GÜNDEM - 21 Temmuz 2014 Pazartesi 09:58

Tehlikenin adı bonzai

A
A
A
Tehlikenin adı bonzai

AMATEM Kliniği Uzman Doktor Elif Mutlu kullanımı sonucu birçok hastalığa ve ölüme sebep olan Bonzai nedeniyle son bir ayda kliniğe 6 bin kişinin tedavi olmak için başvuruda bulunduğunu açıkladı.

Psikiyatri çalışanları dışında genel hastanelerin acil servislerinde bonzai kullanıcılarıyla çeşitli zorlukların da yaşandığını öne süren Mutlu, “Psikiyatri çalışanları dışında genel hastanelerin acil servislerin de hatta bazen aile hekimleri de bonzai kullanıcılarıyla ve son derece zor durumlar ile karşılaşabiliyor. Aslında bunun için araştırmaların biraz ilerlemesi ve bizim aramızda bir protokol oluşturmamız gerekiyor” çağrısında bulundu.

Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi AMATEM Kliniği bonzai maddesinin kullanımına ilişkin ve tedavi olmak amacıyla başvuruda bulunanları rakamlarla değerlendirdi. Klinikte görevli Uzman Psikiyatrist Elif Mutlu Türkiye de 2009 yılından beri karşılaşılan bonzainin özellikle 18 ve 30 yaş arasında daha yoğun kullanıldığını madde kullanım yaşının da 13-14 yaş grubuna kadar düştüğünü belirtti.

SON 2 YILDA ARTIŞ YAŞANDI
Araştırmalara göre son iki yılda Bonzai kullanıcı sayısında artış yaşandığını söyleyen Psikiyatrist Mutlu konu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bizim gözlemimizde Bonzai kullanımının toplumda daha fazla yaygınlaştığı yönünün de 2009 yılından beri biz bu madde kullanıcılar ile karşılaşıyoruz. Ancak son 2 yılda çok fazla bir artış olduğunu gözlemliyoruz bize başvuran hastaların içinde Bonzaiyi bırakmak için başvuran hastalarımız da var. Bu metobilitleri sıradan testlerle tespit etmemiz çok kolay değildi. İdrar testlerin de ya da vücut sıvılarından yapılan doku testlerin de çok kolay saptanamaması kullanımın artmasına yol açtı diye biliriz. Bizim ülkemiz de 2011 yılında yasaklandı. 2011’e kadar internetten ya da çeşitli şekillerde temin edilebiliyordu. Ve bir şekilde madde kullanıcılar arasında şöhret edildi. Dolayısıyla yasal uygulamaların biraz gecikmesi maddenin yaygınlaşmasında etkili oldu.”

EN ÇOK KULLANICI İSTANBUL’DA
Türkiye’de Bonzai kullanımını il bazında değerlendiren Psikiyatrist Mutlu ilk sırada İstanbul’un yer aldığını açıklayarak, “ İstanbul bütün maddeler için aslında araştırmalarda kullanım yerinin, en yüksek olduğu yer gibi gözüküyor. Bizim gözlemimizde bu yönde. Hastalarımızın çoğu zaten İstanbul’dan geliyor. Son bir ay içinde bizim taramalarla ve üzerinde araştırma yaptığımız 6 bin kadar hastamız var” diye konuştu.

FARKLI BRANŞLARLA PROTOKOL YAPILMALI
Şiddetli bağımlılık etkisi olan Bonzai kullanımının kalp, böbrek, karaciğer gibi birçok organ üzerinde zararı olduğunu ifade eden Mutlu konuşmasına şu sözler ile devam etti;“ Bonzai yüksek derecede bağımlılık yapıcı bir madde. Aynı zamanda vücut üzerine son derece toksit etkileri var. Bonzai kullanımına bağlı, kalp krizi, kalp yetmezliği, bir takım dolaşım problemleri, böbrek yetmezliği hatta Bonzaiye ilişkilendirilen ölüm vakalarından haberdarız. Bunun dışında biz şizofreniye benzer bir takım psikoz tablolarıyla karşılaşıyoruz. Üstelik bu bazen kalıcı hale gelebiliyor. Çok ciddi dehşetler, panikler, saldırganlık hatta intihara götürecek kadar etkili sıkıntılar görüyoruz. Bonzai kullanan bir kişinin madde kullandığı sıra da karar verme mekanizması gerçeği değerlendirme yetisi büyük ölçüde ortadan kalkıyor. Psikiyatri çalışanları dışında genel hastanelerin acil servislerin de hatta bazen aile hekimleri de bonzai kullanıcılarıyla ve son derece zor durumlar ile karşılaşabiliyor. Aslında bunun için araştırmaların biraz ilerlemesi ve bizim aramızda bir protokol oluşturmamız gerekiyor çünkü bonzai çok yönlü etkili olan bir madde. Farklı branş çalışanları olarak aslında bizim birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var” dedi.

BONZAİ NEDİR?
Uyuşturucu madde kullanım yaşının gün geçtikçe düşmesi akıllara ‘neden insanlar madde kullanmaya yönelir?’ sorusuna ise Psikiyatrist Mutlu şu sözlerle yanıt verdi: “Yeni bir madde denemek olabilir, kullandığı maddeyi temin edememek olabilir ya da kullandığı yeni şeyin ne olduğunu bilememek de madde kullanım nedeni arasında sıralanabilir.”

Bitkilerin üzerine püskürtülerek bitkisel bir ürün olarak satılan Bonzai laboratuvarda sentezlenerek elde edilen kimyasal maddelerden oluştuğunu açıklayan Mutlu; “Bonzai denen madde gurubu aslında tek bir madde değil. Muhtemelen 20 den fazla sentetik çeşidi var ve bunların hepsinin farklı etkileri olduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı. 

ALEV HAMİTOĞULLARI

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Özgür Mumcu Nilüfer’de okurlarıyla buluştu Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği "Koza Buluşmaları" söyleşilerinin konuğu olan ünlü yazar Dr. Özgür Mumcu, son romanı "Dünyalılar" üzerinden çağımızın toplumsal meselelerini ele aldı. Nilüfer Belediyesi’nin düzenlediği Koza Buluşmaları’nın son konuğu, çağdaş Türk edebiyatının önemli isimlerinden Dr. Özgür Mumcu oldu. Koza Kütüphane’de gerçekleşen ve Hakan Akdoğan’ın moderatörlüğünü yaptığı "Yalnızlık, İletişim, Temas: İnsanlık Ne Kadar Hazır?" başlıklı söyleşi, sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Etkinliği Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in eşi Nuray Özdemir de takip etti. Söyleşide son romanı "Dünyalılar" üzerinden insanlığın içinden geçtiği dönüşüm sürecini değerlendiren Mumcu, uzaylıların aslında bir metafor olarak kullanıldığını belirtti. Yazar, romanında uzaylıları toplumsal fay hatlarını görünür kılmak için bir araç olarak kullandığını ifade ederek, "Uzaylılar gelirse ne yapardık, ne kadar hazırız buna diye düşündüm. Gramsci’nin 1930’larda söylediği gibi geçiş dönemlerindeyiz. Ölmekte olan ölemiyor, doğmakta olan doğamıyor. Şimdi canavarlar zamanı" dedi. Mumcu, romanında önemli yer tutan bio-akustik alanından ve hayvanların ses ile iletişiminden bahsetti. Yunusların ve balinaların iletişim yöntemlerinden etkilendiğini belirten yazar, "Ya uzaylılar gelir ve hayvanlarla konuşursa, bizle hiçbir irtibat kurmak istemezlerse diye düşündüm. Yapay zeka teknolojisiyle birlikte bu alanda büyük gelişmeler yaşanıyor. Bio-akustik bize evren ve dünyamızla ilgili birçok kapıyı aralayacak gibi görünüyor" diye konuştu. Sosyal medya ve dijitalleşmenin oluşturduğu sorunlara da değinen Mumcu, herkesin cebinde farklı bir dünya taşıdığını ve ortak gerçeklik duygusunun kaybolduğunu vurguladı. "Algoritma meselesi başlı başına acayip bir hadise. Hepimizin telefonunda başka bir dünya var. Bu da ortak gerçeklik duygumuzu aldı. Herkes orada başka bir dünya yaşadığı için kutuplaşıyor. Ana akım medya kalmadığı zaman hangi ortak gerçekler üzerine konuşacağız?" diyerek dijital çağın oluşturduğu paradoksa dikkat çekti. Yazar, sosyal medyadan uzak durmanın artık bir lüks haline geldiğini belirterek, "Bu dönemde yalnız başına, dağda yaşamak istiyorsan zengin olman gerekiyor. Eskiden tam tersiydi, insanlar oradan şehirlere kaçmaya çalışıyordu ama şimdi şehirlerden kaçalım, internete ihtiyacımız olmasın deniliyor" ifadelerini kullandı. Yazım tekniği hakkında da konuşan Mumcu, ironinin sinizme dönüşmemesi gerektiğini vurguladı. Mumcu, "İroniyi çok fazla devam ettirirseniz o sinizme gidiyor. O zaman da her şeyi boş verelim, bu dünyanın bir anlamı yok, zaten her şeye dalga geçelim gibi nihilizme doğru hızla ilerleme ihtimali var. Hele dünyanın ve Türkiye’nin bu zor durumunda insanın kolaylıkla düşebileceği bir tuzak sinizm" dedi. Romanlarını katmanlı yazmaya özen gösterdiğini belirten yazar, 16-17 yaşında bir gencin de kitabı başından sonuna zevkle okuyabilmesini önemsediğini ifade etti. Söyleşinin sonunda umut mesajı veren Mumcu, insanların hem korku hem de şefkat duygularını aynı anda yaşayabildiğini, bunun doğal olduğunu belirterek, "Bazen şefkat duyuyoruz, bazen korkuyoruz. İnsan böyle bir tür. Temel nokta, ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olmamız ve öncelikle daha iyimser tarafı ön plana çıkarmamız. Çok umutsuz bir dönemden geçiyoruz ama umudu bırakmamak gerektiğini düşünüyorum" dedi. Söyleşinin sonunda katılımcıların sorularını da yanıtlayan Özgür Mumcu’ya, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir’in eşi Nuray Özdemir günün anısına hediye verdi. Mumcu, etkinliğin sonunda son romanı "Dünyalılar"ı okurları için imzaladı.
Bursa Rıfat Ilgaz’ın Öksüz Civciv’i çocukların karikatürlerinde hayat buldu ’Yılın Yazarı Rıfat Ilgaz’ etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen Karikatür Atölyesi sergisi açıldı. Konak Kültürevi’nde açılan sergide, çocukların Öksüz Civciv öyküsünden esinlenerek çizdikleri 51 karikatür eser 12 Kasım’a kadar ziyaret edilebilecek. Nilüfer Belediyesi’nin ’2025 Yılının Yazarı Rıfat Ilgaz’ etkinlikleri kapsamında düzenlediği Karikatür Atölyesi Sergisi, Konak Kültürevi’nde açıldı. Serginin açılışına Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Okan Şahin de katıldı. Mart ayında Mehmet Kahraman eğitmenliğinde başlayan atölyede 48 çocuk eğitim aldı. Çocuklar önce Rıfat Ilgaz’ın "Öksüz Civciv" isimli öykü kitabını okudu, ardından da bu öyküyü kendi hayal dünyalarında yorumlayarak çizimlerine aktardı. Atölye sonunda ortaya 51 karikatür eseri çıktı. Serginin açılışında konuşan Başkan Yardımcısı Okan Şahin, Nilüfer’in kültürün, sanatın ve sporun başkenti olduğunu vurguladı. Gençler, çocuklar, kadınlar ve dezavantajlı grupların öncelikleri olduğunu belirten Şahin, "Yılın Yazarı etkinliği bizim için çok kıymetli. Bu etkinlikler yıl boyunca sürüyor. Bu etkinlik kapsamında çocuklarla bir arada olmak bizim için mutluluk. Bu atölyeye katılan ve eser sunan tüm çocuklarımıza, emeği geçen kıymetli hocamıza ve ailelere teşekkür ediyorum" dedi. Eğitmen Mehmet Kahraman ise Yılın Yazarı Karikatür Atölyesi Sergisi’nin geleneksel bir hale geldiğini söyledi. Kahraman, "Her yıl çocuklarla birlikte yılın yazarı ile ilgili karikatürler çiziyoruz. Çocuklara kitap veriyoruz ve onlar da bu kitapları okuyarak, sonrasında ortaya çok güzel eserler çıkarıyorlar" diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından Okan Şahin, katkıları için Mehmet Kahraman’a hediye verdi. Etkinlikte çocuklara sertifikaları dağıtıldı. Şahin, sergiyi gezerek çocukların karikatürlerini de inceledi. ’2025 Yılının Yazarı Rıfat Ilgaz: Karikatür Atölyesi Sergisi’ 12 Kasım tarihine kadar Konak Kültürevi’nde ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.
Ağrı Bakan Kacır: "Türkiye, teknolojiyle kalkınan bir ülke haline geliyor" Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde muazzam bir kalkınma yolculuğu sürdürdüğünü belirterek, "Türkiye artık büyük bir üretim gücü, büyük bir sanayi ülkesi haline geldi" dedi. Ağrı’da AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katılan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen programda konuştu. Kacır, Türkiye’nin son 23 yılda büyük bir dönüşüm yaşadığını belirterek, "Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde muazzam bir kalkınma yolculuğunu hayata geçiriyor. Allah’a hamdolsun, 23 yıldır AK Parti iktidarları olarak milletimize ve ülkemize asırlık eserler, hizmetler, projeler kazandırdık" dedi. "Türkiye sanayi ve teknolojide Avrupa’nın zirvesinde" "Başkalarının hayal bile edemeyeceği pek çok başarıya milletimizle birlikte imza atmak bizlere nasip oldu" diyen Kacır, ulaşımdan sağlığa, eğitimden gençliğe, kültürden turizme kadar her alanda Türkiye’nin yeni bir kalkınma seferberliği başlattığını ifade ederek, "Biz iktidara geldiğimizde organize sanayi bölgelerinin sayısı 192 idi. Bugün 372 OSB’miz var. O dönem OSB’lerde 11 bin fabrika üretimdeydi, bugün 60 bin fabrikanın bacası tütüyor. 415 bin kardeşimiz OSB’lerde çalışıyordu, şimdi 2 milyon 700 bin kişi istihdam ediliyor. Demir-çelik, beyaz eşya, ticari araç, düz cam ve güneş paneli üretiminde Avrupa’da bir numarayız. Askeri insansız hava araçlarında ise yalnızca Avrupa’da değil, artık dünyada da bir numarayız" ifadelerine yer verdi. Bakan Kacır, elde edilen tüm başarıların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güçlü liderliği sayesinde mümkün olduğunu belirterek, "Bu süreçte teknolojik kabiliyetlerimizi geliştirdik, üretim gücümüzü artırdık. Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ, Şakir Zümre ve Kayseri’de kurulan TOMTAŞ uçak fabrikası gibi birçok öncü girişim ne yazık ki hak ettiği değeri göremedi, AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesi ve Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin başına geçmesiyle birlikte ülkemiz yeniden özgüven kazandı. Türkiye Cumhuriyeti, kendi evlatlarının alın teriyle, akıl teriyle geliştirdiği her bir esere en güçlü şekilde sahip çıktı" dedi.