GÜNDEM - 14 Ocak 2019 Pazartesi 07:39

Sözcü okurları ahmak mı?

A
A
A
Sözcü okurları ahmak mı?

Türkiye Gazetesi yazarı Fuat Uğur bugünkü köşesinde 'Sözcü okurları ahmak mı?' başlıklı yazısıyla okurlarıyla buluştu. İşte yazının tamamı...

Bu soruyu, Sözcü gazetesi yönetiminin okurlarını ahmak yerine koymaya kalkışmaları nedeniyle soruyorum.
Geçtiğimiz yıl açılan davada sorulan soru şuydu:
“Sözcü, FETÖ’yle iltisaklı mı ve örgütle organik bir bağı var mı?”
Savcı Sözcü’ye yönelik sert eleştirel yazılarımdan dolayı beni de TANIK olarak çağırmıştı. Hem savcılıkta hem de mahkemede verdiğim ifadede “Sözcü’nün FETÖ ile organik bir bağının olduğuna ilişkin hiçbir bilgim yok. Bu konuda neden tanık olduğumu da anlamış değilim” demiştim.
Hâlâ da aynı fikirdeyim.
Dün Sözcü yeni istihdam ettiği Maocu artığı tetikçisi Aytunç Erkin vasıtasıyla benim bu sözlerimi yayınlayarak “N’aber bak bizim için önceden neler söylemiştin? Şimdi eleştiriyorsun ama kendinle çelişiyorsun” demeye getiriyor.
Ne zavallılık?
Oysa mahkemede aynı zamanda Sözcü’nün bu Maocu artığı tetikçinin ısrarla sakladığı şu gerçeği ifade etmiştim ve demiştim ki:
“Sözcü, FETÖ taktik ve yöntemleri ile yayın yapmaktadır.”
Ancak Sözcü gazetesi duruşmada benim ifademi yayınlarken yukarıdaki bu sözümü SANSÜR etti.
Evet, bugün açılan YENİ DAVAYLA aynen o duruşmada söylediğim gibi; Sözcü gazetesi ve iki yazarı bugün FETÖ örgütü ile organik bir bağı olmamakla birlikte FETÖ’yü desteklemek, yardım ve yataklık yapmaktan yargılanmaktadır.
Tekrar söylüyorum. Mahkemede ve Savcıda söylediklerimin arkasındayım. Sözcü’nün FETÖ ile organik bir bağının olduğuna dair bilgim yok.
Sözcü gazetesi yöneticilerinin pek aşina olmadığı bir kavram; namuslu duruş nedeniyle bunu söyledim ve söylemeye de devam ediyorum. Bilgim olmayan bir konuda “Bilgim varmış gibi” konuşamam çünkü.
Ama şimdi açılan davayla Sözcü’nün FETÖ’ye destek, yardım ve yataklık yaptığına dair yargılamasının da çok yerinde olduğunu düşünüyorum.
Şimdi bu Maocu artığı tetikçi benim mahkemede verdiğim ifadeyi yayınlayarak mercimek beyniyle Sözcü okurlarına okuduğunu unutan balık hafızalılar gibi davranıyor.
Ancak ben Sözcü okurlarının yine de şu 5 soruyu Sözcü yöneticilerine ve yazarlarına sorabileceğini düşünüyorum:
1- Sözcü’nün patronu Burak Akbay FETÖ soruşturması kapsamında firari. Neden Türkiye’ye dönüp yargı önünde hesap vermiyor?
2- Sözcü’nün yazarı Saygı Öztürk nasıl oldu da 2015 yılının sonuna dek FETÖ’cülerin yayın organı STV’de program yaptı?
3- Sözcü’nün yazarı Uğur Dündar’ın 8 yıllık avukatı, çok çok eski dostu, Arena ve Hodri Meydan programlarından elemanı Vural Ergül FETÖ darbesini destekleyen tweetler attı ve cezaevinde yattı, hâlen yargılanmakta. Uğur Dündar bu ilişkiyi nasıl izah ediyor? Dahası Vural Ergül’ü avukatlıktan azlettiğini söylüyor ama neden hâlâ noter tasdikli azil belgesini yayınlayamıyor?
4- Emin Çölaşan 2015 yılında “Şimdi Cemaat'i destekleme zamanı. Ben FETÖ diye bir terör örgütüne inanmıyorum. Böyle dandik bir örgüt uydurdular. Bizim yapamadığımızı bu Fetullahçılar yaptı” dedi? Bunun ne anlama geldiğini kendi kendinize soruyor musunuz ve nasıl izah edeceksiniz?
5- 17-25 Aralık yargı darbesi başladığında FETÖ’cü polislerin servis ettiği sözde “haber”leri yayınlayan Sözcü FETÖ’cülere destek vermiş olmadı mı?
Evet, sevgili Sözcü okurları, bu Maocu artığı tetikçi size günlerdir benim 2009, 2010 ve 2011 yıllarında attığım tweetleri okutuyor. İzah etmeye bile gerek olmayacak komiklikteki tweetlerle aklınca gazetesine hizmet ettiğini sanıyor. Kusura bakmayın ama yazık oluyor sizlere.
Düşünün ve muhakeme edin.
Emin Çölaşan darbeden 5-6 ay önce, 2015’in sonunda yukarıdaki sözleri; “Şimdi Cemaat’i destekleme zamanı” demiş, “Fetullahçıları desteklemeliyiz, bizim başaramadığımızı onlar başardı” demiş, “FETÖ diye dandik bir örgüt uydurdular, ben Cemaat’in terör örgütü olduğuna inanmıyorum” demiş.
Demiş de demiş, demiş de demiş…
Emin’den ÇIT yok…
Tetikçinin dili bir yerlerine kaçmış…
Şu soruyu sorun kendinize:
Bugün FETÖ’cüler ve Sözcü neden aynı anda Fuat Uğur ve Cem Küçük’e saldırıyor? Neden onları sayfalarını ve ekranlarını açan TGRT-Türkiye’yi hedef tahtasına oturttu?
Hele 18 yıldır bitirilemeyen konu İhlas Holding ve mudileri meselesinin yeniden ısıtılıp gündeme getirilerek bir yere varmak istenmesi ise çok acıklı. Geçen yıl Aydın Doğan gazeteleri aynı saldırıyı yapmıştı bize karşı. Boylarının ölçüsünü aldılar.
Bugün Aydın Doğan yok!..

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.