POLİTİKA - 27 Temmuz 2021 Salı 18:10

TBMM Başkanı Şentop, Azerbaycan-Pakistan-Türkiye Üçlü Parlamento Toplantısı'na katıldı

A
A
A
TBMM Başkanı Şentop, Azerbaycan-Pakistan-Türkiye Üçlü Parlamento Toplantısı'na katıldı

Azerbaycan-Pakistan-Türkiye Üçlü Parlamento Başkanları Birinci Toplantısı'na katılan Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Karabağ gibi Kıbrıs’ın da Türkiye’nin yarım asırlık milli ve asli meselesi olduğunu söyledi.

Azerbaycan-Pakistan-Türkiye Üçlü Parlamento Başkanları Birinci Toplantısı'na katılmak üzere Azerbaycan'ın başkenti Bakü’ye gelen TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Azerbaycan temasları sürüyor.
Şentop, Azerbaycan Milli Meclisi’nde gerçekleştirilen Azerbaycan-Pakistan-Türkiye Üçlü Parlamento Başkanları Birinci Toplantısı'na katıldı. Toplantıda Şentop’un yanı sıra Azerbaycan Milli Meclis Başkanı Sahibe Gafarova ve Pakistan Meclis Başkanı Asad Kaiser de yer aldı.

“Kendini ispat etmiş tutarlı ilişkiler olmasından gurur duyuyoruz”

Toplantıda konuşma yapan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasındaki köklü ilişkilerimizi dostluk ve kardeşlik paydasında tanımlıyoruz. Bu payda esasen tarihi, siyasi, beşeri ve kültürel bileşenlerden oluşan müşterek bir zemini ifade ediyor. Söz konusu zeminde geliştirdiğimiz müstesna ilişkilerimizin, zor zamanlarda ve milli davalarda sergilenen ortak bir anlayışla kendini ispat etmiş tutarlı ilişkiler olmasından gurur duyuyoruz. Halklarımızın saadet, keder ve kader algısının bir olmasının 21’inci asırda ne kadar nadir ve kıymetli bir his olduğunun da farkındayız. Ezelî ve ebedî dostlar olarak yüz yüze geldiğinde birbirine samimiyetle tebessüm eden halklarımızın, ülkelerimizin istikbali bakımından en büyük teminatımız olduğunu düşünüyoruz. Üç kardeş ülkenin Meclis başkanları olarak geçtiğimiz Haziran ayında Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi İkinci Genel Konferansı marjında İslamabad’da bir araya geldik ve istişarelerde bulunduk. Bugün ise üç ülkenin parlamento başkanları olarak yeni bir girişimi Bakü’de başlatmanın heyecanını yaşıyoruz” diye konuştu.

Mustafa Şentop, parlamentolar arası iş birliğini daha da zenginleştirecek somut projelere hayat vermesini temenni ettiklerini belirtti.

Azerbaycan’ın Karabağ’daki zaferine değinen Şentop, “Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev'in başkumandanlığındaki muzaffer Azerbaycan ordusunun Vatan Muharebesi esnasında, ülkelerimizin Azerbaycan’la birlik ve beraberliğini dünyaya gururla ilan etmiştik. Yan yana dalgalanan bayraklarımız, aramızdaki dayanışmanın şanlı sembolü olarak hafızalardaki yerini almıştır. Bu vesileyle, zafere giden yolda şehit olan 2 bin 906 kahramana Cenâb-ı Hak’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet, makamları ali olsun. Kardeş Azerbaycan halkına başsağlığı dileklerimi iletiyor, gazilerimizi minnetle anıyorum” dedi.

“Şuşa Beyannamesi’ni üçlü mekanizmamıza ışık tutacak önemli bir çerçeve metin olarak görüyoruz”

Uluslararası sistemde defalarca tecrübe edilen gerçekliğin siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel ilişkilerin ancak güvenli ve istikrarlı bir zeminde tekamül edebildiği olduğunu söyleyen Şentop, "Bir başka ifadeyle, ülkelerimizin ve bölgelerimizin güvenlik ve istikrarına yönelik tehditler küresel ölçekte dayanışma ve iş birliği ile bertaraf edilmeden, dünyada barış ve huzuru hâkim kılmak mümkün değildir. Bu itibarla, Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye olarak yakın coğrafyamızı ilgilendiren kronikleşmiş meselelerin çözümlenmesi için üzerimize düşen birçok mesuliyet olduğuna inanıyoruz. Siyasi meselelerin yanında savunma, ulaştırma, bölgesel bağlantılılık, ticaret, enerji, eğitim, turizm, bilgi ve iletişim teknolojileri sahalarındaki ortak faaliyetlerin de üçlü iş birliğimizin temel taşlarından olduğunu düşünüyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in imzaladıkları Şuşa Beyannamesi’ni bu bağlamda üçlü mekanizmamıza ışık tutacak önemli bir çerçeve metin olarak görüyoruz. Şuşa Beyannamesi’nde parlamentolar arası ilişkilerimizin geliştirilmesine vurgu yapılmasını memnuniyetle karşılıyoruz” şeklinde konuştu.

Bakü Beyannamesi’nde belirtilenlerin hayata geçirilebilmesi için parlamentolarda uygun kurumsal zeminin hazırlanması gerektiğini belirten Şentop, “Parlamento başkanları olarak aramızdaki samimi iletişimle bu süreci kolaylıkla tamamlayacağımıza ve üçlü mekanizmamızı süratle kurumsallaştıracağımıza inanıyorum. Ülkelerimiz özelinde siyasi ve stratejik olarak büyük önem arz eden mevzuların başında elbette ki müttefikimiz Azerbaycan’ın Ermenistan ile olan ilişkileri geliyor. Azerbaycan’ın muzaffer bir devlet olarak kapsamlı bir barış anlaşması imzalamak için Ermenistan’a yaptığı çağrıyı vakur bir açılım olarak değerlendiriyor ve bu süreçte muvaffakiyetler temenni ediyoruz” dedi.

“Azerbaycan'ın Ermenistan’a yaptığı çağrıyı önemli görüyoruz”

Ermenistan’ın Azerbaycan’ın yaptığı çağrısına iyi niyetli ve yapıcı bir anlayışla karşılık vermesinin yapabileceği en doğru hamle olacağına inandıklarını ifade eden Şentop, “Türkiye olarak, Ermenistan’ın söz konusu çağrıya iyi niyetli ve yapıcı bir anlayışla karşılık vermesinin yapabileceği en doğru hamle olacağına inanıyoruz. Savaşı kaybetmesine rağmen 20 Haziran seçimlerinden sonra yeniden seçilen Paşinyan’ın kendisinin imzaladığı belgelerin uygulanmasını hızlandırmasını ümit ediyoruz. Bu adımı samimiyetle atması halinde, Türkiye olarak aynı anlayışla karşılık vereceğimizi burada tekrar ifade etmek isterim. Bu süreç zarfında, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan’ın dayanışmasının barış isteyenleri cesaretlendireceğini ve süreci hızlandırabileceğini düşünüyoruz" diye konuştu.

"Karabağ gibi Kıbrıs da Türkiye’nin yarım asırlık milli ve asli meselesi"

Karabağ gibi Kıbrıs’ın da Türkiye’nin yarım asırlık milli ve asli meselesi olduğuna vurgu yapan Mustafa Şentop, “Elli seneden uzun bir süredir Kıbrıs meselesine çözüm bulunamamasının esas sebebi, Kıbrıs Rum tarafının hakimiyetçi zihniyeti ve Ada’nın eşit sahibi Kıbrıs Türkleriyle iktidarı ve refahı paylaşmak istememesidir. Kıbrıs Türk tarafı ise Cenevre’de egemen eşitliklerinin ve uluslararası eşit statülerinin tescil edilmesini, bilahare iki devlet arasında müzakerelerin başlamasını isteyerek Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine yazılı bir teklifte bulunmuştur. Kıbrıs Türk tarafı teklifini, Ada’daki iki devlet arasında iş birliği ilişkisi tesisi üzerine inşa etmiştir. Kıbrıs Türk tarafının söz konusu vizyonunun Kıbrıs’ta çözümü sağlayacağına, aynı zamanda da bölgesel barış ve istikrarı güçlendireceğine inanıyoruz ve bahse konu vizyonu destekliyoruz. Kıbrıs Türkünü senelerdir insanlık dışı ambargolara maruz bırakan statükonun değişmesini samimiyetle arzu ediyoruz. Uluslararası toplumdan da bu sürece destek vermesini, Kıbrıs Türk tarafının yeni teklifini önyargısız şekilde değerlendirmesini bekliyoruz. Bu çerçevede, Azerbaycan Millî Meclisi Dışişleri ve Parlamentolar Arası İlişkiler Komitesi Başkanı Sayın Samed Seyidov başkanlığındaki heyetin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı gibi anlamlı bir günde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ziyaret etmesini son derece önemli bulduğumuzu ifade etmek isterim. Bu temasların karşılıklı olarak artarak devam etmesi Kıbrıs Türk halkına haklı davasında kuvvet verecektir. Bu bağlamda, ambargo ve kısıtlamaların hafifletilmesine yönelik Azerbaycan tarafından atılacak adımları da önem atfediyoruz. Kardeş ülke Pakistan’ın da Kıbrıs Türkleriyle olan ve her zaman şükranla karşıladığımız dayanışmasının artarak devam edeceğine inanıyorum” dedi.

Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesinde Pakistan tarafından verilen desteğin Kıbrıs Türklerinin karşı karşıya bulundukları kısıtlamaların hafifletilmesi için son derece önemli olduğunu belirten Şentop, iki ülke meclisleri arasında gerçekleştirilecek karşılıklı temasların Kıbrıs Türk tarafının görüşlerinin ilk elden öğrenilmesi bakımından yararlı olacağını ve Kıbrıs Türkülerini memnun edeceğini belirtti.

"Türkiye’ye yönelik artan bir göç baskısı mevcut"

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Afganistan’daki istikrarsızlık ve güvenlik sorununa değinerek şu ifadeleri kullandı:

“Son olarak hepimizin dikkatle takip ettiği bir meseleye işaret etmek istiyorum. Afganistan’ın yeni bir iç savaşın eşiğine geldiğini endişeyle müşahede ediyoruz. Taliban özellikle kuzey ve batı vilayetlerinde saldırılarını yoğunlaştırdı ve sınır bölgelerini kontrolü altına aldı. Afgan ordusu da Taliban’ın saldırılarına karşı koymakta zorlanıyor ve askerlerin moralinin zayıfladığı anlaşılıyor. Sahada denge sağlanamadığı sürece anlamlı bir barış müzakeresinden bahsetmemiz mümkün görünmüyor. Afganistan’da artan istikrarsızlık ve kötüleşen güvenlik durumunun bölge ülkelerine çok boyutlu etkileri olacağını görebiliyoruz. Giderek kötüleşen güvenlik şartlarının tetiklediği, başta bölge ülkeleri olmak üzere, Türkiye’ye yönelik artan bir göç baskısı da mevcut. Bu tabloda Afganistan’ın dış dünyayla bağını sağlayan Kabil Havaalanı’nın açık kalmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Türkiye bu bağlamda bir sorumluluk üstlenmeye hazırlanıyor. Bu hususta Azerbaycanlı kardeşlerimizle de istişarelerimiz devam ediyor.”

Afganistan’da şiddetin bir an evvel son bulması vetarafların müzakere edilmiş siyasi bir çözümde uzlaşması gerektiğini söyleyen Şentop, “Ancak özellikle Taliban’ın, son dönemde sahada elde ettiği kazanımlar sebebiyle müzakere masasında maksimalist bir tutum takındığını takip ediyoruz. Arzumuz Taliban başta olmak üzere bütün tarafların, Afgan halkının huzur ve refahı için daha yapıcı bir tutum benimsemeleridir” diye konuştu.

Milli Meclis’in Genel Kurul salonunda düzenlenen toplantının sonunda "Bakü Beyannamesi"nin imza töreni düzenlendi. Sonrasında Şentop, meclis başkanları ve heyetlerle birlikte aile fotoğrafı çekimine katıldı.
TBMM Başkanı Şentop, Azerbaycan temasları kapsamında, 28 Temmuz’da Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile görüşecek, Türk iş adamları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya gelecek.
Şentop, 29 Temmuz’da Şuşa ve Fuzuli şehirlerini ziyaret ettikten sonra Azerbaycan’dan ayrılacak.

Kamil Nadirli
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısı AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu ve AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, 31 Mart’ta halka "Oyunuzu hizmet ve eser siyasetinden yana kullanın" çağrısında bulundular. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, seçim sürecinde Kütahya merkezde 58 bin haneye ziyaret gerçekleştirdiklerini ifade etti. Önsay, "Artık pazar günü sandığa gidiyoruz. Bir seçim kampanyası sürecinin daha sonuna geldik. Bu süreçte Kütahyalı hemşehrilerimize bizlere kapılarını açtığı için teşekkür ediyoruz. Hakikaten güzel bir kampanya süreci geçirdik. Tabii AK Parti seçimden seçime kampanya yapan bir parti değil, biz 28 Mayıs günü akşam Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla 31 Mart seçimleri için hazırlık yapmaya başladık. Bu süreçte, öncesinde henüz adayımız belli değilken ‘Mahallede gezek var’ programı ile 41 mahallemizde vatandaşlarımızla bir araya geldik. Dertlerini dinledik, taleplerini aldık. Sonraki süreçte 18 Ocak’ta Sayın Kamil Saraçoğlu adayımızın Cumhurbaşkanımız tarafından Kütahya AK Parti belediye başkan adayı gösterilmesinden sonra da yine sahada olmaya gayret ettik. Bu süreçte pek çok faaliyet yürüttük. ‘Mahalle Bizim Kütahya Bizim’ programımızı gerçekleştirdik. Yine 41 mahallemizde, mahallelerimizin sorunlarına hakim olduğumuzu, önceki ziyaretlerimizde o mahalleye dair beklentileri Başkanımız vatandaşlarımıza izah etti, projelerini anlattı. Bütün bu sürecin devamında yine son 10-15 günden beri Ramazan akşamlarını bir fırsat olarak görerek kapıları çalmaya devam ettik. Bütün bu süreçte toplam 58 bin hane ziyareti gerçekleştirdik. Bu tabi Kütahya için önemli bir sayı. 100 bin civarında seçmene ulaşabildiğimiz anlamına geliyor. 100 bin insana ulaşmak 58 bin kapıyı çalmak çok kolay bir süreç değil. Bu süreçte vekalet gösteren kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza Merkez ilçedeki arkadaşlarımıza, ana kademedeki yönetim kurulu arkadaşlarıma, herkese teşekkür ediyorum. Tabi sadece 150 kişilik teşkilatımız değil, bunun dışında gönüllü olarak yine bu faaliyetlerde bize destek olan tüm gönüldaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah hayırlısıyla pazar günü hep beraber sandıklara gidelim, reyimizi ortaya koyalım. Kütahya’mızın bundan sonraki 5 yılda ne olacağına hep birlikte karar verelim. AK Parti belediyecilik anlamında önemli bir marka. Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün bu hareketi 1994’ten itibaren belediyecilikle başlamış bir hareket ve hakikaten önemli başarılara imza atıldı. Biz son 5 yıldan beri AK Parti olmayan bir belediye ile yaşadık. Bunun neler getirdiğini hep beraber gördük. İnşallah 31 mart günü ben inanıyorum ki Kütahyalılar Sayın Cumhurbaşkanımıza bir vefa göstereceklerdir ve yine Ak Parti’ye Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kamil Saraçoğlu Başkanımıza destek vereceklerdir ve inşallah hep beraber bundan sonraki 2028 seçimlerine kadar Kütahya’da 3 vekilimizle, teşkilatımızla ve Belediye Başkanımız Kamil Saraçoğlu ile beraber şehrimizi büyütmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu. "Kütahyalılar demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip" AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu, 31 Mart’ta Kütahya’nın tekrar AK Belediyecilikle tanışacağını dile getirdi. Saraçoğlu, "Süreç Cumhurbaşkanımızın AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı olarak 18 Ocak’ta bizi ilan etmesiyle başladı. O günden bugüne yaklaşık 70 günlük bir süreyi geride bıraktık. 70 günlük süre boyunca biz hem hemşehrilerimizle bir araya geldik, esnaflarımızla bir araya geldik. Onları tek tek ziyaret ettik. Mahallelerimizde toplantılar gerçekleştirdik ve bu süre zarfında da biz geçmiş dönemde yaptığımız tüm projeleri halkımızla paylaştık ve yeni dönemde de hangi projeleri hayata geçireceğiz, hangi çalışmaları Kütahya’da yapacağız anlattık. Kütahya’yı daha iyi yerlere götürmenin gayreti içerisinde olacağımızın sözlerini verdik. Tabii ki geçmişte yaptığımız projelerimizi gelecekte yapacağımızın teminatı olarak gösterdik. Bu süreçte tüm hemşehrilerimize çok teşekkür ediyoruz. Artık seçim çalışmalarımızı noktalıyoruz. Bundan sonra 31 Mart’ta İnşallah tüm Kütahyalı seçmenlerimiz sandığa gidecek, biz susacağız onlar konuşacaklar ve tercihlerini gerçekleştirecekler. Tabi Kütahya halkı demokrasiye bağlı ve demokrasinin unsurlarını yerine getiren bir yapıya sahip. Geçmiş dönemde de belki Türkiye genelinde en yüksek seçime katılım oranları Kütahya’dadır. Bu dönemde de ben tüm seçmenlerimi özellikle AK Parti seçmenlerini sandığa davet ediyorum. Onlar da vatandaşlık görevlerini yapacak İnşallah 31 Mart’ta da biz tekrar AK Parti belediyeciliğini Kütahya Belediyesi’nde başlatmaya hemşehrilerimizle beraber hazır olduğumuzu dile getirmek istiyorum. Bir fetret dönemi yaşandı. Artık onun sonu geldi. İnşallah 31 Mart’ta sandıklar açılacak ve herkes bu çıkan sonuca razı olacak. Biz de hemşehrilerimizin kullanmış olduğu oyların başımızın üstünde yeri olduğunu beyan etmek istiyorum. İnşallah bu seçimi aldığımız andan itibaren de kollarımızı sıvayarak Kütahya halkına hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Seçimlerin hem Kütahya’mıza, hem ülkemize hem de İslam coğrafyasına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bu süre zarfı boyunca, tüm teşkilatımızla beraber il teşkilatımız, Merkez ilçe teşkilatımız, Kadın Kolları, Gençlik Kollarıyla, Belediye Meclis üyelerimizle beraber, çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmadık ve bu nokta itibarıyla da tüm hemşehrilerimizle kucaklaşma imkanı bulduk. İnşallah seçimler hayırlı uğurlu olsun diyorum" ifadelerini kullandı. "31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli" AK Parti Kütahya İl Genel Meclisi Adayı Muhterem Kılıç, AK Parti’nin 22 yılda yaptıklarının bundan sonra da yapacaklarının teminatı olduğunu belirtti. Kılıç, "Adaylık süreci 2 aya yakın bir süre önce belli oldu. Biz bu adaylık sürecinden beri merkez köylerimizin hemen hemen tamamını gezdik, vatandaşlarımızla hasbihal ettik, taleplerini aldık, beraber istişareler yaptık. Köylerimize yol, su, altyapı hizmetleri konusunda neler yapılabilir, yerinde gördük, gezdik, notlarımızı aldık. Tabi, malum iki gün kaldı seçimlere. 31 Mart pazar günü, sadece bu yerel seçim olarak görülmemeli, bu seçimde belediye başkanı, belediye meclisi, il genel meclisi, muhtar ve ihtiyar heyetini seçeceğiz ama sadece bu şekilde bir seçim olarak görülmemeli. Bu yaşadığımız bölgenin ve Türkiye’mizin önümüzdeki 5 yılını kapsayacak bir geleceğimizin oylamasıdır. Geçen yıl da milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerimizi yaptık. Bu seçim daha da önem arz ediyor çünkü 5 yıl bir seçimsizlik süreci olacak ve AK Parti’mizin 22 yılda yaptığı hizmetlerin artık doruk noktasında yapılabilecek olan hizmetleri yapmamız için vatandaşımızın oylarını daha dikkatli kullanmalarını ve küçük bazı olumsuzluklara bakarak kanmamalarını dolayısıyla AK Parti’yi oylarıyla ve dualarıyla desteklemelerini talep ediyoruz. İnşallah önümüzdeki süreçte yapılması gereken, eksik kalan hizmetleri son derece gayretli bir şekilde yapacağız çünkü AK Parti’nin 22 yılda yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır ve bu şekilde bir çalışma gerçekleştireceğiz" şeklinde konuştu.
Kütahya Bakan Özhaseki: "Deprem bölgesinde evleri teslim ediyoruz" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya’da AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu’nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhakesi, deprem bölgesinde halen 300 binden fazla konut inşaatının devam ettiğini ifade etti. Özhaseki, "Son 6 Şubat’ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. 850 bin bağımsız birim. Dile kolay. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Olsun Cumhurbaşkanımızın talimatı, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" dedi. "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere" Bakan Özhaseki, konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu’da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul’da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" diye konuştu.