EĞİTİM - 24 Şubat 2020 Pazartesi 10:10

“Sabah 08.30 akşam 06.00” konsepti Z kuşağı için geçerli değil

A
A
A
“Sabah 08.30 akşam 06.00” konsepti Z kuşağı için geçerli değil

İnsan kaynağı odaklı iş hayatında Z kuşağının beklentilerine dikkat çeken Doç. Dr. Mine Afacan Fındıklı, “Sabah 08.30 akşam 06.00 konsepti Z jenerasyonu için geçerli değil. İşletmeler ve yöneticiler olarak onlara ayak uydurmak zorundayız. Güncel uygulamalarla çalışma saatleri esnetilmeli” dedi.

Beykent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF), insan kaynağı odaklı süreçlere yönelik farkındalık oluşturmak amacıyla “İnsan Kaynakları Yönetimi Çalışmalarında Güncel ve Kritik Tartışmalar” konulu sempozyum düzenlendi. Çok sayıda eğitimci ve öğrencinin katıldığı etkinlikte konuşan Beykent Üniversitesi İİBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mine Afacan Fındıklı, güncel uygulamalar ışığında gençlerin yeteneklerini öldürmeden, onları destekleyerek, onlara keyifli iş ortamı ve daha esnek alanlar oluşturarak performanslarının artırılması gerektiğini kaydetti.

“Z kuşağına ayak uydurmak zorundayız”

İşletme alanında en değerli kaynağın "insan" olduğunu belirten Doç Dr. Fındıklı, “Son dönemde insan kaynakları yönetimi uygulamalarıyla ilgili ‘Y jenerasyonu’ ve ardından gelecek olan ‘Z jenerasyonu’ için öngördüğümüz bir takım güncel uygulamalar var. Bunların en başında esnek çalışma saatleri geliyor. Bunlar, işletmeler açısından gençlerimizi daha efektif, performanslarını daha yüksek hale getirecek ve yerden, zamandan, mekandan bizi uzaklaştıracak güzel uygulamalar. Sabah 08.30 akşam 06.00 konsepti belki X jenerasyonu için geçerliydi ama artık yeni jenerasyonun daha farklı değerleri, hayata dair bakış açıları ve işe yönelik anlam arama çabaları var. Bunun için de işletmeler ve yöneticiler olarak onlara ayak uydurmak zorundayız. Dolayısıyla yeteneklerini öldürmeden, onları destekleyerek, onlara keyifli iş ortamı ve belki de daha esnek alanlar oluşturarak performanslarını artırmalıyız” dedi.

Y ve Z jenerasyonu akademik bilgilerle iş hayatına ne kadar hazırlanıyor?

Doç. Dr. Mine Afacan Fındıklı, çalışanlar olarak işletmelerde kimliklerin geri bırakılmadığını dile getirerek, “Pek çok rolümüz var. Bir üniversitede öğretim üyesi olarak ben; bir anne, evlat ve eş durumundayım. Halbuki rollerimiz çok farklı. Bunların her birini kurumun dışında, içeri girerken kapıda bırakmamızın imkanı yok. Bu farkındalıkla yeni modeller üretmek çabasındayız. Yine 3’üncü konumuz bu sebeple esnek çalışma sözleşmeleriydi. Bu esnek çalışma saatlerinden biraz daha farklı olarak bireye yönelik, tamamen sizin ihtiyaçlarınıza uygun sözleşmelerin ortaya konmasıyla ilgili. Bu biraz daha Türkiye açısından zaman alacak bir uygulama ama önemli. Öte yandan, şu an hali hazırda üniversitelerimizin vermiş olduğu eğitimlerde çok fazla teknik akademik bilgiyle iç içeyiz. Şu anki Y ve Z jenerasyonu bu kadar dolu dolu verdiğimiz bilgilerle ne kadar iş hayatına hazırlanıyor? Bu sebeple onları biraz daha psikolojik ve sosyal açıdan geliştirecek farklı uygulamalar ve yeni eğitim metotları bulmak durumundayız” diye konuştu.

“İşsizlik sorunu gençler ve üniversitelerle birebir bağlantılı değil”

İşsizlik sorununun sadece gençlerin eksikliği ve üniversitelerin vermiş olduğu eğitimle birebir bağlantılı olmadığının altını çizen Doç Dr. Fınfıklı, “Ülkemizdeki eğitim sistemine bağlı olarak üniversite sayısının artması, nicelik ve nitelik sorunuyla alakalı. Aynı zamanda planlı bir şekilde eğitim stratejilerini belirlemek lazım. Dört yıllık üniversite hayatında sadece teknik bilgilerle donanmak sizi iş hayatına çok fazla hazırlamıyor. Bu dönemlerde mutlaka yaz aylarında çalışmaları, staj yapmaları, insanlarla iletişim kuracak her türlü ortamı değerlendirmeleri, üniversitelerimizde hali hazırda sürdürdüğümüz sertifika programlarını mutlaka takip etmeleri, bu gibi ortamlara gelerek uzmanlarla birebir iletişim kurmaları ve kendi kaynaklarını zenginleştirmeleri gerekiyor. Yalnızca üniversite, bireyi iş hayatına yönelik olgunlaştıracak, onu kuvvetli kılacak bilgileri vermeye yeterli değil. Bununla beraber insanın kendini geliştirmesi, sürekli olarak görmesi, deneyimlemesi ve sosyal olarak etkileşim içinde olması çok önemli” şeklinde konuştu.

“Bilgi başarılı olmak için tek başına yeterli değil”

Temel olarak işletmelerin ilk işe alış süreçlerinde beklentilerinin farklı olmadığını söyleyen Fındıklı, “Önemli olan bireyin işe adanmış olması, gözlerinin o iş için parlaması, kuvvetli olması, merak ediyor olması, takım ruhuna sahip olması ve aynı zamanda işe yönelik yetkinliklere ve bilgiye sahip olması. Ama sadece gerekli bilgiye sahip olmak sizin başarılı bir iş adamı ya da çalışan olmanız için tek aranan faktör değil. İletişim yeteneklerinizin kuvvetli olması, sorunlara yönelik çeşitli alternatifler üretebiliyor olmanız, bir takım içinde sorumluluk alabiliyor olmanız gerekiyor” dedi. 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Şekerbank’tan Ramazan’da KOBİ ve işletmelere özel imkanlar Şekerbank, gelenekselleşen ‘İşinize Ramazan Bereketi’ kampanyası ile KOBİ ve işletmelerin finansal ihtiyaçlarını karşılıyor. Banka, kampanya kapsamında KOBİ ve işletmelere 3 ay anapara ödemesiz dönemli ve 48 aya varan vade seçenekleriyle finansman desteği sağladığını açıkladı. Şekerbank, Ramazan ayında gelenekselleştirdiği ‘İşinize Ramazan Bereketi’ kampanyasıyla hem mevcut hem de yeni müşterilerine yönelik avantajlar sunduğunu duyurdu. ‘İşinize Ramazan Bereketi’ ile KOBİ ve işletmelere, 3 ay anapara ödemesiz dönem, 48 aya varan vade seçenekleriyle finansman imkânı sağlanıyor. Bankadan yapılan açıklamaya göre, kampanya kapsamında Ramazan ayında Şekerbank müşterisi olan KOBİ ve işletmeler market, gıda ve restoranlarda gerçekleştirecekleri 10 bin TL ve üzeri harcamalarda 500 TL bonus kazanma fırsatına sahip olurken, mobil ve internet bankacılığı kanalları aracılığıyla yapacakları EFT/havale ve FAST işlemlerinde haziran ayı sonuna kadar ücret muafiyetinden faydalanıyor. Yeni müşteriler ayrıca 12 ay POS aidat muafiyeti tanımlanıyor ve 10 yapraklı çek karnesi ücretsiz sunuluyor. “Gelenekselleştirdiğimiz ‘İşinize Ramazan Bereketi’ kampanyamız ile müşterilerimizin yanında yer alıyoruz” Şekerbank Bireysel, İşletme ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Tuğbay Kumoğlu, şunları söyledi: “Banka olarak ülkemiz ekonomisinin temel dinamiğini oluşturan KOBİ ve işletmelerimizin Ramazan dönemi ve Ramazan Bayramı öncesinde artacak nakit ihtiyaçlarını gelenekselleştirdiğimiz ‘İşinize Ramazan Bereketi’ kampanyamız ile karşılıyoruz. Kampanyamız ile yeni ve mevcut müşterilerimize destek olmayı amaçlıyor ve finansman ihtiyaçlarını karşılayarak onların yanında yer alıyoruz.”
Samsun Samsun’da 188 bin hane halkı 2000 ve öncesinde yapılan binalarda ikamet ediyor Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Samsun’da 188 bin 847 hane halkı, 2000 yılı ve öncesinde yapılan binalarda ikamet ediyor. TÜİK Nüfus İstatistikleri Portalı verilerine göre 2023 yılına kadar Samsun’un hane halkı 424 bin 68 olarak belirtiliyor. İkamet edilen binanın inşa edilen yılına göre hane halkı sayısına bakıldığında Samsun’da 1980 ve öncesinde yapılan binalarda yaşayan hane halkı sayısı 53 bin 66, 1981 ve 2000 arasında yapılan binalarda yaşayan hane halkı sayısı 135 bin 781, 2001 ve sonrasında yaşayan hane halkı sayısı 191 bin 669 olurken, 43 bin 552 hane halkının oturduğu binanın ne zaman yapıldığı ise bilinmiyor. Samsun’da yaşamını idame ettiren 424 bin 68 hane halkından 31 bin 775’i tek katlı binalarda, 99 bin 939’i 2 katlı binalarda, 49 bin 885’i 3 katlı binalarda, 44 bin 141’i 4 katlı binalarda, 49 bin 785’i 5 katlı binalarda ve 148 bin 543’ü ise 6 kat ve üstü binalarda ikamet ediyor. Samsun’da ikamet eden hane halkının kat ortalaması ise 4,9 olarak belirtildi. 272 bin 142 ev sahibi 2023 yılına kadar olan bu 424 bin 68 hane halkından 272 bin 142’si ev sahibi, 90 bin 973’ü kiracı, 46 bin 805’i diğer ve 13 bin 149’u da bilinmeyen olarak ifade ediliyor. İkamet edilen konutlarda en çok kullanılan ısıtma sistemine göre hane halkı sayısına bakıldığında ise 195 bin 113 hane halkı soba ile, 191 bin 256 hane halkı kalorifer ile, 33 bin 758 hane halkı kalorifer merkezi ile ve 3 bin 940’ı da diğer ısınma araçları ile ısınıyor. Öte yandan Samsun’da yapılan son sayımda hane sayısının 439 bin 845 olduğu belirtildi.