SAĞLIK - 29 Temmuz 2021 Perşembe 14:27

Prof. Dr. Turan uyardı: 'Aşılanmamış grup çok büyük akciğer enfeksiyonuyla karşımıza geliyor'

A
A
A
Prof. Dr. Turan uyardı: 'Aşılanmamış grup çok büyük akciğer enfeksiyonuyla karşımıza geliyor'

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sema Kultufan Turan, “Son zamanlarda gelen hastaların çoğunlukla aşısız olduğunu görüyoruz. Bu da bizi çok fazla üzüyor. Aslında elimizde aşı gibi ağır hastalıktan koruyacak bir silah varken onu kullanmamış olmanın yoğun bakımda oluşturduğu yansıma gerçekten içler acısı. Aşılanmamış grup çok büyük akciğer enfeksiyonuyla karşımıza geliyor” dedi.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Koordinatörü Prof. Dr. Sema Kultufan Turan, son zamanlarda artan vaka sayısının ve buna bağlı olarak da aynı şekilde artış gösteren ağır hasta sayısının yoğun bakımlara da yansıdığını söyledi. Prof. Dr. Turan, aşılamanın öneminin yoğun bakımlarda direkt hissedildiğini vurgulayarak, şu an yoğun bakımlarda yer alan hastaların çok büyük bir oranının aşısını olmamış kişilerden oluştuğunu belirtti.

Aşılamanın pandemi zincirini kıracak en büyük silah olduğunun altını çizen Prof. Dr. Turan, aşı olmayan genç hastaların da yoğun bakımlarda görüldüğünü ve çok yoğun akciğer enfeksiyonu gözlemlendiğini söyledi. Turan, ayrıca şu an tüm dünyada görüldüğü gibi Türkiye’de de Delta varyantının aktif bir şekilde görüldüğünü ve bulaş oranı diğer varyantlara göre daha yüksek olduğu için bir an önce aşı olmayan vatandaşların aşılarını olması gerektiğini ve kişisel önlemlerin de aynı şekilde devam etmesi gerektiğini vurguladı.

“Aşılanmamış grup çok büyük akciğer enfeksiyonuyla karşımıza geliyor”

Aşılamanın pandemide çok önemli bir kurtuluş yolu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Turan, “Pandemi sırasında elimizdeki en önemli silahın aşı olduğunu vurgulamıştık ve vurgulamaya da devam ediyoruz. Çünkü ağır hasta sayısını ya da hastaneye yatış oranlarını aşılamadaki başarı belirliyor. Biz de son zamanlarda gelen hastaların çoğunlukla aşısız olduğunu görüyoruz bu da bizi çok fazla üzüyor. Aslında elimizde aşı gibi ağır hastalıktan koruyacak bir silah varken onu kullanmamış olmanın yoğun bakımda oluşturduğu yansıma gerçekten içler acısı.

Çok daha genç hastalar, aşılanmamış grup çok büyük akciğer enfeksiyonuyla karşımıza geliyor. Şu an en büyük sıkıntımız, aşılanmamış grubun yoğun bakım ihtiyacının olması ve devam etmesi. Örneğin aşılanmamış bir birey gidip bu hastalığa yakalandıysa bize söylediği, ‘Çok pişmanım şu hale gelmekten dolayı, keşke aşılansaydım’ şeklinde hava açlığı içerisinde yaşamanın sıkıntısını fark ediyorlar. Bu çok önemli, büyük bir çoğunluğu aşısız grup oluşturuyor. İkinci bir grup ise iki doz Sinovac aşısı olmuş ama üzerinden fazla vakit geçmiş hastalar. Burada biz aslında Bilim Kurulunda 6 ay gibi bir süreden bahsetmiştik. 3 ila 6 ay geçmiş bireylerde özellikle bir hatırlatma dozunun yapılmasının gerekliliği söz konusu. Halkımızın bu konuda ilgisinin devam etmesi lazım. ‘İki doz aşı oldum, artık gerek yok’ gibi bir mantık yok. Çünkü hala aşılanmaya ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.

“Vaka sayıları 2-3 haftaya kadar daha da artacak gibi görünüyor”

Son zamanlarda vaka sayılarında yaşanan artışın yoğun bakımlarda da hissedilmeye başladığını vurgulayan Prof. Dr. Sema Kultufan Turan, “Her zaman, diğer yaşadığımız üç pikte de önce vaka sayıları artar. Daha sonra da hasta sayıları, hastane başvuruları artar. En son da yoğun bakıma ihtiyacı olan insanların sayısı artar. Şu anda aslında ona benzer bir görüntü içerisinde yaşıyoruz. Çünkü giderek başvuran hasta sayısı artıyor. Yoğun bakıma ihtiyacı olan hasta sayısı da 2-3 hafta içerisinde artacak gibi görünüyor. Bu da bizi endişelendiriyor. O nedenle de bizim önlemleri bir anda böyle bırakmamızın doğru olmadığını vurgulamak isterim. Biz mesafemize, maskemize ve kapalı alanlarda mesafeli durma kurallarına dikkat etmemiz gerekiyor.

Pandemi bitmedi çünkü ve devam ediyor. Biliyoruz ki tüm halkımız bu 1 buçuk yıl boyunca çok yoruldu. Biz de sağlık çalışanları olarak çok yorulduk. Elimizde aşı gibi bir silah var, son düzlüğe çıkmak üzereyiz. Lütfen önlemlere bir süre daha dikkat edelim. Bir süre daha bu önlemlere dikkat edersek bu artışın önüne geçebiliriz. Aşılama ile birlikte bu süreci daha iyi yönetebiliriz. Bu yüzden sürekli dikkat olmamız gerektiğini vurguluyorum. Vaka sayıları 2-3 haftaya kadar daha da artacak gibi görünüyor” diye konuştu.

“Delta varyantı olan hastalarımız da var ve sayıları giderek artıyor”

Yoğun bakımlarda Delta varyantı olan hastalar da görüldüğünü ve bunların da çoğunlukla aşılanmayan kişilerden oluştuğunu vurgulayan Prof. Dr. Turan, “Delta varyantı olan hastalarımız da var ve sayıları giderek artıyor. Çünkü bu pandemiler boyunca, bu pikler boyunca hakim olan suş (varyant), yaygın olan suş haline geldi. Şuan dünyada Delta varyantı çok yaygın. Dolayısıyla bu ülkemize de yansıyor. Bizde de Delta varyantı olan çok sayıda hasta var. Delta varyantının farkı, aslında bulaştırıcılığının çok yüksek olması. Eğer aşısız bir bireyseniz de ağır hastalık oluşturmasıdır. O nedenle de Delta varyantına karşı da hem aşılama hem de önlem açısından dikkat etmemiz gerekir” şeklinde konuştu.

Utku Şimşek
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri UND Başkan Yardımcısı Bilen: “Vize çilesi AB ile ticaretimizi durma noktasına getirdi” Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreteri Ergün Bilen, Schengen vizesi sisteminde yaşanan sıkıntıların AB ile yapılan ticareti durma noktasına getirdiğini söyleyerek, sorunun çözülmesi çağrısında bulundu. UND Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreteri Ergün Bilen, Schengen vizesi sisteminde yaşanan sıkıntıları dile getirdi. Sıkıntılardan dolayı AB ile ticaretin durma noktasına geldiğine dikkat çeken Bilen, tır sürücülerinin ayrı bir kategoride acil ve öncelikli olarak Schengen vizesi alabilmelerini talep etti. “Bu haksızlığa son verin” diyen Bilen, “AB’nin Türkiye’den talep ettiği ürünler Türk vatandaşı profesyonel tır sürücülerine uygulanan Schengen vize sisteminde yaşanan sorunlar nedeniyle teslim edilemiyor. Türkiye’den AB’ye gerçekleştirilen ihracatın yüzde 50’si, Türkiye’de yatırım yapmış olan AB sermayeli şirketler tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu malların sahibi AB şirketleri olduğu için AB, kendi firmalarını ve tüketicilerini cezalandırmaktadır. Türkiye’nin AB’ye, AB’nin Türkiye ile Orta Asya, Kafkasya ve Orta Doğu’ya ihracatını karayoluyla taşıyan uluslararası eşya taşımacılığı sektörü vize sürecinde zorluklar ve zaman kayıpları yaşamakta, bu durum ticari malların hareketini kısıtlamaktadır. Büyük potansiyel taşıyan AB-Türkiye ticaretindeki büyümeye engel olan bu tutumun faturasını Türkiye kadar AB de ödemektedir. Pandemi ile başlayan tedarik zincirindeki kırılmalar, Rusya-Ukrayna savaşı ve bölgede yaşanan siyasi konjonktür ile pekişen küresel ekonomik durgunluk daha da ağırlaşmıştır. Yaşanan kaybın kazanca dönüştürülmesi için sorunun acilen çözülmesi kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı. Türk tır sürücülerinin vize alamadığını kaydeden Ergün Bilen, “Tüm Avrupa sürücü eksikliği ile mücadele ederken, Schengen ülke misyonları yeni sürücülerin vize başvurularına ret veriyor. Yılların sürücülerine de Schengen vize kurallarına aykırı olarak ya kısa süreli vize veriliyor ya da ret veriliyor. Schengen misyonlarının tutarsız uygulama engellemeleri ile karşı karşıya kalan Türk tır sürücülerine ayrımcılık yapılıyor. Türk tır sürücülerinin çalışma hakları ellerinden alınıyor, mesleklerini icra edemedikleri için bu süreçten aileleri de olumsuz etkileniyor. Türk taşımacılık firmalarının lojistik maliyetleri artıyor, teslimatları gecikiyor ve taşıma taahhütleri yerine getirilemiyor. Vize çilesi AB ile ticaretimizi durma noktasına getirdi. Profesyonel tır sürücülerine uygulanan vize engelinin bir an önce kaldırılması, tır sürücülerinin ayrı bir kategoride acil ve öncelikli olarak Schengen vizesi alabilmesi için tüm taraflara destek çağrısında bulunuyoruz” şeklinde konuştu.
Gaziantep Ünlü yazar Erdem Koleji’nde imza gününe katıldı Okur-Yazar Buluşmaları kapsamında çocuk kitapları yazarı Anıl Basılı, Erdem Koleji’nde söyleşi ve imza gününe katılarak öğrencilerle buluştu. Gaziantep Erdem Koleji, okuma kültürünü geliştirmek amacıyla düzenlediği ‘Okur- Yazar Buluşmaları’ etkinliğinin konuğu okulun kitap okuma listesinde yer alan çocuk edebiyatı yazarı Anıl Basılı oldu. Okul etkinlik salonunda ilkokul öğrencileri ile bir araya gelen yazar Anıl Basılı, öğrencilerle kitaplar üzerine oldukça keyifli bir etkinlik ve söyleşi gerçekleştirdi. Yazar Anıl Basılı, yazarlık deneyimlerini öğrencilerimizle paylaşırken, kitapların yazım hikayesi ve hayal gücü gibi bir çok konu hakkında bilgiler verdi. Söyleşi sonunda 2., 3., 4. ve 5. sınıflar, okudukları kitaplar ile ilgili yazara merak ettikleri soruları sormayı ihmal etmediler. Yazar Anıl Basılı, söyleşi akabinde okulda imza günü etkinliğine katıldı. Coşkulu bir okur kitlesi ile karşılaşan Basılı, yeni çıkan kitabı Dadanık ile öğrencilerin okuma listelerinde bulunan kitaplarını imzalayarak onlarla birebir ilgilendi. Okul yöneticileri, Bu anlamlı etkinliğe katılım gösteren yazar Anıl Basılı’ya teşekkürlerini ileterek çiçek takdim etti. Okulu her yönüyle beğendiğini ifade eden yazar öğrencilerle kitaplar üzerine oldukça keyifli anlar yaşadığını dile getirdi. Erdem Koleji Genel Müdürü Mehmet Örfi Sönmez, kitap okumanın önemine vurgu yapan buluşmalar ve etkinlikler ile öğrencilerin edebi dünyalarını genişletmeye devam edeceklerini kaydetti.
Tunceli Doğu ve Güneydoğu’yu Karadeniz’e bağlayan yolda kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz’e bağlayan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, kaya düşmesi ve heyelan tehlikesi nedeniyle ciddi risk oluşturuyor. Vatandaşlar, muhtemel bir depremde karayolunun kapanabileceğini belirterek bir an önce önlem alınması çağrısında bulundu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesini Karadeniz Bölgesine bağlayan en kısa karayolu olan Tunceli-Pülümür-Erzincan karayolu, yılda on binleri aşan sürücü tarafından kullanılıyor. Karayolunun bazı bölgelerinde bariyer olmaması, kaya düşme ve heyelan tehlikesi nedeniyle sürücüler endişeli yolculuk yapmak zorunda kalıyor. Karayolları ekipleri tarafından tehlike oluşturan kayalar zaman zaman alınırken vatandaşlar güzergah boyunca ciddi bir çalışma yapılması gerektiğini belirtti. Karayolunu sık sık kullandığını aktaran Ahmet Yıldız, kayaların yol yapım çalışmalarından dolayı sarsıntıya uğrayıp tehlike oluşturduğunu kaydederek, ’’Kayalar birbirinden ayrılmış, emaneten duruyorlar. Bölgemizdeki yol şu anda çok hareketli. Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa güzergah. Ovacık karayolunda kaya düşmesi sonucu bir vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Doğu Anadolu’dan Karadeniz’e geçen bütün araçlar bu yolu kullanmaktadır. Bu yol üzerinde bulunan kayaların hepsini ivedi şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir” dedi. Bölgede deprem beklendiğini hatırlatan Yıldız, “Depremde bu yolların kapanacağı aşikardır. Kesinlikle kayalar düşebilir, tehlike arz edebilir. Bir an önce önlem alınmalı. Zamanında bazı noktalara bariyerler çekilmişti, genişletme çalışmaları yapılmıştı. Şu an bu yolda kayalarla ilgili bir çalıma yapılması gerekmektedir. Asrın felaketi dediğimiz depremde, deprem illerine Erzincan, Erzurum, Sivas’tan ulaşmak için bu yol kullanılmıştı. Bu yol, bölgemiz için çok önemlidir. Deprem anında bu yol kapalı olsaydı araçlar ve kurtarma ekipleri deprem bölgesine ulaşamayacaktı” diye konuştu.