ASAYİŞ - 28 Ekim 2020 Çarşamba 17:06

Selam vermeme cinayetinde sanıkların müebbet hapsi istendi

A
A
A
Selam vermeme cinayetinde sanıkların müebbet hapsi istendi

Bursa'da Kurban Bayramı'nda 'selam vermeme' yüzünden çıkan tartışma sonrası Doğan Sarıca'yı bıçaklayarak öldürdükleri iddia edilen kardeşler Murathan Koç ve Burak Koç ile Doğuhan Kışkan'ın yargılandığı davada, savcı mütalaa verdi. Savcı, sanıkların 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapsini istedi.

Olay, 2019 yılında Kurban Bayramı'nın ilk günü Kestel ilçesi Vani Mehmet Mahallesi Namık Kemal Caddesi'nde meydana geldi. Burak (23) ve Murathan Koç (25) kardeşler ile Doğuhan Kışkan, kavgalı oldukları arkadaşları Doğan Sarıca (26) ile karşılaştı. Sarıca, iddiaya göre kardeşlere, "Neden selam vermiyorsunuz, neden bayramımı kutlamıyorsunuz" diyerek, bıçakla saldırdı. Kardeşiyle birlikte yaralanan Murathan Koç da Doğan Sarıca'yı çıkan arbedede bıçakladı. Çağırılan ambulansla Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılan Doğan Sarıca kurtarılamadı. Koç kardeşler ise tedavilerinin ardından sevk edildikleri adliyede tutuklandı. Yargılama sırasında Burak Koç, izlenen güvenlik kameralarının ardından adli kontrol şartıyla tahliye edildi.

Bursa 7. Ağır Ceza Mahkemesinde, 'kasten adam öldürme' suçundan 3 sanığa da müebbet hapis cezası istemiyle açılan davanın görülmesine devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık Murathan Koç, Bursa H. Tipi Cezaevinden SEGBİS aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanıklar Burak Koç ve Doğuhan Kışhan ile taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Burak Güllüoğulları, olay günü Burak Koç ile araçla giderken yolda Doğan Sarıca'yı gördüklerini söyledi. Güllüoğlulları, "Arabadan aşağıya indiğimizde Burak, Doğan'a, 'Ağabey, abimin boynuna bıçak dayamışsın, neden böyle bir şey yaptın? Ben seni severim, sayarım' dedi. Doğan da kendisine, 'Ben de seni severim, sayarım. Seni ilgilendirecek bir durum yok Burak' dedi. Doğan bu sırada Burak'a, 'Ağabeyini de babanı da buradan geçirmeyeceğim' dedi. Burak, 'Ağabey neden geçirmeyeceksin' dedi. Daha sonra Doğan'ın yanından ayrılıp araçla Burak'ın babasının bulunduğu büfeye gittik. Bildiklerim bundan ibarettir" diye konuştu.

Cumhuriyet savcısı mütalaasında, sanık Murathan Koç, Burak Koç ve Doğuhan Kışkan'ın 'kasten öldürme' suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi. Tutuksuz sanıklara ilişkin tutuklanmaları yönündeki talebi reddeden mahkeme heyeti, sanık Murathan Koç'un tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı karar için erteledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.