SAĞLIK - 18 Nisan 2019 Perşembe 13:47

Sağlık sektöründe iş sağlığı ve güvenliğine dikkat çekildi

A
A
A
Sağlık sektöründe iş sağlığı ve güvenliğine dikkat çekildi

Sağlık sektöründe yaşanması muhtemel iş sağlığı ve güvenliği problemlerinin masaya yatırıldığı ve sorunlara çözüm arandığı “5. Sağlık Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu” İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi (İYYÜ) ev sahipliğinde gerçekleşti.

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü tarafından ‘5. Sağlık Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği Sempozyumu’ gerçekleştirildi. “Meslek Hastalıkları ve İşyeri Hekimi”, “Sağlık İşletmelerinde Tehlike ve Riskler” ve “Sağlık Sektörü Uygulamaları” başlıklarıyla üç oturumdan oluşan sempozyuma; İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşegül Topal Sarıkaya, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Cüneyt Ulutin, İş Sağlığı ve Güvenliği Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü Başkanlığı İstanbul Bölge Laboratuvar Müdürü Zekiye Karakaya, uzmanlar ve farklı üniversitelerden akademisyenler katılım sağladı.

“İşyeri hekimleri meslek hastalıkları konusunda bilinç kazanmalı”
Sempozyumda meslek hastalıklarına dikkat çeken İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. H. Cüneyt Ulutin, sağlık sektöründe çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği konusunda dikkatli olmamaları durumunda meydana gelecek sorunları aktardı. Ulutin, “İşyeri hekimlerinin meslek hastalıklarına olan yaklaşımları ve bu konudaki bilinç düzeyleri önemli bir konu. Çünkü Türkiye’de meslek hastalıkları maalesef çok fazla tanınmıyor. Bu nedenle de pek çok mağduriyet doğuyor. Bu amaçla işyeri hekiminin meslek hastalıkları konusunda biraz daha bilinçli olmalarını hedefliyoruz. Ele aldığımız bir diğer konu ise sağlık kurumlarında görülen risklerdir. Bu başlık altıda mobbing, psikolojik, biyolojik ve fiziksel risk faktörleri üzerinde durulmalı. Bu sektörde çalışanların biyolojik, mikrobik etmenlerle enfeksiyon kapmaları ve radyasyona mağdur kalmaları oldukça fazla. Bu nedenle sağlık sektörü çalışanlarının kendilerini nasıl korumaları gerektiğini, koruyucu ekipmanlarının neler olabileceğini bilmeleri çok önemli” dedi.
“İş sağlığı bir yaşam tarzıdır ” İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSG Birim Müdür Yardımcısı Hakan Farımaz, “Daha çok çalışanlarla ilgili iş sağlığını önemsesek de iş sağlığı ve güvenliği hayatın her safhasında bir yaşam tarzı olarak insanlar tarafından algılanmalı. Hayatın her alanında bir iş yaparken sağlıkla beraber güvenlik de ön plana çıkarılmalı. Böylece iş sağlığı ve güvenliğini tamamıyla yerine getirmiş oluruz ve insanlar daha mutlu, yapılan çalışmalar ise daha verimli olur. Yaşama ve iş yaşamına bir kalite kazandırılmasını sağlar” diye konuştu.

“Türkiye’de iş sağlığı tecrübe olarak algılanıyor”
İş sağlığını yaşam biçimi olarak algılamada Türkiye’de eksiklikler olduğunu kaydeden Farımaz, “Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği bazen ihmal ediliyor. Türkiye’de iş sağlığı tecrübe olarak algılanıyor. ‘Nasıl olsa ben bu işi sürekli yapıyorum. Bana bir şey olmaz?’ diye gerekli tedbirler alınmıyor. İş sağlığı ve güvenliğinde kask, kıyafetler ve malzemeler gibi kullanılması gereken kişisel koruyucu donanımlar kullanılmıyor. Bu aslında bakıldığında çocukluktan gelen güvenlik kültürünün eksikliğinden kaynaklıdır. İş sağlığında başlangıç noktamız, güvenlik kültürünün çocukluk döneminde aşılanmasıdır” şeklinde konuştu.

“Dikkat edilmezse kansere bile neden olabilir”
Sağlık sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusuna da değinen Hakan Farımaz, “Sağlık sektöründe çalışılan ortam; kullanılan kimyasallar, elektronik cihazlar ve fiziksel risk etmenleriyle daha da tehlikeli hale geliyor. Bu sektörde yalnızca çalışanların sağlığı olumsuz etkilenmiyor. Çalışanların çevresindekilerin de sağlığı tehlikeye giriyor. Aynı zamanda bu alanda elde edilen ürünler ve uygulamalar sırasında bir atık söz konusu. Tehlikeli atıkların bol olduğu bu sektörde laboratuvar, uygulama ve cihazların kullanım noktasında insanlarımızın bilinç kazanması lazım. Aksi halde yanlış uygulamalar radyasyona maruz kalmaya, zehirlenmeye, hatta kansere bile sebebiyet verebilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.