SAĞLIK - 08 Ocak 2022 Cumartesi 09:57

Prof. Dr. Yılmaz Bülbül: 'Covid'i ağır geçirenlerde kalıcı akciğer hasarı riski daha yüksek'

A
A
A
Prof. Dr. Yılmaz Bülbül: 'Covid'i ağır geçirenlerde kalıcı akciğer hasarı riski daha yüksek'

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Bülbül, Covid'i ağır geçirenlerde kalıcı akciğer hasarı riskinin daha yüksek olduğunu belirterek sürekli oksijen tüpü bağımlısı olabileceklerini söyledi.

Covid 19'un hafif üst solunum yolu semptomlarıyla atlatıldığını veya herhangi bir şikâyet olmaksızın geçirilebildiğini kaydeden Bülbül, “Covid'i ağır geçirenlerde kalıcı akciğer hasarı riski daha yüksek. Yine Covid'i ağır geçirenler sürekli oksijen tüpü bağımlısı olabiliyor.

Covid 19 ağırlıklı hafif üst solunum yolu semptomlarıyla atlatılıyor veya herhangi bir şikâyet olmaksızın geçirilebiliyor. Akciğer tutulumu ki özellikle hastada nefes darlığı gelişmesi durumunda kuşkulanmak gerekiyor, hastaların yüzde 15-20 kadarında gerçekleşiyor.

Yine yüzde 2-4 kadar hastada da yoğun bakım gerektirecek boyutta şiddetli akciğer tutulumu olabiliyor. Tabi burada bahsettiğimiz ciddi hastalık oranları, ilk verilere göre, Omikron varyantında daha düşük oranlarda gerçekleşiyor” dedi.

Covıd-19 akciğerde bir nevi zatürre yapıyor

Covıd-19’un akciğerde bir nevi zatürre yaptığını vurgulayan Bülbül, “Covid 19 akciğerde bir nevi zatürre yapıyor. Ancak burada her iki akciğeri etkileyen yaygın bir tutulum söz konusu. Akciğer tutulumu hafiften, çok ağır etkilenmeye hatta ölüme kadar gidebilen şekillerde seyredebiliyor. Bir kısım hasta sadece oksijen ile yetinebilirken, bir kısım hastada yüksek akımlı oksijen desteği gerekiyor, bir kısmında entübasyon ve solunum cihazı desteğinin de yeterli olmadığı, kalp akciğer makinesi diyebileceğimiz ECMO desteği gerektiren çok ağır zatürre ve akciğer yetmezliği gelişebiliyor” diye konuştu.

Covıd-19 kalıcı hasar veya sakatlığa yol açıyor mu?

“Covıd-19 kalıcı hasar veya sakatlığa yol açıyor mu?" sorusuna hastalarda uzun süreli hasar gelişebildiğini belirten Bülbül, “Evet, maalesef bazı hastalarımızda uzun süreli kalıcı hasar gelişebiliyor. Hastalık öncesinde kişi tamamen sağlıklı iken, Covid-19 geçirdikten sonra akciğerde kalıcı hasar nedeniyle artık iki adımda bir tıkanan, nefes darlığı yaşayan hastalarımız var. Sürekli oksijen kullanmak zorunda kalan hastalarımız da var. Bu konuda yapılmış çalışmalar da var aslında. Genel olarak hastaların yüzde 2-3 kadarında tedavinin üzerinden 2-3 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen kalıcı hasar ve long Covid dediğimiz tablo gelişebiliyor” şeklinde konuştu.

Akciğerde oluşan kalıcı hasarın düzeyi ile hastanın yaşı arasında bir ilişki var mı?

Akciğerde oluşan kalıcı hasarın düzeyi ile hastanın yaşı arasında bir ilişkinin akciğerde oluşan hasarın büyük oranda hastalığın ne kadar ağır geçirildiği ile ilişkili olduğunu ifade eden Bülbül, “Akciğerde oluşan hasar büyük oranda hastalığın ne kadar ağır geçirildiği ile ilişkili. Hasta yoğun bakımda ve solunum cihazı altında ne kadar uzun süre kalıyorsa, ne kadar yoğun tedavi ihtiyacı oluyorsa kalıcı hasar ihtimali o kadar artıyor. Yine takip ve tedavi sırasında gelişen sorunlar ve komplikasyonlar kalıcı hasar ihtimali ile yakından ilişkili. Diğer yandan şiddetli hastalık riski kimlerde fazla diye sorarsanız, özellikle belirttiğiniz gibi ileri yaşlı kişilerde hastalık daha ağır geçirilebiliyor, yine bu kişilerde eşlik eden KOAH, kalp yetmezliği, diyabet gibi ek hastalıkların varlığı hastanın yoğun bakım sürecini uzatıyor ve bunun doğal olarak sonuca etkisi oluyor” ifadelerini kullandı.

“Cerrahi müdahale hastalığın tedavisinde akla ilk gelen bir yöntem değil”

"Covid-19 tedavisinde ameliyatın bir rolü olabilir mi?" sorusuyla ilgili ise ilgili Bülbül, şu ifadeleri kullandı:
“Cerrahi müdahale hastalığın tedavisinde akla ilk gelen bir yöntem değil aslında. Ancak bazen tedavi sırasında gelişen sorunlara müdahale için küçük cerrahi işlemler gerekebiliyor. Örneğin pnömotoraks veya hemotoraks gibi komplikasyonlar geliştiğinde göğüs tüpü takılması gerekebiliyor ya da diyaliz veya ECMO kanülünün yerleştirilmesi için damarlara müdahale gerekebiliyor. Solunum cihazı desteği uzayan hastalarda trakeostomi gibi soluk borusuna kısa yoldan erişimi sağlayan bir işlem yapılabiliyor. Bu gibi durumlar haricinde Covid tedavisinde bizzat ameliyatın ilk planda yeri olmadığını söyleyebiliriz. Ancak çok nadiren özellikle hastalığı çok ağır geçiren ve artık kalıcı akciğer hasarı ve solunum yetmezliği yerleşmiş kişilerde tıbben uygunluk kriterleri de varsa akciğer nakli bir seçenek olarak düşünülebilir.”

Covid-19 ile grip arasında farklı ve benzer yönler

Covıd-19 ile grip arasında benzerliğin ikisinin de virüs ile oluşan hastalık olduğuna dikkat çeken Bülbül, “Her ikisi de virüs ile oluşan hastalıklar aslında. Grip özellikle kış mevsimlerinde karşılaştığımız bir tablo. Covid ise iki yıla yakın bir süredir yaz kış demeden hayatımızda. Hastaların başvuru semptomları itibariyle de farklılıklar var aslında. Özellikle tat kaybı ve kas ağrıları Covid ile özdeşleşmiş semptomlar oldu. Gerçi son dönemde Omicronla birlikte semptomotoloji hemen hemen gribe benzer hale geldi diyebiliriz. Dolayısıyla hastaları şikâyetleri itibariyle ayırmak her zaman mümkün olmayabiliyor. Akciğer röntgeni ya da tomografisinde Covid’e özgül tipik bulgular da tanımlanmış olmakla birlikte, radyolojik tetkikler ile bu hastalıkları ayırmak her zaman mümkün olmayabiliyor. Her ikisini ayırmada en geçerli yol halen kullanmakta olduğumuz sürüntü örneklerinde PCR yöntemi ile virüsü aramaktan geçiyor” diye konuştu.

“Omicron varyantıyla ilgili artış izleniyor”

Omicron varyantıyla ilgili artışın söz konusu olduğunu kaydeden Bülbül, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Omicron varyantıyla ilgili evet bir artış izleniyor. Bakanlığımızın açıkladığı verilerde günlük vaka sayıları bir ara 18-19 binlere kadar düşmüş iken şimdilerde hızla artan sayılar bildirilmeye başlandı. Geçtiğimiz günlerde günlük 37 bin civarında bir rakam açıklandı. Biz de bunu kendi hastanemizde yatan hasta sayılarında hafif bir kıpırdanma olması şeklinde görüyoruz. Hastalar ağırlıklı olarak üst solunum yolu semptomları ve gribal şikâyetler ile geliyorlar ancak an itibariyle servis ve yoğun bakım için aşırı bir talep yok. Ancak vaka sayısı gerçekten hızla artıyor. Bu nedenle tedbirlere azami dikkat ile bu süreci de sağlıklı bir şekilde geçirmek için çaba sarf etmemiz gerekiyor.”

Bekir Koca
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gölbaşı Belediyesinin borcu belediye binasına asıldı Ankara’nın Gölbaşı Belediyesi’nin borçlarının yer aldığı afiş belediye binasına asılarak halka duyuruldu. Toplam borcun 1 milyar 60 milyon 485 bin 153,66 Türk Lirası olduğu ifade edildi. Gölbaşı Belediyesine borç pankartı asıldı. Asılan pankarta belediyenin borcu 1 milyar 60 milyon 485 bin 153,66 TL olarak duyurulurken, aylık gelir gider farkının ise 55 milyon 402 bin 621,55 TL olduğu belirtildi. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra açıklamalarda bulunan Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, nüfusa oranla Türkiye’nin kişi başına düşen en borçlu belediyesini devraldıklarını belirterek, “Bu çok acı, çok üzücü bir tablo” demişti. Odabaşı’nın sözleri Türkiye’de gündem olurken o tablo belediye binasına pankartla asılarak halka duyuruldu. Belediye binasına asılan tabloda toplam borç 1 milyar 60 milyon 485 bin 153,44 TL olarak açıklandı. Toplam gelirin 26 milyon 600 TL, aylık personel giderinin 68 milyon 800 bin TL, aylık kredi taksit ödemesinin 13 milyon 12 bin 66,76 TL, aylık gider-gelir dengesindeki farkın ise eksi 55 milyon 402 bin 621,55 TL olduğu belirtildi. Belediye binasının ön cephesine asılan pankartta şu bilgiler yer aldı: "Cari Piyasa Borcu: 453 milyon 150 bin 189,88 TL Ticari Banka Kredi Borcu: 199 milyon 454 bin 117,95 TL Ticari Banka Kredi Borcu Faizi: 107 milyon 585 bin 881,55 TL İller Bankası Kredi Borcu: 32 milyon 314 bin 292,14 TL İller Bankası Kredi Borcu Faizi: 8 milyon 187 bin 191,65 TL Vergi Borcu: 33 milyon 496 bin 428,22 TL SGK borcu:4 milyon 81 milyon 354 TL Elektrik borcu: 3 milyon 252 bin 187,78 TL Kamulaştırmasız el atma sonu ödenecek: 15 milyon 428 bin 380,70 TL İade edilecek teminatlar: 20 milyon 972 bin 818,70 TL Sözleşme kesintileri: 2 milyon 181 bin 971,55 TL Diğer çeşitli emanetler: 7 milyon 382 bin 196,20 TL Kesilen kamu kurum payları: 13 milyon 137 bin 381,22 TL Belediye şirketi (BELLAS) vergi/SKK ve piyasa borcu: 159 milyon 860 bin 762 TL Belediyenin toplam borcunun 1 milyar 60 milyon 485 bin 153,66 TL." Aylık gelir-gider dengesi İller Bankası kanalıyla aylık gönderilen belediye payı ile aylık personel maaşı ve kredi taksit ödemeleri ise şu şekilde oluştu: "İller Bankası aylık tahakkuk tutarı (Nisan 2024): 26 milyon 600 bin TL Aylık personel gideri (maaş/vergi/SKK) yaklaşık: 68 milyon 800 bin Aylık kredi taksit ödemesi: 13 milyon 012 bin 66,76 TL Aylık fark:-55 milyon 402 bin 621,55 TL." “Kıymetli Gölbaşı halkının bilgilerine sunuyorum” Asılan pankarta “Kişi başına düşen borç miktarı hesaba katıldığında Türkiye’nin en borçlu belediyelerinden birini devraldık. Kıymetli Gölbaşı halkının bilgilerine sunuyorum” notu da düşüldü.
Bursa Hentbol ve masa tenisinde kazananlar kupa ve madalyalarını aldı Nilüfer Uluslararası Spor Şenlikleri’nde hentbol ve masa tenisi heyecanı yaşandı. Minikler, yıldızlar ve gençler kategorilerinde gerçekleşen müsabakalarda dereceye giren okullar, kupa ve madalyalarını aldı. Nilüfer Belediyesi’nin organizasyonuyla düzenlenen 22. Nilüfer Uluslararası Spor Şenlikleri, dostluk ve kardeşlik içinde geçen karşılaşmalarla devam ediyor. 24 ayrı branşta müsabakaların yapıldığı şenliklerde voleybolun ardından bu defa hentbol ve masa tenisi heyecanı yaşandı. Üçevler Spor Tesisleri’nde oynanan hentbol maçlarına minikler ve yıldızlar kategorilerinde toplam 11 takım şampiyonluk mücadelesi verdi. Miniklerde 10, yıldızlarda 12’şer dakikalık iki devre üzerinden oynanan maçlarda takımlar, profesyonelleri aratmadı. Minik kızlar kategorisinde Özel Osmangazi Çamlıca A Takımı birinci olurken, Özel Osmangazi Çamlıca B Takımı ikinci sırada yer aldı. Özel Osmangazi Okulları’nın üçüncülük kürsüsüne çıktığı hentbol branşında, Cebir Okulları da dördüncü olmaya hak kazandı. Hazinedaroğlu Özkan İlkokulu A Takımı’nın şampiyon olduğu minik erkekler kategorisinde de, Ali Karası İlkokulu A Takımı ikinci, Özel Osmangazi Çamlıca A Takımı üçüncü, B Takımı da dördüncü sırada yer aldı. Hentbolda yıldız erkekler kategorisinde birinci Vahide Aktuğ Ortaokulu A Takımı, ikinci de aynı okulun B takımı oldu. Ali Durmaz Ortaokulu da, yıldız erkekler kategorisinde üçüncülük kürsüsüne çıktı. Spor şenliklerinin ilgi gören branşlarından biri de masa tenisi oldu. Gençler kategorisine 12 kız, 48 erkek olmak üzere toplam 60 takımın katıldığı masa tenisi müsabakaları da, büyük çekişmeye sahne oldu. Tekli ve çiftli maçlar oynayan takımlar, rakiplerini eleyip finale çıkma mücadelesi verdi. Federasyon kurallarının geçerli olduğu ve 11 sayı üzerinden oynanan karşılaşmalar sonunda genç kızlarda Ertuğrul Seyhan Anadolu Lisesi şampiyon olurken, Özel 3 Mart Azizoğlu Lisesi ikinci oldu. Otomotiv İhracatçılar Birliği MTAL ile Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi de üçüncülüğü paylaşan takımlar oldu. Dereceye giren takımlar, kupa ve madalyalarını aldı.