GÜNDEM - 16 Mayıs 2021 Pazar 12:25

Sünnet ettiği çocukların göbeğine ‘1903 kere maşallah’ yazarak sakinleştiriyor

A
A
A
Sünnet ettiği çocukların göbeğine ‘1903 kere maşallah’ yazarak sakinleştiriyor

Kastamonu’da özel bir hastanede üroloji uzmanı olarak görev yapan Beşiktaşlı doktor, sünnet ettiği çocukların göbeğine Beşiktaş ile ilgili ifadeler yazıyor. Sünnet ettiği çocukların göbek kısmına ‘1903 kere maşallah’ yazarak sakinleştiren Doç. Dr. Sadi Turkan, asıl amacının aileleri sünnet stresinden kurtararak rahat bir ameliyat olmasını sağlamayı hedeflediğini ve bunda da başarılı olduğunu kaydetti.

Kastamonu’da özel bir hastanede 2006 yılından beri üroloji uzmanı olarak görev yapan Beşiktaş hayranı Doç. Dr. Sadi Turkan, sünnet ettiği çocukların göbeğine ‘BJK 1903’ gibi ifadeler kullanarak, üç gün sonra silinebilecek şekilde ibareler yazıyor. Şu ana kadar yaklaşık 2 bin 500 sünnet ettiği çocuğun göbek kısmına Beşiktaş ile ilgili ibareler yazan Dr. Sadi Turkan, bu sayede aileleri sünnet stresinden uzaklaştırdığını ve sünnet çocuğuna da hoş bir anı bıraktığını kaydetti.

Sünnet ettiği çocukların arasında Fenerbahçeli, Galatasaraylı, Trabzonsporlu gibi farklı takımları tutan ailelerin de olduğunu söyleyen Dr. Turkan, şimdiye kadar hiçbir aileden en ufak bir tepki almadığını, hatta ileriye yönelik hoş bir sohbet oluştuğunu ifade etti.

Kastamonu’da Beşiktaşlılar Derneğinin kurucularından olduğunu, Kastamonuspor’da Yönetim Kurulunda 4 yıldır görev aldığını ve bir sürede Kastamonuspor Futbol Takımının alt yapısında futbol oynadığını söyleyen Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Sadi Turkan, “Bizim branşımız gereği özellikle yaz aylarında sünnet çok fazla yaptığımız cerrahi bir prosedür. Sünnet hem dini yöne hem de tıbbi yöne itibariyle aslında basit gibi görünen oldukça önemli bir prosedür oluyor. Çünkü sadece sünnet olacak çocuğu değil, tüm ailesini de heyecanlandıran ve zaten bu konuda ailesini fazlasıyla heyecanlandıran yaşanan bir durum” dedi.

Sünnet ettiği çocukların göbeğine ‘1903 kere maşallah’ yazarak sakinleştiriyor

“Stres altındaki aileleri ve çocuğu rahatlatmak için tuttuğum takımı vesile kıldım”

Stres altındaki aileleri ve çocukları bir nebze olsun rahatlatmak için böyle bir işlem yaptığını anlatan Dr. Turkan, “Sünnet, özellikle ailelerde ve çocuklarda stres oluşturduğu için mümkün olduğu kadar bu stresi azaltıcı çeşitli yöntemler kullanmak gerekiyor. Ben de bu amaçla özellikle taraftarı olduğum takım Beşiktaş ile ilgili olarak sünnet bittikten sonra çocuklara ve ailelerine özellikle esprili bir mesaj amaçlı Beşiktaş ile ilgili çeşitli ufak yazılar yazmaya başladım. Bu da zamanla çok ilgi çekti. Benim bu yazdığım yazılar arasında yavru kartal, 1903 kere maşallah, BJK 1903 gibi buna benzer bir sürü Beşiktaş ile ilgili yazıyor yazıyorum. Tabii bizim buradaki amacımız Beşiktaş’ın propagandasını yapmak değil ya da Beşiktaş taraftarı kazanmak değil, ailelerle birlikte bu sünneti hoş bir getirmek asıl amacımız. Ben de bu nedenle bu işi uzun bir süredir devam ettirdim, şu ana kadar da hiç kimseden bir tepki almadım. Beşiktaşlıların yanı sıra aynı zamanda Galatasaraylı, Fenerbahçeli, Trabzonsporlu takımları tutan hiç kimseden bir tepki dahi almadık. Aksine hoşlarına dahi gitti. Hatta burada Fenerbahçeliler Derneği Başkanı olan arkadaşımızın çocuğuna dahi bu ibareyi yazdık yavru kartal diye. Aileler bunu tebessümle karşılıyor. Çok hoşlarına gidiyor ve Beşiktaş’a sempatisi olanlar da oluyor, tuttuğu takımı hiç değiştirmeyenler de oluyor ama bizim tek amacımız sünnetleri stresli bir halden çıkarıp, bunu vesile kılarak ortadan kaldırmak ve benden tuttuğum takım olan Beşiktaş’ı vesile kıldım” diye konuştu.

“Üç gün sonra silinebilecek şekilde markin denilen kalemle yazıları yazıyorum”

Çocukların göbeğine yazdığı yazıların üç gün sonra silindiğini ifade eden Doç. Dr. Turkan, “Özellikle tabii ki burada etik olarak hiçbir şekilde ne aileyi ne de çocuğu rencide edecek bir şey olmadığı için ‘markin’ kalem dediğimiz bizim ameliyatlarda kullandığımız kalemle üç gün sonra silinebilecek şekilde göbek altına çocuklara hatıra kalacak şekilde güzel ifadelerimizi yazıyoruz ve bu ifadelerle çocuklar bunu bir anı olarak saklıyorlar. İleride bizimle karşılaştıkları zaman ‘hocam beni Beşiktaşlı yapmak istediniz ama olmadım’ diyenler de oluyor, ‘ben Beşiktaşlı oldum sayenizde’ diyenler de oluyor. Benim için amaç burada sünnetin güzelliğini yaşamak, sünneti ailelerde ve çocuklarda güzel bir hatıra bırakmak” şeklide konuştu.

“Yaklaşık 2 bin 500 çocuğa bu şekilde yazılar yazdım”

Şu ana kadar yaklaşık 2 bin 500 çocuğa Beşiktaş ile ilgili ibareler yazdığını vurgulayan Dr. Sadi Turkan, şöyle konuştu: “Uzmanlık sonrasında yaptığımız sünnet sayısını kabaca hesapladığımda 5 bin rakamın üzerinde bir çocuğa tekabül ediyor. Yıllık yaptığımız sünnetleri baz alarak hesapladığımızda, herhalde bunların en az yarısına da Beşiktaş ile ilgili ifadeleri espri olarak yazmışımdır. Bu da herhalde 2 bin 500 çocuğa falan tekabül ediyor”

Sünnet ettiği çocukların göbeğine ‘1903 kere maşallah’ yazarak sakinleştiriyor

“Fanatik değilim, sadece Beşiktaş’a sempati duyuyorum”

Fanatik olmadığını sadece Beşiktaş’a sempati duyduğuna dikkat çeken Dr. Turkan, şunları kaydetti: “Benim Beşiktaş taraftarı olmam tabii ki ailemden kaynaklanıyor. Allah rahmet eylesin babam Beşiktaş taraftarı idi, biz de ondan kazandık bu taraftarlığı. Bizim Beşiktaş’a karşı olan sevgimizi bir fanatizm için değil, özellikle bunu vurgulamak istiyorum. Bir sempati içerisinde yaşamaya çalışıyoruz. Fanatizm çok farklı bir şey bunu özellikle belirtmek istiyorum.”

“Fenerbahçeli arkadaşımla girdiğim iddia sonrasında sünnet ettiğim çocuklara yazılar yazmaya başladım”

Fenerbahçeli arkadaşının çocuğunu sünnet etmeden önce girdiği iddia sonrasında çocukların göbeğine Beşiktaş ile ilgili ibareler yazmaya başladığını söyleyen Dr. Turkan, şöyle devam etti: “Bir Fenerbahçeli arkadaşımızın çocuğunu sünnet yapmadan önce dedim ki eğer ağrı ya da acı duyarsan ben Fenerbahçeli olacağım, herhangi bir şekilde ağrı ya da acı duymazsan sen Beşiktaşlı olacak dedim, söz mü söz diyerek anlaştık. Gerçekten çocuğumuzun sünnetini çok güzel bir şekilde yaptık ağrı ya da acı duymadan, tabii ki daha sonradan Fenerbahçeli olarak yine devam etti yani Beşiktaşlı olmadı. Ben de bundan sonra yaptığım her sünnete bu şekilde yazı yazarak başlamış oldum. Hatta bir başka anımda da BJK 1903 yazmıştım öğretmen bir ailenin çocuğuna. Onlar futbol ile ilgili olmayan bir aileydi, birkaç gün sonra hanımefendi beni aradı. Hocam, siz buraya BJK 1903 yazmışsınız, ben bunu ameliyat kodu zannetmiştim. Bu Beşiktaş’ın kuruluş yılıymış dedi. Bana böyle söylediler dedi. Ben de evet dedim. Ama bizler takım tutmuyoruz ki dedi, ben de iyi dedim ne fark eder dedim. Ama biz takım tutmuyoruz dedi. Bunu neden yazdınız diye sordu. Ben de işte bunun için yazdım dedim. Nasıl yanı deyince, bakın sünnet konuşmuyoruz, takım sohbeti yapıyoruz sizinle dedim. Ben bunu yaşatmak istiyordum dedim ve hanımefendinin de çok hoşuna gitti, bundan sonra benim çocuğum Beşiktaşlı olacak dedi. Ben Beşiktaş’ı tutmasam bile çocuğum Beşiktaşlı olacak dedi. Buna benzer anılarımız da oldu.”

Vedat Yunus İkizoğlu
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Gediz Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunun öğrencilerinin büyük başarısı Kütahya’nın Gediz ilçesinde, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım (Paramedik) bölümü öğrencileri Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nde düzenlenen “VIII. TRALLİ Travma Rallisi” isimli yarışmada kupa ve madalyalar kazanarak büyük bir başarı elde ettiler. Türkiye’den 18 üniversite ve 26 ekibin yarıştığı etkinlikte, Gediz Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğrencileri Gamze Hocaoğlu, Zeki Demirci, Fatma Sayğılı, İlkay Bozkan, Ümran Karakoyun, Betül Sevinç, Çağrı Bedir ve Alime Nur Karaca, 9 yarışma etabının 5 inden ödül kazanmayı başardılar. Öğrenciler yarışmada Motosiklet kazası etabı birinciliği, Tiraj etabı birinciliği, Bilgi etabı ikinciliği, Yüksekten düşme etabı ikinciliği, KBRN-Yanık etabı üçüncülüğü ve tüm etapları içeren toplam kategoride Genel Klasman ikinciliği kazandılar. Gediz Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim elemanları Öğr. Gör. Dr. Yusuf Güner ve Öğr. Gör. Dr. Melike Pehlivan yarışma sonrasında öğrencileri tebrik ederek, elde edilen başarıdan duydukları mutluluk ve gururu ifade ettiler. Gediz SHMYO Müdürü ve aynı zamanda İlk ve Acil Yardım programı öğretim elemanı olan Güner; Kütahya’yı ve Gediz’i ulusal arenada çok iyi şekilde temsil etmenin ve adını duyurmanın sevinci içerisinde olduklarını ifade ederken; öğrencilerinin mevcut koşullarda çok iyi çıkardıklarını söyledi. Müdür Güner; “Gediz’de eğitim kalitesini arttırmaya ve Gediz’e değer katmaya devam etmek istiyoruz, bunun sağlanması için daha iyi fiziksel koşullar ve okul binasına ihtiyacımız var. Bu konuda Gedizli kurum kuruluş ve iş insanlarının okulumuza destek vermelerini bekliyoruz. Ben inanıyorum ki Gediz’in kadim halkı ve iş insanları öğrencilerimizin gösterdiği bu başarıdan sonra daha istekli olarak imkanları dahilinde yeni bir okul binasına kavuşma konusunda elinden gelen her desteği verecektir. Öğrencilerimiz de bu sayede Gediz’imizi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceklerdir” şeklinde konuştu.
Kütahya DPÜ öğrencilerinden TR&UK Uluslararası CTF Yarışması’nda tarihi başarı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ), Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile Siber Anadolu Toplulukları tarafından Türkiye ve Birleşik Krallık’tan 20 üniversitenin katılımıyla düzenlenen TR&UK Uluslararası CTF Yarışması’nda ikinci olarak Türkiye’nin ve dünyanın sayılı üniversitelerini geride bıraktı. Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) ve Siber Anadolu Toplulukları’nın ortaklığında Ankara’da düzenlenen TR&UK Uluslararası CTF Yarışması’nda DPÜ’yü Siber Güvenlik Topluluğu (DPUSEC) üyesi öğrenciler Emre Akay, Meryem Dalgalı, Serkan Özyaman ve Kaan Bıçaklar temsil etti. Aralarında dünyanın önde gelen eğitim kurumları olan Cambridge Üniversitesi, University College London, Imperial College London, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesinin de bulunduğu toplam 20 üniversitenin katıldığı CTF (Capture the Flag - Bayrağı Ele Geçir) yarışmalarında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi öğrencileri, 5 bin 510 puanla ikinci olarak önemli bir başarıya imza attılar. Yarışmayı Warwick Üniversitesi öğrencileri 5 bin 570 puanla birinci tamamladı. "Öğrenciler elde ettikleri sonuçla çok önemli bir başarıya imza attı" Öğrencilerin elde ettikleri sonuçla çok önemli bir başarıya imza attığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Süleyman Kızıltoprak, “ Kütahya Dumlupınar Üniversitesi öğrencilerini TR&UK Uluslararası CTF Yarışması’nda elde ettikleri başarıdan dolayı gönülden kutluyorum. Öğrencilerimizin sadece Türkiye’nin değil, aynı zamanda dünyanın en saygın eğitim kurumlarını geride bırakarak elde ettiği bu sonuç, her şeyden önce üniversitemizin bilişim teknolojileri ve siber güvenlik alanındaki öncü rolünü bir kez daha teyit etmektedir” dedi. “Öğrencilerimiz ülkemizi uluslararası platformlarda en iyi şekilde temsil etmeye devam edecek” DPUSEC ekibi üyesi olan öğrenciler Emre Akay, Meryem Dalgalı, Serkan Özyaman ve Kaan Bıçaklar’ı, danışman hocalarını ve başarıda emeği geçen tüm akademisyenleri kutlayan Rektör Kızıltoprak, “ Bundan sonraki çalışmalarında kendilerine üstün başarılar diliyorum. İnanıyorum ki DPUSEC ekibi ve onlardan ilham alan tüm öğrencilerimiz, bu başarıları daha da ileriye taşıyarak ülkemizi uluslararası platformlarda en iyi şekilde temsil etmeye devam edecektir. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi olarak, bilişim teknolojileri ve siber güvenlik alanlarında öncü rolümüzü sürdürmek için DPUSEC ekibimiz gibi yetenekli öğrencilerimizle ve özverili akademisyenlerimizle birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
İzmir Kardeş ülke Azerbaycan’dan İzmir zirvesi Türk ve Azerbaycanlı firmalar, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ticaretin artması için İzmir Ticaret Odasında bir araya geldi. Yoğun bir katılımla gerçekleşen etkinlik kapsamında toplam 227 iş görüşmesi gerçekleştirildi, İzmir Ticaret Odası ve Azerbaycan-Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve Dernekler Birliği arasında iş birliği anlaşması imzalandı. "İş Dünyası 100 Yılın Zirvesi İzmir" etkinliği, İzmir Ticaret Odası (İZTO) ile Azerbaycan-Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler ve Dernekler Birliği (KOBSKA) iş birliğinde, Azerbaycan-Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Gelişimi Ajansı (KOBİA) desteği ile düzenlendi. Etkinlikte; İZTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Mahmut Erkoç, KOBİA Başkanı Orhan Mammadov, KOBSKA Başkanı Nigar Alasgarova ve Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Ticaret Ofisi Temsilcisi Baş Danışmanı Cavid Abdullayev açılış konuşması yaptı. "Ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacminin 4.2 milyar dolar seviyesine çıkmasından memnunuz" Konuşmasına toplantının, Türkiye Cumhuriyetinin 100. kuruluş yılı ve Azerbaycan Cumhuriyetinin lideri Haydar Aliyev’in doğumunun 100. yıl dönümünde düzenlenmesinin derin bir anlam taşıdığını belirterek başlayan İZTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Mahmut Erkoç, “Dost ve kardeş ülke Azerbaycan ile tarihsel olarak çok güçlü bağlara sahibiz. Sosyal ve kültürel yakınlığımızın yanı sıra ekonomik ve ticari alanlarda da kuvvetli bir iş birliğimiz bulunuyor. 2019’da ülkelerimiz arasındaki dış ticaret hacmi 2.2 milyar dolar iken, aradan geçen 4 yılı aşkın zamanda söz konusu rakamın 4.2 milyar dolar seviyesine çıkmasından memnuniyet duyuyoruz; ancak inanıyoruz ki bu rakam, ülkelerimiz arasındaki potansiyeli tam olarak yansıtmıyor. Bu noktada, birlikte yapabileceğimiz daha çok iş, geliştirebileceğimiz birçok alan olduğu kanaatindeyiz” dedi. KOBİA olarak, Azerbaycan-Türkiye kobileri arasındaki iş birliği potansiyelini en üst seviyeye çıkarmayı hedeflediklerini belirten KOBİA Başkanı Orhan Mammadov, “Azerbaycan-Türkiye ilişkileri en üst düzeyde ve her yöndeki iş birliği başarıyla gelişiyor. Azerbaycan’ın ana ticaret ortaklarından biri olan Türkiye ile tercihli ticaretin kolaylaştırılması için imzalanan anlaşma kapsamında bazı tarım ve gıda ürünlerinin ithalatında uygulanan gümrük vergilerinin karşılıklı olarak azaltılması sağlandı. Bu kapsamda Türkiye’den partner devlet kuruluşları, iş dünyası dernekleri, girişimciler ve yatırımcılarla yakın işbirlikleri yapılıyor. Son dönemde Türkiye’nin farklı bölgelerinden odalar Azerbaycan’a ziyaret düzenleniyor. Bu toplantılarda KOBİA olarak, iki ülke KOBİ’leri arasında B2B toplantıları düzenlenmesine özel önem veriyoruz” diye konuştu. "Yatırımcılara geniş bir pazara erişim imkanı sağlıyoruz" KOBSKA Başkanı Nigar Alasgarova da, iş dünyası 100 yılın zirvesinin son etkinliğinin İzmir’de gerçekleştiğini vurgulayarak, "İlişkilerin artırılması iki ülke arasındaki iktisadi güce güç katacaktır" dedi. Bu çerçevede, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ticari faaliyetlerin gelişmesi ve yatırım fırsatlarının yönlendirilmesi amacıyla KOBSKA Türkiye Temsilciliğinin faaliyete başladığı açıklayan Alasgarova, "Bu adım, iki ülke arasındaki iş birliğini güçlendirme ve ticari ilişkileri artırma hedefiyle atılmış önemli bir adımdır. Bu gelişme, Türk ve Azerbaycanlı iş insanlarının bir araya gelerek ortak projeler geliştirmesini, ticaretin artmasını ve ekonomik ilişkilerin daha da derinleşmesini destekleyebilir. KOBSKA Türkiye Temsilciliğinin kurulmasıyla birlikte, her iki ülke girişimcileri arasındaki iş birliği ve yatırım imkanları artacak, bölgesel ticaret ve ekonomik entegrasyon güçlenecek” dedi. 2023 yılının temmuz ayında İstanbul’da faaliyete geçen Azerbaycan Cumhuriyeti Ticaret Temsilciliğinin, Azerbaycan ve Türk iş insanları arasında köprü görevi gördüğüne dikkat çeken Azerbaycan Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Ticaret Ofisi Temsilcisi Baş Danışmanı Cavid Abdullayev, “Azerbaycan olarak 10 ülke ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşmaları sayesinde yatırımcılara geniş bir pazara erişim imkanı sağlıyoruz. Yatırım yapmak isteyen iş insanlarına yönelik; indirimli kredi imkanları, sigorta primlerinde teşvik, su, elektrik, doğal gaz ödemelerinde teşvik veriyor, işgalden kurtulmuş bölgelere ek kaynak sağlıyoruz. Temsilciliğimiz her zaman Türk iş insanlarının yanında olacak” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından gerçekleşen ikili iş görüşmeleri bölümünde, 17 Azerbaycanlı firma ve İzmir Ekonomi Üniversitesinin stant açtı. 100’e yakın İzmirli firmanın katıldığı etkinlik kapsamında toplam 227 iş görüşmesi yapıldı.
Çorum Sağlıklı yaşam için dedeler ve torunlar sporda buluştu Çorum’da sağlıklı bir yaşam için çocuklar aile büyükleriyle sporda buluştu. Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde çocuklar, dedeleri ve nineleri ile birlikte egzersiz yaptı. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi sorumlusu Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, gözetiminde gerçekleştirilen etkinlik renkli görüntülere sahne olurken, egzersiz faaliyetlerin hem kalp hastalarının üzerindeki olumlu etkileri hem de insan yaşamında önemine dikkat çekildi. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nin kalp krizi geçiren, bypass olan, stent takılan, kalp pili takılan veya kalp kapakçığı değişen hastaların egzersizlerle yaşamlarına devam ettiği bir ünite olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yusuf Karavelioğlu, kardiyak rehabilitasyonun son yıllarda önemi daha fazla bilinen bir kavram olduğuna dikkat çekti. “Kalp hastaları egzersiz yapabilir” Geçmişte kalp hastaları için “bu kalp hastası egzersiz yapmasın, iş yapmasın, herhangi bir şey olur” kaygılarının bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Karavelioğlu, “Kalp hastalarının kriz geçirdikten sonra 1-2 hafta sonrasında bile egzersiz yapabilmesinin güvenli olduğunu hem de uzun dönemde ölüm oranlarının azaldığını biliyoruz. Özellikle 1970 ve 1990’larda kalp hastalarının egzersiz yapabileceğine yönelik ivme daha da arttı. Avrupa’da ve Amerika’da kalp hastalarının işe dönüşlerinin de hızlandığını biliyoruz. Bu nedenle Kardiyak Rehabilitasyonu önemsiyoruz. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 40’lı yaşlardan başlayarak 80’le yaşlara kadar egzersiz yaptığımız hastalarımız var” dedi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Dünya Kalp Haftası etkinlikleri çerçevesinde burada çocukların aile büyükleriyle birlikte spor yapmalarını istediklerini anlatan Prof. Dr. Karavelioğlu, “Burada dedeler ve ninelerin kendi torunlarıyla egzersiz yapmasını istedik. Sadece çocukluk, gençlik döneminde değil ikinci bahar olarak tanımladığımız ileriki yaşlarda da egzersiz alışkanlığının önemli olduğuna dikkat çekmek amacıyla bu etkinliği düzenledik. Kardiyak Rehabilitasyon bir ekip işi. Tek bir kişinin yapabileceği bir iş değil. Fizyoterapistten, kardiyolojisi, fizik tedavi bölümü, kardiyak rehabilitasyon hemşireleri, diyetisyenden psikososyal danışmanımıza kadar büyük bir ekibin ortaya koyduğu özverili bir çalışma bu. Bu nedenle burada görevli ekip arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Merkeze egzersiz için gelen Fatma Doğan, merkezden memnun olduğunu belirterek, “Sağlık Bakanlığımız, başhekimimiz Sinan bey ve Yusuf hocamıza bu imkanı bize tanıdıkları için teşekkür ediyoruz. Bu merkezde sosyal bir aktivitemiz oluyor. Bu bizi mutlu ediyoruz. Sağlıklı bir yaşam için egzersiz yapıyoruz” şeklinde konuştu. Kardiyak Rehabilitasyon Merkezi’nde 7 yıla yakındır tedavi gördüğünü anlatan Fatma Tunç da, “Buradaki aktivitelere spor yapıyorum. Burada kendimi zinde hissediyorum. Yapılan aktivitelerle hasta psikolojisinden kurtularak hastalığımızı geri plana atıyoruz. Sporla sağlıkla yaşamımıza devam etmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Kalp sağlığı ilgili büyük problemlerinin bulunduğunu anlatan Aylin Tura ise, “Oğlumu kaybettikten sonra Yusuf hocamızın büyük desteklerini gördüm. Bugünlere beni getirdiği için çok teşekkür ediyorum. Spor yapıyorum ve şimdi iyiyim” dedi. Etkinlik sonunda Başhekim Prof. Dr. Sinan Zehir ve Kamu Hastaneleri Hizmet Başkanı Dr. İhsan Demirbaş, programa katılan çocuklarla birlikte pasta keserek günlerini kutladı.