TEKNOLOJİ - 17 Ekim 2018 Çarşamba 17:36

Prof Dr. Alkan: Siber güvenlik yerli ve milli olmalı

A
A
A
Prof Dr. Alkan: Siber güvenlik yerli ve milli olmalı

Siber Güvenlik Konferansı Yürütme Kurulu Başkanı Profesör Doktor Mustafa Alkan siber güvenlik ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Bilgi Güvenliği Derneği tarafından Gazi Üniversitesi (GÜ), İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) işbirliği ile düzenlenen ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından desteklenen "11. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı" başladı. BTK'da bugün başlayan ve yarın da devam edecek olan konferansa çok sayıda yerli ve yabancı firma temsilcisi katıldı. 

Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı Yürütme Kurulu Başkanı ve Siber Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Alkan, burada yaptığı açıklamalarda, "Temel amacımız toplumda bilgi ve siber güvenliği bakımından farkındalık oluşturmak istiyoruz. Üniversitelerimizde çok ciddi çalışamalar var. Sektörümüzde çok ciddi çalışmalarımız var. Kamuda projeler hayata geçirilmeye çalışılıyor. Burada özellikle siber güvenlik konusunda yerli ve milli çözümler geliştiren firmalarımızın tanıtımlarını oluşturduğumuz stantlarımız var. Son derece önemli olan verilerimizi kriterlerimizi önemli kıymetli değerlerimizi koruyabilmek için kişisel olarak ne tür önlemler almamız gerekiğini ve kurumsal anlamda nasıl güvenlik almamız gerektiğini burada tartışacaklar. Siber güvenlik konusunda yerli ve milli çözümler üretmek son derece önemli. ülke olarak biz yerli ve milli çözümleri nasıl üretebiliriz bu tek kullanabilecek insan bütün yönleri ele alıyoruz" dedi.

Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı, düzenlendiği ilk yıldan beri bu alanlardaki bilimsel ve sektörel çalışmaların paylaşılmasını, üniversite-kamu-endüstri işbirliğinin geliştirilmesini, kamunun bilgilendirilmesini, eğitilmesini, tüm bilim insanları, araştırmacılar ve sektörel uygulayıcılar arasında bilgi alışverişini sağlamayı hedefliyor. Bu yıl 11'incisi düzenlenen konferansın ana teması ''Siber Güvenlik ve Blok Zincir Teknolojisi'' olarak belirlendi. Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı Yürütme Kurulu Başkanı ve Siber Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Alkan, İhlas Haber Ajansı'na (İHA) konferansla ilgili yaptığı değerlendirmede her yıl gerçekleştirilen bu konferansta temel amacın bilgi güvenliği ve siber güvenlik konusunda toplumun tüm kesimlerinde bir farkındalık oluşturulması olduğunu belirtti. Alkan, konferansta bu alanda yerli ve milli çözümlerin geliştirilmesine katkı sağlandığını, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, sektörün temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları gibi tüm bileşenlerin bir araya getirildiğini, bilgi güvenliği ve siber güvenlik konusunda Türkiye'deki ve uluslararası alanındaki çalışmaları her yönüyle değerlendirildiğini ifade ederek, Türkiye'ye yönelik politikalar ve stratejilerin ne olduğunu belirlediklerini kaydetti.

"Bilgi varlıklarımızı koruyabilmek için bilinçlenmeye ihtiyacımız var" 

Hızla gelişen teknoloji sayesinde artık her şeyin sayısallaştığını, bütün bilgilerin ve değerli varlıkların elektronik ve internet ortamında olduğunu dile getiren Aklan, "Bütün iş ve işlemlerin elektronik ortamda gerçekleştirdiği bir siber dünyadan bahsediyoruz. Dolayısıyla bunun güvenliği de son derece önem arz ediyor. Bilgi güvenliği ve siber güvenlik dediğimizde gerek kişisel anlamındaki verilerimizi, gerek kurumsal anlamdaki çok kıymetli olan bilgi varlıklarımızı koruyabilmek için neler yapmamız gerektiği konusunda bir bilinçlenmeye ihtiyacımız var. Bunlarla ilgili kurumsal ve ulusal anlamda ne tür önlemler almamız gerekiyor, çok yoğun siber saldırıların, siber savaşların olduğu günümüzde bilgi varlıklarımızı, kritik alt yapılarımızı koruyabilmek için nasıl çözümler geliştirmemiz gerekiyor, insan ve uzman kaynaklarımızı nasıl oluşturmamız gerekiyor. Son derece önemli. Biz de bu etkinliklerde özellikle Türkiye'de bilgi güvenliği ve siber güvenlik uzmanları geliştirilmesine katkı sağlayabilmek için birtakım eğitimler gerçekleştiriyoruz. Her yıl yüzlerce bu alana ilgi duyan genç arkadaşlarımızın eğitilmesi noktasında faaliyetler yürütüyoruz. Ayrıca konferans bünyesinde Türkiye'de ve uluslararası anlamda akademisyenlerin yapmış olduğu çalışmaların neler olduğunu, burada bilimsel ve akademik anlamda yayınların tartışıldığı bildirilerin sunulduğu bir ortam haline getiriyoruz. Aynı şekilde Türkiye'de ulusal anlamda sektörümüzün bu konudaki yerli ve milli çözümleri nedir bunları geliştirmek için neler yapabilirizi değerlendiriyoruz. Türkiye'de siber güvenlik kapsamında yerli ve milli çözümlerimiz olmasına rağmen kamu başta olmak üzere bu ürünleri maalesef desteklemiyor ve kullanmıyoruz. Daha çok uluslararası ürünler, yazılım ve donanım birimlerini kullanıyoruz. Bu ülke için çok ciddi tehdit oluşturuyor. Yerli milli firmalarımız desteklenmeli. Yerli ürünlerin kamu başta olmak üzere tüm alanlarda kullanımının desteklenmesi teşvik edilmesi ve bu konuda ulusal düzenlemelerin ivedilikle hayata geçirilmesi çok önemli. Son zamanlarda bunlarla ilgili birçok haberler duyuyoruz medyada. Gerek yazılım anlamında, gerek donanım anlamında güvenlik çözümü diye almış olduğumuz ürünlerin aslında bizim için açık alanlar, açık kapılar olduğunu ve çok önemli verilerimizin dışarıya taşınması anlamına geldiğini düşünürsek bizim özellikle bu alanda yerli ve milli çözümler geliştirmemiz ve var olan yazılım ve donanım ürünlerini desteklememiz son derece önem arz ediyor. Bizler de sektörümüzün bu alandaki yerli ve milli ürünleri ve çözümleri nedir onları buradaki konferansta sergiliyor ve tanıtmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu. 

Alkan, bu alanda insan kaynağı yetiştirilmesi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bu tür faaliyetlerin ilkokuldan itibaren yapılması gerektiğini belirterek, "Kendi yerli ve milli çözümlerimizin yanı sıra, insan ve uzman kaynaklarımızı yetiştirmemiz, siber ordularımızı da oluşturmamız son derece önem arz ediyor" mesajını verdi.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Marble İzmir’e yoğun ilgi Bu yıl 29. kez kapılarını açan Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı yoğun ilgi görüyor. 150 bin metrekareyi aşan alanda, 131’i yabancı, bin 14 katılımcının yer aldığı Marble İzmir’i, ilk iki gününde dünyanın dört bir yanındaki 150’ye yakın ülkeden ve Türkiye’nin dört bir yanından on binlerce kişi ziyaret etti. Dünyanın en büyük doğal taş fuarı Marble İzmir, ilk iki gününde gördüğü büyük ilgiyle dikkat çekti. Devlet kurumları, Türkiye’nin dört yanından valilikler, yerel yönetimler, ihracatçı birlikleri, dernekler ve sektör temsilcileri de katılımcıları ziyaret ederek, fuara; katılım, ihracat görüşmeleri, sektörde yaşanan son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuyor. Bin 500’e yakın doğal taşın yer aldığı blok alanında da ürünlerin yarısından fazlası satılmış durumda. Doğal taş ve makine firmaları da iş bağlantıları kurup milyonlarca liralık anlaşmalara imza attı. Marble İzmir için ABD, Orta Doğu ile Asya ve Avrupa bölgelerindeki ticari ataşeliklerle iş birlikleri yapılırken, fuara dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçi bekleniyor. Ticaret Bakanlığının ihracata yönelik destekleriyle; Ege Maden İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri ve Batı Akdeniz İhracatçılar Birliği ile ortak yürütülen üç farklı alım heyeti programı düzenleniyor. Bu programlar kapsamında hedef ülke olarak belirlenen; Birleşik Krallık, Güney Kore, Fransa, İtalya, Bahreyn, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Umman, Katar, Kuveyt ve Azerbaycan’dan sektör profesyoneli ağırlanıyor. İZFAŞ tarafından yürütülen B2B programına da 186 yabancı alıcı katıldı. Fuar süresince, katılımcı firmaların müşterilerle hızlı ve etkili biçimde görüşmesi sağlanıyor. Ayrıca, Avustralya’dan İtalya’ya, ABD’den Çin’e kadar dünyanın her kıtasındaki toplam 59 ülkeden, binlerce kişi de fuarı ziyaret ediyor. 20 ülkeden 131 yabancı, 47 ilden 883 yerli toplam bin 14 katılımcının yer aldığı Marble İzmir’de, doğal taş ve ürünleri ile madencilik sarf malzemeleri, fabrika ve atölye sarf malzemeleri, madencilik makineleri, iş makineleri ve ağır ekipmanlar, fabrika ve atölye makineleri, çevre koruma, geri dönüşüm ve kazanım sistemleri, sektörel kuruluşlar, bilgi işlem ve yazılım firmaları, nakliye ve lojistik hizmetler, finansman ve kredilendirme hizmetleri, kamu ve resmi kurumlar, dernek, birlik ve STK’lar, medya kurum ve kuruluşları yer alıyor. Marble İzmir, sektöre ve yan sektörlerine, ihracata, istihdama katkı sağlamasının yanı sıra önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da turizmden konaklamaya, ulaşımdan yiyecek içecek sektörüne kadar birçok alanda kent ve ülke ekonomisine pozitif etki sağlıyor. Fuar nedeniyle kente gelen yerli, yabancı katılımcı ve ziyaretçiler, İzmir’de Marble bereketini hissettiriyor. Marble İzmir ilk yapıldığı 1995 yılında doğal taş ihracatı 77 milyon dolarken, yıllar içinde fuarın da katkısı ile Türkiye’nin doğal taş ihracatı 2 milyar doları aştı. Bu yılın ilk üç ayında da Türkiye doğal taş ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre artışla 420 milyon dolara ulaştı. 20 Nisan 2024 saat 18.00’e kadar açık olacak fuarın 100 bine yakın ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor.
Aksaray Başkan Dinçer: “Söz verdiğimiz gibi iyi günde kötü günde vatandaşlarımızın yanındayız” Sosyal belediyecilik çerçevesinde yaptığı çalışmalarla örnek olan Aksaray Belediyesi, yeni dönem için de birçok çalışmayı hayata geçiriyor. Aksaray Belediye Başkanı Evren Dinçer, “Söz verdiğimiz gibi iyi günde kötü günde vatandaşlarımızın yanındayız” dedi. Belediyeciliğin sadece altyapı, üst yapı ve temel belediyecilik hizmetlerinden ibaret olmadığı anlayışı ile ilk dönemde vatandaşların gönlüne dokunan Belediye Başkanı Evren Dinçer, yeni dönemde de ihtiyaç sahiplerinin, engellilerin ve bakıma muhtaç ailelerin yanında olacak uygulamalarını hayata geçirmeye devam ediyor. Sunduğu hizmetlerini sosyal yardımlarla sınırlamayan Aksaray Belediyesi, Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gören hastalara bakım seti hediye ederken aynı hastanede yeni doğan sevinci yaşayan ailelere hoş geldin bebek seti hediye ediyor. Aksaray Belediyesi, yıllık 6 binin üzerindeki hastaya, hastaya bakım seti ve 4 binin üzerindeki anneye hoş geldin bebek seti hediye ediyor. Aksaray Belediyesi olarak yürüttükleri sosyal belediyecilik faaliyetlerini değerlendiren Belediye Başkanı Evren Dinçer, “Dostun evi gönüllerdir, gönüller almaya geldik anlayışı ile vatandaşlarımızın iyi gününde de kötü gününde de yanında olmanın gayreti içerisinde çalışıyoruz. Sosyal Belediyecilik anlayışı hastalarımızın talebi üzerine çölyak ve trozonemi hastalarına glütensiz gıda desteğimiz düzenli olarak ulaştırıyoruz. Ayrıca evden çıkma imkânı olmayan hastalara evde sağlık hizmeti, yine hasta olan yaşlılarımıza evde bakım hizmeti sunuyoruz. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğümüz koordinesinde Bebek Taksi uygulamamız, yaşlılarımızın ihtiyacının karşılanması için Huzurlu Yaşam Taksi, engelleri bireylerimiz hastane ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması için engelsiz araçlarımız 7/24 görevde. Aksaray Belediyemize ait Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Sağlık İl Müdürlüğü bahçesinde yer alan çorba evlerinde günlük 2 bin kişiye çorba ikramımız sürüyor. Hastanedeki çorba evimizden sağlık çalışanları, hasta ve yakınları yararlanıyor. Sağlık İl Müdürlüğü bahçesinde çorba evinden vatandaşlarımız ve öğrencilerimiz faydalanıyor. Bunun yanında mobil çorba aracımız da her gün farklı noktalarda bu hizmeti sunuyor. Engelli Koordinasyon Merkezimiz aracılığı ile engelleri bireylerin ihtiyacına cevap veriyoruz. Akülü araçlar, tekerlekli sandalye, engellilerimiz için ücretsiz E-KPSS kursları ve meslek edindirme kursları devam ediyor. Belediye bünyesinde görev yapan bayan ve erkek kuaförleri, ihtiyaç sahibi aileleri ziyaret ederek ebeveynlerin ve çocuklarının saç kesim işlemini ücretsiz gerçekleştiriyor. İhtiyaç sahipleri sosyal mağazamızdan kıyafetlerini tedarik ederken Sosyal Mağaza Otobüsümüz, mahalle mahalle hatta köy köy gezerek çocuk ve yetişkin bireylere kıyafet ihtiyacını karşılıyor. Haftanın belirli günlerinde Aksaray Eğitim Araştırma Hastanesini ziyaret eden ekibimiz, hastalara ‘Hasta Bakım’ seti dağıtırken, doğum yapan annelere ise ‘Hoş Geldin Bebek’ seti hediye ediyor” diye konuştu.
Konya Başkan Karabacak’tan boykot çağrısına sert tepki Konya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği Başkanı Muharrem Karabacak, sosyal medyada başlatılan lokanta ve kafeler için iki günlük boykot çağrısına sert tepki gösterdi. Başkan Karabacak yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Sosyal medya üzerinden bir kısım çevreler tarafından başlatılan ve bazı ulusal kanallarca da desteklenerek gündemde tutulan lokanta ve kafelerimiz için iki günlük boykot çağrısının yapıldığını üzülerek görmekteyiz. Fahiş fiyatların olduğuna vurgu yapılarak Ahilik kültürüyle yoğurulan esnaf ve sanatkarlarımız üzerinden gündem oluşturma çalışmaları tamamen yanlıştır. Esnaflarımızın fiyat tarifesi mevcuttur ve bunun dışında kesinlikle satış yapmaz, yapmamaktadır. Kendi imkanlarıyla varlığını sürdürmeye çalışan, istihdam sağlayan, her türlü olumsuzluklarda vatan aşkıyla devletinin ve milletinin yanında olan, aksi bir düşüncesi kesinlikle olmayan esnafımızı hedef tahtası haline getirmek büyük haksızlıktır. Ticaret Bakanlığımız başta olmak üzere devletimizin denetim organları fahiş fiyat uygulayan işletmelere yönelik her türlü önlemi ve denetimi yapmaktadır. Birliğimiz ve odalarımız da gerekli çalışmalarını itina ile devam etmektedir. Lokanta ve kafelerle masumane başlatılmaya çalışılan sürecin, tüm meslek dallarına yayılma ihtimalini elbette ki bazı çevreler bilmekle birlikte olumsuzluk ortamı oluşturmak için fırsat kollamaktadır. Bu itibarla konunun hassasiyeti ve önemine vurgu yaparak odalarımızın yapmış oldukları işletme maliyet hesaplarıyla birlikte esnaflarımızı yoğun periyotlarda fiyat, porsiyon ve kalite denetimlerine devam edeceğini özellikle belirtmek isteriz.”
Düzce Flüt-Piyano resitali ile sanat dolu ilkbahar akşamı Düzce Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜKAM) tarafından düzenlenen “Flüt-Piyano Resitali” gerçekleştirildi. Cumhuriyet Konferans Salonu’nda ki programın açılışında konuşan Düzce Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Şule Çeviker Ay, sanatta da kadın temsilinin önemine işaret ederek gençlerin farklı alanlarda cesaretlerini artırmak amacıyla bu resitali düzenlediklerini ifade etti. İki kurumun bir araya gelmesinde emeği geçen Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir ile Düzce Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Nazmi Bal’a, programa destek verenlere ve sanatseverlere teşekkür etti. Flütte Düzce Üniversitesi Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nden Dr. Ögr. Üyesi Eda Nazlımoğlu, piyanoda ise Düzce Güzel Sanatlar Lisesi’nden Piyano Öğretmeni Ahmet Emre Esen tarafından dünya ve Anadolu ezgilerinden sekiz eser icra edildi. Her iki sanatçının başarılı performansları ilgi ve beğeniyle takip edildi. Programın kapanışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, ’’Üniversitelerin üç önemli misyonu vardır, bunlardan bir tanesi ise elde ettiği kazanımları kamuoyuyla paylaşmaktır. Bugün bu etkinlikle birlikte sanat faaliyetlerimizin çok değerli bir sunusunu gerçekleştirdik. Sizleri mayıs ayı içerisinde düzenleyeceğimiz festivalde sanat ve bilimin ön planda olduğu DÜFEST 2024’e davet ediyor, katılımlarınız için teşekkür ediyorum’’ dedi. Sanatçılara; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Genç, Müzik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Haluk Yücel ile Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Şule Çeviker Ay tarafından teşekkür belgeleri takdim edildi.