EKONOMİ - 30 Ekim 2020 Cuma 10:27

Sıfır araç aldı, başına gelmeyen kalmadı

A
A
A
Sıfır araç aldı, başına gelmeyen kalmadı

Yıllardır hayalini kurduğu sıfır otomobili kredi çekerek alan tüketici, aracın radyatörünü koruyacak parçanın takılmadığını tespit etti. Skandalı mahkemeye taşıyan tüketici 11 sene sonra Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan çıkan kararla aracı sıfırıyla değiştirmeye hak kazandı.

İHA muhabirinin İçtihat Bülteni’nden aldığı bilgiye göre, Ü.A., yıllardır hayalini kurduğu otomobili 2009’de aldı. Bir süre sonra, araç henüz 12 bin kilometredeyken skandal nitelikte bir olay yaşandı. Yolda kalan otomobil, çekiciyle yetkili servise çekildi. Büyük bir heyecanla arıza sebebini araştıran Ü.A., sıfır aldığı aracın radyatörüne koruyucu parça takılmadığını öğrenince hayatının şokunu yaşadı. Radyatöre küçük bir taşın isabet etmesiyle radyatörün delindiğini, içindeki suyun boşalması ile de motorun ağır hasara uğradığının belirterek Tüketici Mahkemesi’nin yolunu tuttu.

Yapılan bilirkişi incelemesinde araçta hararet göstergesinin ve koruyucu ekipmanların bulunmadığı, bu durumun imalat hatası olduğunun anlaşıldığı, tamiratın garanti kapsamında yapılmasının istenmesine rağmen kabul edilmediği tespit edildi.

Mağdur Ü.A. aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, olmadığı takdirde satış bedeli olan 20 bin TL’nin, 3 bin TL manevi tazminatın, aracın servise alındığı tarihten itibaren kullanılmak mecburiyetinde kalınan kiralık vasıta için ödenmiş bin 200 TL’nin, bu olay nedeniyle sarf etmek mecburiyetinde kaldıkları tespit masrafları, ihtarname keşide masrafları ve karşılıksız kalan sigorta primlerinin tutarlarının aracın yolda kaldığı 01.06.2010 tarihinden itibaren hesap edilecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etti.

Davalı otomobil fabrikası ile sigorta şirketi, davanın reddini talep etti. Mahkeme; dava konusu aracın radyatörüne gelen bir taş parçasının çarpıp oluşturduğu çatlakla soğutma suyunun eksilip hararete yol açması sonucu arızanın oluştuğu, aracın mekanik ve malzeme olarak darbeye dayanıklı olmadığına hükmetti.
Mahkeme, bu hususun imalat kaynaklı gizli ayıp olduğu, dolayısıyla davacının seçimlik haklarını kullanma hakkının doğduğu gerekçesiyle aracın ayıpsız misli ile değişim ve bin 200 TL araç kiralama bedeli talebinin kabulüne, bin 500 liralık manevi tazminat talebinin kabulüne karar verdi.

Kararı davalı otomobil fabrikası temyiz edince devreye Yargıtay 13. Hukuk Dairesi girdi. Daire, ‘Dava konusu araçta mıcır sıçraması hâlinde radyatörü koruyacak parçanın bulunmadığının belirtildiği, buna mukabil davalılarca, koruyucu parçanın donanım kapsamında değerlendirilmesi gereken bir parça olduğu, fiyat ve model farkı nedeni ile bu parçanın davaya konu araçta bulunmadığı ileri sürülmüştür. Mahkemece bu hususta araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca mahkemece, davaya konu araç ile aynı model araçlarda, 08/07/2010 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen radyatör koruyucu parçanın bulunup bulunmadığı hususunun araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır, bozma nedenidir. Davalının, davacının garanti kapsamında tamirat talebini kabul etmemesinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunun kabulüne imkan yoktur. Öyle ise bu davada manevi tazminatın şartlarının varlığından söz edilemez. Buna rağmen mahkemece, manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.’ gerekçesiyle mahkeme kararını bozdu. Yeniden görülen davada 1. Tüketici Mahkemesi, ilk kararında direnince devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.

"Araç misli ile değiştirilmelidir"


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda, araçta radyatörü koruyacak parçanın bulunmamasının gizli ayıp olduğu hüküm altına alındı. Oy çokluğu ile alınan kararda şöyle denildi: “Somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu araç seyir hâlindeyken aracın radyatörüne gelen bir taş parçasının çarpıp oluşturduğu çatlakla soğutma suyunun eksilip hararete yol açması sonucu araçta arıza oluştuğu hususunda mahkeme ve 13. Hukuk Dairesi arasında çekişme bulunmamaktadır. Ayıbın tanımı, bir malda normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların yer almasıdır. Tüketicinin satın aldığı bir araçtan beklentisi asgari güvenliğin sağlanması suretiyle sürüş olduğuna göre, her sürüşte mümkün olabilecek mıcır sıçramasından radyatörü koruyacak malzeme olmaksızın eksik parça ile satılan aracın ayıplı olduğunda duraksama olmamalıdır. Ülkenin yol şartlarına uygun olmayan nitelikte aracın piyasaya sürülmesinin, en başta güvenlik zafiyeti oluşturacağı ve bu nedenle donanım farklılığı olarak kabul edilebilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, aynı model araçlarda bahsedilen radyatörü koruyacak parçanın bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Mahkemenin davalı H.A. Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. yönünden araçtaki eksikliğin gizli ayıp olduğu gerekçesiyle aracın misli ile değişimi talebinin kabulüne dair tesis edilen direnme kararı yerindedir.”

Mağdur otomobil sahibi 11 yıl sonra muradına ererken, sıfır araçtaki hataya da Yargıtay "dur" demiş oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya TÜİK’in çocuk portalı Malatya’da öğrencilerine tanıtıldı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından çocuklarda veri okuryazarlığını artırmak amacıyla hayata geçirilen ‘TÜİK Çocuk’ portalı projesi Malatya’da ilkokul öğrencilerine tanıtıldı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 98’ncı kuruluş yıldönümü dolayısıyla TÜİK Malatya Bölge Müdürlüğü tarafından Fırat Ortaokulunda öğrencilere eğitim verildi. Eğitimde Malatya’nın nüfusu, ilçelerinin sayısı ve Türkiye’nin kaç ili olduğu gibi bazı bilgileri içeren bir mini yarışma yapılırken soruları doğru yanıtlayan öğrencilere ise hediye takdim edildi. TÜİK Malatya Bölge Müdürlüğü İstatistik Grup Müdürü Ramazan Oruç, gazetecilere yaptığı açıklamada Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Türkiye Ofisi ile birlikte yürütülen çalışma doğrultusunda çocukların gelişimine katkıda bulunduklarını söyledi. Platformda çocukların anlayabileceği sadelikte ve düzeyde istatistikler oluşturulduğunu kaydeden Oruç, “Çocuklarımızın kendilerinin girip oyun oynayabileceği, vakit geçirebileceği, belirli istatistiklere ulaşabileceği bir platform oluşturduk. Burada tüm çocuklarımızı bu platforma girip ziyaret etmeye davet ediyoruz. Bu platformu tüm çocuklarımıza bu yıl 23 Nisan hediyesi olarak takdim ettik" dedi. Etkinliğe katılan öğrenciler ise platformun çok eğlenceli olduğunu ve burada istatistiki çalışmaları öğrendiklerini söylediler.
Ankara Bakan Kacır: "Türkiye uzay teknolojilerinde ilerleme kaydetmeye kararlıdır" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır" dedi. Türkiye Uzay Ajansının (TUA) ev sahipliğinde düzenlenen "Space Technology Conference (STC) 2024 Orta Avrasya Uzay Teknolojileri Konferansı" Ankara’da bir otelde başladı. Bakan Kacır, konferansın açılışına gönderdiği video mesajda, etkinlik kapsamında uzay sektörünün büyüyüp geliştiği bir dönemde dünyanın dört bir yanındaki uzay topluluklarını bir araya getirmenin önemine işaret etti. Kacır, uzayın daha erişilebilir hale geldikçe ve uzay yarışına yeni katılımcılar dahil oldukça küresel uzay sektörünün hızlı bir ilerleme kaydettiğini, bu büyümenin evreni kavrayış açısından önemli bir gelişmeye yol açtığını anlattı. "Önümüzdeki 12 yıl boyunca küresel ekonominin iki katı büyüyeceği öngörülüyor" Bakan Kacır, uzay sektörünün artık her yerde insanların günlük yaşamlarını etkilediğini ve küresel ekonominin tüm sektörlerinde değer oluşturma kapasitesine sahip olduğunu belirterek, "Uzay ekonomisinin 2035’e kadar 1,8 trilyon dolar büyüklüğünde bir pazara ulaşması ve önümüzdeki 12 yıl boyunca küresel ekonominin iki katı büyüyeceği öngörülüyor. Türkiye, son 22 yılda geliştirdiği sağlam altyapı sayesinde uzayın sunduğu sınırsız fırsatlardan yararlanmaya fazlasıyla hazır. Uzaya dair yeteneklerimiz artık kendi uydularımızı geliştirmemize, test etmemize ve üretmemize olanak sağlıyor" diye konuştu. "Uzaydaki varlığımızı insanlık yararına kullanacağız" Bilsat, Rasat, Göktürk ve İmece uydularıyla görüntüleme uydularının üretiminde önemli kabiliyetler kazandıklarının altını çizerek, yakında ilk milli haberleşme uydusu Türksat 6A’yı fırlatarak bu alanda yetkin 11 ülkeden biri olacaklarını belirten Kacır, şunları kaydetti: "Uzaydaki varlığımızı sürdürmeyi ve onu barış içinde tüm insanlığın yararına kullanmayı hedefliyoruz. Kaynaklarımızı, yeteneklerimizi, insan sermayemizi ve altyapımızı istikrarlı bir şekilde geliştiriyoruz. Türkiye Milli Uzay Programı, keşif ve inovasyonun sınırlarını zorlama kararlılığımızı örnekleyen 10 yıllık cesur girişimleri, stratejileri ve hedefleri özetleyen vizyoner bir yol haritası belirliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde Milli Uzay Programımızın kilometre taşlarından biri de insanlı ilk uzay bilim misyonumuz oldu. Küresel uzay yarışında önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktığımızı ve keşif, yenilik ve ilerlemeye olan sarsılmaz bağlılığımızı göstererek, bu tarihi görevi başarıyla tamamladık." "Yerli ve milli hibrit roketle Ay’a ulaşacağız" Kacır, Türk Astronot ve Bilim Misyonu’nun uzayda yeni yetenekler arayışlarında büyük önem taşıdığını belirterek, şöyle devam etti: "Uluslararası Uzay İstasyonu’nda daha fazla bilimsel araştırma yapılması, uzay teknolojilerinde AR-GE ve üretim kapasitelerinin güçlendirilmesi için programlar başlatacağız. Yeni nesil uydu geliştirmede küresel bir oyuncu olmayı, bölgesel konumlandırma ve zamanlama sistemimizi geliştirmeyi ve uzay limanı kurarak uzaya erişimi güvence altına almayı hedefliyoruz. Yerli ve milli özgün hibrit roketle Ay’a ulaşacağız." "Uzay teknolojisinde ilerleme kaydetmeye kararlıyız" Kacır, her yaştan ve kesimden binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen Gökyüzü Gözlem Şenlikleri’nin de uzay ile toplumu buluşturduğunu vurgulayarak, "Uzay bilimi ve teknolojisinde insan kaynağımızı güçlendirmeye yönelik adımlar atmaya devam edeceğiz. Bilim ve teknolojiye olan güçlü tutkumuz ve genç ve dinamik iş gücümüzle Türkiye, uzay teknolojilerinde önemli ilerlemeler kaydetmeye kararlıdır" dedi.
Düzce Yumurta tavuğu dağıtımında uzun kuyruklar oluştu Ziraat Odası tarafından Düzceli çiftçilere tavuk dağıtımı yapıldı. Yumurta tavuğu dağıtımında uzun kuyruklar oluştu. Düzce Ziraat Odası tarafından çiftçilere destek olmak amacıyla yapılan çalışmada 5 bin adet Ataks cinsi yumurta tavuğu dağıtıldı. Sabah saatlerinde başlayan tavuk dağıtımında tavuklarını almak isteyen Düzceli çiftçiler Ziraat odası önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Vatandaşlar, 170 TL’ye tavuk almak için bekledi. 3 Yıl yumurta veriyor Türkiye’de üretimi yapılan yerli Ataks tavuğu Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından yetiştirilirken 3 yıl kadar yumurta veriyor. Hastalıklara karşı dirençli, iklim şartlarını karşı dayanıklı olduğu bilinen Atkas tavuklarının yumurta rengi ise beyaz-kremsi renk şeklinde görülüyor. Yıllık yumurta verme ortalaması ise 240 ile 270 civarında oluyor. Çiftçimizin ihtiyacını karşılıyoruz Tavuk dağıtımı ile ilgili konuşan Düzce Ziraat Odası Başkanı Ramazan Öztürk, alışkanlık haline gelen civciv dağıtımını bu yıl tavuğa çevirdiklerini belirterek şunları söyledi; “Çiftçilerimize her yıl civciv dağıtıyorduk, bu yıl 3 aylık olarak 5 bin civarı tavuk dağıtımı yapacağız. Buda Düzce’ye 5 bin tavuğun girmesi demektir. Bu bir projedir. Çiftçilerimize katkımız olsun diye böyle bir çalışma yaptık. Talep olduğu sürece de dağıtıma devam edeceğiz. Bizim tahminlerimizde de fazla talep oldu. Bu talep çiftçilerimizin ihtiyacı olduğunu gösterdi. İhtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Bu tavuklar yumurta tavuğudur. Düzce’mize her gün 5 bin yumurta girişi bu tavuklarla mümkün olacak. Karadeniz bölgesinde uygun olan Ataks cinsi tavuklar 170 TL’den çiftçimize veriyoruz." Tavuk almak için bekleyen Sinan Korkmaz ise; “Yeğenim ile birlikte tavuk alamaya geldik. Yumurtası ile doğal beslenmek için. Market yumurtası yerine kendi ürünlerimizi yetiştirmeyi tercih ediyoruz. 10-12 Tavuk almayı düşünüyorum”dedi. (SA-ALI-