SAĞLIK - 19 Mart 2020 Perşembe 10:17

Psikiyatristler uyarıyor: “Salgın kaygısını yenmek bizim elimizde”

A
A
A
Psikiyatristler uyarıyor: “Salgın kaygısını yenmek bizim elimizde”

Bulaşıcı hastalık kapmaktan aşırı korkmanın ‘salgın hastalık anksiyetesi’ni tetiklediğini belirten Prof. Dr. Sibel Çakır, “Anksiyetenin sürekli olması, fizyolojimizi bozar. Psikolojik dengemizin bozulması, bedensel sorunlara da neden olur” diyerek, sürecin nasıl daha iyi bir şekilde atlatılacağı hakkında bilgi verdi.

Dünyayı ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren bir konu haline gelen korona virüs salgını, eğitimden iş yaşantımıza kadar birçok alanı etkisi altına alıyor. Sağlık açısından mümkün olduğunca dışarı çıkılmaması uyarıları gelirken, uzmanlar bu süreçte aile ve sosyal çevre ile iletişimi güçlü tutmanın kişiyi psikolojik olarak güçlendireceğini söylüyor. Korona virüs durumunu olağan sıkıntılardan biri olarak görülmesi gerektiğinin altını çizen Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel Çakır, “Korona virüs haberleriyle aşırı ilgilenmek, sadece bu konuya kilitlenmek anksiyeteyi arttırır” dedi.

“Hayatı kontrol etmeye çalışmayın”

Birtakım önlemlerle bu sürecin daha kolay atlatılacağını ifade eden Sibel Çakır, şunları söyledi; “Bilinmezliğe karşı toleransınızı arttırın. Hayat zaten sık sık iyi ve kötü sürprizler yaşatır. Yaşamın değişmez kuralı gelecekten beklentilerimize karşın, hayatın bildiğini okuması ve kendi sistemi ile devam etmesi. Bunu kabullenip, hayatı nafile biçimde kontrol etmeye, değiştirmeye çalışmayalım. Aslında anksiyete ile savaşmamak lazım. Yani neye çok direnirsen, bir şekilde sürmesine de katkıda bulunursun. Bu uykusuzla savaşıp hiç uyuyamamak gibi bir durum. Bunun yerine salgın riski ve önlemlerini de, yaşadığımız sıkıntılardan biri gibi kabullenmek, aşırı tepkilerden ve davranışlardan kaçınmak iyi bir yol. Salgın ile ilgili tüm haberleri izlemeye çalışmak, hastalığın bütün belirtilerine karşı aşırı dikkat kesilmek, gece gündüz buna odaklanmak algımızı bozarak, her normal işareti yanlış yorumlayıp kaygı düzeyimizi tırmandırır. Titiz ve mükemmelliyetçi kişilerin zihninin genelde kötü senaryolara odaklanmak gibi eğilimi olabilir. Hastalık kapsak bile iyileşme ve zarar görmeden çıkma olasılığı çok yüksek, ölüm oranı çok düşük ve biz paniklediğimizde bu objektif gerçekleri unutuyoruz. Bilinmezlikler, her zaman daha ciddi tehlikelerden çok daha korku veriyor bize.”

“Vitesi küçültüp biraz dinlenelim”

Anksiyetenin sürekli olması, günlerce devam etmesi ve şiddetinin yüksek olmasının fizyolojimizi bozacağını belirten Prof. Dr. Sibel Çakır, “Salgın hastalık anksiyetesini, bulaşıcı bir hastalık kapmaktan aşırı korkmak ve hastalık bulaşması ile ilgili yoğun zihinsel, davranışsal uğraşlar vermek, zaman ve enerji harcamak bütün bunların da günlük yaşam aktivitelerini olumsuz biçimde bozması şeklinde özetleyebiliriz. İnsan vücudu bu kadar yüksek dozda ve uzun süreli stres karşısında olumsuz yanıtlar verir. Uyku, iştah, dikkat ve konsantrasyon bozulur. Daha sonraki dönemlerde kan basıncımız, nabzımız, bağışıklık sistemimiz olumsuz etkilenir. Yani psikolojik dengemizin bozulması, dahili, bedensel sorunlara da neden olur. Bunlar devam ederse de arkadan depresyon gelişmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle vitesi küçültüp biraz dinlenelim, dikkat ve gündemimizi olağan yaşantımız ve yapamadığımız olumlu uğraşlara kaydıralım. Eve çekilip yakınlarımızla sohbet etmeye, paylaşmaya, az tüketmeye, basit yaşamaya ya da çalışmayı evde sürdürmeye dönelim” şeklinde konuştu.

“Sorun devam ediyorsa psikolojik destek almak şart”

Virüs salgını ile ilgili haberlere aşırı maruz kalmak, çok sayıda sosyal medya paylaşımı yapmak ve doğruluğu bilinmeyen haberlerin arasında kaybolmanın duygularımızı, gerçekçi ve objektif düşünme, biçimimizi bozduğunu ifade eden Prof. Dr. Çakır, aşırı biçimde tüm detayları ile haberleri takip etmek yerine günde bir iki kez resmi ve güvenilir kaynakları izlemenin yeterli olduğunu kaydederek, “Mesela Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı ve konu ile ilgili çalışan akademisyenler gibi. Evde karantinada kalmanın çok izole ve yalnız hissettirmesine izin vermemeli. Yakın arkadaşlar, aile bireyleri ile iletişim, sosyal etkileşim ve aktiviteler ihmal edilmemeli. Zamanı hem fiziksel hem psikolojik direncimizi yükseltecek aktivitelere ayırmak daha mantıklı. Hayatın bizi motive eden noktalarına, hedeflere, yapmakta olduğumuz işlere, keyif aldığımız anlara, kişilere odaklanmak daha iyi bir yol. Kaygıyı, depresif duygu durumu ve uyku bozukluklarını düzeltemezsek acilen psikolojik destek almak gerek. Daha önceki karantinalarda, akut stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu geliştirmiş kişiler olduğu göz önüne alınırsa, kaygı ve endişe düzeyi yüksek kişilerin daha çok kendilerini sakinleştirmeleri, sosyal destek sistemlerini harekete geçirmeleri önemli. Bu önlemlere rağmen stres sürüyorsa, psikolojik destek almaları gerekir. Uykunun ve iştahın bozulması, alkol, sigara ve madde kullanımının artması gibi belirtiler, psikiyatrik destek almak için önemli işaretler olabilir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Başkan Çıkmaz güven tazeledi Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin 2023 yılı mali genel kurul toplantısı yapıldı. Genel kurulda, 2023 yılı faaliyet raporu oybirliği ile kabul edildi. Genel kurul toplantısında divan başkanlığını Mehmet Mete Sezer, katip üyeliklerini ise Mehmet Kökten ve Bünyamin Tarık Aydın yaptı. GAİB hizmet binasında gerçekleştirilen genel kurula TİM Başkan Vekili ve GAİB Koordinatör Başkanı Ahmet Fikret Kileci, TİM ve Bakanlık Temsilcileri ile kuru meyve ihracatçıları katıldı. Genel kurulda Birliğin 2023 yılı faaliyet raporu okunduktan sonra oybirliği ile kabul edildi. 2023 yılı faaliyet raporunu değerlendiren Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mehmet Çıkmaz, “Birliğimizden yapılan kuru meyve ve mamulleri ihracatı 2023 yılında 297 Milyon 192 Bin ABD doları olmuştur. 2023 yılı Birliğimiz kuru meyve ve mamulleri ihracatının Türkiye kuru meyve ve mamulleri ihracatı içindeki payı yüzde 18,6 olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılı Birliğimiz toplam ihracatının yüzde 40,9’luk kısmını kuru kayısı, yüzde 37,2’lik kısmını Antep fıstığı, yüzde 9,1’lik kısmını diğer meyve kuruları oluşturmaktadır. 2023 yılı kuru meyve ve mamulleri ihracatımızı ülke grupları itibariyle değerlendirecek olursak; en çok ihracat yapılan ülke grupları içinde ilk sırayı 129 Milyon 834 bin dolarlık ihracatla Avrupa Birliği ülkeleri almıştır. İkinci sırada 42 milyon 210 bin dolarlık ihracatla Amerika ülkeleri ve 35 milyon 635 bin dolarlık ihracatla Orta Doğu Ülkeleri gelmektedir. En fazla ihracat yaptığımız ilk 4 ülke ise Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, İtalya ve Irak olmuştur. 2023 Yılında Birliğimiz üyeleri tarafından 101 ülkeye ihracat gerçekleştirilmiştir. 2024 yılı hedeflerimizi de yakalamak için önümüzdeki süreci çok iyi değerlendireceğiz” diye konuştu.
Bitlis Bitlis’te ‘yayla muzu’ fiyatıyla ‘Anamur muzunu’ üçe katladı Bitlis’in Tatvan ilçesinde doğal olarak yetişen ve ‘yayla muzu’ olarak da adlandırılan uçkun, 150 TL’lik fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Doğu Anadolu Bölgesi’nin yüksek kesimlerinde doğal olarak yetişen ve yöre halkı tarafından ışkın veya yayla muzu adıyla bilinen ve sevilerek tüketilen ekşimsi uçkun bitkisi, Tatvan’da satışa sunulmaya başlandı. Dağların yüksek zirveleri ve eteklerinden büyük zorluklarla toplanarak tezgâhlarda kilosu 150 TL’den satılan bitki, kent merkezinde çoğu insanın da başlıca geçim kaynağı oldu. Vatandaşlar bin bir zorlukla topladıkları uçkunları torbalarla getirdikleri şehir merkezindeki ana caddelerde satışa sunarak aile bütçelerine katkıda bulunuyor. Bölge insanı tarafından büyük bir beğeniyle tüketilen bitkinin, özellikle sarılık, tansiyon, mide rahatsızlıkları ve diyabet gibi hastalıklara iyi geldiği iddia ediliyor. Vatandaşlar, bin bir zorlukla toplayarak kilosunu 150 TL’den satışa sundukları yayla muzu, fiyatıyla Anamur muzunu üçe katladı. Hizan yaylalarında topladıkları yayla muzunun şeker, tansiyon gibi hastalıklara ilaç olduğunu iddia eden Ercan Sepet isimli satıcı, “Yayla muzunu nisan ayında toplamaya başlıyoruz. Bu bitkinin yaklaşık 1 ay gibi bir ömrü var. Yılda bir kez çıkıyor, bizler de ekmeğimizi yayla muzunu satarak kazanıyoruz” dedi. Bir kış boyunca yayla muzunun çıkmasını beklediklerini söyleyen Oğuz Uçak da, “Her derde deva olan yayla muzunu herkese tavsiye ediyorum. Bir kış bu bitkinin çıkmasını bekledim. Ekşimsi bir tadı olduğu için de ayrı bir aroma veriyor” ifadelerini kullandı.
Muğla Başkan Ahmet Aras, Sosyal Destekleri yüzde 110 arttırdı Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, ülkenin içinde bulunduğu olumsuz ekonomik şartlarda ihtiyaç sahibi vatandaşlara sağlanan maddi destek miktarını yüzde 110 arttırdıklarını söyledi. Halk Karttan 3 bin 117 aile yararlandı Halk Kart desteği ile ihtiyaç sahibi ailelerin banka kartına aylık yüklenen miktar ile temel ihtiyaçlarının karşılaması sağlanıyor. Büyükşehir uzman ekipleri tarafından tespit edilen ihtiyaç sahibi ailelere verilen Halk Kart, hizmetinden il genelinde 3 bin 177 aile yararlandı. Halk Kart ile ihtiyaç sahibi vatandaşlar gıda, giysi, kırtasiye ve temizlik gibi temel ihtiyaç ürünlerini satın alabiliyor. Proje ile 1-2 kişilik hanelere 340,00?, 3-4 kişilik hanelere 460,00?, 5 ve üzeri kişilik hanelere 580,00? ödeme yapılırken artışın ardından 1-2 kişilik hanelere 750,00?, 3-4 kişilik hanelere 1.000,00?, 5 ve üzeri kişilik hanelere 1.250,00? olacak şekilde Halk Kart tutarları güncellendi. Halk kartın yanı sıra diğer sosyal yardımlarla birlikte bugüne kadar vatandaşlara 36 Milyon 553 bin 788 TL sosyal yardım yapılırken, eğitim öğretim dönemi boyunca İlköğretim ve lise öğrencisi çocuğu olan ailelere çocuk başına ek beslenme yardımı ödemesi yapılmaya devam ediliyor. Başkan Ahmet Aras, “Muğla Büyükşehir Belediyesi Olarak Hayatın Her Alanında Vatandaşlarımıza Destek Vermeye Çalışacağız” Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, yerel yönetimler olarak hayatın her alanında vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak ve destek vermek için çalışacaklarını söyledi. Aras, “Gönül ister ki sosyal yardım diye bir kavram hiç olmasın. Ekonomik olarak her vatandaşımızın yüksek bir refah düzeyine ulaşsın ve huzur içinde yaşasın. Ancak şu şartlarda bu durum ülkemizde mümkün değil. Özellikle ekonomik olarak çok zor zamanlardan geçiyoruz. Bizler de yerel yönetimler olarak altyapı, yol, su gibi temel ihtiyaçların yanı sıra sağlık hizmetleri, tarım projeleri, maddi destekler gibi sosyal konularda da çalışmalar yapıyoruz ve bunu arttırarak sürdüreceğiz. Burada en önemli kıstasımız ise kimseyi rencide etmeden desteklerin sürdürülmesi konusunda hassas davranmak olacak” diye konuştu.
Balıkesir Balıkesir’de ilk ameliyatsız kan kaçağı tedavisi yapıldı Balıkesir’de ilk nitelikli işlemlerin bir yenisi de Kardiyoloji Anabilim Dalı bünyesinde girişimsel kardiyoloji ile gerçekleştirilen paravalvüler kaçak kapatılması işlemi oldu. İşlem sırasında hastanın kalbi durdurulmadan ve göğüs kafesi kesilmeden, kasığından girilerek yapay kalp kapağındaki kaçak ameliyatsız kapatıldı. Balıkesir ve çevresine üst düzey nitelikli sağlık hizmeti sunan Balıkesir Üniversitesi (BAÜN) Hastanesi, bölgede sağlık alanında önemli bir merkez olarak faaliyetlerini sürdürüyor. Hastanede yapılan, “Balıkesir’de ilk” nitelikli işlemlerin bir yenisi de Kardiyoloji Anabilim Dalı bünyesinde girişimsel kardiyoloji ile gerçekleştirilen paravalvüler kaçak kapatılması işlemi oldu. Yapılan işlemi gerçekleştiren ekipte yer alan Prof. Dr. Halil Kısacık, Doç. Dr. Eyüp Avcı, Doç. Dr. Tarık Yıldırım ve Doç. Dr. Özgen Şafak konu hakkında açıklamalarda bulundu. Daha önce kalp kapakçığı değişim ameliyatı olan hastada takılan kapağın kenarından ayrılmasıyla kan kaçağı (paravalvuler leak) meydana geldiğini belirten öğretim üyeleri, Kardiyoloji Anabilim Dalına başvuran hastaya, Türkiye’de sayılı kalp merkezinde yapılan ve önemli düzeyde cerrahi deneyim gerektiren paravalvüler kaçak kapatılması işlemi uygulandığını dile getirdi. İşlemin sadece girişimsel kardiyologlar tarafından yapıldığının altını çizen öğretim üyeleri, işlem sırasında hastanın kalbi durdurulmadan ve göğüs kafesi kesilmeden, kasığından girilerek yapay kalp kapağındaki kaçağın ameliyatsız kapatıldığını söyledi. Teknolojik gelişmelerin ve güncel uygulamaların yakından takip edildiği BAÜN Hastanesi kardiyoloji anabilim dalı olarak gerek bilimsel alanda gerekse eğitim faaliyetleri bakımından güçlü bir ekibe sahip olduklarının altını çizen Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgen Şafak, ekip olarak Balıkesir’den şehir dışına hasta sevklerine gerek kalmaması adına öncü bir merkez olarak çalıştıklarını sözlerine ekledi. Sağlığına kavuşan hasta da kendileriyle yakından ilgilenen başta Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri olmak üzere hastane personeline teşekkür etti.
Antalya Dünya çocukları Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Çocuk ve Uçurtma Şenliği kapsamında Antalya’ya gelen konuk ülke çocukları, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer’i ziyaret etti. Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için 15 ülkeden Antalya’ya gelen konuk ülke çocuklarını misafir etti. Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan, Endonezya, Tataristan, Romanya, Estonya, Özbekistan, Litvanya, Kırgızistan, Polonya ve Türkiye’den gelen dünya çocuklarını ağırlayan Genel Sekreter Cansel Tuncer, çocukların bayramını kutlayarak etkinlikler hakkında bilgi verdi. “23 Nisan tüm dünya çocuklarının bayramı” 23 Nisan’ın yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünya çocuklarının bayramı olduğunu aktaran Tuncer, “Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tüm dünya çocuklarına armağan ettiği bu anlamlı bayramda bizlerle birlikte olduğunuz için teşekkür ediyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek adına sizleri ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyorum. Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı coşkuyla kutlamak için muhteşem bir etkinlik programı hazırladık. Bugün Sevgi Korteji ile başlayacak kutlamalar ile 19-23 Nisan tarihleri arasında çocukların doya doya eğlenebilmesi için müzik ve dans gösterileri, yarışmalar ve pek çok etkinlik düzenlenecek. 15 ayrı ülkeden Antalya’mıza gelerek bayrama katılan 500 konuk çocuğun unutulmaz hatıralarla evine döneceğine inanıyorum" diye konuştu. Ziyaret sonunda misafir çocuklarla hediye alışverişinde bulunuldu. Konuk ülke çocukları ülkelerinden getirdikleri birbirinden farklı objeleri hediye ederken Antalya Büyükşehir Belediye Genel Sekteri Cansel Tuncer çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirdi.