SAĞLIK - 21 Ocak 2021 Perşembe 09:11

Rahim ağzı kanserinde en büyük şikayet; şikayet olmaması

A
A
A
Rahim ağzı kanserinde en büyük şikayet; şikayet olmaması

Rahim ağzı kanserinin içerlek bir organda oluşmasından dolayı sinsi bir şekilde ilerleyebileceğinden bahseden Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Petek Balkanlı, en büyük sıkıntının bazen hiç şikâyet olmaması olduğunu vurgulayarak, “Düzenli kontrol şart” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü kayıtlarına göre 2018 yılında rahim ağzı kanseri tanısı konulan 570 bin kadının, 311 bini bu kanser dolayısıyla hayatını kaybetti. Kadınlarda en çok görülen dördüncü kanser türü olan rahim ağzı kanserine dikkat çekmek için dünyada ocak ayı ‘Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık’ ayı olarak geçiyor. Bu kapsamda Beykent Üniversitesi Hastanesi Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Petek Balkanlı bilgilendirmelerde bulunarak özellikle erken tanı için düzenli kontrolün şart olduğunun altını çizdi.

“Kanserleşmeden artık müdahale şansımız daha fazla”

Günümüzde artık bu kanser çeşidine olan farkındalığın arttığını ve bu yüzden de kanserleşmeden tespit edilebildiğinden bahseden Prof. Dr. Petek Balkanlı, “Birçok kişi artık düzenli smear testi yaptırıyor. HPV taramasını da aldığımız zaman biz bunları kanserleşmeden yakalayabiliyoruz. Sayı yüksek gibi gözüküyor aslına bakarsanız fakat takip hızı dikkatli bir şekilde devam ederse ileride azalabilir çünkü kanseri erken aşamada yakalarsak hayat kurtarmış oluruz ve tamamen oluşmadan engellemiş oluruz” diye konuştu.

Sebepleri nelerdir?

Öncelikli olarak rahim ağzı kanserinin sebeplerinden bahseden Petek Balkanlı, “Rahim ağzı kanseri daha sık cinsel hayat ile ilgili faktörler olan; çoklu cinsel yaşam, erken yaşta cinsel hayat, çok partnerlik gibi HPV virüs bulaşımı ihtimalini artıran sebeplerde karşımıza çıkıyor” dedi.

“Bu kanserde en büyük yakınmamız hiçbir şikayet olmaması”

Rahim ağzı kanserinin içerlek bir organ olduğundan dolayı sinsi ilerleyebileceğini ifade eden Balkanlı bu anlamda hiçbir şikayet olmasa bile düzenli kontrolün şart olduğunu vurguladı. Balkanlı ayrıca olası belirtiler ile ilgili; “Bu kanserde en çok yakınmamız aslında hiçbir şikayetin olmaması. Dolayısıyla mutlaka düzenli jinekolojik kontroller ve smear almayı tavsiye ederiz. Ama kanserleştiği süreçte en fazla gördüğümüz yakınmalar; kirli, kokulu, kanamalı akıntılar, ara kanamalar, cinsel ilişkide kanamalar şeklinde kendini gösteriyor. İçerlek bir organ olduğu için genellikle sinsi seyreder, bazen çok ileri evrelerde idrar yolunu tuttuğu durumlarda bir başka komşu organ şikayetleri ile de karşımıza çıkıp tesadüfen nedeni rahim ağzı kanseriymiş dediğimiz de olabiliyor” şeklinde konuştu.

Erken evrede ölüm riski yok

Erken tanı ve tedavilerle ölüm riskinin neredeyse hiç olmadığından ve tespit edildikten sonraki tedavi süreçlerinden de bahseden Balkanlı sözlerine şu şekilde devam etti;

“ Smear ve HPV testi ile anomalileri daha oluşmadan yakalayıp kaybedebiliyoruz. Bu tümör acaba rahimle sınırlı mı daha ileriye gitmiş mi hazneye veya pelvik taban kaslarına doğru ilerlemiş mi diye bakıyoruz ve cerrahi yapılabilecek safhada yakaladıysak öncesinde cerrahisini yapmayı düşünüyoruz. Ama bazen böyle bir şans olmayabiliyor. İleriki evrelerde biz daha çok radyo kemoterapilerle tedavilere başlayıp cerrahiyi daha sonraki kademeye atabiliyoruz. Erken evre yakalanmışsa yaşam şansımız yüzde 100. Yani erken teşhis edilirse ölüm riskimiz hiç yok. Ama ileri evreler için bir süre ya da bir yüzde vermem mümkün değil. Çünkü her evreye her hücre tipine her tedavi şekline göre değişecektir yaşam şansı. Ayrıca cerrahının radikalliği, tümörün içeride hiç kalmaması, arkasından radyo kemoterapinin zamanlaması ve doğru planlanmasıyla risk faktörleri de etkilenecektir.”

“Erken tanı ve yaşa bağlı olarak doğum şansı var”

Rahim Ağzı Kanseri diğer kanserlere göre daha erken yaşlarda, kadınların hala daha doğurganlık çağında olduğu 35-45 yaş aralığında da rastladıklarını, erken tanı ve tedavi yöntemleriyle isteyenlerin tekrar bebek sahibi olabileceğinden de bahseden Balkanlı, “Erken evre ise; rahim ağzını çıkarıp rahmi koruduğumuz ve daha sonra gebelik elde ettiğimiz genç bayanlardaki tedavi yaklaşımlarımız mevcut. Daha ileriki yaşlarda gördüğümüz zaman doğurganlık çağını zaten geçirmiş oldukları için gebelik ile ilgili bir beklenti olmuyor ama genç bayanlarda koruyucu tedavi dediğimiz rahim ağzını alıp rahmi koruduğumuz cerrahilerle onlara ileriki hayatlarında gebelik elde etmelerini sağlamaya çalışıyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.

 


   

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.