GÜNDEM - 08 Kasım 2019 Cuma 11:04

PYD elebaşı “Mazlum Kobani” kod adlı terörist Ferhad Abdi Şahin PKK kampında

A
A
A
PYD elebaşı “Mazlum Kobani” kod adlı terörist Ferhad Abdi Şahin PKK kampında

PYD elebaşı “Mazlum Kobani” kod adlı terörist Ferhad Abdi Şahin'in PKK kampından yeni fotoğrafları ortaya çıktı.

ABD Başkanı Trump'ın telefon açıp teşekkür ettiği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ABD'ye gitmesi halinde 'Bize teslim edin' dediği PKK/KCK'nın Suriye uzantısı PYD/YPG'nin sözde komutanı "Mazlum Kobani" kod adlı terörist Ferhad Abdi Şahin'in, yıllar önce örgütün Kandil kampında azılı teröristlerden Duran Kalkan, Bahoz Erdal ve Sufi Nurettin gibi PKK’nın önde gelen isimleriyle bir mağarada çekilen 2 yeni fotoğrafı daha ortaya çıktı.

Türkiye tarafından kırmızı bültenle aranan ve İçişleri Bakanlığınca hazırlanan 'Terörden Arananlar Listesi'nde en üst düzeydeki teröristlerin olduğu 4 milyon lira ödülle kırmızı kategoride yer alan PYD elebaşı, örgüt içinde ‘Şahin Cilo’ kod adıyla da anılıyor.

Güvenilir kaynaklara dayanan bilgilere göre, gerçek adı Ferhat Abdi Şahin olan ve ‘Şahin Cilo’ ya da ‘Mazlum Kobani’ gibi farklı kod adları da bulunan PKK/KCK’nun Suriye lideri, örgütün üst düzey liderleri arasında yer alıyor. 1967 doğumlu olan Şahin Cilo, PKK'nın kurulmasından kısa bir süre sonra 1988’de örgüte katılmış bir isim.

Öcalan'ın örgütteki sistem değişikliğine gittiği yıllarda PKK ve YPG'yi de içinde barındıran KCK yapılanmasındaki değişikliklerin görüşüldüğü toplantıların tümünde yer alan Mazlum Kobani, 2004 yılından 2009'a kadar örgütün bütün silahlı eylemlerinin en üst düzeyde sorumluluğunu yürüten 'Dr. Bahoz' kod adlı Fehman Hüseyin’in, aynı yıl Mart ayında görevini ‘Sofi Nurettin' kod adlı Nurettin Halef El-Muhammed adlı Suriyeli teröriste devrettiği o anlarda da hazır bulunuyor. Terörist elebaşları Murat Karayılan ile Cemil Bayık’ın ‘ikametgah’ olarak tercih ettikleri Kandil’deki Hinere ve Belekati kamplarına yakın bir bölgede gerçekleştirilen sözde devir-teslim töreninde, beraberindeki teröristlerle alkış tuttuğu görülen Mazlum Kobani, o tarihlerde Duran Kalkan, Bahoz Erdal, Sofi Nurettin gibi PKK içinde kilit rollere sahip örgütün komuta kademesinden isimlerin de olduğu kalabalık terörist grup arasında yer alıyor. Yedisi ayakta toplam 9 teröristin yer aldığı diğer fotoğrafın ise daha eski yıllara dayandığı tahmin edilirken, söz konusu karede ağır makineli silahların olduğu terörist grup arasında önden ilk sıradaki kişi olarak göze çarpıyor.

PYD elebaşı “Mazlum Kobani” kod adlı terörist Ferhad Abdi Şahin PKK kampında

Örgüt içi dengeleri derinden sarsan değişimde önemli bir figür

Örgüt içinde liderlik kavgasına neden olan 12 yıl önceki bu değişim, aynı zamanda PKK’daki dengeleri de derinden sarsmıştı. O süreçte PKK’nın Suriye kanadına getirilmek üzere eğitilen ‘Şahin Cilo’ kod adlı Mazlum Kobani’in, Suriye'ye gönderilmeden 4 yıl önce Kandil kampında jeneratörle aydınlatılan naylon brandalı mağarada KCK toplantısında çekilmiş yeni bir fotoğrafı ortaya çıktı. Türkiye-İran-Irak sınırlarının kesiştiği üçgende yer alan ve 70’in üzerinde mağaranın yer aldığı Kandil’in doğusunda 3 bin 500 rakımlı dağın 2 bin 300 rakımında yeraltı tünellerinden geçiş yapılabilen bir mağarada çekilen fotoğrafta, kalabalık bir terörist grubunun içinde Mazlum Kobani, solunda PKK’lı ‘Abbas’ kod adlı Duran Kalkan, onun solunda ‘Dr. Bahoz’ kod adlı Suriyeli Fehman Hüseyin ve en solda da o tarihlerde HPG’nin başına getirilen Sofi Nurettin en ön sırada alkış tutuyor. Örgütün lojistik destek için kullandığı 12 metre boyunda zikzaklı üç kapılı basınca dirençli bu mağaranın duvarlarında ise PKK’nın eyleme başladığı ilk yıllarda Türk Silahlı Kuvvetlerince öldürülen teröristlerden Mahsum Korkmaz ve Haki Karer’in resimleri yer alıyor. İstihbarat kaynaklarına göre, Mazlum Kobani, söz konusu mağaradaki KCK toplantısında örgüte olan bağlılığını ve sadakatini tekrarladı.

Türkiye’de 17 kanlı saldırının doğrudan talimatını veren isim

Terör örgütü PKK’nın İmralı’daki lideri Abdullah Öcalan'ın ‘manevi evladım’ dediği ‘Mazlum Kobani’ için Kanada hükümeti sözde ‘savaşçı ödülü’ vermeye hazırlanırken, 196 ülkede kırmızı bültenle aranan terörist başı Türkiye’de 17 kanlı saldırının doğrudan talimatını veren isim olarak biliniyor. O eylemler arasında 18 askerimizin şehit edildiği Aktütün Karakolu baskını da bulunuyor. Örgütün ‘şahin’ kanadında yer alan terörist başı, PKK/PYD’liler arasında ‘Şahin Cilo’ olarak da anılıyor.

Trump teşekkür etti, Erdoğan 'bize teslim edin' dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terör örgütü PKK-YPG'nin Suriye'deki elebaşını muhatap alan ülkelere seslenerek 'Bize teslim edin' dediği Cilo, Ekim 2015'ten beri İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan "en çok aranan teröristler listesi"nde de en üst düzeydeki teröristlerin olduğu 4 milyon lira ödülle kırmızı kategoride dokuzuncu sırada yer alıyor.

1988’de katıldığı, 1997 yılından 2010’a kadar Kandil Dağı’nı merkez olarak seçen eli kanlı terör örgütünde Türkiye’ye yönelik pek çok kanlı eylemin emrini veren Kobani, başına geçtiği PYD/YPG’de saldırılarına devam ediyor.

İade talepnamesi ABD’ye gönderildi

Türkiye, Mart 2011’de Suriye’de baş gösteren iç savaşın başlaması ile bölgeye geçen Mazlum Kobani’ye ilişkin geçtiğimiz günlerde çıkarılan kırmızı bültenin ardından, teröristin iadesine ilişkin girişimde bulunmuş, tutuklanması talebini içeren iade talepnamesi Adalet Bakanlığı'nca Dışişleri Bakanlığı'na iletilmişti. Suriye uyruklu terörist başının, “silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” ve “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ABD'den iadesine yönelik iade talepnamesi yürürlüğe sokulmuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat: "İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil" İran ve İsrail krizinin daha da tırmanarak bir savaş çıkmasının kısa vadede mümkün olmadığını belirten Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil. İsrail, Amerika’nın bölgeye dahil olarak İran’a yönelik bir operasyon yapılma taraftarı. İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında ise net bir biçimde İsrail’e doğrudan savaşmak gibi bir niyeti yok. Bu aşamada her iki devletin de karşılık geri adım atarak krizi sonlandırmasını bekliyoruz" dedi. Orta Doğu’da yaşananları değerlendiren Bursa Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "Orta Doğu son dönemlerde yine ciddi krizlerle karşı karşıya gelmiş durumda. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz, kronikleşmiş bir hal almaya başladı. Bu tür rekabetlerde aktörlerin karşısına üç farklı seçenek çıkar. Birincisi aktörlerden biri karşı tarafa blöf yapar, karşı taraf ise geri adım atarak bir saygınlık veya stratejik kayıp yaşamakla birlikte krizin son bulmasına imkan tanır. İkinci seçenekte ise, aktörler karşılıklı olarak bir geri adım atma durumu tercih ederler, bu durumda da kriz kendiliğinden son bulur. Son olarak üçüncüsünde ise, aktörler mevcut pozisyonlarından taviz vermezler. Daha sert adımlar atmaya başlarlar. Bu da kaçınılmaz olarak aktörler arasında bir savaşa yola açarlar" dedi. "İran ve İsrail krizi, daha da tırmanarak bir savaşa yol açması kısa vadede mümkün değil" Bu 3 senaryo üzerinden İran-İsrail ilişkisini değerlendiren Öğretim Üyesi Dr. Furkan Polat, "İran ve İsrail arasındaki ilişkilerde ilk senaryonun gerçekleşmeyeceğini çok net bir şekilde söyleyebiliriz. Her iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. Bunu hem İsrail’in Şam’daki büyükelçilik saldırısında gördük. Hem de İran’ın İsrail’e misilleme olarak insansız hava araçları ve balistik füzelerini kullanarak yaptığı saldırıda net bir biçimde gördük. Dolayısıyla iki tarafta geri adım atma niyetinde değil. İkinci seçeneği bir tarafa bırakacak olursak, üçüncü seçenekteki gibi tarafların krizi daha da tırmandırarak bir savaşa yol açması ise kısa vadede mümkün olmayacak gibi görünüyor" ifadelerine yer verdi. "İsrail’in ABD’siz İran’a savaş açması mümkün değil" İran tarafından yapılan açıklamalara bakıldığında İran’ın net bir biçimde İsrail’e doğrudan savaşmak gibi bir niyetinin olmadığını belirten Polat, "Diğer taraftan İsrail ise İran ile savaşma konusunda o kadar isteksiz değil. Ancak bunun da bazı şartları var. İsrail, Amerika’nın bölgeye dahil olarak İran’a yönelik bir operasyon yapılma taraftarıdır. Ancak ABD cephesine bakıldığında ise hem bu yıl içerisinde yapılması planlanan seçimlerin başkan üzerindeki baskısı, hem de Amerika’nın uzun yıllardır yaklaşık 15 yıldır Orta Doğu’ya doğrudan angaje olmamak gibi bir stratejik yaklaşımı söz konusudur. Bu opsiyonu da kısa vadede pek mümkün kılmıyor. Dolayısıyla önümüzde tek bir seçenek kalıyor. Bu aşamada aktörlerin krizi yavaş yavaş iki tarafın da geri adım atarak sonlandırmasını bekliyoruz. Mevcut durumda bu senaryonun gerçekleşme ihtimalini yüksek görüyorum. Özellikle İran ile İsrail arasındaki kriz kronikleşmeye başladı diyebiliriz" dedi. "Türkiye, Orta Doğu’da mümkün mertebe krizlerin barışçıl bir biçimde çözümlenmesini arzuluyor" Türkiye’nin, 7 Ekim’den beri bölgesel krizlerin artık bir noktada durması gerektiği yönünde bir politika benimsemiş durumda olduğunu ifade eden Polat, "Malum, son 15 yıldır Orta Doğu’da yoğun bir rekabet söz konusu bölgesel aktörler arasında. Buna bir de devlet dışı silahlı aktörler ve başarısız devletler eklenmiş durumdadır. Dolayısıyla Orta Doğu, 2000 yıllarının başından 2010 yıllarına kadar olan kısmen istikrarlı dönemini özlemiş durumdadır. Dolayısıyla Türkiye, ne İran-İsrail arasında, ne de İsrail-Hamas arasında böyle bir çatışmanın devamlılığı yönünde bir politika arzulamıyor. Türkiye, Orta Doğu’da mümkün mertebe krizlerin barışçıl bir biçimde çözümlenmesini arzuluyor. Bu çerçevede de girişimlerini sürdürüyor. Türkiye’nin kendi çıkarları açısından da bu oldukça önemli. Aksi takdirde, çeşitli insani krizler, terör örgütlerinin yeniden palazlanması gibi veya başarısız devletlerin ortaya çıkması gibi Türkiye’nin güvenliğini yanından ilgilendiren başka kriz alanları ortaya çıkıyor. Dolayısıyla Türkiye, bu tür krizlerin daha barışçıl yollarla çözümü için mücadele ediyor" şeklinde konuştu.
Van Van-Bahçesaray kara yolunda çalışmalar devam ediyor Van’da çığ riski nedeniyle 119 gün önce kapalı tutulan Van-Bahçesaray kara yolunun ulaşıma açılması için çalışmalar devam ediyor. Van’da 22 Aralık 2023 tarihinde yağan kar yağışı ile birlikte düşen çığlar sonucu Van-Bahçesaray yolu ulaşıma kapandı. Yapılan çalışmalar sonucu yol 29 Aralık 2023 tarihinde ulaşıma açıldı. Ulaşıma açılan yol araç trafiğine açılmadan önce Van İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Çığ Tehlikesini Belirleme ve İzleme Komisyonu` üyelerinin bölgede yaptığı inceleme sonucu çığ riski devam ettiği için yol araç trafiğine açılmadı. İlerleyen günlerde etkili olan kar yağışı ve birçok noktaya düşen çığlardan dolayı yol yeniden ulaşıma kapandı. “Van-Bahçesaray yolu 119 gündür kapalı” Yaklaşık 119 gündür çığ tehlikesinde dolayı kapalı tutulan Van-Bahçesaray karayolu, Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü Görentaş Şantiye ekipleri, Ramazan bayramı sonra bölgede çalışma başlattı. Kar kalınlığının yer yer 5 metreyi bulduğu bölgede, ekipler çığ riskine karşı büyük titizlikle çalışmalarını yürütülüyor. Çalışmalar 2020 yılında ilki 4 Şubat, ikincisi ise 5 Şubat’ta meydana gelen çığ faciasında 11 jandarma, 9 güvenlik korucusu olmak üzere 42 kişi hayatını kaybettiği bölgede yürütülüyor. Yolun kapalı olmasından dolayı aynı bölgeye yine büyük bir çığ düştü. Yolun kapalı olmasından dolayı olumsuz bir durum yaşanmadı. Ekipler yoğun bir mesai harcayarak yola düşen çığları açarak çalışmalarını sürdürüyor.