GÜNDEM - 05 Eylül 2019 Perşembe 16:20

Tarihi eseri yıkarak yerine mezar yapan firmaya dava açıldı

A
A
A
Tarihi eseri yıkarak yerine mezar yapan firmaya dava açıldı

Eyüpsultan’da tarihi eser niteliğindeki binayı yıkarak yerine mezar yapıp vatandaşlara satan firma hakkında dava açıldı.

İstanbul Kültür Varlıklarını Korumu Kurulu tarafından 15 Ocak 1992 tarihinde tarihi eser bina yeri olarak tescillenen Eyüpsultan'da Kaşgari Dergahı'nın yanında bulunan alan, Türk Barter tarafından mezarlık yapıldı. Vatandaşlara yüksek fiyatla satılan ancak Anıtlar Kurulu tarafından tarihi alan olarak belirlenen bölgeye 7 Temmuz 2016 tarihinde Ramazan Akgün defnedildi.

Defin işleminden sonra mezar yeri satan firma, Anıtlar Kuruluna giderek tarihi eser statüsünü kaldırmak için başvuru yaptı. Anıtlar Kurulundan ise 2017 Mayıs ayında tarihi alan üzerine yapılan boş kabir yerlerinin yıkılması kararı çıktı. Bunun üzerine mezar yerlerini satan firma, o alana vefat eden Neriman Aydın'ın defnedilmesine izin verdi. Yıkım kararını bilen firmanın para kazanmak uğruna bu defne izin verdiği belirtildi.

Firma hakkında kamu davası açıldı

Tescilli tarihi eser alanına mezarlık yaparak satan firma hakkında ‘tarihi eser ve kültür varlıklarına muhalefet’ suçundan dava açıldı. Süreci sonuna kadar takip edeceklerini söyleyen Ramazan Akgün’ün damadı Aydın Arslancan, “2016 senesinde kayınpederim vefat etti. Bu yerden lütfettiler bize yer gösterdiler, biz de buraya gömdük. İlerleyen zaman içerisinde gördük ki tabii resmi kurumlara gidiyoruz. 35/5 üzerinde değil o kabir, 35/4 üzerinde. Yani tarihi eserin üzerine yapılmış kabirlerden yer verdiler. Yıkım kararı var. Anıtlar Yüksek Kurulunun 1’inci yıkım kararı 2016 senesinde. 2’nci yıkım kararı 2017 senesinde. Suç duyurusunda bulunuldu. Kamu davası açıldı. Biz de suç duyurusunda bulunduk. Bir dava da oradan açıldı ‘tarihi eser ve kültür varlıklarına muhalefetten.’ İkisi birleştirildi ve tek kamu davası olarak yürüyecek. Tarihi eserin bahçesine bunlar yaklaşık 30 tane mezar kondurmuşlar. Bir de bunları Türk Barter’a ait Osmanlı Vakfı üzerinden yapıyorlar ki hem Osmanlı adını kullanıyorlar hem de vakıf malı statüsünde milletin o yönde de duygularını kullanıyorlar” dedi.

“2013 senesinde 50 bin avroya almış”

Araştırmaları sonucu mezar yeri alan diğer mağdurlara ulaşan Arslancan, tapu diye verilen belgelerde birçok sahteciliğin olduğunu söyledi. Tapuda yazan paralarla firmanın aldığı paraların farklı olduğunu belirten Arslancan, “Almancı bir mağdur vatandaşımız 2013 senesinde 50 bin avroya almış. Ve Türk Barter’ın verdiği uyduruk mezar yeri tahsis belgesi. Türk Barter’ın bu Almancı vatandaşa verdiği tahsis belgesinde 74 numaralı kabir, o kişinin ismi yazıyor. Ne kaşe, ne imza var. Ben bilgisayardan hazırlar böyle bir şey basarım. Hiçbir yasal dayanağı olmayan bir belge. Bu kişiye verdikleri tapuda parsel numarası 5 yazıyor ama fiziksel olarak 4. Sahtecilik bir. Bedel olarak 500 TL yazıyor. Ben bu kişiyle telefonda konuştum. 50 bin avro verdim diyor 2013 senesinde. İki yanındaki kişi 172 bin lira verdim diyor. Onun da tapusuna baksanız 300-500 lira bir şey onda yazıyordur. Yani burada tarihi eserin bahçesinde tahta ev yanmış. Türk Barter o ev yanmadan önce mi aldı sonra mı emin değilim. Bir tarihi eserin üzerindeki ev yanıyorsa ve orada ticari faaliyetle ilgili bir başvuru varsa orada pis koku vardır” diye konuştu.

“Kaçak yapı üzerine yapılmaz dediğim için işten attılar”

O dönemde yaşananlara yakından şahitlik eden Türk Barter eski çalışanı Haldun Şengöz ise, “Burada iki bina vardı. Alttaki tarihi eser, buradakinin de tapusunu aldılar, bahçeli bir daire vardı. Onların ikisi yıkıldı bizim zamanımızda. Yıkıldı ve bu mezarlar yapıldı. Tam bu aşağısı da yapılıyordu Anıtlar Yüksek Kurulu durdurdu. Aynı şekilde aşağı doğru devam edecekti ama en sonunda bombaları patladı. O zamanlar şirketteydim ben. Peyderpey burada 60 binden 250-300 bin liraya kadar mezar satıldı. Şu anda kendi şirketlerine bile uğramıyorlar. Muhatap bulamıyorsun. Herhangi bir bağlantım yok. Bu yüzden işimden de oldum, işten attılar beni. Kaçak yapı üzerine yapılmaz dediğim için hemen beni ekarte ettiler” şeklinde konuştu.

Serdar Ünal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.