GÜNDEM - 17 Eylül 2021 Cuma 12:10

Sel ve yangın bölgelerine yapılan yardımlar 124,3 milyon TL’ye ulaştı

A
A
A
Sel ve yangın bölgelerine yapılan yardımlar 124,3 milyon TL’ye ulaştı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Temmuz ayından sonra Karadeniz Bölgesinde gerçekleşen sel felaketi ile Akdeniz ve Ege Bölgelerinde gerçekleşen yangın felaketlerinde ‘muhtaçlık’ şartı aranmadan toplamda 124,3 milyon TL nakdi yardımda bulunduk” dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, geçtiğimiz günlerde yaşanan sel ve yangın afetlerinden etkilenen bölgelere yapılan yardımın 124,3 milyon TL’ye ulaştığını duyurdu. Bakan Yanık, yangın ve sel gibi afetlerde vatandaşların yanında olduklarını ve normal zamanlarda yapılan sosyal yardımlardan farklı olarak bu dönemlerde muhtaçlık şartı gözetmediklerini söyledi.

“Sel bölgelerine aktardığımız miktar toplam 67 milyona ulaştı”

Karadeniz Bölgesi’nde gerçekleşen sel felaketi sonrasında hızlı bir şekilde bölgede çalışma yaptıklarını belirten Bakan Yanık, “Felaketten etkilenen vatandaşlarımızın yaralarının sarılması için ilk olarak Rize ve Artvin’e toplamda 6 milyon TL kaynak aktardık. Daha sonra ise Kastamonu, Sinop ve Bartın’da da yaşanan felaketin ardından bölgeye toplamda 60 milyon TL gönderdik. En son Kastamonu’ya gönderdiğimiz 7 milyon TL ile sel bölgelerine aktardığımız miktar toplam 67 milyona ulaştı” dedi.

Bakan Yanık, diğer yandan Akdeniz ve Ege’de gerçekleşen orman yangınlarında da aynı hassasiyetle yardımların ulaştırıldığını ve bu kapsamda toplamda 51.3 milyon TL kaynak aktardıklarını vurguladı.

Sosyal yardımlar afetzedelere ulaştırılıyor

Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) çerçevesinde sosyal yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında Bakanlık olarak etkin bir rol oynadıklarını ifade eden Yanık, detayları şu şekilde paylaştı:

“Afet bölgelerine yapılan sosyal yardımların gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması hususunda hassas bir çalışma yürütüyoruz. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarımız (SYDV) aracılığıyla yerel tespitler yapılıyor. Kimin ne tür ihtiyacı varsa belirleniyor. Ardından SYDV’lerimize aktardığımız kaynak vatandaşlarımıza ulaştırılıyor. Dolayısıyla nerede bir afet olsa Bakanlığımıza bağlı ekipleri, o afetin yıkıcı etkisini ortadan kaldırmak üzere o bölgelerde görebilirsiniz.”

Ömer Faruk Karataş


 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Alo 199 Çağrı Merkezi"nin kapatılacağı iddiasına çalışanlardan tepki İçişleri Bakanlığı’na bağlı ’Alo 199 Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Etkileşim Merkezi’nin kapatılacağı iddiası nedeniyle basın açıklaması yapan çalışanlar, tepkilerini dile getirdi. Merkezi Trabzon’da bulunan ve tüm Türkiye’ye hizmet veren ’Alo 199 Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Etkileşim Merkezi’nin kapatılacağı iddiası nedeniyle bir grup çalışan, çocukları ile birlikte Meydan Parkı’ndaki Atatürk heykeli önünde toplandı. Çağrı merkezi çalışanları, taşıdıkları dövizlerle 350 kişinin istihdam edildiği çağrı merkezinin kapatılmamasını istedi. Alo 199 Çağrı Merkezi çalışanları adına basın açıklamasını okuyan Melike Yıldırım, 350 kişinin istihdamının sağlandığı bir ekmek kapısının kapatılacak olmasının son derece üzücü olduğunu söyledi. Yıldırım, “İçişleri eski Bakanımız Süleyman Soylu’nun Trabzon’a kazandırdığı projelerden bir tanesi olan, Trabzon ile birlikte Ankara ve Erzurum lokasyonlarıyla vatandaşımıza hizmet veren çarı merkezimiz ne yazık ki ani bir karar ile kapatılmak istenmektedir. İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri bünyesinde kurulan Alo 199 Çağrı Merkezimizin yalnızca Trabzon lokasyonunda 350 personelimiz istihdam edilmektedir. Siyasi olarak da Cumhurbaşkanımıza bağlılığını son yerel seçimlerde de gösteren Trabzon’umuzda 350 kişinin istihdamının sağlandığı bir ekmek kapısının kapatılacak olması son derece üzücüdür. Taşeron şirketlerde çalışan binlerce emekçi kadro beklerken, Nüfus ve Vatandaşlık Hizmetlerine bağlı çalışan Alo 199 Çağrı merkezlerinin kapatılması düşündürücüdür. Kamuya ait çağrı merkezlerinin kapatılacağı iddiaları ise diğer çağrı merkezlerinde çalışan yüzlerce işçiyi tedirgin etmekte, vatandaşa hizmet veren çağrı merkezi çalışanları psikolojik olarak çöküntü yaşamaktadır” dedi. “Trabzon’umuzu şehrimizdeki istihdama sahip çıkmaya davet ediyoruz” “Kapatılma gerekçesi olarak çağrı popülasyonunun düşmesi gösterilse de gerçeğin bu olmadığının farkındayız” diyen Yıldırım, “Bu kapatma kararı ile birlikte sadece çalışan 350 kişi ve aileleri değil, maddi anlamda tüm şehrimiz zarar görecektir. Ankara’dan şehrimize her ay giren sıcak para dolmuşçusundan bakkalına, lokantasından çaycısına kadar pek çok alanda Trabzon’a katkı sağlamaktadır. Emek veren her siyasi görüşteki çalışanlarımız evine ekmek götürmektedir. Yeni evlenen, evlilik hayali kuran, 6 aylık hamile eşi çalışmayan, otizmli çocuğunun tedavisini sürdüren, kanser tedavisi gören, bankaya kredi borcu olan, taksit ödeyen ve hayatını bu zor ve acımasız ekonomik şartlarda devam ettirmeye çalışan 350 insanın geleceği, hayalleri karartılmamalıdır. Trabzon lokasyonunun kapatılması kentin gelecek ekonomik kaynaktan mahrum edilerek fakirleşmesi, çalışanların işsiz kalması, işsizliğin artması, ekonominin çarklarının zarar görmesi demektir. Kapatılma gerekçesi olarak çağrı popülasyonunun düşmesi gösterilse de gerçeğin bu olmadığının farkındayız. Çağrı merkezinde çalışan bizler gerek pandemi döneminde bir saniye nefes almadan çalıştık, gerekse pasaport ve kimlik yenilemelerinde en yoğun dönemlerde vatandaşımıza hizmet ettik. Dünyada çip krizi yaşanırken vatandaşımızın mağdur edilmemesi için gayret gösterdik. Bugün de vatandaşlarımızın Nüfus Müdürlüklerinde sıra beklemeden hizmet almaları için özveriyle isimizin başındayız. Modern çağda Devletimizin tüm kurumlar dahil özel şirketler randevu sistemine çağrı merkezleri üzerinden geçerken, vatandaşımıza ciddi kolaylıklar sağlayan Alo 199 Çağrı Merkezi’nin kapatılması hem hizmet alan vatandaşımıza hem de çalışarak evine ekmek götüren emekçilere kötülük olacaktır. Devletimizin başı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan ve karar verici siyasi erkten kapatma kararının gözden geçirilerek, özünde yüzlerce kişinin, genelde ise binlerce kişinin mağdur edilmemesini bekliyoruz. 350 arkadaşımızın işinin devam edeceğine inanıyoruz. Ve Şeyh Edebali’nin, Osmanlı’nın kurucusu Osman Bey’e söylediği ’İnsanı yasat ki devlet yaşasın’ anlayışı ile devletimizin yaşamasını istiyoruz. Başta hükümetimizin siyasi erkleri olmak üzere tüm muhalefet ile birlikte Trabzon’umuzu şehrimizdeki istihdama sahip çıkmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.