Ordu’nun Altınordu ilçesinde 1981 yılında kurulan firmayı babalarından devralan iki kardeş Tamer ve Samet Aktaş, Ordu Organize Sanayi Bölgesi’nde Ordu pidesini tüm dünyaya tanıtmak ve pazarlanmasını sağlamak amacıyla 3 milyon liralık yatırım yaparak donmuş gıda sektörüne hitap eden 4 bin metrekarelik bir fabrika kurdu. 160 kişinin istihdam edildiği fabrikada günde 80 bin adet pide üretimi yapılıyor.
İlk etapta Ordu’dan çıkarak İstanbul’da iki restoran açan firma daha sonra gözünü dünyaya dikti. Genç iş adamları Samet ve Tamer Aktaş, ilk etapta iki marka ile Avrupa, Orta Doğu ve ABD pazarına açıldı. 2017 yılında Aralık ayında ABD, Almanya, İngiltere ve Katar’a yaklaşık 300 bin adet pide ihracatı yaptı. Dondurulmuş pideyi duyan diğer ülkeler ise sıraya girdi. Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Fransa, Hollanda, İsveç, Suudi Arabistan, Kosova ve Bulgaristan, Rusya ülkelerinden distribütörlük ve franchise bayilik başvurusu yapıldı.
Talebe yetişemeyince yatırım arttı
Dondurulmuş ve lezzetini yitirmeyen pideye gösterilen ilgiden memnun olduklarını belirten firma ortağı Samet Aktaş, “Bu kadar ilgi beklemiyorduk. Halen aylık 250 ton, yıllık yaklaşık 2 milyon 500 bin adet pide üretimi yapıyoruz. Taleplere yetişmekte zorluk çekince 2018 yılında donmuş pide üretim makine parkurumuza 3.5 milyon TL’lik yatırım yapma ve istihdam sayısını yüzde 20 arttırma kararı aldık. İki marka ile dış ihracata başladık. Şimdi üçüncü markayı oluşturacağız. Bizim amacımız Ordu pidesini tüm dünyanın tanımasını ve tatmasını sağlamak. Bu çalışmalarla ürünlerimiz dış ülkelerin market raflarındaki yerimizi alacağız.
Dondurulmuş gıda yeni bir ürün. Türk insanının Karadeniz, Ege, Akdeniz Bölgelerinde pide kültürü var. Bu milli ürünü markalaştırıp standarda bağlayıp ihracata yaptık. ‘Tüm dünya bu lezzeti tatmalıdır’ sloganıyla hareket ediyoruz” dedi.
Avrupa, Orta Doğu ve ABD pazarında en çok karışık peynirli ve sebzeli pide satışı yaptıklarını dile getiren Aktaş, 2018 yılı içerisinde kıymalı ve kuşbaşılı pideleri de Avrupa ve Amerika pazarına süreceklerini kaydetti.
“Dondurulmuş gıda da lezzet kaybı olmaz”
Dondurulmuş ürünlerin besin değerlerinin en az taze satılan ürünler kadar yüksek olduğunu söyleyen Tamer Aktaş, “Bu konuda yapılan test sonuçlarına göre bazı dondurulmuş sebzelerin bünyesinde bulunan C vıtamını değeri, taze olanlarına göre daha yüksek çıkmakta. Bu nedenle dondurulmuş ürünlerin değerlerini kaybettiğini söylersek yanılırız. İnsan sağlığını en üst seviyede tutan bir marka olarak, ürünlerimizin hiç birinde katkı maddesi kullanmıyoruz. Tabii bir diğer konu da donmuş ürünlerin pratik olması. Bu pratiklik günümüz şartlarında çalışan bireylerin çok hoşuna gidiyor. Dolayısıyla ürünlerin lezzetli olması kadar sağlıklı olması da çok önemlidir. Çünkü tüketiciler lezzetli ve sağlıklı yiyeceklerle öğünlerini geçirmek istiyor” diye konuştu.
“-40 dereceden gelen lezzet, mutfakların vazgeçilmezi olacak”
Donmuş gıdaların korunması ve saklanmasında temel ilkenin, ürünlerin -40 derecede dondurulması ve -18 derecede saklanması gerektiğini belirten Aktaş, çürümeye sebep olan mikroorganizmaların bu derecelerde yaşamadığını, dolayısıyla ürünlerin besin değerlerini kaybetmesinin mümkün olmadığını sözlerine ekledi.
Metin Akyürek
