EKONOMİ - 20 Ocak 2020 Pazartesi 12:40

Pompada akıl oyunları

A
A
A
Pompada akıl oyunları

Akaryakıt ve LPG sektöründeki bazı firmaların ürün satmadığı halde satıyormuş gibi firmalara fatura keserek vergi kaybına yol açtığını belirten Ergaz Genel Müdürü Abubekir Yağız, "Bazı istasyonlarda rafineri fiyatının 2-3 puan altında satış yapılıyor. Etkin denetim istiyoruz" dedi.

Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmaya çalışan Türkiye, bir yandan da içeride kayıt dışılıkla mücadele ediyor.

Kanunlardaki boşluklar ile aynı üründeki fiyat farklılıklarından faydalanan fırsatçılar, sahte faturalarla devletin milyarlarca liralık vergi kaybına yol açıyor.

Fırsatçılar aynı zamanda vergisini düzenli ödeyen firmalara, pazar payını küçülterek zarar veriyor. Ergaz Genel Müdürü Abubekir Yağız, Türkiye'nin birinci probleminin kayıt dışılık olduğunu belirterek, “Bu terörden bile daha tehlikeli. Türkiye bir yere gelecekse kayıt dışılığı çözmeli. Kayıt dışılığın bedelini ağır ödüyoruz. İletişim çağındayız. Her şeye anında müdahale etme çağındayız ama sorunları çözemiyoruz” dedi. Devletin , akaryakıt sektöründeki kaçak ve ihrakiye istismarından dolayı , KDV ve ÖTV'den tahmini 10 milyar TL’lik kaybı olduğunu anlatan Yağız, “Akaryakıtta yapılan oyunla bir tonda 2 bin 500 liralık avantaj sağlıyorlar. Ortada mal yokken fatura kesiyorlar. Sahte şirketler kuruluyor. Makamına gidiyorsunuz kimse yok. Şırnak, Mardin, Kilis'teki istisna bölgelerine hiç dokunulmuyor. Orada devleti 1 milyar dolar dolandırabiliyorlar. Bir akaryakıt istasyonunun aylık 20 bin TL sabit gideri, 10 bin TL enerji gideri var ama TÜPRAŞ'ın 2-3 puan altında ürün satabiliyor. Enerji, nakliye, vergi giderin var, bunlar nerede? Rafineri fiyatları altında satılan ürünlerin denetlenmesini istiyoruz. Etkin denetim istiyoruz” diye konuştu.

Pompada akıl oyunları

KDV düşsün ÖTV'ye eklensin

Akaryakıtta hem ÖTV hem KDV ödediklerini anlatan Yağız, şu öneride bulundu: “KDV'nin yüzde 18'den 1'e indirilip aradaki farkın ÖTV'ye eklenmesini istiyoruz. Böylece KDV üzerinden yazar kasada yapılan sahtekarlığın önüne geçilecektir.”

Sektör uzmanları akaryakıtla yapılan usulsüzlüklerin beş kalemde gerçekleştiğini belirtiyor.

İddia 1- KDV iadesi

Akaryakıtta KDV yüzde 18 olarak uygulanıyor. İstasyonlar aldıkları ürünleri dış satış sistemi ile müteahhitlere, kum ocaklarına, fabrikalara ve toptan tüketicilere fatura üzerinden satıyor. Ancak ürün teslim edilmiyor. Satış gösterilen bu ürünler istasyonda faturasız olarak nihai tüketiciye satılıyor. İstasyondan toptan alış yapan ama fiili olarak yakıtı teslim almayan şahıs yada şirket, toptan tüketim nedeniyle faturalarını ibraz ederek devletten KDV iadesi alıyor. Alınan bu KDV iadesi istasyonla paylaşılıyor. Kar payları 60 ila 70 kuruş arasında değişen dağıtıcı ve bayilerin bu yolla ortalama 7 liralık akaryakıtta 1,26 liralık KDV avantajı yakaladığı belirtiliyor.

İddia 2- gider gösterme

Firmalar belli bir miktar harcamayı gider yazıp buradan da kazanıyorlar. Örneğin 100 birimlik faturanın 90'ını gider gösteren bir firma akaryakıt için de beş birim yazıp gideri 95 birime kadar çıkarıp buradan da kazanıyor. Burada firmalar yine almadıkları ürün için kesilen faturaları kullanıyor. Enerji uzmanları sorunun çözümü için, firmaya kesilen faturalarla firmanın kullanım miktarının karşılaştırılması gerektiğini söylüyor. Denetimlerin artırılmasını öneren uzmanlar otomasyon sistemlerinin, yazar kasaların denetlenmesinin önemini vurguluyor.

İddia 3- tüpgaz al, otogaz

Vergi kaçakçıları benzer bir yolu otogazda da kullanıyor. Tüpgaz ile Dökmegaz'ın vergisi otogaza göre ton başına 600 lira daha ucuz. Tüpgaz, dökmegaz ve otogazın standart ürünler olduğunu, aralarında bir fark olmadığını belirten uzmanlar tüpgazın halk kullandığı için ucuz satıldığını, fırsatçıların bundan yararlandığını söylüyor. Rafineriden alınan ürün tüp bayilerine tüpgaz diye fatura ediliyor ancak tüp gelmiyor. Bu ürünler otogaz bayilerine satılıyor. Böylece ton başına 600 TL kar elde ediliyor. Uzmanlar, bayilerin otogazı nereye sattığının sorgulanması gerektiğini söylüyor.

İddia 4-Balıkçının ÖTV teşviki

Türkiye balıkçılık sektörünü ÖTV'siz mazotla destekliyor. Vergi fırsatçılarının bunu da kullandığı belirtiliyor. Faturayı 'tekneye alıyorum' diye kesen vergi kaçakçıları ürünü iç piyasaya gönderiyor. Böylece devletin binlece liralık vergi kaybı ortaya çıkıyor. Uzmanlar, illegal faaliyetler sonucu elde edilen haksız kazancın, uygulanan cezaların çok üstünde olduğunu belirtiyor.

İddia 5-diplomatik muafiyet

Diplomatik muafiyet nedeniyle elçilik araçlarından KDV ve ÖTV alınmıyor. Fırsatçılar, diplomatik muafiyet kapsamında vergisiz sunulan ürünü elçiliğe teslim ettim diye gösteriyor, etmediği için ÖTV ve KDV'den kayıp yaşanıyor. Eski bir EPDK yetkilisi bu konuyla ilgili, zamanında gönderilmiş gibi gösterilen akaryakıtın faturalarını Amerikan elçiliğine sorduklarını, elçiliğin kesilen faturaların yüzde 98'inden haberdar olmadığını bildirdiğini söyledi. Yetkili, bu konuda cezaların caydırıcı olmadığını belirterek, vergi kaçakçılığı yapan kişilerin mal varlıklarına tümden el konulması gerektiğini ifade ediyor.

Kaçakçılara verilen cezalar

1.Ürüne el konuyor
2.Ürün tespit edilemezse bedeli üzerinden müsadere uygulanıyor.
3.Hapis cezası uygulanıyor.
4.İdari para cezası veriliyor.
5.Lisans iptal ediliyor.
6.Maliye uğranılan ÖTV kaybı ve buna ek olarak üç katı vergi cezası kesiyor.

Kaynak: Türkiye gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Köy ve mahalle muhtarları ile tanışma ve istişare toplantısı Bilecik’in Osmaneli İlçesinde Kaymakam Yüksel, köy ve mahalle muhtarları ile tanışma ve istişare toplantısı yaptı. Muhtarlara, yeni görevlerinin hayırlı olmasını dileyen Kaymakam Yüksel Ünal “İlk kez seçimini kazanarak yeni muhtar olan 18 muhtarımıza, yeni seçilen 1 İl Genel Meclis üyemize, eski muhtarlarımız ile İl Genel Meclisü üyelerimize görevlerinde kolaylıklar diliyorum. Yeni muhtarlar ağırlıklı olarak gençlerden oluşuyor. Bir mahallenin sorununu en iyi muhtar bilir. Sizler mahallelerinizde bizlerin gören gözü duyan kulağı olacaksınız. Bu yüzden sizlere büyük işler düşüyor. Sizler seçilerek göreve geldiniz. Ben inanıyorum ki mahallenizi ve köyünüzü en iyi şekilde temsil edeceksiniz. Devletin varoluş amacı vatandaşın rahat, huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamaktır. Sizler de vatandaşların sorunlarını bizlere ve yerel yönetimlere aktarmakla görevlisiniz. Bizler zincirin halkaları gibiyiz. Ekip ruhu ile hep birlikte güzel çalışmalara imza atacağımıza olan inancım tamdır. Bu vesile ile şimdiden sizlere görevinizde başarılar diliyorum” dedi. Osmaneli için hizmet ve yatırımlarına hız kesmeden devam edeceğini belirten yeni Belediye Başkanı Bekir Torun da yerel yönetimde muhtarların önemine değinerek, “Osmaneli’mize nitelikli hizmet sağlarken mahallelerimizin ihtiyaçlarını ve isteklerini tespit etmemiz noktasında muhtarlarımıza büyük görev düşüyor. Bu kapsamda muhtarlarımızla iş birliği içerisinde olmamız, ortak akılla karar almamız hizmetlerimiz açısından önem arz ediyor. Kaymakamımızın düzenlemiş olduğu tanışma kahvaltısına katkı sağlayan kıymetli muhtarlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bu hizmetleri gerçekleştirirken siz kıymetli muhtarlarımızla iş birliği içerisinde olacağız. Şimdiden destekleriniz için teşekkür ediyorum. Cenab-ı Allah birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı nasip etsin. Mahallelerimizin gözü, kulağı olacak siz kıymetli muhtarlarımıza yeni görevinizde başarılar diliyorum. Hayırlı, uğurlu olsun inşallah" dedi. Toplantının sonunda kendini tanıtan mahalle ve köy muhtarları düzenlenen tanışma kahvaltısından dolayı Osmaneli Kaymakamı Yüksel Ünal’a teşekkürlerini sundular.
İstanbul Gülşen 12 Mayıs’ta Volkswagen Arena sahnesinde Türk pop müziğinin yıldız ismi Gülşen, 2 Mayıs’ta İstanbul Volkswagen Arena sahnesinde sevenleri için şarkı seslendirecek. Sahne performansıyla Türkçe pop müziğin zirve isimlerinden Gülşen, unutulmaz performans için 12 Mayıs’ta Volkswagen Arena sahnesine geliyor. Gülşen’in eşsiz sesi ve enerjisiyle dolu muhteşem konserin biletleri Biletinal’da satışa çıktı. 1996 yılındaki ilk albümü "Be Adam" ile müzik sektörüne giriş yapan Gülşen, 2004’te dördüncü albümü “Of... Of... “ ile büyük bir çıkış yakaladı. Bu şarkısıyla Altın Kelebek hem de Kral TV Video Müzik Ödülü kazandı. “Yurtta Aşk Cihanda Aşk” (2006) albümünden sonra satış başarılarını sürdürerek “Beni Durdursan mı?” (2013) albümüyle Türkiye’de yılın en çok satanı oldu. Bunu yılın en çok satan ikinci albümü olan "Bangır Bangır" (2015) takip etti. "Yurtta Aşk Cihanda Aşk", "Bi’ An Gel", "Yeni Biri", "Sözde Ayrılık", "Yatcaz Kalkcaz Ordayım", "Kardan Adam", "İltimas", "Bangır Bangır" ve "Bir İhtimal Biliyorum" şarkılarıyla Türkiye Resmi Listesi’nde haftalarca bir numarada kaldı. Şarkı yazarı kimliğiyle de öne çıkan Gülşen, kendi yazdığı şarkıları da seslendirmeye başladı ve meslektaşları için liste başarıları yakalayan birçok hit şarkı hazırladı. 2015’te YouTube’da en çok izlenen Türk şarkıcı olurken sonraki yıl tek bir video klibi iki yüz milyonun üzerinde izlenen ilk Türk şarkıcı olma unvanına erişti. Bugüne kadar altı Altın Kelebek ve dokuz Kral Türkiye Müzik Ödülü dahil olmak üzere onlarca ödül kazandı.
Erzincan Okuldaki Çiftlik Projesi hayata geçirildi Tarım ve Orman Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile “Okuldaki Çiftlik" projesi başlatıldı. Başlatılan proje ile çocukların tarım, orman, doğa ve doğal yaşam konularında farkındalık oluşturmaları, bilinçlenmeleri, aidiyet duygusu geliştirmeleri ve harekete geçmeleri hedefleniyor. Ülke genelinde 28 ili kapsayan projede her ilde bir okul ve bir sınıf belirlendi. Erzincan’daki proje, Demirkent TOKİ Ortaokulu’nda gerçekleştirildi. Bugün okul bahçesinde projenin ilk aşaması olan meyve fidanlarının dikimi yapıldı. Okul bahçesinde yapılan etkinliğe Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin, Erzincan Milli Eğitim Müdürü Hacı Ömer Kartal, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü teknik ekipleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Ardından şeftali, kayısı, erik, elma gibi meyvelerin fidanları, okul bahçesinde toprakla buluşturuldu, can suyu verildi. Dikilen her ağaca öğrencilerin adı verildi. 5. Sınıf öğrencileri okul hayatları boyunca sahibi oldukları fidanın bakım ve sulama işlerini takip ederken, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de öğrencilere teknik destek sağlayacak. Proje ile ilgili bilgi veren Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin “Bu proje ile çocukların tarım, orman, doğa ve doğal yaşam konularında farkındalık oluşturmaları, bilinçlenmeleri, aidiyet duygusunu geliştirmeleri ve harekete geçmeleri hedeflenmektedir. Demirkent TOKİ Ortaokulu’nda kurulacak sera, kümes ve meyve bahçesinde gerçekleştirilecek uygulamalı eğitimlerle çocuklarımızı üretim süreçlerine dahil edilecek olması bizler için çok kıymetlidir.” diye konuştu.
Tokat Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı Tokat’ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat’ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu’na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat’ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD’ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi. "Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda" Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat’ta gerek Yozgat’ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege’deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar’dan Alp’lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu. "500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı" Tuzcuoğlu, depremin ardından 500’e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi: "Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."