SAĞLIK - 26 Ekim 2018 Cuma 11:27

'Sedef hastalığı bulaşıcı olmayan bir hastalık'

A
A
A
'Sedef hastalığı bulaşıcı olmayan bir hastalık'

Temel olarak deride görünen lezyonlarla tanınsa da kalp damar sistemi başta olmak üzere tüm sağlığı tehlikeye atabilen sedef hastalığı hakkında bilgi verildi.

 Psoriasis Derneği Başkanı Prof. Dr. Gürer, "Sedef hastalığı, kronik inflamasyonla seyreden ve bulaşıcı olmayan bir hastalıktır" dedi. Düzenlenen basın toplantısında sedef hastalığını tetikleyen faktörler, tedavi yaklaşımları ve hastaların yaşam kalitelerini yükseltecek bilgiler paylaşıldı.

Psoriasis Derneği tarafından ‘29 Ekim Sedef Hastalığı Farkındalık Haftası’ nedeni ile düzenlenen basın toplantısında sedef hastalığını tetikleyen faktörler, tedavi yaklaşımları ve hastaların yaşam kalitelerini yükseltecek bilgiler paylaşıldı. Toplantıya Psoriasis Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer ile dernek üyeleri Prof. Dr. Sibel Alper, Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan ve Prof. Dr. Nahide Onsun katıldı. 

Sedef hastalığının, herhangi bir yaşta ortaya çıkan ancak özellikle 30-39 ve 50-69 yaşları arasında pik yapan, yatkınlık geni taşıyanlarda daha sık rastlanılan bir deri hastalığı olduğunu anlatan Gürer, sedef hastalığının bulaşıcı olmadığı halde bulunduğumuz toplumda bulaşıcı olarak algılandığını belirterek hastaların yaşadığı damgalanma sorununa dikkat çekti.

“Sedef bulaşıcı değil”
Gürer şunları anlattı: “Sedef hastalığı, kronik inflamasyonla seyreden ve bulaşıcı olmayan bir hastalıktır. Bu hastalık en sık dirsek, diz, saçlı deri, el ve ayaklarda keskin sınırlı, kırmızı zeminde kepeklenme ile seyreden değişik büyüklükte lezyonlar ile karakterizedir. Hastaların hemen hepsi kaşıntı, yanma, batma ve ağrıdan şikayet ederler. Nadiren tüm deriye yayılıp, organizmanın genel metabolizmasını bozarak yaşamı tehdit edebilir. Hala kesin nedeni tam olarak açıklanamayan sedef hastalığı genetik olarak yatkın kişilerde hem iç hem de dış faktörlerin etkisiyle tetiklenebilmektedir.

Damgalanma hala büyük sorun
Sedef hastalığı yaşam kalitesini de önemli derecede etkilemektedir. Lezyonların yerleşim yeri ve şiddetine bağlı olarak hastalar önemli derecede fiziksel ve ruhsal sorunlar yaşayabilirler. Hastalar görünümleri nedeniyle kendilerini içe kapanık hissedebilirler ve bu bireylerde reddedilme korkusundan ve psikoseksüel kaygılardan kaynaklanan çekingenlik ve zayıf benlik duygusu olabilir. Bu hastaların özellikle çalışma hayatında ayrımcılığa ve sosyal izolasyona yol açabilen ‘damgalanma’ sonucu psikolojik sıkıntı çektikleri bilinmektedir.”

Düzenlenen basın toplantısında konuşmacı olan Psoriasis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, psoriasis hastalığının gelişiminde bağışıklık sisteminin önemli rol oynadığını söyleyerek hastalığı tetikleyen faktörler hakkında bilgi verdi. 

Prof. Dr. Emel Bülbül Başkan, şöyle konuştu: “Nedeni tam olarak bilinmeyen psoriasis hastalığının bağışıklık sistemi, genetik ve çevresel faktörlerin karşılıklı etkileşimi sonucu geliştiği düşünülüyor. Psoriasis hastalığının gelişiminde bağışıklık sistemi önemli rol oynuyor. Bağışıklık sisteminin ana elemanlarından T hücreleri kan damarları yoluyla deriye ulaşıp derinin en üst katı olan epidermis tabakasını oluşturan keratinosit adlı hücrelerin daha hızlı çoğalmasına yol açar. Epidermis normalde kendisini 1 ayda yenilerken bu süre sedef hastalığında 3-5 güne iner. Bu hızlı hücre çoğalması sedefli deride pullanma ile sonlanır. Bağışıklık sistemini ve T hücrelerini neyin harekete geçirdiği bilinmemektedir. Hastalığı tetikleyen çeşitli faktörler bulunuyor

Stres
Çalışmalar stresin psoriasisi kötüleştirebileceğini göstermektedir. Psoriasis hastaların yüzde 68’i hastalık başlamadan 1-3 ay öncesinde stresli bir olay deneyimi tanımlamaktadır.

Travma
Psoriasis diz, dirsek ve kalça gibi sürtünme ve sıradan travmalara maruz kalan bölgelerde daha çok görülmektedir. Özellikle hastalığın aktif dönemlerinde hasardan yaklaşık 10-14 gün sonra travma yerinde yeni sedef lezyonları ortaya çıkabilir. Birçok fiziksel, kimyasal ve inflamatuvar olay hastalığı tetikleyebilmektedir. Fiziksel olaylar arasında sürtünme, kaşıma, çizik, kesi, basınç, traş ve cerrahi girişimler sayılabilir. Dövme, keseleme, akupunktur gibi deriye tekrarlayan travmalar uygulamaktan kaçınılmalıdır. Günlük yaşamda böcek sokmaları, sinek ısırıkları ve güneş yanıklarından korunmak gerekir.

Enfeksiyon geçirmek
Enfeksiyonlar özellikle tonsillit, viral veya bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonları hastalığı yüzde 15-76 oranında tetiklemektedir. Özellikle çocuk hastalarda bu tür enfeksiyonlardan yaklaşık 1-3 hafta sonra yaygın psoriasis döküntüsü ortaya çıkabilir. Ancak enfeksiyon tedavi edildiğinde psoriasis alevlenmesi de kontrol altına alınabilir.

Sigara tüketimi
Sigara içimi doğrudan psoriasisle ilişkili bulunmuştur. Sigara içimi hastalık riskini ikiye katlamaktadır. Sigara içen kadınlarda plak tip psoriasis gelişimi riski 3.3 kat daha fazladır. Günde içilen sigara miktarı ile hastalık şiddeti arasında da ilişki vardır. Günde 10 adetten fazla sigara içen erkeklerde ekstremitelerde daha şiddetli hastalık tablosu vardır. Sigarada bulunan nikotin, psoriasise yol açan doğal bağışıklık hücrelerini etkileyerek ve deride reaktif oksijen ürünlerini arttırarak hastalığa yol açar.

İklim
Kış mevsiminde kuru ve soğuk hava psoriazisi kötüleştirirken sıcak ve ılık mevsimler hastalığın kliniğini rahatlatır. İklimin etkisinde aslında anahtar nokta deriyi nemli tutmaktır. Banyodan sonra ve gün içinde nemlendirici kremler kullanmak yararlıdır. İritasyondan kaçınmak için parfümsüz ve hassas deriler için üretilmiş nemlendiricileri kullanmak önerilir. Kaşıntı ve hassasiyeti rahatlatmak için evde nemlendirme cihazı kullanılabilir. Yaz aylarında ultraviyole ışığa dikkatli şekilde maruz kalmak hastalığın belirtilerini hafifletse de yanık derecesinde güneşte kalmak hastalığı kötüleştirir".

Psoraisis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nahide Onsun, hastalığın vücutta oluşturduğu olumsuz etkileri şöyle anlattı: “Hastalık en çok diz-dirsek gibi vücudun çıkıntılı bölümlerinde görülse de tüm vücudu kaplayabilir veya sadece saçta ve tırnaklarda görülebilir. Koltuk altı, kasık gibi vücudun kıvrım yerlerinde ise derinin özelliğinden dolayı sadece kızarıklık şeklinde ortaya çıkabilir. Çocuklarda, özellikle üst solunum yolu enfeksiyonundan sonra yaygın nokta veya damla şeklinde küçük lezyonlar görülür. Obez kişilerde kıvrım yerlerinde (koltuk altları, kasıklar, göğüs altları) kırmızı, ağrılı, şiddetli kaşıntı ve yanmaya neden olan psoriasis lezyonları oluşur.

Sedef hastalarında insülin direnci ve obezite daha fazla görülüyor
Psoriasis hastalığının deride oluşturduğu olumsuz görünüme ek olarak kalp damar sisteminde inflamasyon nedeniyle önemli değişikliklere yol açtığını, hipertansiyon, kan lipidlerinde yükselme ve ateroskleroz nedeniyle erken yaşta miyokard enfarktüsü riski oluşturduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, insülin direnci ve tip 2 diyabet ve diyabetin yol açacağı komplikasyonlarla karşı karşıya kalabilirler. Obezite ve obeziteye bağlı olarak bu hastalık risklerinin daha da artacağı söylenebilir.

Psoriasis hastaları doktorundan habersiz ilaç kullanmamalı
Bazı durumlarda bir enfeksiyon veya ilaç hastalığın alevlenmesine neden olur ve hastanın tüm vücudunda içi iltihap dolu gibi görülen küçük püstüller ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda hastanın ateşi yükselebilir, genel durumu bozulabilir ve hastanın hastanede yatırılarak tedavisi gerekebilir. Bu nedenle psoriasis hastaları doktorundan habersiz ilaç kullanmamalıdır. Ağrı kesici ilaçlar sedef hastalığını şiddetlendirebilir kortizon içeren ilaçlar (ağızdan alınan veya enjeksiyon yoluyla verilen) ciddi alevlenmelere yol açabilir. Özellikle internet aracılığı ile veya elden satılan ne olduğu bilinmeyen karışımların ağız yoluyla veya sürülerek kullanılması da hastaya zarar verebilir".

Psoraisis Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sibel Alper ise psoriasisin kontrol edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek psoriasis tedavisinin hastalığın yaygınlığı ve yerleştiği bölgelere göre seçildiğini söylerek şu bilgileri verdi: “Lezyonlar vücudun yüzde 5'inden az bir alanı kaplıyorsa dışarıdan uygulanan ilaçlar yani kremler ile tedavi etmek mümkündür. Ancak yaygınsa veya yaygın olmamasına rağmen ellere, genital bölgeye yerleşiyor ise şiddetli kabul edilip farklı seçenekler değerlendirilir.

Psoriasis tedavisi 3 grupta toplanır: topikal tedavi (deriye dışarıdan uygulanan ilaçlar), ultraviyole ışınları ile tedavi (güneş ışınları), sistemik tedaviler (ağızdan alınan ilaçlar ve iğneler). Psoriasis hastaları aynı ilaca farklı klinik yanıtlar verebilirler.

Hastanın durumuna göre seçilen tedavi yöntemi aksatılmadan doğru kullanıldığında ve hastalar iyi izlendiğinde sorunsuz bir tedavi süreci söz konusudur. Günümüzde tedavi sonucundan beklenti deri belirtilerinin tamamen veya tama yakın silinmesidir. Tedaviler uzun sürebilir ancak kullanımları zor değildir, yaşam kalitesini olumsuz etkilemezler. Zamanında doğru ve etkin tedavi almamak hastalığın ilerlemesine ve başka hastalıkların eklenmesine yol açabilir. Doktorunuzla sürekli iletişim halinde olmak çok önemlidir".  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.