SAĞLIK - 20 Mart 2019 Çarşamba 15:29

Prof. Dr. Tezcan: 'Primer immün yetmezlik (PİY) gizli kalmış halk sağlığı sorunu'

A
A
A
Prof. Dr. Tezcan: 'Primer immün yetmezlik (PİY) gizli kalmış halk sağlığı sorunu'

Klinik İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İlhan Tezcan, Türkiye'de akraba evlilikleri nedeniyle primer immün yetmezliğin sık görüldüğünü belirterek, "Gizli kalmış bir halk sağlığı sorunu ile karşı karşıyayız" dedi.

Klinik İmmünoloji Derneği tarafından düzenlenen 5. Klinik İmmünoloji Kongresi, Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde başladı. Kongreye 3 ülkeden 4'ü yabancı 350 bilim insanı katılıyor. Dernek tarafından, Primer İmmün Yetmezlik (PİY) alanında farkındalık oluşturmak, erken tanı etkin tedavinin bu hastaların yaşamında önemine dikkat çekerek primer immün yetmezliklerde “tanıdan tedaviye” yenilikleri gözden geçirmek hedefleniyor. Kongrede özellikle son iki yıl içinde saptanmış olan yeni PİY vakaları, PİY alanında ulusal ve uluslararası düzeyde en yetkin isimlerin katılımıyla tüm detaylarıyla ele alınıyor. 

Klinik İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İlhan Tezcan, toplantıda primer immün yetmezlik hastalıklarına karşı farkındalığın artması, tanı tedavi yeni gelişmeler konusunun görüşüleceğini bildirdi. 

Primer immün yetmezlik hakkında bilgi veren Prof. Dr. Tezcan, bağışıklık sisteminin kişiyi birçok hastalıklardan koruduğunun altını çizdi. İmmün sistemi yani bağışıklık sistemi olmadan sağlıklı bir yaşamın söz konusu olamayacağını kaydeden Prof. Dr. Tezcan, "Bu sistemi oluşturan pek çok hücre ve moleküller var. Bu hücre ve moleküllerin doğuştan veya daha sonradan ortaya çıkan eksiklikleri söz konusu. Bu eksiklikler olduğu zaman bağışıklık yetmezliği yani primer immün yetmezlikler ortaya çıkıyor. İlaç kullanımı, enfeksiyonlarla da ortaya çıkabilir. Doğuştan genetik orjinli hastalıkların bir topluluğudur. Primer immün yetmezlik bir hastalık değil, 350'den fazla hastalıktan bahsediyoruz. Hafif ve ağır olarak seyreder. Ağır olan grup iki yıl içinde kök hücre nakli olmazsa kaybedilebilir" diye konuştu.

"Kök hücrenin önemi"
Primer immün yetmezliklerin çok özel bir hastalık grubunu oluşturduğuna vurgu yapan Prof. Dr. İlhan Tezcan, "Erken tanı yaşamı kurtaran bir olay. Ne kadar erken tanı konulursa hastaların tedaviye verdiği yanıt o kadar daha iyi oluyor. Kök hücre nakli sihirli bir dokunuş oluyor. İyileşen hastalarımız normal yaşamına dönüyor. Erken tanı yaşam kurtarır mottosunu benimsiyoruz. Çabalarımız hem toplumda, hem tıp ortamında bu hastalığın farkındalığın arttırılması erken tanı hedefe yönelik tedavi kişiselleştirilmiş tedavi ve gen tedavisi gibi çağdaş güncel yöntemleri geliştiren bir alan. Primer immün yetmezlikler sayesinde organizmanın gizemini çözmüş oluyoruz. Tedavilere alt yapı hazırlıyoruz" dedi. 

PİY’in akraba evlikleri nedeniyle ortaya çıktığına değinen Prof. Dr. Tezcan, "Gizli kalmış bir halk sağlığı sorunu ile karşı karşıyayız. Erken tanı, etkin tedavi hayat kurtarır" dedi. Prof. Dr. Tezcan, aile ve hastanın el ele vererek hastalığın izleminde güçleri birleştirmeleri gerektiğinin altını çizdi. 

Prof. Dr. Tezcan, tanı ve tedavi merkezlerin hem klinik hem laboratuvar merkezlerinin güncel izlemeye imkan sağlaması gerektiğini bildirdi.

"Akraba evliliğinin etkisi"
Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aydan İkincioğulları, erken tanının çok değerli olduğunu ve Türkiye’nin de önemli sorunlarından birinin PİY olduğunu kaydetti. 

Hastalığın Türkiye’de fazla olmasının akraba evliliklerinden yaygın olmasından kaynakladığını aktaran Prof. Dr. İkincioğlulları, "Ortalama yüzde 23 akraba oranı evlenme oranı. Doğu bölgelerinde yüzde 47’leri buluyor, batıya gittikçe azalıyor. Yüzde 8.9 Trakya’da. PİY pek çok hastalığa zemin hazırlayan temel bir sebep. Akraba evliliklerini çözmek ayrı bir durum çünkü bu ülke politikasına girecek bir durum. Ama bize düşen görev tanıyı hızlandırmak doğru ve erken tanıya hastaların ulaşmasını sağlamaktır" dedi.

"Hekimler arasında bilinirlik az"
PİY'in akraba evlilikleri dışında da ortaya çıkabildiğini belirten Prof. Dr. Aydan İkincioğulları, akraba evliliğin yoğun olduğu toplumlarda hastalıkta bir yığılma olduğunun altını çizdi. 

Erken tanı için yapılması gerekenleri anlatan Prof. Dr. İkincioğulları, "Derneğin beş yıldır kurulma amacı budur. Sık rastlanan sağlık sorununu gündemde tutabilmektir. Erken tanı etkin tedaviyi oluşturabilmektir. Halka ve sağlık çalışanları arasında bilinirliği arttırmak için çalışmalarımız oldu. İlk çalışmada hekimler arasında hastalığın farkındalığı nedir diye sorduk. PİY’in önce farkındalığını hekimlerde göstermemiz gerektiği ortaya çıktı. Hekimlerin birçoğu PİY ile karşı karşıya kalmak istemediği belirtmişler. Bu oran yüzde 80’ler seviyesindeydi. Şimdilerde yol katettik. Ama istediğimiz noktada değiliz, eğitim çalışmalarını yoğun şekilde sürdürmeliyiz" ifadelerine yer verdi.

"Kök hücreyle başarı oranı yüksek"
Dünyada yeni doğan tarama programına PİY’in 2009 yılından itibaren girmeye başladığını aktaran Prof. Dr. Aydan İkincioğulları, "Dünyanın pek çok ülkesinde bebekler doğar doğmaz alınan topuk kanıyla taranabiliyor. Bu taramayla başta, pediatrik bir acil olarak adlandırdığımızı eğer tanı alamazsa ilk iki yıl içinde ölüm olan bu hastalığı tanımak erken hale geldi. Bu tıpta bir devrim oluşturdu. Genetik temelli bir metod kullanılıyor. Bir damla kandan tanı koymak hiçbir bulgu enfeksiyon yaşamadan hastalık tanınabiliyor. Erken tanı, erken nakil olanağı sağlıyor. İlk 3 aydan önce yapılan nakiller yüzde 90’ın üzerinde yüzde 100’e varan başarı şansı getiriyor" dedi.

"20 bin bebeğe tarama çalışması devam ediyor"
Türkiye’de yapılan PİY çalışmaları hakkında bilgi veren Prof. Dr. İkincioğulları, "Bu konuda Türkiye yaklaşık 10 yıldır uğraşımız sonucunda yeni doğan tarama programlarına ulusal destek verildi. Son iki yıldır bir pilot çalışma ve geçmişe yönelik çalışma derken ardından 20 bin bebeğin tarama çalışmasını başladık ve yürüyoruz. Tanımlayabildiğimiz bir hasta çıkmadı ama 5 bin bebek taradık. Bununla Türkiye’deki durumun ciddiyetini göstermiş olacağız. Ulusal karakter kazanması konusunda yol almış olacağız" diye konuştu.
Prof. Dr. İkincioğlulları, Türkiye’de nakil merkezlerinin çok çeşitlendiğini belirterek, PİY noktasında erken ve hızlı nakilin önemli olduğunun altını çizdi.

"Yeterli hekim sayısı az"
Kongre Başkan ve Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Figen Doğu, PİY’in öksüz bir hastalık olduğunu bu konuda yeterli hekimlerin sayısının az olmasından yakındı. 

Türkiye’de daha fazla hastaya tanı koyabilecek merkezlere ihtiyaç olduğunu kaydeden Prof. Dr. Doğu, "Bu hastaların sosyal hakları engelli ve özel gereksinimlerinin olduğunun kabul edilmesi gerekir. ÇÖZGER adı altında kanun çıktı. 2013’de hastalık sayısı azdı. Eksiklikleri vardır. Derneğin yardımıyla, vakıflarla daha görünür hale gelebiliriz. Hastalarımızı ayrı bir birey olarak görmüyoruz. Bizimle büyüyen hastalarımız, üniversite okuyan öğrencilerimiz var. Ele ele verirsek daha fazla hak elde edebiliriz" diye konuştu.

"Veri tabanı oluşturulmasını istiyor"
Can'dan Bişeyler Vakfı Kurucusu Prof.Dr. Gülsan Sucak, 27 yıldır PİY’li evladıyla hastalıkla mücadele ettiğini aktararak "Zorlu bir 27 yıldı. Oğlumu kaybettim ama onun hikayesi bana bir görev bıraktı. Bizimle aynı yollardan geçecek insanların hikayelerini değiştirmek istedim. Kendi hikayemi değiştirecek gücüm olmadı. Hekim olduğu için her iki tarafı da iyi biliyorum. Çok öksüz bir hastalık. Hasta ve hasta yakınları için çok zor. Hastalığı takip eden hekimler de yalnız. Tebdili kıyafetle geziyor, o nedenle tanı koymak zor. İnanılmaz farklı tablolarla enfeksiyonlarla seyredebiliyor ama altta yatan bozukluğun fark edilmesi erken tanı hayat kurtarıcı. Bizim hikayemiz farklı yani, doğduğu dönemlerde tanı olanakları bu kadar kolay değildi. Bugün hikaye değişti. 2000‘li yıllarda çok hızlı gelişme oldu. Türkiye’de farkındalık düzeyi istediğimiz düzeyde değil. Bu yolda zor bir yolculuk yapan hekimlere nefsime katıp destekçisi olmak istedim. Oğlumla yaşadığım zorlukları onun yaşadıklarını kısa süren hayatını faydaya dönüştürmek istiyorum" dedi. 

Prof. Dr. Sucak, Türkiye’de PİY veri tabanının olmasını ve tarama testinin yapılmasının önemli olduğunun altını çizdi. 

Klinik İmmünoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof.Dr. İsmail Reisli, bağışıklık yetmezliği hastasının eğer çocuksa tanıda gecikme durumunun 2 yıl olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Reisli, erişkinde ise tanıda gecikme süresinin 10 ile 20 yıl arasında değiştiğini kaydetti. 

Hekimler olarak bu hastaları erken tanımanın önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Reisli, Türkiye’de hekim farkındalığının düşüklüğü tanı gecikmesi ve ailelerin de gizlemesi nedeniyle bağışık yetmezliği öyküsü ailelerde yüzde 10-15 olarak kendilerine geldiğini bildirdi.  

İsa Akar-Mustafa Bürge

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Başkan Tavlı: “Yeni dönem Ünye’mize hayırlı olsun” Ordu’nun Ünye ilçesinde, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimi sonrası, Belediye Meclisi ilk toplantını gerçekleştirdi. Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, “Seçim sürecinin ardından Ünye’mize hizmet etmek için vatandaşlarımızın teveccühü ile göreve seçildik. Yeni dönemin Ünye’mize ve ilimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Ünye Belediye Meclisi yeni dönemin ilk toplantısını gerçekleştirdi. Ünye Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı başkanlığında toplanan üyeler, gündemdeki maddeleri görüştü. İlk toplantıda komisyonlarda görev alacak meclis üyeleri belirlendi. Belediye Başkanı Hüseyin Tavlı, toplantı öncesi yaptığı konuşmada hayatını kaybeden Öğretim Görevlisi Ahmet Birben’in vefatından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Yeni döneme ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Başkan Tavlı, “2024 gibi seçimlerini kazasız belasız bir şekilde tamamlayarak hemşerilerimizin teveccühü ve takdiri çerçevesinde oluşan meclisle birlikte inşallah şehrimize hep birlikte bir önceki dönemdeki anlayışla birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu içerisinde hizmet edeceğiz. Ünye‘nin meselelerini geçmişte olduğu gibi birlik ve beraberlik içerisinde meclis ile birlikte şeffaf bir yönetim anlayışıyla çalışarak, sorunların çözümü noktasında irademizi yine ortaya koyacağız. Cumhurbaşkanımızın tensipleri ve kıymetli milletvekillerimizin destekleriyle adaylık sürecimde ve sonrasında hemşerilerimizin bizlere olan teveccühü ile beraber yeniden Ünye’miz için görev yapmaya devam ediyoruz. Burada geçmiş dönemde yapılan işlerimizde de başta Meclis Başkanımız Prof. Dr. Numan Kurtulmuş olmak üzere Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Mehmet Hilmi Güler ile beraber bu memlekete gereken hizmetlerin daha iyi bir şekilde kazandırılması için Türkiye’nin yeni yüzyılı hizmetlerinden Ordu’nun ve Ünye‘nin de nasiplenmesi için elbirliği ile çalışacağımızı ifade etmek istiyorum. Şimdiden yapacağımız çalışmaların memleketimize hayırlı olmasını diliyorum. 2019’dan 2024’e gelinen süreçte hiçbir işe bulaşmadan bu memlekete hizmet ettiysek, 2029 yılına kadar burada hep birlikte Allah bu hizmetleri aynı anlayış ve aynı zihniyet çerçevesinde yürütmeyi nasip etsin” diye konuştu. Toplantıda, komisyonlarda yer alacak meclis üyeleri ile imar komisyon üyeleri de belirlendi. Seçimlerin ardından diğer gündem maddeleri görüşüldü.
İstanbul Hasan Arat: “Aklıselim bir karar alınarak, seçim süreci hızlandırılmalıdır” Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) 18 Temmuz olarak açıkladığı seçimli genel kurul toplantısının daha yakın bir tarihte ve çok adaylı olarak yapılması gerektiğini söyledi. Kulüpler Birliği Vakfı, TFF’nin 18 Temmuz olarak açıkladığı seçimli genel kurul toplantısının daha erken bir tarihe alınmasıyla ilgili vakfın Maslak’ta bulunan ofisinde bir araya geldi. Toplantı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat, “Beşiktaş Kulübü olarak seçim tarihi açıklandığından itibaren bu tarihin çok geç olacağını gerekçelerle bildirdik. Bu konuda da ısrarcıyız. Çünkü ligin başlamasına çok az bir süre kala genel kurulun yapılması, kurulların oluşturulması problemlerin çözülmesi gibi birçok sorunlar var. Bugün burada Kulüpler Birliği, aklıselim bir karar alarak bu seçimi hızlandırmalıdır. Seçim bir an evvel yapılmalıdır. Türk futbolu açısından bu durum son derece kritik bir virajdır. Bu yapılanmanın Türk futboluna zararı değil faydası olur. Çünkü çekilen sıkıntılar giderek artıyor” diye konuştu. “Adaylar tarafsızlık sözü vermelidir” Seçimde aday olacak kişilerin kulüplerle bağlarını koparmaları gerektiğini vurgulayan Başkan Hasan Arat, “Demokratik bir seçim olması lazım. Çok adaylı seçimlerde her zaman fayda vardır. Sonrasında da kurulların demokratik seçilmesinin önünü açmamız gerekmekte. Bu seçimde aday olacak başkan adayları, mutlaka bir kulübün sempatizanı veya üyesidir. Adaylık sürecinde kulüplerinde üyeliklerini mutlaka dondurmalıdır ve tarafsızlık sözü vermelidir. Bunu çok çağdaş bir şekilde yapabileceğimizi düşünüyorum. Yapmamız gerekiyor. Çünkü Türkiye, özellikle son 4 ayda dünyada iyi bir izlenim vermiyor. Bu resmi hep birlikte düzeltebiliriz. Demokratik yollarla gelecek bir başkan ve heyetin tüm kulüplerin de desteğiyle, alt liglerdeki takımları da çok ciddi benimseyerek bir birlik ve beraberlik oluşturmalılar. Biz Beşiktaş Kulübü olarak baştan beri söylemlerimiz aynıdır. Geri adım atmayacağız. Bütün dünya Türkiye’de yaşananları görüyor. Bu durumun savunulacak bir yanı kalmadı artık. Gelinen nokta çok kritik. Avrupa’da bu kadar sıkıntılı bir sürecin olduğunu söyleyebilir miyiz? Türkiye buna layık değil. Ülke olarak daha iyilerine layığız. Bu iş sadece stadyum yapmakla, iyi takım kurmakla olmuyor. Hepimiz elimizi taşın altına koyarak, aday olacak kişileri gözden geçirmemiz gerekiyor” açıklamalarında bulundu. “Kullanılan hak, mutlaka doğru bir haktır” Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in imza kampanyasına karşı tutumunun hatırlatılması üzerine Başkan Arat, “Demokrasilerde doğru yol, herkesin mutlaka kendi düşüncesini söylemesiyle olur. Tüzük bunu kulüplere bir hak olarak veriyorsa, kulüpler bu haklarını kullanır. Hangi yolun doğru, hangi yolun yanlış olduğunu kulüpler belirler. Beşiktaş olarak biz her zaman bu konuda öncülük yapmaya hazırız. Ama doğru yolun hangisi olduğunu içerideki kulüpler ve oy hakkı olan insanlar verecektir. Çünkü tüzük gereği onlar haklarını kullanıyorlar. Kullanılan hak, mutlaka doğru bir haktır” ifadelerini kullandı. “Önemli olan Türk futboludur” Aday olacak kişilerin vizyonlu ve Türk futboluna yarar sağlayacak kişiler olması gerektiğini dile getiren Başkan Arat, “Beşiktaş Jimnastik Kulübü, kulüp farkı gözetmeksizin üzerindeki formayı aday olduğu andan itibaren çıkartan, uluslararası niteliğe sahip, Türk futbolunu daha iyi yerlere götürecek her türlü adaya destek olur. O yüzden kişiler burada çok da önemli değil. Önemli olan Türk futboludur. Biz bunu düzeltmek için her türlü öncülüğü yapacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
Yalova Yalova’da Turizm Haftası kutlanıyor Yalova’da 16-22 nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen Turizm Haftası çeşitli etkinliklerle kutlanmaya başladı. Yalova Valiliği ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinlik çerçevesinde Gazipaşa Caddesi’nde kortej yürüyüşü yapıldı. Yürüyüş ardından 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı’nda tören yapıldı. Burada konuşma yapan Vali Yardımcısı Deniz Pişkin, Yalova’nın turizm noktasında bütün bileşenlere sahip il olduğunu söyledi. Kentin gerçek potansiyelini ortaya çıkarması gerektiğini ifade eden Pişkin, Yalova’nın turizm pastasından hak ettiği payı alamadığına dikkati çekerek şöyle konuştu: “Özellikle Sayın Valimizin başlatmış olduğu turizm çalışmaları çerçevesinde çok değil inanıyorum ki orta vadede Yalova turizm konusunda çok iddialı vilayetler arasında yer alacak. Biz özellikle her ay düzenli yaptığımız sektör toplantılarında bütün paydaşlarla, vilayetin turizm noktasında bütün sorunlarını masaya yatırarak çözüm noktaları üzerinde kafa yoruyoruz, çalışmalar yapıyoruz. Bu anlamda mahalli idareler, yerel yönetimler, STK’lar, odalar, üniversitemiz, bütün paydaşlarımızla birlikte, sektör çalışanları da dahil olmak üzere, bazı projeler üzerine çalışmalarımız sürüyor. İnşallah önümüzdeki ay örneğin, doğa sporları ve gençlik festivalini yapacağız. Belki ekim ayında, Yalova Belgesel Film Festivali’ni yapacağız. Önümüzdeki yıl inşallah çiçekçilik fuarı ve festivalini gerçekleştireceğiz ama bütün bunların yanında esasen gastronominden doğa sporlarına kadar çiçekten yamaç paraşütüne kadar. Yalova’nın bir tarafı deniz, bir yeşil, orman olan güzelliğini hesaba katarak bütün avantajlarını işleyerek potansiyelini, gün yüzüne çıkararak hak ettiği yere gelebilmesi için bütün çabamızı, gayretimizi ortaya koyduğumuzu herkesin bilmesini isteyeceğim.” İl Kültür ve Turizm Müdürü Ziya Karatekin ise Yalova’nın konumunun önemine değinerek, “Yalova olarak 70 seyahat acentesi, 167 konaklama tesisimizle doğal tarihi ve kültürel destinasyonlarımızla 30 milyon nüfusun yaşadığı havzada cazip, erişilebilir olma özelliğine sahip dinamik bir turizm lokasyonuyuz. Tarihi ve doğal güzellikleriyle Termal, Armutlu kaplıcaları, zengin orman varlığına sahip Teşvikiye vadisi , yüz ölçümüne oranla inanılmaz kuş çeşitliliği barındıran Hersek Lagünü Botanik Bahçesi, Geofit Bahçesi, Süs bitkileri ve çiçekçilik üretimi ile inanılmaz zenginlikleri barındıran bir şehir Yalova. Peki eksik olan ne? Yalova olarak zenginliğimiz, Turizme uygun çeşitlilik ve çok yönlü imkana sahip olmamızdır, ancak bunların gerek turistik bir ürüne dönüştürülmesi, gerek destinasyon tanımına uygun hale getirilmesine yönelik yapmamız gerekenler var. Yalova’nın birçok doğal zenginliğe sahip olması Yalova’da doğa turizminin yapılması için maalesef yeterli olmuyor” dedi. Konuşmaların ardından YAFEM ekibi tarafından halk oyunu gösterisi yapıldı.
Kayseri Vali Çiçek ve Başkan Büyükkılıç turizmcilerle şarkı söyledi Kayseri’de 15-22 Nisan Turizm Haftası dolayısıyla Kayseri İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından İncesu ve Yeşilhisar ilçelerine gezi düzenlendi. Programa katılan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ve Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, turizmcilerle birlikte şarkılar söyledi. 15-22 Nisan Turizm Haftası vesilesiyle Kayseri’de İl Kültür Turizm Müdürlüğü tarafından İncesu ve Yeşilhisar ilçelerine gezi gerçekleştirildi. İncesu ilçesinde tarihi Kervansaray ve Arasta Çarşısı’nın tanıtımı ile başlayan program, Yeşilhisar ilçesine bağlı Erdemli Mahallesi’nde bulunan Erdemli Vadisi’nde devam etti. Programda İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, katılımcılara mekanların tarihi ve önemi hakkında bilgiler verirken, turizmcilerle bir araya gelen Vali Gökmen Çiçek, Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ve beraberindeki protokol üyeleri de onlarla birlikte şarkılar söyledi. İlçeye gelen protokol üyeleri Yeşilhisar Kadın Kooperatifi ürünlerinden alarak destek olurken, Kayseri Ticaret Odası tarafından kooperatife 2 adet dikiş makinesi hediye edildi. El ele turizm için mücadele verdiklerini söyleyen Vali Gökmen Çiçek, “Kayseri’de Turizm Haftası etkinlikleri çerçevesinde bugün Yeşilhisar’ın incisi göz bebeğimiz Erdemli Vadisi’ndeyiz. Biz özellikle turizmle ilgili bütün kurumlarımızla el ele seferberlik ruhu içerisinde çalışıyoruz. Özellikle bu yılı turizmle ilgili çok büyük bir sıçrama yılı ilan ettik inşallah. Bu çerçevede de özellikle Kayseri’nin her yerinde bir hazine var. Her yeri keşfedilmeyi bekleyen hazinelerle dolu. Hem antik dönemden itibaren hem Büyük Selçuklu İmparatorluğu ecdadımızın izleri Kayseri’nin her yerinde. Ben geçen gün ’Eğer deniz dışında turizmle ilgili bir potansiyel aranıyorsa bunun en güzel örneği Kayseri’dedir’ diye söylemiştim. Çünkü dağıyla, tarihiyle, kültürüyle gerçekten bu manada bambaşka bir şehirde yaşıyoruz hep beraber. Ben buralarda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Burada herkes büyük bir mücadele veriyor. İnşallah hep beraber bu mücadelemizi devam ettireceğiz” dedi. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ise, “Malum Kayseri bir açık hava müzesi. Neresine baksanız bir tarih kokuyor. Mutlaka bir kültürel ortam söz konusu. Şehrimizin doğusu ayrı batısı ayrı bir güzel. Sadece Yeşilhisar bölgemizi göz önüne alsak inanın anlatarak bitiremezsiniz. Daha önce Soğanlı Vadisi’ni şimdi buradaki Erdemli Vadisi’ni, kuş cennetimizi gündeme getirdiğimiz zaman biz bu şehrin güzel insanları olarak sosyal medyadan paylaşımlarla hem bu bölgeyi tanıtmak adına hem ulusal hem de uluslararası boyutta bu güzel mahallemizden bahsetmek adına çalışmalar yapmalıyız diye düşünüyorum. Artık turizm bu işin olmazsa olmazı haline geldi. Herkes imkanlarını kullanarak değişik yerler görmeyi arzu ediyor ama takdir edersiniz ki özellikle yurt dışından gelen turistler tarihi dokunun olduğu böyle ortamları özlüyorlar ve görmek istiyorlar. Buradaki yaşam tarzını merak ediyorlar. Oraya yönelik olarak da gastronomik anlamda da güzel çalışmalar yapıldığını gözlemliyoruz. Bunu Kayseri genelinde yaparken, yöresel olarak bu yörenin çalışmalarını ön plana çıkaracak çalışmalar ile de özellikle kooperatifler marifetiyle sayın valimize teşekkür ediyoruz. Bu da bizim için anlamlı oluyor. Emeği geçenlere ben teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Düzenlenen programa Kayseri Valisi Gökmen Çiçek ve eşi Sümeyra Çiçek, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, İl Sağlık Müdürü Mehmet Erşan, protokol üyeleri, turizm derneklerinin yönetimi ile üyeleri ve vatandaşlar katıldı.