SPOR - 16 Haziran 2021 Çarşamba 23:32

Şenol Güneş: 'Kazanmak isterken berabere bile kalamadık'

A
A
A
Şenol Güneş: 'Kazanmak isterken berabere bile kalamadık'

Galler karşısında 2-0 mağlup olan A Milli Takım’da Teknik Direktör Şenol Güneş maçın ardından konuştu. Grupta artık şanslarının çok zor olduğunu söyleyen Güneş, alınan sonuçların sorumlusunun da kendisi olduğunu söyledi. Güneş, kazanmak istedikleri maçta beraberlik dahi alamadıklarını ifade etti.

EURO 2020 A Grubu ikinci maçında Galler’e 2-0 mağlup olan A Milli Takım’da Teknik Direktör Şenol Güneş, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu. Uzun süre hayaller kurduklarını ifade ederek sözlerine başlayan Güneş, “İyi bir sonuçla buradan çıkacağımızı düşünüyorduk. İlk maçtaki kötü başlangıç bu maçın başına da yansıdı, sonra oyuna ortak olduk. Defans arkasına atılan topla yediğimiz gol sonrası rakibin direnci arttı. İkinci yarı pozisyonlar bulduk. Daha becerikli olmamız gerekiyordu. Rakibin atağa çıkmalarında sıkıntılarımız vardı, rakip soğukkanlı ve sabırlı oynayarak 2-0’ı yakaladı.

Top kayıplarımız, zaman zaman blokların kopması, rakibe büyük avantaj verdi. İlk maçın oyun şoku, bu maçta da özellikle ilk bölümde takım üzerinde baskı oluşturmuş. Bizim takım için bu kadar pas hatası olan iki maç oldu. Maalesef üzgünüz, bu turnuva önemliydi, daha iyi bir oyunla ve sonuçla çıkmamız gerekiyordu. Rakibimiz büyük avantaj yakaladı, biz kazanmayı düşünürken, berabere bile kalamadık. Son maça bir şansımız daha olabilirdi, diğer takımlara göre averaja da bakarsak zor gözüküyor. Rakibi tebrik ediyorum” diye konuştu.

“Rakibin hızlı ataklarına cevap veremedik”

Takımın genç olduğunu ifade eden Güneş, “Takımımız genç, bu turnuvaları yaşamadı, oyunda rakibin dikkati, oyunu soğutması, az sayıda çıktığı zaman bile oyunu bizim sahaya yıkması küçük ayrıntılar. Pas yaparak oyun tutmasalar bile bu tip anlayışlar bizim sahaya üç oyuncuyla geldiler. Top tutma bakımından bizden daha avantajlıydılar. 3 oyuncumuza, 4 oyuncumuza karşı sahamıza geldiklerinde bizim takımda blokların kopmasını sağladılar. İkinci yarı ayağa top oynamaya çalışırken, ikinci üçüncü pastan sonra top kaybı yaptık. Top kaybında sıkıntılarımız oldu, bunu uyumla ne kadar yaparsanız o kadar etkili olursunuz.

İlk 25-30 dakika rakibin hızlı ataklarına cevap veremedik. Daha sonra iyi oynadık ama rakip her çıkışında etkili oldu. İkinci gol oyundan kopmuşluğun, şok etkisinin olduğunu gösteriyor. Tecrübe eksikliğine katılıyorum am bunları yaşayacağız. Bunları iyi oyunla geçmeyi, gruptan çıkmayı hayal etmiştik. Rakibimiz büyük avantaj yakaladı, aynı avantajı bizim yakalamamız gerekiyordu. Bugün puan alsaydık, şansımızı arttırabilirdik, olmadı” ifadelerini kullandı.

“Sahadaki kurgunun sorumlusu benim”

Eleştirilen oyuncu değişikliklerinin ve sonucun sorumlusunun kendisi olduğunu söyleyen Şenol Güneş, “Sorumlusu benim, oyuncular görevli, onları sorumlu olarak görmek mümkün değil. Onlar kendi görevlerinden sorumlu. Skor iyi değilse sorumlusu benim. Biliyorsunuz Merih de bizim için önemli oyuncu, Kaan da, Çağlar da. Ama bir şey söylediğimde, kendi aklınızla konuyu başka bir yere getirirseniz konuşacak başka bir şey kalmaz. Merih iyi aşama kaydetti ama takımında sakatlıktan çıkıp oynayan bir oyuncu. Ozan da düzeldi ama son maçlarda oynamıyor. Oynamayan oyunculardan Cengiz de var ama lafı hemen çevirip başka tarafı getirmeyin, maç oynamamasına rağmen sağlıklıydı.

Ozan sakatlıktan sonra çıktı, ne kadar vereceğini bilmiyorum, oyuncuların antrenmanda verimleriyle ilgili karar veriyoruz. Maç kötü bitince herkesi değiştirebilirsiniz. İlk maça çıktığımızda Ozan ve Okay’dan çok şey bekliyorduk orta sahada. Merih kötü oyuncu oldu için yedek bırakmadık. Geriden oyun kurmada Okay’dan Ozan’dan bekliyoruz bunu. Ozan'ı oynatsaydık pası iyi yapsaydı, bunlar tartışılacak şeyler. Takımı olabilecek en iyi şekilde çıkardım. Okay ve Ozan’dan bugün daha iyi oyun bekliyordum. Olmayınca onları değiştirdim. Merih daha hazır diye düşündüm, Çağlar da iyi. Takımda hangisi çok iyi oynadı derseniz, soru işareti derim” açıklamasını yaptı.

“Ramsey’in 15 metrelik koşusunu ben gördüm, stoperlerimiz durdu”

Beklentinin büyük olduğunu bildiğini ifade eden Güneş, “Bu beklentiyi size bu takım verdi. İki maçta gol atamadık, puan alamadık, tabii ki üzgün olacağız. Ama bu takım bundan daha iyisini oynayabildiği için bu tartışmalar oluyor. Buna tecrübesizliği de katabilirsiniz. Fizik gücünü kullanamama sıkıntısını da katabilirsiniz. Teknik taktik kadar fizik gücü de önemlidir, bunları kesik kullandık. İlk maçta rakip bizi oyun ve skor olarak baya hırpaladı. Onun baskısı ve şoku olduğunu düşünüyorum. İlk bölümde çok istekliydiler, isteklerini sahaya yansıtacak güçte oynayamadık. Rakip daha dengeli dağıldı, daha basit paslarla oynadı ve bizi kontrol etmeye çalıştı” dedi. Galler Teknik Direktörü Rob Page’in dünkü basın toplantısında “Türkiye için iyi bir planım var” sözü hatırlatılan Güneş, “Futbolda bunlar var.

Biz de onları biliyoruz ama sahada bunu göremiyoruz. Ben Ramsey'in 15 metrelik koşusunu gördüm, iki stoperimiz duruyor, ortadaki oyuncumuz önünde kaldı, adam koşuya başladı. Defansın arkasına 5-6 metre mesafe avantajı yakaladı, hiç devreye girmedik, bu hata. Aynı şekilde ikinci golde de hata var. Bizim takım bu hataları yapmadığı için başarılı oluyorduk. Görülüp görülmemesi değil, bunun çalışması da yapılıyor. Üç defans var ve iki ön libero var. Dört oyuncuya 5 oyuncu karşılıyoruz ama eylemde sıkıntı olduğunda bunu yaşadık. Biz de arkaya atmaya çalıştık ama yeteri kadar başarılı olamadık. İkiye birleri çok denedik, istedik, ama hep toplar ikinci üçüncü pastan sonra kesildi. Onları geçirseydik çok daha etkili olurduk. Bunları yapamadığımız için başarısız olduk” diyerek sözlerini tamamladı.

Bozhan Memiş - Bora Akyol
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Esenler’de amatör radyocular mikrofon başına geçti Esenler Belediyesi, Dünya Amatör Radyocular Günü’nde radyoculuğa ilgi duyan vatandaşlara unutulmaz bir deneyim yaşattı. Vatandaşların mikrofon başına geçtiği programa ilgi yoğun oldu. Esenler Belediyesi, 18 Nisan Dünya Amatör Radyocular Günü’nde keyifli bir programa ev sahipliği yaptı. Esenler Dörtyol Meydanı’na kurulan sahneyle radyoculuğa ilgi duyan vatandaşların mikrofon başına davet edildiği programa ilgi yüksek oldu. Radyo Esenler programcılarından Umut Kuzkaya ve Musa Ada’nın sunumuyla gerçekleşen programda vatandaşlar, canlı yayın heyecanını deneyimlemenin mutluluğunu yaşadı. “Radyo programlarını sadece radyoculuk olarak görmememiz lazım” Heyecanlarının her sene tazelendiğini aktaran Umut Kuzkaya, “Dünya Amatör Radyocular Günü’nde mesleğe başladığımız ilk günler aklımıza geliyor. Genç kardeşlerimizle radyoya olan ilgi, alaka ve bağlarını konuşup tavsiyelerde bulunduk. Güzel bir sohbet gerçekleştirme imkanı yakaladık. Esenler Belediyesine ve Kültür Müdürlüğüne özellikle teşekkürlerimi iletiyorum. Radyo programlarını sadece radyoculuk olarak görmememiz lazım. Çünkü bu eğitimler iş hayatındaki ilişki ve diyaloglarda özgüven olarak kişiye önemli kazanımlar sağlıyor. Mesleğe sağlam adımlarla başlamanıza yardımcı oluyor. O yüzden radyoculuk büyük önem taşır” ifadelerini kullandı. “Çok coşkulu bir yayındı” Oluşturulan bu gençlik ruhuyla heyecanlandığını belirten Musa Ada ise, “Esenler Dörtyol Meydanı’nda bir ilk gerçekleştirildi. Meydanın ortasında dev bir radyo koymak ve onun üzerinde bir yayın gerçekleştirmek inanılmaz coşkulandırdı. Burada bulunan öğrencilerin gelecekte çok büyük işler başaracağına inanıyorum” dedi. "Eğitimlerle heyecanımı yendim" Esenler Belediyesi tarafından verilen eğitimler sonucu iki yıldır radyoculuk yaptığını aktaran lise öğrencisi Rumeysa İmam ise, ”İlk yayınımda heyecan yaptım ama sonrasında eğitimlerde aldığımız kayıtlar sayesinde alıştım. Şu an eğitimlerini aldığımız için gelecekte radyoculuk konusunda hedeflerim var. Bu etkinlik hem arkadaşlarımız için hem de bizler için ilk adım niteliği taşıyor” dedi.
Sivas Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi 2024 yılını ‘Kalite Yılı’ ilan etti Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesin ’de kalite eğitim programı düzenlendi. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ), 2024 yılını "Kalite Yılı" olarak ilan etti ve bu kapsamda Ocak ayından itibaren çalışmalarına başladı. Üniversite, bu alandaki tecrübelerinden yararlanmak için Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile de iş birliği yaptı. TSE’den gelen eğiticiler, üniversitenin akademik ve idari kadrosuna Kalite Yönetim Sistemi ile ilgili alanlarda eğitim verdi. “Biz bütün işlerimizi fayda sağlayacağını düşündüğümüz şekilde yapıyoruz” “Kalite eğitiminde ki amaç sadece belge almak değil bunu özümsemek, süreçleri tanımlamak ve yaygınlaştırmak ve kurum geneline yaygınlaştırıp kurumsallaştırmaktır” diyen Sivas Bilim ve Teknoloji üniversitesi Mehmet Kul, “Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak 2024 yılını kalite yılı olarak ilan etmiştik. Bu kapsamda Ocak ayından itibaren çalışmalarımıza başlamıştık. Bu konuda tecrübeli bize yol gösterebilecek kuruluşlarla da temasa geçtik. Ülkemizde de bu anlamda en yetkili kuruluşlardan bir tanesi Türk Standartları Enstitüsü. Onlarla temaslarımız gerçekleşti. TSE başkanı, genel sekreteri ve diğer uzman personellerle görüştük niyetimizi belirttik. Özellikle bunu kalite belgesini almak değil özümseyerek bütün süreçlerimize adapte etmek istiyoruz. Bütün süreçlerimiz de hem eğitim hem araştırma hem toplumsal katkı ve bilişim sistemleri olsun, bu süreçlerinin Kalite Yönetim Sistemi Standardına uygun olarak oluşturulması koordine edilmesi ve geliştirilmesini amaçlıyoruz. Bununla birlikte fırsatları ve tehditleri tespit etmek ve bu süreç içerisinde bizim stratejik planımıza uygun kalite süreçlerini oluşturmak anlamında faydalı olacağını düşündüğümüz için Türk Standartları Enstitüsü ile görüşmelerimizi yaptık ve tamamladık. Bu eğitim kapsamında Türk Standartları Enstitüsünden uzman arkadaşımız geldi ve eğitime başladık. Hem akademik personelimiz hem idari personelimiz bu eğitimleri alıyorlar. İlerleyen süreçlerde ISO 9001 belgesini alıp, bu kalite süreçlerini denetleyici kuruluş tarafından denetimlerin gerçekleştirilmesini yapacağız. Bu eğitim o sürece hazırlık amacıyla gerçekleştiriliyor. Biz bütün işlerimizi mensuplarımıza, mezunlarımıza, kuruma ve topluma fayda sağlayacağını düşündüğümüz şekilde yapıyoruz. Amacımız bu kalite süreçlerini bütün akademik ve idari personelimizin özümsemesini sağlamak. Bu süreçlere uygun iş ve işleyişi gerçekleştirmek” dedi.
Gaziantep HKÜ’de ’Adölesan İdiopatik Skolyoz’ kongresi Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü tarafından, “Adölesan İdiopatik Skolyoz: Gaziantep” Kongresi, alanında uzman bilim insanlarının katılımıyla HKÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde doğa dostu bir yaklaşımla gerçekleştirildi. Adölesan İdiopatik Skolyoz konusunda geniş bir perspektifi kapsayarak, uzman konuşmacılar ile katılımcılara zengin bir bilgi paylaşım platformu sunmayı amaçlayan kongreye; Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölüm Başkanı Doç. Dr. Serkan Usgu, hekim ve fizyoterapist kadrosundan oluşan 18 alanında uzman konuşmacı, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Açılış konuşmasını yapan, Kongre Başkanı ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut, “Öncelikle, bu yıl düzenlediğimiz kongreyle ilgili bir geleneği başlatmak istediğimizi belirtmek isterim. Adölesan İdiopatik Skolyoz konusuna gönül ve emek vermiş, yıllarca bu alanda bilimsel katkıları olan hocalarımızla bir araya gelmek, bu alandaki gelişmeleri tartışmak ve paylaşmak amacıyla düzenli olarak gezici bir kongre oluşturma hedefimiz var. Bu yılki kongremizin konusu dar kapsamlı olabilir, ancak 300’ün üzerinde kayıtlı katılımcının bulunması bizleri son derece mutlu etti. Bu, alanımıza olan ilginin ve katkıların arttığının bir göstergesidir. Bu kongre, bilgi ve deneyimlerimizi paylaşarak birbirimizi daha da ileriye taşıyacağımız bir platform sunuyor. Bilimsel açıdan verimli bir etkileşim ve iş birliği için kongrenin düzenlenmesinde başta HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim” dedi. Doğa dostu yaklaşım ile gerçekleşen kongrenin ilkini düzenlemenin heyecanını yaşadığını belirten Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kezban Bayramlar, “Skolyoz konusunda 2017 yılında Prof. Dr. Yavuz Yakut hocamızın koordinatörlüğünde Gaziantep ve çevre ilçelerini içine alan kapsamlı bir çalışma gerçekleştirmiştik. Aynı şekilde bu önemli kongrenin; üniversitemiz, fakültemiz ve bölümümüzde güzel bir farkındalık oluşturacağına ve bilimsel içeriğinin yüksek olacağına inanıyorum. Bu sebeple Kongre Başkanı Prof. Dr. Yavuz Yakut hocama, HKÜ Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’ye ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. İlki düzenlenen Adölesan İdiopatik Skolyoz: Gaziantep Kongresi’nde kayıt ve bilimsel program detayları dijital ortamda katılımcılarla paylaşılırken, Adölesan İdiopatik Skolyoz konusunda cerrahi, kalp damar problemleri, ortopedik cerrahi, erken ortez tedavisi, farklı fizyoterapi uygulamaları, proprioseptif eğitim, vestibüler sistem, ağrı ve yaşam kalitesi, tedavinin nitel başarısı konularının yanı sıra okul taramaları, aile eğitimi, spor konuları ve 20 farklı sözel bildiri geniş bir kapsamda ele alındı.
Diyarbakır 77 kişinin hayatını kaybettiği Serin-2 Apartmanı’nın sanıkları hakim karşısına çıktı Diyarbakır’da geçen yıl 6 Şubat’taki Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Serin-2 Apartmanı’nda 77 kişinin hayatını kaybetmesi, 29 kişinin de yaralanmasına ilişkin biri müteahhit 4 tutuksuz sanığın yargılanmasına başlandı. İddianamede, sanıklar hakkında 22 yıl 6’şar aya kadar hapis isteniyor. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, tutuksuz yargılanan binanın müteahhidi Hüseyin B, statik betonarme projeye onay veren Nasir Ç. hazır bulundu, binanın statik proje müellifi Cihan U. da bulunduğu ilden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. Diğer tutuksuz sanık olan bina fenni mesulü Ekrem B. ise duruşmaya katılmadı. Duruşma salonunda bazı mağdurlar ve avukatları da hazır bulundu. Kimlik tespitinin ardından savunma yapan sanık Hüseyin B, binanın müteahhitti olmadığını ve söz konusu proje hakkında bilgisinin bulunmadığını ileri sürdü. Mağdur olduğunu savunan Hüseyin B, "Söz konusu apartmanda herhangi bir mülküm yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" ifadelerini kullandı. Sanık Nasır Ç. ise, dava konusu binanın proje tarihinde İnşaat Odası Diyarbakır Şubesi’nde yönetim kurulu üyesi olduğunu bildirdi. Üyeleri tarafında uygulanmak üzere hazırlanan projelerin vize işlemleri ile yükümlü olduklarını öne süren Nasır Ç, şöyle devam etti: "Burada projeyi inceleme, onaylama, uygulamaya sevk etmek gibi bir görev ve sorumluluğum yoktur. Projeyi değerlendirmem söz konusu değildir. Tek yaptığımız işlem projeyi hazırlayan kişinin projeyi hazırlamaya ehliyeti olup olmadığına yöneliktir. Projenin kapağına imza atıyoruz. Ancak inceleme yetkimiz ve görevimiz bulunmamaktadır. Bu inşaatın yapımındaki eksiklikler ve deprem nedeniyle yıkılmasında kusurum bulunmamaktadır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum." Sanık Cihan U. da, binanın sadece statik projesini hazırladığını ve inşaatın statik projesine uygun imal edilip edilmediğini denetleme görevinin belediyeye ait olduğunu savundu. İnşaat yapım aşamasında yıkılan binaya hiç gitmediğini ileri süren Cihan U, şunları kaydetti: "1999 yılında İzmir’e taşındım ve o zamandan beridir proje hakkında bilgim yoktur. Projemizin 1975 yönetmeliğine göre denetlenmesi gerekmektedir. Ancak biz kendimizi sağlama almak adına değerleri hep yüksek girerdik. Bu nedenle üzerime isnat edilen suçlamaları kabul etmiyorum." Mağdur olan müştekiler ise depremde binanın enkazında yakınlarını kaybettiklerini, binanın yakınında köprülü kavşak yapılmasının sarsıntıya sebep olduğunu savundu. Binanın altında bulunan bankada ise kolon kesme iddialarının bulunduğunu aktaran müştekiler, bu konuların araştırılarak, kusuru bulunanların cezalandırılmalarını istedi. Cumhuriyet savcısı, mütalaasında dosyadaki eksikliklerin giderilmesi yönünde görüş bildirdi. Mahkeme heyeti de savunmaların alınmasının ardından ilgili kuruma köprülü kavşak inşaatının bölgedeki yapılara zarar verip vermediğine yönelik araştırma yapılıp yapılmadığının sorulması, Bağlar Belediyesine bölgedeki zeminin bataklık olup olmadığının tespiti ve binanın altında bulunan bankanın da tüm tadilat projeleri hakkında bilgi verilmesi için müzekkere yazılmasını kararlaştırarak, duruşmayı 14 Ekim’e erteledi. Davanın iddianamesinde, tutuksuz sanıklardan binanın müteahhidi Hüseyin B, binanın statik proje müellifi Cihan U, statik betonarme projeye onay veren Nasir Ç. ve bina fenni mesulü Ekrem B. hakkında, "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis isteniyor.