SAĞLIK - 08 Haziran 2019 Cumartesi 12:42

Parmaklarını yemesi engellenemiyor! Tek istediği oğlu için asansör

A
A
A
Parmaklarını yemesi engellenemiyor! Tek istediği oğlu için asansör

Yozgat’ın Yerköy ilçesinde nadir görülen ‘ağrıya duyarsızlık sendromu’ hastalığı nedeniyle acı ve ağrı hissetmeyen 20 yaşındaki Muhammet Emre Dinç, parmaklarını yiyerek vücudunda kalıcı hasarlar bırakıyor. Hastalığı nedeniyle kendisi acı hissetmese de çevresindekilere büyük acılar yaşatıyor.

Yerköy İlçesi Gültepe Mahallesinde ailesiyle birlikte yaşayan 20 yaşındaki Muhammet Emre Dinç, genetiksel rahatsızlık olan kronik osteomiyelit (Kemik iltihabi) ve ‘ağrıya duyarsızlık sendromu’ hastalığına karşı yaşam mücadelesi veriyor. 2007 yılında kronik osteomiyelit rahatsızlığı nedeniyle sağ bacağını kaybeden, 2013 yılında ise sol bacağını da kullanamaz hale gelen Muhammet Emre Dinç, acıya duyarsızlık sendromu hastalığı dolayısıyla da el parmaklarını yiyerek vücudunun çeşitli uzuvlarında kalıcı hasarlara neden oluyor. Rahatsızlığı nedeniyle bu güne kadar 50’nin üzerinde ameliyat olan Muhammet Emre Dinç’in hastalığının tedavisi de bulunamıyor. Günden güne el ve ayaklarını kullanamaz hale gelen Muhammet Emre Dinç’in vücudunun çeşitli yerlerinde ise yaralar oluşuyor.

Tek istediği oğlu için asansör 

İlçede rehabilitasyon merkezinde eğitim alan Muhammet Emre Dinç’in en büyük destekçisi ise 44 yaşındaki annesi Dudu Dinç. Eşi mevsimlik biçerdöver şoförü olduğu için yılın birçok döneminde çocuklarıyla ilgilenen ve kendini çocuklarına adayan fedakar anne, Muhammet Emre Dinç’in günde 4-5 kez pansumanını yapıyor, ders çalıştırıyor, yemek yediriyor ve çocuğunun hayattan kopmaması için dışarıda onunla birlikte zaman geçiriyor. Eşinin babasından kalma evinde yaşayan ve binalarında asansör olmadığı için engelli çocuğunu 6 yıldır günde 2-3 sefer sırtında taşımak zorunda kalan ve artık yorulan anne Dudu Dinç, apartmanda çocuğunu rahat bir şekilde taşıyabilmek için asansör hayali kuruyor. Hiçbir maddi beklentisi olmayan anne Dudu Dinç’in tek isteği binalarına oğlu için asansör yaptırılması.

“Tedavisi olmayan hastalığa sahip” 

20 yaşındaki oğlu Muhammet Emre Dinç’in ağrıya karşı duyarsızlık sendromu hastalığı olduğunu anlatan anne Dudu Dinç, “Çocuğumun ‘ağrıya duyarsızlık sendromu’ hastalığı var. Doğuştan gelen genetiksel bir rahatsızlığı var. İki çocuğum var ikisi de şu anda aynı rahatsızlığı taşıyor. Yıllardır bu şekilde yaşıyoruz. 2007 yılında Muhammet sağ bacağını kaybetti. Ankara Hacettepe Hastanesi’nde oğlum tedavi görüyor. Tedavisi olmayan bir rahatsızlığa sahip. Dünyada çok nadir olan bir hastalığı var. Şu anda doktorlarımızın söylediğine göre Dünya’da ve Türkiye’de de bu yaşa gelip de bu hastalıkla olup yaşayan sadece benim oğlum var. 2013 yılında da sol bacağı riske girdi. 2013’ten bu tarafa sol bacağını da kullanamıyor. Daha önce protezi vardı. Protezle yürüyordu. Çoğu işini yine ben yapıyordum ama kendi de normal yürüyebiliyordu. Ama şu anda 2013’ten bu tarafa yürüyemiyor. O zamandan beri sırtımda indirip sırtımda çıkartıyorum. Elimden geldiği kadar çocuklarımın sosyal hayattan koparmamaya çalışıyorum. Okuluna götürüyorum, özel eğitime gidiyor. Kaynaştırma öğrencisi olarak 8. sınıfa kadar okudu. Ben kendimi, hayatımı çocuklarıma adadım. Onlar yatarsa yatıyorum her şeyim çocuklarım benim. 7 gün 24 saat beraberiz. Çok seviyorum, sevgim sayesinde ayakta duruyorum. Rabbim bu rahatsızlığı, acıları hiçbir aileye yaşatmasın. Çok acılar çektik, çok ameliyatlar oldu, çok kırıklarımız oldu. Oğlum 50’yi geçkin ameliyat oldu. Şu anda çok ciddi açık yaraları var. Sürekli günde 4-5 kez belki daha fazla pansuman yapıyorum. Günüm pansumanla geçiyor” dedi.

“Parmaklarını yiyerek bu hale getirdi” 

Osteomiyelit (Kemik iltihabi) olduğu ve tedavisi olmadığı için çocuğunda uzuv kayıpları meydana geldiğini söyleyen anne Dudu Dinç, “Ellerinde, parmaklarında, vücudunda doğuştan hiçbir şeyi yoktu, ama yaşı ilerledikçe bu rahatsızlıklar meydana çıkmaya başladı. Parmaklarını kendi yiyerek bu hale getirdi, acı hissetmiyor artı kronik osteomiyelit (Kemik iltihabi) olan bir çocuk. Osteomiyelit olduğu için uzuv kayıpları oluyor. Sık sık tekrarlayan enfeksiyonları oluyor. Bir antibiyotiğe başladığımızda uzun süreler kullanıyoruz. Bu da antibiyotiği kullandıkça bağışıklık sistemini çökertiyor. İlaca karşı bağışıklık oluşturuyor. Tedavisi yok. Tedavisi olmayan bir rahatsızlığı var” şeklinde konuştu.

“Kendimi çocuklarıma adadım” 

Çocuklarının hayattan kopmaması ve sosyalleşmelerini sağlamak için çabaladığını anlatan anne Dudu Dinç, “Ben ne kadar sosyalsem çocuklarım da o kadar sosyal. Kendimi bunlara adadım, günüm çocuklarımla geçiyor. Artık yaşım ilerledi, kaldırıp indirmek benim için de zor oluyor. Oğlumu günde 2-3 sefer apartmandan indirip çıkarmak zorunda kalıyorum. Ben çocuklarımı evde bırakıp bir çöp atmaya dahi inemiyorum. Hastalıklarından dolayı nereye gidersek beraberiz. Çocuklarım bana çok bağlı, beni de zaten ayakta tutan çocuklarımın sevgileri. Artık yaşım ilerlediği için indirip çıkarma zor oluyor, evimiz 3 katlı merdivenlerimiz çok dik artık çıkartamıyorum, zorlanıyorum evime asansör istiyorum. Benim tek istediğim evimize bir asansörümüzün yapılması, başka da bir şey istemiyorum” ifadelerini kullandı.
Muhammet Emre Dinç ise evlerine asansör istediğini söyleyerek, “Ben annemi, babamı çok seviyorum. Annem benim için akşama kadar yoruluyor, evimiz asansörlü değil merdivenli. Evimize asansör istiyorum” dedi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Palandöken: “Konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemeli” Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, konaklama fiyatlarında abartıya gidilmemesi uyarısını yaparak, “İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapma şartları kolaylaşsın” dedi. Dokuz günlük bayram tatilinde otel fiyatları cep yakınca yerli turistin yurtdışına yöneldiğini belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “2024’te turizm sektöründen önemli katkılar beklerken potansiyel olarak turizm gelirimiz de artıyor. Ancak yerli turistin yurtdışına çıkarak döviz bırakmasının önüne geçilmeli. Bayram tatilinde 6,8 milyon kişi hava yolu ile seyahat etti. Döviz kurlarındaki artış ve yüksek enflasyona bağlı olarak son dönemde otel fiyatları yükseldi. Yerli turistin bu ücretlerle yurt içinde seyahat edebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla bir taraftan döviz girdimiz artsın, turist kazanalım derken diğer taraftan da yerli turisti kaybetmeyelim. Bildiğiniz gibi birçok ülke ile 3-5 günlük tatillerde vize sorunu kalktı. Bu bir taraftan sevindirici ancak diğer taraftan da ülkemizden dövizin çıkması ve turizm gelirimizin azalması anlamına geliyor. Turizm Bakanlığımız tarafından iç turizmde yerli turiste teşvik mekanizmaları ile promosyonların tanınması ve bu sıkıntının giderilmesi lazım. İnsanların yaşadığı ülkede tatil yapmasının şartları kolaylaştırılmalı” diye konuştu. “2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti” Ülkemizin dövize ihtiyacı olduğu dönemde yerli turistin yurt dışına kaçmaması için formül bulunması gerektiğini söyleyen Palandöken, “Coğrafi konumu, doğal turizm kaynakları, köklü tarihsel geçmişi ve geniş mutfağı ile ülkemiz adeta bir turizm cenneti. Turizm açısından son yılların rekoru olarak nitelendirilen 2023’te 56.7 milyon turist Türkiye’yi tercih etti. Turizm geliri ise 54,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Turizmdeki başarımız ülke ekonomisi açısından sevindirici ancak Türkiye turizm açısından çok daha yüksek bir potansiyele sahip. Dört mevsimi bir arada yaşayan ve eşsiz coğrafi özelliğe sahip ülkemizin turizmdeki payını artırmalıyız. Bununla birlikte yerli turistimiz de yabancı ülkelere kaptırılmamalıyız. 2023’te ülkeden çıkış yapan ziyaretçi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 11,1 artarak 57.7 milyon oldu. Çünkü yüksek döviz kuruna rağmen vatandaşın yurtdışı tatili yurtiçinde her şey dahil konseptli bir tatilden daha uyguna gelmeye başladı. Buna bir de çeşitli kampanyalar ve kapıda vize vb. gibi uygulamalar eklenince yerli turistin parası yurtdışına kaçıyor” diye konuştu. “Turizmi yılın 12 ayı canlı tutmalıyız” Turizm gelirimizi yabancı ülkelere kaptırmamak için formüller bulunması gerektiğini belirten Palandöken, “Öncelikle turizmi mevsimsellikten kurtararak yılın 12 ayı canlı tutmalıyız. Esnaf ve sanatkârlarımızın turizm gelirinden elde ettiği payı arttırarak ülke ekonomisine katkıda bulunmalıyız. Özellikle son zamanlarda trend haline gelen sağlık turizmi, gastronomi turizmi ve kültür turizmi gibi turizm alanlarından daha çok fayda sağlamalıyız. Turist sayısındaki artışı ülkemizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımında fırsata çevirmek için yeni konseptler belirlemeliyiz. Yabancı turistler yalnızca otellerle sınırlı kalmamalı, gittikleri şehirlerin özelliklerini, yöresel ürünlerini tanımalı ve Türk insanının misafirperverliğini hissetmeli. Havaalanı, otogar ve otel gibi kalabalık noktalarda doğal güzelliklerimizin, yöresel ürünlerimizin ve yerli üretimlerimizin tanıtımını içeren broşürlerin dağıtımı zorunlu olmalı” şeklinde konuştu.
Bursa Gümüş balığının ihracat serüveni başladı İznik Gölü’nde gümüş balığı sezonu hızlandı. Yunanistan, Ukrayna ve Amerika’ya ihracatı yapılan ve bu ülkelerde işlendikten sonra cips olarak paketi 4 dolardan satışa çıkarılan gümüş balıkçılığı bu yıl bereketli başladı. İznik Gölü’nde son 25 yıldır yapılan gümüş balıkçılığında bu sezon sıcakların başlaması ile birlikte balıkçılar ağlarını İznik Gölü’ne bırakmaya başladı. 12 ay boyunca tutulması serbest olan ancak sıcak havaların başlaması ile tam anlamı ile sezonu açılan Gümüş balıkçılığı İznik Gölü’nde Orhangazi ve İznik’teki Su Ürünleri Kooperatiflerine bağlı balıkçılar tarafından yapılıyor. 5 kooperatif sezonu bereketli açtı Orhangazi, Narlıca, Göllüce, İznik ve Çakırca Su Ürünleri Kooperatifine bağlı su ürünleri kooperatifine bağlı balıkçıların İznik Gölü’ndeki Gümüş Balığı mesaileri de başlamış oldu. Sezonda toplam bin ton balığın tutulması hedeflenen bölgede bu yıl ki sezon da bereketli başlamış oldu. Orhangazi Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Zelkif Bektaş, gümüş balıkçılığı sezonunun tüm Orhangazi ve bölgeye hayırlı olmasını dileyerek, "Gümüş balığı ihraç ettiğimiz bir balık türü. Epey döviz getiren bir balık. Bu sene de bereketli, hamdolsun. Güzel bir başlangıç, inşallah sonu da iyi olacak" dedi. Zelkif Bektaş, şu anda İznik Gölü çevresinde faaliyet gösteren 5 ayrı kooperatifin yıllık bin ton gümüş balığı tutacağını belirterek, bu kooperatiflerin, Orhangazi, Narlıca, Göllüce, İznik ve Çakırca Su Ürünleri Kooperatifi olarak faaliyet gösterdiğini ifade etti. İznik yakasındaki kooperatiflerin Orhangazi kooperatiflerine oranla daha yüksek kapasiteli olduğunu da belirten Zelkif Bektaş, "Bu yıl çok bereketli bir sezon. İnşallah böyle devam eder" ifadelerini kullandı Zelkif Bektaş balığın Türkiye’de paketlenerek öncelikli olarak Yunanistan’a ihraç edildiğini hatırlatarak, "Ukrayna hatta Amerika’ya gönderen firmalar var. Bu balıklar oralarda cips haline getirilip paketlenip satışa sunuluyor. Oralarda cipsin paketinin 4 dolara satıldığını öğrendik. Geçen yıl balığın kilogram fiyatını 11-12 TL’ye veriyorduk. Maalesef beklediğimiz fiyat bu yıl yok. Bu yıl 13 TL’ye satabiliyoruz. Bu sezon 5 kooperatifin İznik Gölü’nden ortalama bin ton gümüş balığı avlayarak ihracata göndereceğini tahmin ediyoruz" diye konuştu. "Kendimiz cipse dönüştürebiliriz ama tesis lazım" Zelkif Bektaş, gümüş balığının Türkiye’de de işlenip paketlenebileceğini anlatarak, "Bunun için bizdeki tesis yetersiz kalıyor. Bunda devlet büyüklerimizden tek istediğimiz İznik Gölü bölgesinde 600-700 tonluk bir soğuk hava depo yapması. O durumda biz bunları burada paketleriz. Böylece katma değeri yüksek bir ürün elde etmiş oluruz. Daha önceleri çok söz verildi. Bursa Büyükşehir Belediyesi soğuk hava deposu yapılması için sözler verilmişti. İnşallah şimdi gelen yeni başkanlardan bunu bekliyoruz. Aynı projelerin devamı olarak İznik Gölü’nde böyle bir soğuk hava deposu yapılmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.
Ankara “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildi. Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüpheli yakalandı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Batman merkezli 8 ilde Jandarma tarafından düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında elebaşılığını Doğan Güney’in yaptığı (Yurt Dışı Firar) "Odacılar" olarak bilinen Organize Suç Örgütü çökertildiğini belirterek Operasyonlarda organize suç örgütünün yöneticilerinden Yonca Onat’ın da aralarında bulunduğu 34 şüphelinin yakalandığını kaydetti. "Aziz Milletimizin Bilmesini İsterim ki; hangi büyüklükte olursa olsun organize suç örgütlerini çökertip, adalete teslim edeceğiz. Şafak sökerken de gün batarken de operasyonlarımız devam edecek" diyen Bakan Yerlikaya operasyonla ilgili şu detayları paylaştı: "Batman Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının desteğiyle Batman İl Jandarma Komutanlığınca yapılan çalışmalar sonucu; Batman merkezli Adana, Aydın, Mersin, Hakkâri, Van, Mardin ve İzmir’de eş zamanlı olarak düzenlenen “Mahzen-30” operasyonlarında “Bilişim sistemlerini kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık” suçunu örgütlü olarak işleyen organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Sosyal medya üzerinden sahte kiralık Bungalov ev ilanı vererek dolandırıcılık yaptıkları, mağdurlardan elde ettikleri gelirleri önce yasal bahis platformlarındaki hesaplara, daha sonra bahisten kazanılmış gibi gösterip kendi banka hesaplarına aktararak paranın izini kaybettirmeye çalıştıkları ve toplam 18 bin 635 vatandaşımızı mağdur ettikleri tespit edildi. MASAK ile koordineli yapılan çalışmalar sonucu; suçtan elde edilen mal varlığı değerlerinin aklanması kapsamında; ilk belirlemelere göre 34 milyon 530 bin TL değerinde işlem hacmine sahip, şüphelilere ait 1.283 banka hesabına el konuldu. Operasyonlarda; ruhsatsız tabanca, çok sayıda cep telefonu, sim kart, banka ve kredi kartı ile çok sayıda dijital materyale el konuldu. Batman Cumhuriyet Başsavcılığımızı ve operasyonları gerçekleştiren Kahraman Jandarmamız ile MASAK çalışanlarını tebrik ediyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin. Milletimizin duası sizinle."