GÜNDEM - 22 Şubat 2019 Cuma 14:22

Savunma Sanayi Başkanlığı ve TUSAŞ arasında 'Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri Projesi Sözleşmesi' imzalandı

A
A
A
Savunma Sanayi Başkanlığı ve TUSAŞ arasında 'Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri Projesi Sözleşmesi' imzalandı

Savunma Sanayi Başkanlığı ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TUSAŞ) arasında 'Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri Projesi Sözleşmesi' imzalandı. İlk test uçuşunun 5 yıl sonra gerçekleşmesi planlanan ağır sınıf taarruz helikopterinin, Türkiye'nin geleceğindeki önemine değinen Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, "Kullanım olarak TSK'nın gücüne güç katacak bir ürünün çıkmasını bekliyoruz" dedi.

Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ (TUSAŞ) arasında 'Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri Projesi Sözleşmesi' imzalandı. Beşinci yıl sonunda ilk test uçuşu yapılması planlanan projeyle, klasmanında egemen bir helikopter hedeflendiğinden, teknik özellikler, esnek süreçler sonunda ve teknolojik açıdan erişilebilen en üst seviyeye ulaşıldığında dondurulacak.

Deniz ve kara versiyonu olmak üzere iki konfigürasyonda geliştirilecek helikopter için aynı zamanda asgari 3 adet prototip planlandı. Bununla birlikte ihtiyaca bağlı olarak prototip sayısı artırılabilecek. 10 ton sınıfında yerini alacak olan helikopter, 2 adet Turboşaft motora sahip olacak ve bin 200 kilogramdan fazla faydalı yüke sahip bulunacak. Çevresel etmenlere dayanıklı olacak şekilde geliştirilecek olan helikopter aynı zamanda tandem kokpitli olup, yüksek irtifa ve yüksek sıcaklık şartlarında görev yapabilecek.

Helikopter yüksek ileri hız limitine sahip olacak ve gelişmiş elektronik harp ve karşı tedbir sistemleri bulunacak. Tamamen yerli ve milli üretim olacak ağır sınıf taarruz helikopterine ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, "Artık Türkiye’nin geldiği aşamalar var ve özgün helikopter tasarımında Gökbey'le bir seviyeye eriştik ve geçmişten gelen gerek T70, gerek T-129 projeleriyle Gökbey'e bir geçiş yapıldı.

Burada önemli bir yerlileştirme ve milli tasarım tecrübesi kazanıyoruz. Bunun da uç noktasının ağır sınıf taarruz helikopterimiz olacağını umuyoruz. TUSAŞ'tan bu konuda gerçekten iyi bir performans bekliyoruz. Proje için verilen sürenin de Gökbey'de olduğu gibi verilen tarih ve saatte de uçuşa hatta göreve hazır olmasını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

"Kullanım olarak TSK'nın gücüne güç katacak bir ürünün çıkmasını bekliyoruz"

Ağır sınıf taarruz helikopterinin çeşitli versiyonları ve gelişmiş modellerinin de olacağını belirten Demir, "Yeni teknolojileri takip etmekte ve bunları uygulamakta da geri kalınmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu tür projeler bir lokomotif etkisi yapıyor. Burada kullanılan çeşitli sistemlerle beraber savunma sanayimiz, havacılık sanayimizde de önemli yetkinlikler kazanıyorlar.

Burada TUSAŞ'tan beklentimiz, kendilerinin önemli bir tasarımcı rolünde kalmaları ve mümkün olduğunca alt sistemlerde sektör oluşturmaları ve bunları desteklemeleridir. Kullanım olarak TSK'nın gücüne güç katacak bir ürünün çıkmasını bekliyoruz. Gerek helikopterin kendi kabiliyetleri gerek elektronik sistemleri gibi teknolojilerde, düzenleme ve üzerine entegre edilecek silahlarda da paralel bir girişim olmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.

"Bundan sonra başarmaktan başka şansımız yok"

Demir, 5 yıl sonra uçuşa hazır olacak ağır sınıf taarruz helikopterinin, bugün mevcut olan mühimmat ve silah envanterinden çok daha zengin bir şekilde göreve gitmesini beklediklerini açıkladı. Kara, deniz ve hava sistemlerinde de sürekli olarak bir atılım içinde olmaları gerektiğine değinen Demir, "Bunu yaparken de hep el birliğiyle, omuz omuza çalışmak gerekiyor. Devletimiz en üst seviyede bu projeye sahip çıktı, destekledi. Bundan sonra başarmaktan başka şansımız yok" dedi.

TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Borat da, Türk mühendisleri tarafından tasarlanarak tamamen yerli ve milli bir üretim olan ağır sınıf taarruz helikopterinin sadece Türkiye'de değil, dünya pazarında da önemli bir rol oynayacağının altını çizdi. TUSAŞ olarak böyle bir görevin kendilerine verilmesinden ötürü heyecanlarının arttığını dile getiren Borat, "Tamamen Türk mühendislerinin tasarlayacağı, fazla mühimmat taşıma kapasitesiyle operasyonel performansı daha yüksek ağır sınıf taarruz helikopterimizi artık üretiyor olacağız. Ağır sınıf taarruz helikopteri, yeni nesil görev ve ekipmanları, artırılmış yerlilik oranı, harekat üstünlüğü ve yüksek faydalı yük kapasitesiyle yalnızca ülkemizde değil, aynı zamanda dünya pazarında küresel bir hareketlilik sağlayacaktır" açıklamalarında bulundu.

TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil ise yüzde 100 yerli ve milli olan helikopterin, 5 yıl sonra Türkiye'nin savunmasında yerini alacağını belirtti.

Konuşmaların ardından İsmail Demir, TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Borat tarafından sözleşme imzalandı.

SSB'de düzenlenen imza törenine Demir'in yanı sıra Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), TUSAŞ ve savunma sanayisi sektör temsilcileri katıldı.

Seda Kahramantürk - Fatih Erdoğan

 


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.