COVID-19 salgının eğitim pratikleri anlamında küresel bir dönüşümü beraberinde getirdiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Derya Kavgaoğlu, “Dönüşüm okul tabanlı yerleşik eğitim süreçlerinin topyekûn dijital platforma aktarılmasını gerektirdi. Dünya ülkeleri eğitim öğretimi devam ettirebilmek ve yaşanabilecek kayıpları en aza indirebilmek için kendi formüllerini hızlıca ürettiler. Türkiye de çok kısa bir sürede çevik bir eğitim politikası üretip okul tabanlı eğitimden dijital eğitim öğretime sağlıklı ve problemsiz bir geçiş sağlayabilmiş ülkeler arasında değerlendirilebilir. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) yayımladığı ‘COVID-19 Salgınında Eğitim 2020’ isimli raporda yer alan veriler de bunu destekler niteliktedir. OECD aynı araştırma raporuyla krizin eğitim öğretim adına beklenmedik bir dizi olumlu sonuç ortaya çıkardığını da bulgulamıştır” dedi.
Kavgaoğlu şöyle konuştu:
“Bu olumlu sonuçlar arasında pratik anlamda çok kıymetli bir veri “öğrencilerin kendi öğrenme sorumluluklarını almalarında ve öğretmenlerin pedagojik özgürlüklerinde tespit edilen artış eğilimidir. Bu şu anlama geliyor uzaktan eğitimi deneyimleyen öğrenci öğrenme otonomisi kazanıyor, uzaktan eğitimi deneyimleyen öğretmen ise özgün öğretim tasarımı üretmeye başlıyor.”
“Öğrenci bağımsız araştırmayı keşfediyor”
Uzaktan eğitimle kendi hızında öğrenme fırsatı yakalayan öğrencinin başarıyı deneyimlediğinde daha çok motive olduğuna dikkat çeken İstanbul Gelişim Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Derya Kavgaoğlu, “Öğrenci bağımsız araştırmayı keşfediyor. Dolayısıyla aslında daha önce düşünmediği öznel öğrenme stratejileri üzerinde kafa yoruyor” dedi.
“En başarılı öğrenciler öğrenme stratejilerini fark eden öğrencilerdir”
“Öğrenme stratejileri öğrencinin kolay ve kalıcı öğrenmesini sağlayan öğrenme yollarıdır” diyen Kavgaoğlu, “Bu stratejiler öğrenciyi bilinçli bir öğrenen haline getirir ve keyif alarak öğrenmesini kolaylaştırır. Bir bilgi kümesini edinmek üzere ezberleyerek, yazarak, çizerek, seslendirerek yinelemek; zihinsel imgeler, anlamlı kodlar kısaltmalar kullanarak önceki bilgileri genişletmek veya yeni bilgiler eklemek; bilgileri sınıflandırmak, tablolaştırmak, şematize etmek; yeterince ve doğru öğrenip öğrenmediğini belirlemek üzere kendini sorgulamak, denetlemek, kıyaslamak, değerlendirmek; kendi öğrenmesine engel teşkil edecek bariyerleri tanımak, ortadan kaldırmak, kendisi için optimum öğrenme koşullarını oluşturmak. Bunlar birer öğrenme stratejisidir ve geleneksel eğitime alışmış öğrenciler arasında nadiren kullanılır. Sınıfların en başarılı öğrencileri aslında bu öğrenme stratejilerini fark eden ve uygulama otonomisini kazanmış olan öğrencilerdir” diye konuştu.
“Pek çok eğitmen için kurtarıcı oldu”
Salgınla birlikte deneyimlenen uzaktan eğitim sürecinin öğretmen açısından da değerlendiren Kavgaoğlu, “Sınıfa sıkışmış ve rutine girmiş eğitim faaliyetlerinde öğrenci kadar öğretmenin de özgür hareket kabiliyetinin sınırlandığını görüyoruz. Geleneksel metotlardan uzaklaşamayan ve eğitimde yenilikçi öğretim stratejilerini kullanmayan, öğretimi farklılaştırmak üzere özgün tasarımlar üretmeyen öğretmen bir süre sonra kendini tekrar etmeye başlıyor. Bu rutin uzun vadede mesleki doyumu da olumsuz etkiliyor. Covid-19’la birlikte deneyimlenen zorunlu dijital dönüşüm bu çizgideki pek çok eğitmen için kurtarıcı olmuştur” diye konuştu.
“Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak anlamında çok önemli bir adım”
Covid-19 salgının eğitimde dijitalleşmenin beklenenden çok daha erken ve hızlı hayatımıza soktuğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Derya Kavgaoğlu, “Dijitalleşme küresel eğitim için önemli bir kilometre taşıdır, yaygınlaşması, yerleşmesi ve normalleşmesi eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak anlamında çok önemli bir adım olacaktır” şeklinde konuştu.
