ASAYİŞ - 11 Temmuz 2019 Perşembe 21:47

Şehit Cumhuriyet Savcı Kiraz davasında karar verildi

A
A
A
Şehit Cumhuriyet Savcı Kiraz davasında karar verildi

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın makam odasında şehit edilmesine ilişkin davada, Murat Canım ve Mustafa Koçak ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı. Karar sonrası tepki gösteren sanıklar, salondan çıkarıldı.

DHKP-C'li terör örgütü mensupları Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından makamında rehin alınarak şehit edilen İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın ölümüne ilişkin 4'ü tutuklu, biri tutuksuz, 9'u firari 14 şüpheli hakkında açılan dava karara bağlandı. İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Murat Canım, Mithat Öztürk, Mustafa Koçak ve Cengiz Özel ile tutuksuz sanık Deniz Özel ve avukatları hazır bulundu. Duruşmada son savunmalarını yapan sanıklar Murat Canım, Mithat Öztürk, Cengiz Özel ve Deniz Özel beraatlerine karar verilmesini talep ederken, sanık Mustafa Koçak esasa ilişkin savunma yapmak için ek süre talep etti. 

Ek süre talebi reddedildi 

Mahkeme, sanık Koçak’ın mütalaanın açıklanmasının üzerinden uzun süre geçmesi, sanığın savunma yapmamak için direnmesi ve diğer sanıkların savunma yapmalarını gerekçe göstererek ek süre talebini reddetti. Mahkemenin ret kararının ardından, tutuklu sanıklardan Cengiz Özel’in avukatı duruma tepki göstererek, duruşma salonunu terk etti. Mahkeme başkanı, kararın açıklanmasının öncesinde sanıklara son sözlerini sordu. Duruşmaya, karar arası verildi.

İki sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası 

Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar Mustafa Koçak ve Murat Canım, ‘Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanıklar, ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 27 yıl, ‘kamu görevlisini silahla hürriyetinden yoksun bırakma’ suçundan 12 yıl ve ‘ateşli silahlar kanununa muhalefet’ suçundan 3 yıl ve 2 bin 700 lira adli para cezasına çarptırıldı.

Sanıkların pişmanlık duymaması nedeniyle indirim uygulamayan mahkeme, ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ ve ‘anayasayı ihlal’ suçundan ceza verildiği için karar vermeye yer olmadığına karar verdi. Tutuksuz sanıklardan Deniz Özel, ‘silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan 6 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanık hakkındaki ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbiri kaldırıldı. Yurtdışına çıkış yasağı yönünde adli kontrol talebi uygulanmasına karar verildi.

Sanık Cengiz Özel, ‘silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan 11 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, sanık Mithat Öztürk’e ‘silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan 10 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme ayrıca tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Firari sanıklar Faruk Ereren, Hüseyin Fevzi Tekin, Mesut Demirel, Musa Aşoğlu, Nuri Eryüksel, Seher Demir, Şadi Naci Özpolat, Şerefettin Gül ve Zerrin Sarı’nın dosyasının ayrılmasına ve infazlarının beklenmesine karar verildi. Duruşmanın sonunda karara tepki gösteren sanıklar, güvenlik güçleri tarafından salondan çıkarıldı.  

İrem Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak’ta Gazze’deki katliamı anlatan resim sergisi açıldı Şırnak’ta, İsrail’in saldırısı altında bulunan Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkati çekmek amacıyla resim sergisi açıldı. Filistin’de yaşanan katliamı anlatmak amacıyla Şırnak İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından Cumhuriyet Meydanında ’Gazze’de Çocuk Olmak’ resim sergisi düzenlendi. İl geneli düzenlenen ve 72 eserin bulunduğu sergide, öğrenciler Gazzeli çocukların dramlarını resimlerine aktardı. Şırnak İl Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın, “Bilindiği gibi Gazze’de insanlık dramı yaşanıyor. Bir soykırım yaşanıyor. Ve biz insanlar zamanla bunu unutabiliyoruz. Duyarsız hale gelebiliyoruz. Bizde Şırnak İl Milli Eğitim olarak Gazze’de yaşanan bu cinayetleri, insanlığa karşı yaşanan bu soykırımı, unutulamaması için, gündemde tutulası için bir resim yarışması düzenledik. Savaşlarda en çok mağdur olanlar çocuklardır. Çocuklarımızın Gazze’de yaşananlara duyarlılığını artırmak için, gelecek yıllarda bu olayın unutulmaması için, çocuklarımızın zihinlerinde iz bırakması için böyle bir yarışma düzenledik. Bütün ilçelerimizden büyük bir rağbet oldu. Çocuklarımız ve öğretmenlerimize bu konuda çok teşekkür ediyoruz. Lise ve ortaokul öğrencilerinin yaptıkları 72 tane eserimiz var. Burada öğrencilerimizin resim yeteneklerini yarıştırmak değil amacımız, Gazze’de yaşanan bu insanlık dramını gündemde tutulmasını sağlamak” dedi. Resim yarışmasında birinci olan Silopi Fen Lisesi öğrencisi Yasemin Birlik de, “Resme başlamadan önce Gazze’de çocuk olmak nedir, nasıldır diye düşündüm. Çocukken bir anda büyümek, çocukluğunu yaşamadan ölmektir, Gazze’de çocuk olmak. Ailesini, evini, yolunu, en önemlisi de çaresizliğini kaybetmektir, Gazze’de çocuk olmak. Bende bunu anlatmak istedim resmimde” diye konuştu. Gün boyu açık olan resim sergisine Şırnak Valisi Cevdet Atay, Şırnak Belediye Başkanı Mehmet Yarka, İl Emniyet Müdürü Celal Dalman, İl Milli Eğitim Müdürü İzzettin Aydın, kurum müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Mardin Teknoloji çağında gün geçtikçe okuma oranı düşüyor Mardin’de öğrenciler, teknoloji çağında okuma oranının düştüğünü dile getirdiler. Mardin’de kütüphanelerde ders çalışan öğrenciler, okuma alışkanlıklarının her geçen gün düştüğünü söyledi. Okuma alışkanlığının ailede başlaması gerektiğine dikkat çeken Okan Hakan, "Kitap okumaya küçük yaşta başlanmalıdır. Ailenin vermesi gereken bir alışkanlık olması gerekiyor. Yaşa göre okunacak kitap değişir. Kitap okuma konuşma, diksiyon için çok yararlıdır. İlk başta aile, daha sonra okulda bununla ilgili bilgi verilmelidir. Teknolojiye göre kitap tercih edilmesi daha faydalı diye düşünüyorum" dedi. Okuma oranlarının düşmesini teknolojinin gelişmesine bağlayan Fahriye Kübra Teken ise, her türlü bilgiye internet yolu ile erişim sağladıklarını söyledi. Teken, "Her türlü bilgiye oradan ulaşmaya sahip olduk. İnsanlar teknolojiyi daha kolay bulduğu için oraya yöneliyor ama bence okumanın tadı daha farklı. Bu alışkanlığı pandemi döneminde edindim. O zamandan beri düzenli okumaya gayret ediyorum. Ayda üç kitap bitirmeye çalışıyorum. Okumadan önce olaylara daha düz bakıyordum. Kitap okuma alışkanlığı edindikten sonra insanlarla empati kurabildiğimi, hayata daha farklı baktığımı, duygusal ve manevi açıdan daha çok geliştiğimi fark ettim. Kitap okumak insanın bakış açısını genişletiyor. Kitap okumaya başlayan bir daha bırakamayacak. Çünkü kendi içinize çekiliyorsunuz ve bir nevi o karakterlerin hayatında yaşıyorsunuz. Sizin tanıdığınız insanlar gibi oluyorlar. Tanıştığınız her insan, giriştiğiniz her işte daha farklı bakmayı öğrendiğiniz için size bu tarz bir katkıda bulunuyor. Aynı zamanda Türkçemi geliştirmeme de katkısı oldu. Kitap okuyacak herkes bu şekilde faydalanabilir" diye konuştu.