SAĞLIK - 13 Aralık 2018 Perşembe 16:12

Prof. Dr. Cem Aygün: 'Gece yatak ıslatma çocuğun ya da ailenin hatası değil'

A
A
A
Prof. Dr. Cem Aygün: 'Gece yatak ıslatma çocuğun ya da ailenin hatası değil'

Türk Çocuk Ürolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Aygün, İstanbul'da düzenlenen basın toplantısında gece yatak ıslatma çocuğun ya da ailenin hatası olmadığını, gece yatak ıslatma sorununda çocuklara ceza verilmemesi konusunda uyardı.

Türk Çocuk Ürolojisi Derneği, gece yatak ıslatmanın (enürezis noktürna) bir sağlık sorunu olduğu ile ilgili toplumda farkındalık oluşturmak, çocuklar ve ailelerinin tedaviye başvurmalarını sağlamak, bu sebeple çocuklara uygulanan şiddeti durdurmak amaçlarıyla 'Mini Yıldızlar Mutlu Sabahlar Drama Atölyesi' sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında, enürezis nokturna sorunu yaşamayan ancak enüretik çocuklara destek olmak amacıyla drama eğitimine katılan 5-15 yaş arası çocuklar, İstanbul Drama Sanat Akademisi tarafından verilen iki saatlik atölye çalışmasında mutlu bir sabaha uyandıkları günü dramatize ettiler. Ünlü tiyatro oyuncusu Doğa Rutkay Kamal da bu sosyal sorumluluk projesine destek olarak, konunun önemine dikkat çekti. Drama öncesi düzenlenen basın toplantısına Türk Çocuk Ürolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Aygün, Mini Yıldızlar Mutlu Sabahlar Drama Atölyesi Proje Koordinatörü ve Ferring İlaç Pazarlama Müdürü Ebru Gönenbaba ve Tiyatro Oyuncusu Doğa Rutkay Kamal'ın katıldığı basın toplantısı düzenledi. 

''Dayak, cezaların ise bunların başında geliyor''
Gece yatak ıslatma hastalığında toplum yanlış davranışlarını aktaran Prof. Dr. Cem Aygün, ''Bu hastalık genellikle toplumda kendiliğinden geçebilecek, çok önemli bir soruna yol açmayacak bir problem olarak düşünülür ama başlangıçta psikolojik bir problem olmamasına rağmen daha sonra çocukta çok ağır psikolojik yaralar bırakabiliyor. Bazı gece yatak ıslatma durumlarında ciddi sağlık durumları da altta yatabiliyor. Bu da toplumda bilinirliği çok az olan bir konu. Aileler bu hastalığı olan çocuklara ceza uyguluyor. Bir çalışmada yüzde 56 oranında ceza uygulandığı görülmüş ve bu cezaların bir kısmı çok ağır cezalar. Dayak ise bunların başında geliyor. Çocukları bunlardan kurtarmamız lazım. Bu projenin en önemli amacı bu farkındalığı oluşturmak. Bu çocukların hangi yaştan itibaren nasıl bir sağlık kuruluşuna başvurması gerektiğini ve niye tedavi edilmesi gerektiğini anlatmak'' dedi.

''5 yaşından itibaren tedavi edilmesi lazım''
Hangi yaş grubunda görüldüğüne dair açıklama yapan Prof. Dr. Aygün, ''Doğumdan itibaren 5 yaşa kadar gece yatak ıslatmayı normal kabul ediyoruz. 5 yaşından itibaren çocuk yatak ıslatıyorsa tedavi edilmesi gerektiğini dünyadaki bütün kuruluş ve kılavuzlar söylüyor. Bu yaştan sonra kabul edilebilir bir durum değil. Artık bebeklikten çıkmış okul çağına gelen bir çocuk, utangaçlık ve suçluluk duygusu yaşıyor. Aile içinde bu sorunlar yol açıyor. Anne, baba ve çocuk çatışması yaşanıyor. Büyük bir stres. Her gece kalkıp o yatakların toplanması, yıkanması ve çocuğun uyandırılamaması sorunu yaşanıyor. Bundan dolayı 5 yaşından itibaren tedavi edilmesi gerekiyor. 5 yaş grubunda yüzde 15 ila 20'ye varan yükse oranlar var. Genellik sosyoekonomik düzeyi düşük ailelerde ve erkek çocuklarında biraz daha fazla görülüyor. 5 yaşından itibaren tedavi edilmesi lazım'' şeklinde konuştu.

''İlaç tedavilerinin başarı oranları yüzde 80'lere varıyor''
Tedavilerin 3 basamağa ayrıldığını ifade eden Prof. Dr. Güven, ''Birinci basamak destek tedavisi; mutlaka uygulanması lazım. Çocuğun gündüzleri iyi sıvı alması ve gece yatmadan önce sıvı kısıtlamasına gidilmesi, idrarını düzenli araklıklarla boşalması, gece yatmadan önce idrarının boşaltılması önemli. Beslenmede kahve, çay, gazlı içecekler gibi idrar sıklığını arttıran içeceklerde uzak durulması gerekiyor. Geceleri uykudan 2 saat sonra ya da çocuğun idrar yaptığı saat dilimlerinden önce kaldırarak buna alıştırmak gerekiyor. Destek tedavisinden sonra alarm tedavisi geliyor. Bu tedavinin başarı oran yüzde 50 fakat uygulaması son derece zor bir yöntemdir. Alarm tedavisinde amaç, çocuğu o saatte uyandırmaya şartlandırmak. Diğer tedavisi ise ilaç tedavisidir. İlaç tedavilerinin başarı oranları yüzde 80'lere varıyor. Son derece başarılı. Gece yatak ıslatma çocuğun ya da ailenin hatası değildir. Çocuklara ceza vermeyin'' açıklamasında bulundu.

''Maalesef toplumda tedavisi olan bir hastalık olarak bilinmiyor''
Proje destek oldukları için mutlu olduklarını dile getiren Ebru Gönenbaba, ''Gece yatak ıslatma, ailelerin ve çocukların konuşmaktan çekildiği anacak son derece muzdarip olduğu bir durum. Bu çocuklar başka arkadaşlarında kalamıyorlar, sosyal hayatları etkileniyor ve utanıyorlar. Çünkü gece uykusuz kaldıkları için ertesi gün okulda istedikleri performansı gösteremiyorlar. Bu maalesef toplumda tedavisi olan bir sorun olarak bilinmiyor. Çocuklar hekime görülmek yerine cezayla karşılaşıyorlar. Aileler bunu çocuğun tembelliği olarak ve özellikle gece kalmadığını düşünüyorlar. Bu nedenle ceza veriyorlar. Halbuki bu sorunun çözümü cezada değil. Çünkü sorunu daha da derinleştirmede, çocuk daha çok içine kapanmakta, psikolojik sorunlar yaşamakta ve aile ile çocuğun iletişimi bozulmaktadır. Bu nedenle bu projeye katılıp destek olmaktan ve farkındalık oluşturmaktan dolayı mutluyuz'' diye konuştu.

''Yeter ki anne ve babalar duyarlı olsunlar''
Proje destek veren Doğa Rutkay Kamal ise şöyle konuştu: ''Çocuklarda gece yatak ıslatma hastalığı; sanki çok basitmiş, olabilirmiş gibi ya da psikolojik sorunmuş gibi görünen bu sorunun, aslında bu projeyle beraber genetik olabileceğini, bunun bir sağlıksal sorun olabileceğini, mesane kaynaklı bir sorun olabileceğini öğrendik ve bunu yaymaya çalıştık. Bu psikolojik sorunun dışında tedavi edilebilecek bir hastalık. Çocukların bu sorununu görerek tedavi görmelerini sağmak gerekiyor. İlaçla bir tedavisi olduğunu öğrendik ve bence bu harika bir şey. Tıbbın gelişmesiyle belki de ilerde bu sorunun toptan ortadan kalkacağını bile gösteriyor olabilir. Yeter ki anne ve babalar duyarlı olsunlar''. 

Projenin Ferring Türkiye ilaç firmasının destekleriyle gerçekleştirildiği belirtildi.  

Adem Gürer - Uğur Çetin

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Trendyol Süper Lig: Beşiktaş: 1 - MKE Ankaragücü: 0 (İlk yarı) Trendyol Süper Lig’in 33. haftasında Beşiktaş, sahasında MKE Ankaragücü ile karşılaşıyor. Müsabakanın ilk yarısı siyah-beyazlıların 1-0 üstünlüğü ile tamamlandı. Maçtan dakikalar (İlk yarı) 10. dakikada Muçi’nin pasında Milot Rashica’nın ceza sahasına girdikten sonra sol çaprazdan yaptığı vuruşta top uzak kale direğinin dibinden auta gitti. 13. dakikada Rashica’nın sol taraftan ortasında Ankaragücü savunmasında Kazımcan’ın ters kafa vuruşunda meşin yuvarlak kale direğine çarparak kornere gitti. 18. dakikada Rashica’nın pasında topla buluşan Gedson, bekletmeden pasını Muçi’ye verdi. Bu oyuncunun ceza yayı içerisinden vuruşunda top kaleci Bahadır’ın solundan filelerle buluştu. 1-0 22. dakikada Gedson’un ceza yayı gerisinden sert vuruşunda kaleci Bahadır sol köşeye gelen topu kornere çeldi. 39. dakikada Morutan’ın sağ taraftan ceza sahasına girdikten sonra yaptığı ortada kaleye yönelen top önce üst direğe çarptı ardından kaleci Ersin meşin yuvarlağı uzaklaştırdı. Pozisyonu devamında kale önünde Efkan’ın kafa vuruşunu Svensson uzaklaştırdı. Hakemler: Bahattin Şimşek, Esat Sancaktar, Yusuf Bozdoğan Beşiktaş: Ersin Destanoğlu, Svensson, Worrall, Necip Uysal, Emrecan Terzi (Tayyip Talha Sanuç dk. 44), Gedson, Al Musrati, Ghezzall, Muçi, Rashica, Muleka Yedekler: Utku Yuvakuran, Cenk Tosun, Vincent Aboubakar, Daniel Amartey, Emrecan Uzunhan, Alex Chamberlain, Demir Ege Tıknaz, Fahri Kerem Ay, Mustafa Erhan Hekimoğlu Teknik Sorumlu: Serdar Topraktepe MKE Ankaragücü: Bahadır Han Güngördü, Kitsiou, Radakovic, Mujakic, Kazımcan Karataş, Kaan Güneren, Tolga Ciğerci, Morutan, Efkan Bekiroğlu, Bassogog, Sowe Yedekler: Ertaç Özbir, Atakan Çankaya, Chatzigiovanis, Pedrinho, Saponara, Flips, Arda Ünyay, Cephas, Macheda, Mert Çetin Teknik Sorumlu: Halil Cihan Ünal Gol: Ernest Muçi (dk. 18) (Beşiktaş) Sarı kart: Jonas Svensson (Beşiktaş)
Bursa Başköy’deki “Dede Helvası” geleneğinde helvalar şifa için yenildi Nilüfer’e bağlı Başköy Mahallesi’nde 1926’dan bu yana gerçekleştirilen geleneksel “Dede Helvası” buluşması yoğun katılımla gerçekleşti . Birlik ve beraberliğin yaşandığı etkinliğe Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir de katıldı. Nilüfer’e bağlı Başköy Mahallesi’nde yaşayanların geleneksel olarak sürdürdükleri “Dede Helvası” etkinliği bu yıl da büyük ilgi gördü. Selanik Krifçe Köyü’nden 1924 yılında mübadele nedeniyle göç edenlerin; yayılan hastalıklara karşı şifa amacıyla helva dağıtması bir geleneğe dönüştü ve 98 yıldır sürdürülüyor. Başköylüler’in bu yıl da aksatmadan sürdürdüğü Dede Helvası’na, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Milli Savunma eski Bakanı Turhan Tayan, Nilüfer İlçe Kaymakamı Murat Süzen, Nilüfer İlçe Emniyet Müdürü Ali Osman Aydın, Nilüfer İlçe Jandarma Komutanı Jandarma Üsteğmen Erdal Akbaş, Nilüfer Ziraat Odası Başkanı Şenol Aybey, Nilüfer Belediye Meclisi Üyeleri, Başköy Muhtarı Recep Uslu ile çevredeki mahallelerin muhtarları, gaziler ve mahalle halkı katıldı. Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, 98 yıllık geleneğin yaşatılmasının çok değerli olduğunu belirterek bu tür etkinliklerin birlik ve beraberliği de güçlendirdiğini ifade etti. Buluşmada, mevlidin okunması ve duaların edilmesinin ardından konuklara pilav ve helva ikramı yapıldı. Çok sayıda kişi pilav ve helvayı afiyetle yerken, sağlık, bolluk ve bereket için de dua etti.