TEKNOLOJİ - 28 Kasım 2019 Perşembe 14:50

Sanal korsanlar sağlık sektörünü de tehdit ediyor

A
A
A
Sanal korsanlar sağlık sektörünü de tehdit ediyor

Sanal korsanlar, sağlık sektörünü tehdit etmeye devam ediyor. HPE Aruba Ülke Müdürü Ersin Uyar, hasta kayıtlarının karaborsada 250 dolara kadar alıcı bulunabildiğini belirtti.

Dijital dünyanın her geçen gün gelişmesiyle sanal korsanlar (hacker) sağlık sektöründe de açık aramaya devam ediyorlar. Hem hasta verilerinin hem de hasta bakımının dâhil olduğu birbirine bağlı cihazları hedeflerine alan sanal korsanların en çok hasta kayıtlarına ilgi gösterdiği kaydediliyor.

Hasta kayıtlarının karaborsada 250 dolara kadar alıcı bulunabildiğini belirten HPE Aruba Ülke Müdürü Ersin Uyar, "Çalışmalar, nesnelerin interneti teknolojilerini kullanan sağlık kuruluşlarının yüzde 89’unun, yine bu teknolojiyle ilişkili güvenlik ihlallerine maruz kaldığını gösteriyor. En kötü senaryoda tehlikede olanlar sadece hasta verilerinden ibaret değil. Hasta bakımı ile ilgili çok daha endişe verici olasılıklar da var. Örneğin, hastaya verilecek ilacın dozunu kendi kendine ayarlayan bir cihaz, yazılım kaynaklı bir sorundan ya da kötü niyetli bir saldırgandan zarar görebilir. Yine böyle bir durumda ağa bağlanan cihazlar arasında öncelikli erişimlerde sorun olması hayati öneme sahip cihazların kullanımlarında aksaklıklara yol açabilir. Bunlar, aşırı örnekler olabilir fakat her hastanenin ve sağlık kuruluşunun hazırlıklı olması gerektiği durumlar. Bunlara karşın korunmak için nesnelerin internetinin güvenlik açığının temeline yani, network görünürlüğüne inmek gerekiyor." dedi.

Yatak başına hâlihazırda 10 ila 15 nesnelerin interneti cihazının bulunuyor
Uyar; bir araştırmaya göre, ABD’deki hastanelerde yatak başına hâlihazırda 10 ila 15 nesnelerin interneti cihazının bulunduğunun tahmin edildiğini belirterek, "Nesnelerin interneti cihazlarını belirli bir ölçekte barındıran networkü en iyi şekilde korumak oldukça zor bir iştir; fakat bazen bu, her bir sensöre kadar her şeyin ayrı ayrı kaydedilmesiyle, emniyet altına alınmasıyla ve takip edilmesiyle mümkün olabilir. Her şeyin bu yöntemlerle (cihazların dijital parmak izinin alınmasıyla) yönetilmesine izin veren bir sistem olmadan, güvenlik açıkları saldırıların hedefi haline gelebilir." ifadelerini kullandı.

"Günümüz sağlık sisteminin süregelen devrimi için hayati önem taşıyan bir fırsat"
Siber saldırılara karşı geliştirilen yapay zeka ve makine öğrenimli çözümü gerektiği artık bir bilinen bir gerçek olduğunu belirten Uyar, "Bu büyük sorumlulukları da beraberinde getirirken aynı zamanda günümüz sağlık sisteminin süregelen devrimi için hayati önem taşıyan bir fırsat. Nesnelerin interneti çağında devam eden ilerleme, donanım üzerine yapılan inovasyonlar ve dijitalleşen hasta bakımı kadar etkili güvenliğe de dayalı olacaktır. Network yöneticileri hastaneleri için doğru araçları kullandığı müddetçe doktorlar da hastalarına bakabileceklerdir. Özel amaçlar için üretilmiş bulut platformunda çalışan sistemler, benzer IT özelliklerine sahip cihazlar arasında ayrım yapmak ve networke bağlanan cihazlar için son derece ayrıntılı, davranış temelli profiller oluşturan bir dizi makine öğrenimi kullanıyor." şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde 4 bölüm daha akredite edildi Atatürk Üniversitesi, çağdaş eğitim modelini benimsemek ve topyekün kalkınmayı sağlamak amacıyla başlattığı Yeni Nesil Üniversite Tasarım ve Dönüşüm Projesinin karşılığını almaya devam ediyor. Bu kapsamda verdiği eğitimin kalitesi bağımsız kurullarca tescillenen Atatürk Üniversitesinde; Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkiler, İktisat, Kamu Yönetimi ile Uluslararası İlişkiler Bölümleri akredite edilerek önemli bir başarı elde etti. Yapmış olduğu değişim ve dönüşüm yapılanması ile Araştırma Üniversitesi statüsü kazanan Atatürk Üniversitesinde gerek verdiği eğitimin tamamı gerekse program bazlı akreditasyon süreçleri de olumlu şekilde ilerliyor. Programları akredite olan üniversiteler sıralamasında Türkiye’deki toplam 208 üniversite arasında birinci sıraya yerleşen Atatürk Üniversitesi, 129 devlet üniversitesi, 23 araştırma üniversitesi ve 53 kurumsal akreditasyon alan üniversite arasında toplamda 55 programı akredite olan Atatürk Üniversitesi, en fazla programı akredite olan üniversite olarak adını zirveye yazdırmıştı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi bünyesinde eğitim veren 4 programın daha akredite olmasıyla birlikte bu sayı 59’a ulaştı. Rektör Çomaklı: “Tercih yapılırken akredite olan bölümlere öncelik veriliyor” 27 programın da akreditasyon sürecinin devam ettiğini vurgulayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Önlisans ve Lisans Eğitim Koordinatörlüğü ile Kalite Koordinatörlüğünün araştırmaları ve çalışmaları sonucunda Türkiye çapında önemli bir başarı elde ettiklerini ve bu başarı çıtasını da her geçen gün daha da yukarı taşıdıklarını ifade etti. Akreditasyon sürecinin fakülte ve bölümler için oldukça büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Çomaklı: "Üniversite bölümlerinin akredite edilmesi, eğitim kalitesinin güvence altına alınması ve uluslararası tanınırlığın artırılması için önem taşıyor. Akredite bir bölüm, öğrencilere daha güvenilir bir eğitim sunarken, mezunların iş bulma şansını da artırıyor. İşverenler, akredite bir bölümden mezun olan adayları tercih ederken daha güvende hissediyorlar. Ayrıca, akredite bölümler öğrenciler ve aileleri için de güvenilir bir rehberlik kaynağı oluyor. Bu nedenle, öğrenciler tercih yaparken ve kariyer planları oluştururken akredite edilmiş bölümlere öncelik veriyorlar. Biz de bu bilinçle hareket ederek üniversitemizin verdiği eğitimi daha kaliteli hale nasıl getirebiliriz sorularına cevaplar arayarak adımlar atmayı sürdürüyoruz. Bu düşüncelerle; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemiz ile onlara rehberlik eden Kalite Koordinatörlüğümüze teşekkür ediyor, bizimle birlikte üniversitemizin başarısı için gayret gösteren tüm mensuplarımıza kolaylıklar diliyorum” diye konuştu.
İstanbul Gençler için ‘Küresel Beceriler Programı’ başlıyor UNICEF ve Türkiye Bilişim Vakfı gençlere 21. yüzyılın meslekleri için gerekli becerileri kazandırmak ve fırsat eşitliği sağlamak amacıyla ‘Başlangıç Noktası’ aracılığıyla ortak eğitim ve mentorluk programı başlattı. UNICEF ve Türkiye Bilişim Vakfı gençlere 21. yüzyılın meslekleri için gerekli becerileri kazandırmak ve fırsat eşitliği sağlamak amacıyla ‘Başlangıç Noktası’ aracılığıyla ortak eğitim ve mentorluk programı başlattı. İş birliği kapsamında 18-24 yaş arası gençler dünya çapında rekabetçi ve etki düzeyi yüksek liderler olmaya dönük eğitimler alacak. Teknik eğitim ve mentorluk oturumlarının yer aldığı üç haftalık program, 20 Mayıs - 7 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Alanında tanınmış uzmanlar, yapay zeka, sürdürülebilirlik, girişimcilik, kişisel gelişim gibi pek çok konuda atölye çalışmaları gerçekleştirecek. Programın bir parçası olarak sunulacak mentorluk bölümünde ise sektör profesyonelleri öğrencilere kariyer planlaması konusunda rehberlik edecek, gerçek dünya deneyimleri sunacak ve önemli ağ kurma fırsatları sağlayacak. 20’si kız, 20’si erkek olmak üzere seçilen 40 öğrenci ‘Küresel Beceriler Programı’na katılacak. Katılımcılara Dünya Ekonomik Forumu tarafından belirlenen yetkinlikler listesi doğrultusunda sağlanacak asenkron eğitimlerin yanı sıra, küresel gençlik platformlarında yer alma fırsatları da sunulacak. Program, coğrafi avantajlardan bağımsız olarak her genç için kapsayıcı eğitim fırsatları oluşturma nihai hedefiyle, tüm katılımcıların küresel işgücü piyasasında rekabet avantajı kazanmaları ve potansiyellerini gerçekleştirmelerine olanak sağlamak için titizlikle tasarlandı. Adaylar, 26 Nisan 2024 tarihine kadar youthall.com/tr/turkiyebilisimvakfi/kuresel-beceriler-programi_17/ üzerinden başvuru yapabilecek.