak öldürülen Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi öğrencisi 20 yaşındaki Ceren Özdemir’in ailesine, 2015 yılında cinayete kurban giden Özgecan Aslan’ın ailesi taziye ziyaretinde bulundu. Özgecan’ın babası Mehmet ve annesi Songül Aslan, Ceren Özdemir’in babası Yılmaz ve annesi Güfer Özdemir’e taziyelerini iletti.

"Özgecan’ın ailesi idam istedi”
Özdemir’in acılı ailesine taziye ziyareti gerçekleştiren anne ve baba ‘idam’ istedi. Ziyaret esnasında İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan Özgecan Aslan’ın babası Mehmet Aslan, bu olayların son bulması için çalışma başlatılması gerektiğini belirterek, “Bu süre içerisinde devlet yetkililer bize söz verdiler. ‘Bu son olsun, ümit ediyoruz ki bu son olsun bundan sonra bu tür olaylar olmayacak’ dediler. Fakat kadına şiddet maalesef halen devam ediyor. Her sokak başında, her caddede bir tane ruh hastası ve dengesiz var. Güçleri kadınlara, çocuklara ve kızlara yetiyor. Bu durumun çok önemli bir şekilde devlet tarafından birinci derecede ele alınıp çok geniş kapsamlı bir şura ile çözüme ulaştırılması gerekiyor” dedi.

“İdama karşıydım ama idam gelmesini istiyorum”
Özgecan’ın babası Mehmet Aslan, bu tür olaylarda özel şartlar içeren idam gelmesini temenni ettiklerini ifade ederek, “Ben önceden idama karşıydım ama şu anda özel şartlar içeren idam gelmesini düşünüyor ve istiyorum. Bu sadece bu tür cinayetlerde idam gelebilir, özel şartları ve koşulları olabilir. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konuda ne kadar hassas olduğunu biliyorum. Ben inanıyorum ki, devletin bu kadar sorununun ve probleminin içerisinden bu tür sorunlar artık 21. yüzyılda kalmamalı. Cumhurbaşkanımız da zaten kadına şiddetin insanlık suçu olduğunu belirtmişti. Bu bir insanlık suçu, insanlık suçu olan bir eylemin ülkenin birinci derecede gündeminde olması gerekiyor. Bizim suçumuz ve günahımız yok” şeklinde konuştu.

“Sözün bittiği yerdeyiz, neden biz?”
“Özgecan’dan önce ve sonra, Ceren Özdemir’den önce ve sonra da bunlar devam edecek” diyen baba Mehmet Özdemir, “Ama insanlar en azından başlarına ne geleceğini bilirlerse, belki bir nebze korkarlar, çekinirler. Bu ruhsuz caniyi, bu iblisi içeride çok fazla yaşatacaklarını da zannetmiyorum. Biz kızımızın başına gelen aynı şeyin Ceren’in de başına geldiğini öğrendik. Bu konularla ilgili konuşmaya gerek yok sözün bittiği yerdeyiz. En az onlar kadar üzüldük. Zihnimizde ve aklımızda ‘neden biz?’ sorusu geçiyor. Bunlar artık son bulsun, sayın Cumhurbaşkanımızdan istirhamımız budur” şeklinde konuştu.

“Zavallı insanları öldürüp af ile sokağa çıkmasınlar”
Anne Songül Aslan da çok üzüldüklerini belirterek, “Zaten bu tür olayları görünce çok kötü oluyoruz. Hep psikolojik ilaçlarla ayaktayız. İlaçlar olmasa sokağa bile çıkamıyoruz. Bir tek kızımız ölmedi, bütün aile oluyor. Yalvarıyorum devletimize, ne olur bu son olsun. Bu tür durumlarda muhakkak idam gelmesi lazım. Öyle zavallı çocukları öldürüp de hapse girdikten sonra aftan yararlanıp çıkmasınlar. Lütfen bu durumlarda idam gelsin, başka canlar ölmesin” ifadelerini kullandı.

Selim Kuşcu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Naci Görür: "Çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız" Hatay’ın İskenderun ilçesinde söyleşiye katılan jeolog ve deprem bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depreme dirençli yerleşim alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Naci Görür, depremin vurduğu Hatay’ın İskenderun ilçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Görür, İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası tarafından düzenlenen ‘İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ söyleyişine katıldı. Türkiye’de 13,6 milyon önce deprem mekanizmaların oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Görür, depremleri durdurmanın mümkün olmadığını, toplum olarak depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorunda olduğunu söyledi. “Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı dün olduğu gibi toprağa veremeyiz" Deprem mekanizmasının Türkiye’de 13,6 milyon önce oluştuğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bizim ülkemizde bu faylar 13,6 milyon seneden beri deprem oluşturmaya devam ediyor. Biz depremleri durduramayız, bu mümkün değil çünkü bu mümkün değil. Her depremde de 10 bin ve 50 bin insanı, dün olduğu gibi toprağa veremeyiz. O halde yapılacak bir şey bilgi, aydın ve çağdaş toplumlarının yaptığı gibi depreme dirençli yerleşim alanlarını oluşturmak zorundayız. Bunları yaparsak deprem sorununu büyük ölçüde hallederiz” dedi. “İskenderun tarafına gelen kıta biraz büküldüğü ve eğildiğinde o bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor” Deprem sonrası İskenderun sahilindeki çökme konusuna değinen Prof. Dr. Görür, “İskenderun’da bazı yerler çökmüş ve batıyor. Neden batıyor konusu fayla ilgili bir durumdur. Bin yıl önce Bingöl ilinin Karlıova’dan gelen doğu fayı, yanal hareket ederken İskenderun’daki fay biraz eğiliyor. İskenderun tarafına gelen kıta biraz bükülüyor ve eğiliyor. O kısımda bir duvar ve diklik oluşturuyor. Burada düşey atılım meydana geliyor ve fay niteliği doğuruyor ve batıyor. Bu nedenle de bir bölgenin belli ölçüde gömülmesi ve batması anlamına geliyor. Deniz seviyesinin göreceli olarak işlenmesi anlamına gelir” ifadelerini kullandı. İskenderun ilçesinde düzenlenen ’İskenderun’un Depremselliği ve Deprem Dirençli İskenderun’ temalı konferansa yer bilimci Naci Görür’ün yanı sıra; İskenderun İlçe Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, Belen İlçe Belediye Başkanı İbrahim Gül ve İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Levent Hakkı Yılmaz katıldı.
İstanbul Sadettin Saran: "Göreve gelirsek Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" Fenerbahçe Başkan Adayı Sadettin Saran, 48 saat içinde 500 imza toplayabildiklerini belirterek, "Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız" dedi. Fenerbahçe Başkanlığına adaylığını açıklayan İş İnsanı Sadettin Saran, Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlediği lansmansa kongre üyeleriyle bir araya geldi. Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu eski Başkanı Vefa Küçük de toplantı da yer alarak Saran’a destek verdi. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için çalışacaklarını aktaran Saran, adaylık süreci ile ilgili bilgiler vererek, "Kasım ayında Ali Koç ile buluştum. Maddi manevi çok büyük emek verdiniz, bu işi öğrendin, devam edeceksen biz arkandayız ancak devam etmeyecekseniz biz bu işi çok iyi yaparız ve göreve talibiz dedim. O da, ’Çok iyi yapacağına ben de inanıyorum’ dedi. Kulüp bilançolarına, defterlere bakmamız için resmi olarak aday olmamız gerekiyordu. Takım şampiyonluğa gidiyor, kongre sürecine de sokmak istemiyoruz ama madem öyle dedik 48 saatte büyük teveccühle 500 imzayı topladık. Bunun için de çok teşekkür ediyoruz. Göreve gelirsek ne sabır ne de süre istiyoruz. Fenerbahçe’yi şampiyon yapacağız. Hem saha içinde hem saha dışında mücadele ediyoruz. Oyuncularımıza uzanan elleri kırmasını biliriz" ifadelerini kullandı. "Fenerbahçe hepimizindir" Fenerbahçe için birlik beraberlik mesajı beren 59 yaşındaki iş insanı, "Fenerbahçe hiçbir şahsa ait değildir. Fenerbahçe sizindir Fenerbahçe bizimdir. Fenerbahçe hepimizindir" diyerek sözlerini noktaladı. Saran’ın konuşmasının ardından Kongre Üyeleri yoğun alkışlarla destek verdi.