SAĞLIK - 15 Kasım 2020 Pazar 10:10

Prof. Dr. Oğuztürk vizonlarda görülen mutasyona uğramış Covid-19 virüsü hakkında uyardı

A
A
A
Prof. Dr. Oğuztürk vizonlarda görülen mutasyona uğramış Covid-19 virüsü hakkında uyardı

Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, “Vizonlardan tekrar insanlara bulaşan bu korona virüslerin, mutojenik değişikliği, daha ciddi anlamda bir hastalığın insanlarda seyretme durumunu da karşımıza çıkarabilir” dedi.

Danimarka’daki vizon çiftliklerinde yetiştirilen yaklaşık 17 milyon civarındaki vizonda korona virüs saptandı. Testleri pozitif çıkan vizonların incelenmesi üzerine, korona virüsün bu hayvanlarda mutasyona uğradığı tespit edildi ve bu yeni virüse “Cluster - 5” adı verildi. Bu olay üzerine ülkedeki tüm vizonlar itlaf edilmeye başlandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) konu hakkında yaptığı açıklamada, bu şekilde mutasyona uğrayan virüsün Danimarka dışında, ABD, İtalya, Hollanda, İspanya ve İsveç'te bulunan vizon çiftliklerinde de ortaya çıktığını duyurdu. Son olarak da Türkiye’nin sınır komşusu Yunanistan’da ortaya çıktı.

“Bunu halk ağzında ‘başa dönme riski’ şeklinde de ifade edebiliriz”

Danimarka Sağlık Bakanlığı tarafından vizonlarda tespit edilen bu korona virüslerin mutasyona uğradığı ve bunun sonucunda da insanlar için ciddi bir risk oluşturabilecek bir durumun ortaya çıktığının açıklandığını hatırlatan Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, “Bu dünyadaki Covid-19 hastalığıyla mücadelede bazı sıkıntılara yol açabilecek bir bilgi. Şöyle ki; bir virüsün mutasyona uğraması demek, o virüsle ilgili o ana kadar yapmış olduğunuz hem tedavi anlamında, ilaçların kullanılması anlamında, hem de aşı çalışmalarında bir riske sebebiyet vermekte. Siz bir virüsün aşısını oluşturuyorsunuz, daha sonra virüsün gen yapısında değişiklik olduğun zaman, o aşının o virüse fayda vermeme söz konusu olabiliyor. Yani bunu halk ağzında ‘başa dönme riski’ şeklinde de ifade edebiliriz” şeklinde konuştu.

“Korona virüslerin, mutojenik değişikliği, daha ciddi anlamda bir hastalığın insanlarda seyretme durumunu da karşımıza çıkarabilir”

Vizonlarda oluşan korona virüslerin yeniden bir gen dizilimine kavuştuğunu ve bu durumun şu anki korona virüse karşı geliştirilen tedavi yöntemleri ve aşı çalışmalarını negatif yönde etkileyebileceğini belirten Prof. Dr. Oğuztürk, “Vizonlardan tekrar insanlara bulaşan bu korona virüslerin, mutojenik değişikliği, daha ciddi anlamda bir hastalığın insanlarda seyretme durumunu da karşımıza çıkarabilir. RNA virüsleri grubunda olan korona virüslerin zaten sık mutasyona uğrayacak şekilde bir yaşamsal dizgisinin olduğunu biliyorduk. Fakat bu mutasyonlar point mutasyon dediğimiz, küçük noktasal mutasyonlar idi. Ama bu mutasyonun gen diziliminde daha büyük bir şekilde varyasyon oluşturması, maalesef az önce de ifade ettiğim gibi başa dönme riskini ortaya çıkarabilir. Bu anlamda da bu vizonların yaşamının sonlandırılması şeklinde itlaf dediğimiz olayın gerçekleştirilmesi ile karşı karşıya kalma durumu da zaten kamuoyu ile paylaşıldı” diye konuştu.

“Antikor seviyeleri sonsuza kadar yüksek kalmıyor”

Covid-19 hastalığını atlatan kişilerde oluşan antikor seviyesinin sonsuza kadar yüksek kalmadığını vurgulayan Oğuztürk, ayrıca mutasyona uğrayan bir virüse karşı bu antikorların da işe yaramama durumunun söz konusu olabileceğini söyledi. Oğuztürk, “Virüs ile enfekte olup ve hastalanıp antikor seviyesine ulaştıktan sonra insanlarımızda maalesef bir rehavet durumu söz konusu olabiliyor. Bu yanlış bir süreç. Antikor seviyeleri sonsuza kadar yüksek kalmıyor. Bu şu demek; bu kişiler tekrar Covid-19 hastalığı ile karşılaştığı anda hastalığa yakalanma riski söz konusu. Bu anlamda biz şuana kadarki bilgilerimiz ile enfeksiyonu geçirdikten sonraki antikor seviyesinin, 2-3 ay bilemediniz en fazla 4 ay bir koruyuculuk dönemi olduğunu görüyoruz. Ondan sonra antikor seviyelerinin düştüğünü görüyoruz. Hatta bazı insanlarda antikor seviyeleri istediğimiz kadar yüksek bir düzeye de çıkmıyor. Bu anlamda bu kişilerin rehavete kapılmadan tekrar hasta olma riski ile karşı karşıya olduklarını bilerek kurallara uymaları önem arz ediyor. İkinci parametre de bu kişilerin tabi ki mutasyona uğramış bir virüs ile hastalığı geçirmiş olsalar dahi yeniden hastalanma riskleri, hastalığı geçirmemiş olan kişiler ile aynı risk düzeyinde olduğunu ifade edebiliriz” ifadelerini kullandı.

Utku Şimşek - Yunus Özkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Melikgazi Belediyesi’nden glütensiz etkinlik Melikgazi Belediyesi çölyak hastaları ve hasta yakınları ile birlikte glütensiz mutfakta etkinlik düzenledi. Necip Fazıl Kısakürek Sosyal Tesisleri’nde düzenlenen etkinlikte çölyak hastaları ve çölyak yakınları ile birlikte glütensiz yiyecekler hazırlanarak hastalığa karşı farkındalık oluşturuldu. Melikgazi Belediyesi, buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan, glütene karşı hassasiyete sebebiyet veren, özel beslenme gerektiren çölyak hastalığına karşı vatandaşlara gıda paketleri ile destek olmanın yanı sıra sağladığı eğitimlerle de bilinçlendirmeye devam ediyor. Yıl içerisinde hastalıkla mücadele eden hastalara talepleri doğrultusunda glütensiz gıda paketi yardımıyla destek olan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, toplumu bilinçlendirecek hizmet ve çalışmaları yakından takip ediyor. MELMEK kursları çerçevesinde verilen eğitimle, yaşam kalitesini düşüren çölyak hastalığına karşı mücadele eden hastalar, Melikgazi Belediyesi tarafından tedarik edilen glütensiz malzemelerle kurabiye, pasta, ekmek gibi yiyecekler üretebiliyor. Sosyal belediyecilik anlayışıyla vatandaşların ihtiyaçları doğrultusunda hizmet sağlayan Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, "Vatandaşlarımızın sağlıklı, huzurlu olmaları bizler için son derece önem arz ediyor. Çölyak rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın glütensiz ürünlerle beslenmeleri gerekiyor. Melikgazi Belediyesi olarak çölyak hastası vatandaşlarımıza destek olmak için glütensiz gıda desteği sağlıyoruz. MELMEK kurslarımızda çölyak alerjisi bulunan hastalara ve yakınlarına, glütensiz malzemelerle yiyecek hazırlayabilmeleri için eğitim veriyoruz. Çölyak ile mücadele eden vatandaşlarımızın her zaman yanındayız. Desteklerimiz devam edecek. Cenab-ı Allah hepimize sağlık, sıhhat nasip eylesin" dedi. Bu çerçevede düzenlenen etkinliğe katılarak hastalığa karşı farkındalık oluşturmanın önemine değinen Melikgazi İlçe Milli Eğitim Müdürü Hacı Kaya, Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu’na çölyak hastalarına verdiği destekten ve toplum bilinçlenmesi adına sağladığı eğitimlerden dolayı teşekkür etti. Etkinlik, eğitime katılan çocuklara Melikgazi Belediyesi tarafından hazırlanan çanta ve kırtasiye malzemelerin hediye edilmesiyle sona erdi.
Niğde Kimisi gelin kaynana geldi kimisi ise 70’inden sonra Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün Yeşilgölcük ve Alay beldelerinde açtığı okuma yazma kursu sona erdi. Kursu başarıyla tamamlayan 12 kursiyere düzenlenen törenle sertifikaları verildi. Yeşilgölcük ve Alay’da düzenlenen sertifika törenine Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik, Yeşilgölcük Belediye Başkanı Nurettin Yurtseven, Alay Belediye Başkanı Yusuf Akdemir, Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürü Orhan Çetin, Yeşilgölcük Anadolu İmamhatip Lisesi Müdürü Ahmet Tayfun Eren, Alay İlköğretim Okulu Müdürü Abdullah Bozok, öğretmenler ve kursiyerler katıldı. Törende yaptığı konuşmada bireyin eğitiminin önemine dikkati çeken Niğde Valisi Cahit Çelik’in eşi Nermin Çelik hayatın her alanında aktif rol olan kadınların eğitim seviyesinin yükseltilmesi gerektiğini ifade etti. Çelik; "Günümüz dünyasında toplum değişen ekonomik ,teknolojik ve sosyolojik şartlarla beraber kadına her zaman olduğundan daha büyük sorumluluklar yüklemektedir. Cemiyetin her alanında gün geçtikçe rolü daha çok ön plana çıkan kadınlarımızın eğitimden de en üst düzeyde yararlanma hakkının bulunduğunu ve bu hakkın bireye teslim edilmesi noktasında da Devletimizin büyük sorumluluk üstlendiğini görmekteyiz .Ekonomik ve toplumsal hayatta farklı roller üstlenen kadınlarımızın eğitiminin güçlü olması, gelişmiş ve müreffeh bir toplum olma yolunda daha kararlı adımlar atma hususunda bizleri cesaretlendirmektedir. Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde 2018 yılında başlatılan “Okuma-Yazma Seferberliği” projesi Ülkemizin dört bir yanında Halk Eğitimi merkezlerimizin koordinesinde okullarımızda açılan kurslarımızla devam etmektedir" dedi. "Okuma yazma bilmediğim için evden çıkamıyordum" Niğde Halk Eğitim Merkezi Müdürü Orhan Çetin Halk Eğitim Merkezleri’nde kurs açılabilmesi için 12 kişi olması gerektiğini ifade ettiği konuşmasında okuma-yazma kursu için bir kişinin yeterli olduğunu vurguladı. Çeşitli sebeplerle okuma yazma öğrenemeyen ve kursu başarı ile tamamlayarak sertifika almaya hak kazanan kursiyerler ise yaşadıkları mutluluğu dile getirdi. Kursa katılanlar arasında gelin Güllü ve kaynanası Gülderen Erol ile 70 yaşındaki Fatma Soylu da yer aldı. Soylu; "Geçmişte ailem iş yaptırıp çocuk baktırmak için okula göndermedi. Ben çok hevesliydim, çok istedim okumayı. Ama göndermediler" dedi. Bir diğer kursiyer Hanife Atıcı ise, okumayı öğrendiği için mutlu olduğunu ifade ederek; "Okuma yazma bilmediğim için evden dışarı çıkamıyordum. Şimdi her yeri öğrendim, kendim gidip gelebiliyorum. Yeni başlamama rağmen TC’mi bile ezberledim. Daha ne olsun" diye konuştu.