EKONOMİ - 05 Ağustos 2021 Perşembe 10:46

'Sarı altın'da hasat başladı

A
A
A
'Sarı altın'da hasat başladı

Türkiye'nin 6 buçuk milyon tonluk mısır üretiminin yaklaşık yüzde 17'sini karşılayan Adana'da 'sarı altın' olarak adlandırılan mısırın hasadı başladı. Rekoltenin bu sene geçen yıllara oranla yüzde 25 yüksek olduğu mısırda çiftçiler fiyatın da ton başına 2 bin 500 lira olarak açıklanmasını istiyor.

Kent genelinde sezon boyunca havaların iyi gitmesi nedeniyle yem, nişasta, yağ ve biyoyakıt başta olmak üzere çok geniş alanda kullanılabilen mısırın rekoltesinin yüksek olması bekleniyor.

750 bin dekar alanda ekilen mısırda geçen sene dönümde bin 100 ile bin 200 kilogram arasında verim alınırken bu sene bin 500 ile bin 600 kilogram arasında verim bekleniyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından geçen sene fiyatları bin 325 lira olarak açıklanan mısırda Çukurova çiftçisi bu sene fiyatların 2 bin 500 lira olarak açıklanmasını istiyor.

'Sarı altın'da hasat başladı

“Fiyatlar da iyi olursa çiftçimizin yüzü gülecek”

Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, hasat sırasında İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Doğan, hasadın normalde Ağustos’un 15’inde başladığını ancak küresel ısınma nedeniyle tarihlerin geriye çekildiğini belirterek, “Bu yıl Haziran ayında havaların serin gitmesinden dolayı mısır koçanları kendini doldurdu. Şuan havalar sıcak ama verim bu sene iyi gözüküyor. Şuan mısırda rakamlar, verimler iyi. Eğer fiyatlarda iyi olursa çiftçimizin yüzü gülecek” diye konuştu.

'Sarı altın'da hasat başladı

“Rekolte bu sene çok yüksek”

Fiyatların ton başında 2 bin 500 lira olarak belirlenmesini istediklerini vurgulayan Doğan, “Gübre ve diğer girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı mısırın fiyatının 2 bin 500 lira olarak açıklanmasını bekliyoruz. Mısır ekiminde çok artış olmadı ama rekolte bu sene çok yüksek. Bu tarlada bin 500 ile bin 600 kilogram arasında verim bekleniyor. Daha ovanın yüzde 10’unda hasat yapılabildi. İlerleyen günlerde hasat daha yoğun olacak. Buğday da olduğu gibi mısır da rekoltesiyle yüz güldürüyor” ifadelerini kullandı.

“Yağ fiyatlarında düşüş bekleniyor”

Mısır yağı fiyatlarında da düşüş olabileceğini beklediklerini aktaran Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Mısır’da, ayçiçeği ve soyada dışa bağımlı bir ülkeyiz. Eğer rekolte yüksek olursa tabi ki yağ fiyatları düşecektir. Bizim ülke olarak 2 buçuk milyon ton mısır açığımız var. Ekim alanlarımız ne kadar artarsa yağ fiyatları da o kadar düşecektir” dedi.

'Sarı altın'da hasat başladı

Umutcan İşledici - Elif Ayşenur Bay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.