GÜNDEM - 22 Şubat 2021 Pazartesi 13:15

PKK’nın Bingöl katliamından kurtulan asker: 'Ne misafiri onlar sürekli işkence yapar'

A
A
A
PKK’nın Bingöl katliamından kurtulan asker: 'Ne misafiri onlar sürekli işkence yapar'

Bingöl'de 24 Mayıs 1993'te 33 askerin şehit edildiği katliamdan sağ kurtulan Erkan Omay, Gara’da kaçırılan 13 vatandaşın şehit edilmesinin ardından operasyon yapılmaması halinde bölücü terör örgütünün onları misafir etmeyi sürdüreceğini söyleyenlere tepki gösterirken, “Ben de PKK tarafından alıkonuldum bana çok büyük işkenceler yaptılar ağzımı açıp keleşle ateş ettiler ancak tutukluk yaptı. Onlar misafir etmez sürekli işkence yapar onlarda vicdan yok” dedi.

Bingöl-Elazığ karayolu üzerindeki Bilaloğlu mevkiisinde 24 Mayıs 1993 tarihinde PKK’lı teröristler, silahsız askerlerin bulunduğu minibüslerin yolunu kesti. Tüm şahsi eşyalarına el koyulan askerler, günlerce PKK’lı teröristlerin işkencesine maruz kaldı. Daha sonra PKK’lı teröristler tarafından 33 asker kurşuna dizilerek şehit edildi. Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı kalkan olarak kullanılan 13 asker ise teröristlerin elinden kurtularak Mehmetçik’e sığındı.

"Bizleri ayırarak ilk iki grubu kurşuna dizdiler"

PKK’lı teröristlerin elinden sağ olarak kurtulan askerlerden Erkan Omay, yaşadığı dehşet dolu anları anlattı.
Bingöl’e 10 kilometre kala PKK’lı teröristlerin yollarını kestiğini ve günlerce alıkonulduklarını ifade eden Omay, “1993 yılında iki otobüs olarak Malatya’dan, Bingöl’e doğru yola çıktık. Yol güzergâhında, PKK iki otobüsü alıkoydu. Bizleri bir tepeye getirip kurşuna dizeceklerdi o sırada bir abimiz kaçmayı denedi ama vuruldu. Bizi kurşuna dizmekten vazgeçtiler, daha sonra apar topar koşturarak götürdüler ve bir noktada durdurup bizi 3’e böldüler. Ben en baştaydım 6’ncı sırada bulunan ve şehit olan Mehmet Turan’ın sağına geçtim, o sırada en baştan 6 kişi gelsin dediler. Eğer yer değiştirmeseydim kurşuna dizilmeye ben gidiyordum. Bizi ilk alıkoyduklarında böyle şeylerin olmayacağını sadece rehin tutup devlet ile iletişime geçileceğini söylediler ama arkadaşlarımızdan iki grubu alıp kurşuna dizdiler. Ondan sonra bizim ellerimizi bağlayıp ağır işkenceler yapmaya başladılar” dedi.

Omay kaçmaya çalıştığını anlatarak şöyle devam etti:

“Ben kaçmayı denedim, tuvalet ihtiyacım olduğunu söyleyerek elimi çözdürdüm bu sırada 15 yaşlarında bir çocuk peşime takıldı zaten bunların genellemesi hep çocuktu. Çocuk silahı üzerime doğrultmuştu, ben arkama birkaç defa bakınca kaçacağımı ayıkmış, hemen yerime geçtim. Daha sonra 35- 40 yaşlarında birine Kürtçe bir şeyler söyledi ama ne dediklerini anlamıyorum. O söylediği kişi bir hışımla yanıma gelip silahı ağzıma dayayıp tetiğe bir bastı ve bana, ‘bir daha denersen ağzını burnunu dağıtırım’ dedi. Şans eseri kurtuldum, silah ateş almadı. Hiç unutmam, benim ayaklarıma ve karnıma silahla vurup işkence yapıyorlardı ama ben hiç bir şey hissetmiyordum boş bir odun gibiydim sadece ne zaman öleceğimi düşünüyordum. Televizyonlarda öldü olarak gösterildim, rahmetli annem benim yassımı tuttu. Ertesi gün bir çatışma başladı. Allah razı olsun bizim askerlerimiz geldi dağ taş asker kaynıyordu. Bir çatışmaya girildi, o sırada bizi açık alana yem olarak bıraktılar kendileri mevzilere saklandılar. Bu bir şerefsizlik o zaman da biz kurtulmamış olsak emin olun 33 şehidi de devlet öldürttü derlerdi Allahtan biz canlı tanığıyız. Çatışmadan sonra arka taraftaki o mavi bereli askerlerimizi gördüğümde dünyalar benim oldu.”

PKK’nın Bingöl katliamından kurtulan asker: 'Ne misafiri onlar sürekli işkence yapar'

“Astsubay ve bir polisi diri diri gömüp işkence yaptılar”

Erkan Omay, Gara’da 13 şehit verildiğini anımsatarak, “Allah mekânlarını cennet eylesin, bizde aynı akıbeti yaşadık. Bugün diyorlar ki operasyon başarısız oldu, kardeşim başarısız oldu diyen insanlar oradaki atmosferi ve arkadaşlarımızın neler çektiğini bu namussuzların nasıl işkence yaptıklarını bir görsünler. Biz ellerindeyken onların telsizine yansıdı, astsubay ve polisi alıkoymuşlar. Bunları toprağa gömüp ellerindeki kazma küreklerle işkence yapıyorlardı. Ne misafirliği bunlar hain, namussuz, misafir ediyoruz lafları hepsi hikâye. Bugün o mağaraya gidip Gara’nın içerisinden rehineyi çıkartmak emin olun her askerin cesaret edeceği olaylar değil. Hani bizde bir laf vardır, bekara avrat boşamak kolay derler. Bunlar hainlik yaptı, silahsız ve masum insanları öldüremezsin, bu tam bir terör örgütü işidir” diye konuştu.

Fatih Keçe - Serkan Çetinkaya
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hutbede yapılan duaya tepki gösteren genç, Atatürk’e hakaretten 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı Gayrettepe’de cuma namazı sırasında Atatürk’e dua edilmesine tepki gösterip Atatürk’e ve imama hakaret eden şahıs, 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı. Gayrettepe’de bulunan bir camide 10 Kasım 2023 günü Mustafa Kemal Atatürk’e ve Atatürk için dua eden imama hakaret eden A.B.’nin yargılanmasına devam edildi. Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık ve taraf avukatları katıldı. "Puşt kelimesini güvenilmez manasında kullandım" Duruşmada esasa ilişkin savunma yapması için söz verilen A.B., “Attığım bir kaç tweet ekran görüntüsü alınmış ama bunların atıldığına dair bir kanıt yok. Hakkımda atmadığım bir çok tweet var. ’Sinkaf ederim’ tweeti atmadığımı belirtmek istiyorum. Puşt kelimesini hakaret etmek amacıyla değil, güvenilmez manasında kullanmıştım. Ceza alacağım bir husus görmüyorum. Video çektim. İslamiyet’e göre inançsız ölen bir kişinin arkasından dua edilmemesi gerekir. Beraatımı talep ediyorum” dedi. “Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum” Son sözü sorulan şahıs, “2 ay cezaevinde tek başıma kaldım. Bu eylemim için yeterince ceza aldığımı düşünmekteyim. Daha fazla ne ceza verilebilir bilmiyorum. Beratımı talep ediyorum” dedi. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, A.B.’yi "Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırdı.
Ankara Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yazgan: “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kamuya personel alımlarında mülakat yapılmasına ilişkin, “Sözler tutulsun, mülakat kaldırılsın” dedi. Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, kaldırılacağı açıklanan ancak uygulanmaya devam edilen sözlü sınavların (mülakat) devlet memuru olacaklar ile mevcut kamu görevlilerinin görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarında can yakmaya, emekleri zayi etmeye devam ettiğini söyledi. Yazgan, bir an önce mülakatların kaldırılarak, adayların girdikleri yazılı sınav sonucuna göre atamalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Mülakatın emeklerin zayi olmasına ve idareye karşı güvenin azalmasına sebep olduğunu ifade eden Yazgan, “Ülkemizin kritik bir süreçten geçerken ihtiyaç duyduğu, süreç sonrası uygulamadan kaldırılacağı açıklanarak uygulamaya konulan mülakat sisteminin halen kaldırılmamasının yol açtığı hak kayıpları ve huzursuzluk her geçen gün daha da artıyor. Kamuya atama bekleyen memur adayları ile mevcut kamu görevlileri, bir an önce mülakat sisteminden vazgeçilmesini ve insanların bilgiye dayalı sınavlarda aldıkları puana göre değerlendirmelerin yapılmasını istiyor” ifadelerini kullandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan görevde yükselme sınavından örnek veren Yazgan, 62 kişinin yazılı sınavda 85 ve üzeri puan almasına karşın mülakatta düşük puan alarak atanamadığını belirtti. Yusuf Yazgan, “Yazılı sınavda 98.72 puan alan adaylar, mülakatta 64, 65, 55 puan verilerek eleniyor ve atanması gerçekleşmiyor. İki sınav arasında bu kadar farkın olması, liyakat beklentisi içindeki insanlarda hayal kırıklığına yol açıyor. Demek ki bu iki sınavdan birisinde sorun var. Bu sorunu, bu şaibeyi kaldırmak için yapılması gereken tek şey mülakatı kaldırmak, bilgiye dayalı yazılı sınav sonucuna göre atamaları gerçekleştirmek” şeklinde konuştu.