EĞİTİM - 20 Ağustos 2015 Perşembe 09:33

Teknoloji desteği ile eğitimde fırsat eşitliği dönemi

A
A
A
Teknoloji desteği ile eğitimde fırsat eşitliği dönemi

Bu yıl “Geleceğin Eğitimini Tasarlıyoruz” temasıyla düzenlenen 25. Uğur Okulları Kurucular Toplantısı gerçekleşti. Toplantının içeriği ve yeni eğitim öğretim sezonunda yapılacak projeler hakkında konuşan Enver Yücel önümüzdeki eğitim öğretim yılında ‘’Uğur Raunt’’ adıyla yeni bir ürün ortaya çıkaracaklarını ve bu ürünün eğitimde fırsat eşitliğini sağlama yolunda önemli bir adım olacağını dile getirdi.

 Bu yıl “Geleceğin Eğitimini Tasarlıyoruz” temasıyla düzenlenen 25. Uğur Okulları Kurucular Toplantısı, Türkiye genelindeki 125 okulun kurucu ve temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti. Oldukça yoğun bir gündemden oluşan toplantıda Uğur Okulları’nın yenilikçi ve kariyer odaklı eğitim sisteminin geleceği ve Türkiye’deki eğitim anlayışını yeniden düzenleyecek yeni atılımlar konuşuldu. Toplantının içeriği ve yeni eğitim öğretim sezonunda yapılacak projeler üzerine konuşan Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel önümüzdeki eğitim öğretim yılında ‘’Uğur Raunt’’ adıyla yeni bir ürün ortaya çıkaracaklarını ve bu ürünün eğitimde fırsat eşitliğini sağlama yolunda önemli bir adım olacağını dile getirdi. Uğur Raunt’un dünyanın eğitim teknolojisi içeriği anlamında en iyisi olacağını belirten Yücel, ‘’Bu ürünü ilk kez burada açıklıyorum. Uğur Raunt ile öğrencinin yapamadığı, öğrenemediği konuları teşhis ederek tedavi yöntemlerinin neler olabileceğini bilimsel verilerle değerlendiren, uzaktan öğretim yapan teknoloji içerikli bir ürün elde edeceğiz’’ dedi ve bu ürünü gerek Uğur Okulları’na gerek başka okullara giden her öğrencinin rahatlıkla alabileceğine dikkat çekti.

48 SENELİK TECRÜBE
Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları için yeni bir miladın başladığını söyleyen Enver Yücel, 48 yıl önce Uğur Dershaneleri ile eğitim öğretim hayatına başlayan kurumlarının bugün kolejleri ve üniversitesiyle büyük bir eğitim grubu haline geldiğini belirtti. Yasal çerçevelerden dolayı bu sene Uğur Dershaneleri’nin dönüşümünün başlangıç yılı olduğunu dile getiren Yücel, ‘’Bu yıl, Uğur Okulları’na adım atmamızın ilk yılı olacak. Anaokulundan üniversiteye kadar uzanan bir eğitim öğretim oluşumunun temellerini atıyoruz’’ dedi.

‘BUGÜNÜN DEĞİL GELECEĞİN OKULLARI’
Uğur Okulları’nın sadece maddi kaynaklara öncelik veren bir kurum olmaktan ziyade öncelikli olarak Türkiye’nin sorunlarına eğilen sevgi, barış, huzur, güvenlik dolu ve gelişime kalkınmaya alt yapı oluşturacak yarının beşeri sermayesini üreten okullar olacağını dile getiren Enver Yücel, ‘’Bu okullar bugünün değil geleceğin okulları olacaktır’’ diye konuştu. ‘’Biz, iletişim becerileri, yaşam kültürü, fen, teknoloji, matematik ve bunun yanına sanatı da katarak Türkiye’nin gurur duyabileceği bir okullar zinciri oluşturmaya çalışacağız’’ diyen Yücel, bu okulları ülkenin belli bölgelerinde değil her tarafında açmaya çalıştıklarına dikkat çekti. Hedeflerinin Türkiye’de okumak isteyen her öğrenciye ulaşmak olduğunun altını çizen Yücel, ‘’Köylere kadar gidip bu öğrencileri bulacağız. Geleceğin Türkiye’sini inşa ederken ona en büyük değeri katan sermayeyi biz üretmiş olacağız’’ diyerek sözlerini noktaladı.

’ÖNCELİKLE YABANCI DİL EĞİTİMİNE ÖNEM VERECEĞİZ’
Toplantıda konuşmasını yapan Uğur Eğitim Kurumları Genel Müdürü Lokman Durak Türkiye genelindeki 125 okullarında öncelikle iyi insan yetiştirmeyi amaçladıklarını vurguladı. ‘’Hukukun üstünlüğünü savunan, dünya vatandaşı olan, iyi yabancı dil bilen donanımlı insanlar yetiştirmek amacıyla yola çıktık. Okullarımızda öncelikle 5. Sınıftan itibaren ağırlıklı yabancı dil eğitimine önem vereceğiz. Bunu desteklemek adına öğrencilimize yaz aylarında Washington ve Toronto’daki okullarımızda ücretsiz yabancı dil eğitimi vermeye başladık’’ dedi.
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Dışişleri Bakanlığından ’4 milyon liralık araç lastiği alımı’ başlıklı haberlerle ilgili açıklama Dışişleri Bakanlığı, çeşitli basın organlarında yer alan "4 milyon liralık araç lastiği" alımı ile ilgili haberlerin doğruyu yansıtmadığını, eksik ve kasıtlı olduğunu açıkladı. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Bugün çeşitli yayın organlarında ’Dışişleri Bakanlığı’nın altı lüks aracına 4 milyonluk kışlık lastik alındı’, ’Dışişleri Bakanlığı Kamuda Tasarruf Genelgesi’ni dinlemedi: Araçlara 4 milyon liralık lastik’ gibi başlıklarla eksik ve kasıtlı haberlerin yapıldığı görülmüştür. Geçmişte diplomatlarımızı hedef almış olan terör tehdidine karşı personelimizi korumak ve savaş bölgeleriyle çatışma alanlarındaki görevlilerimizin güvenliğini sağlamak amacıyla özel donanımlı (zırhlı) araçlar kullanılabilmektedir. Bu tip araçların lastiklerinin de belirli standartları karşılama zorunluluğu bulunmaktadır. Bu çerçevede 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 19’uncu maddesi gereği ’Bakanlığımız Hizmetlerinde Kullanılan Zırhlı ve Diğer Taşıtlar için Lastik Alımı İhalesi’ başlığıyla çoğunluğu zırhlı olan lastiklerin temini için açık ihale gerçekleştirilmiştir. Bakanlığımızın ihtiyaçları doğrultusunda açık ve şeffaf bir ihale süreci sonunda gerçekleştirilen bu alım, haberde iddia edilenin aksine güvenlik boyutu olması nedeniyle Tasarruf Genelgesi’nin kapsamı dışındadır" ifadelerine yer verildi.
Denizli Bakan Tunç: "Bazı kararlar özelinde yapılan eleştiriler yargımızın temelini yıpratır, müsaade etmeyiz" Denizli Bölge Adliye Mahkemesi, Adli Tıp Grup Başkanlığı ve Adalet Sarayı Ek Hizmet Binaları açılış törenine katılan Adalet Bakanı Tunç, "Bazı kararlardan yola çıkarak yılda verilen 12 milyon kararı göz ardı ederek, fedakarca çalışan 180 bin yargı çalışanımıza yapılan ağır eleştiriler maalesef üzücü ve yargımızın temelini yıpratıcı olur ama biz buna müsaade etmeyiz. Biz hatalı kararları en aza indirmeye devam edeceğiz" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Denizli Bölge Adliye Mahkemesi, Adli Tıp Grup Başkanlığı ve Adalet Sarayı Ek Hizmet Binaları açılış törenine katıldı. Bölge Adliye Mahkemesi önünde gerçekleşen programda konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bölge Adliye Mahkemesinin Denizli’nin yanı sıra Muğla ve Uşak illerine de hizmet edeceğini söyledi. 2 yıldır süren yapım çalışmaları neticesinde bu yılki adli yıla yetiştirdiklerini ifade eden Bakan Tunç, binanın Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu dile getirerek kalıcı bir bina yapılması için yatırım çalışmaları olduğunu vurguladı. Bölge Adliye Mahkemesi haricinde hizmete alınan Adli Tıp Grup Başkanlığı ve Adliye Sarayı Ek Hizmet Binası hakkında konuşan Bakan Tunç, “Adli Tıp önemli bir kurumumuz. 2 asırdan bu yana hizmet veren bir kurumumuz. Her geçen günde kapasitesini artırarak devam ediyor. Özelikle adli alanda delilerin ulaşılması, maddi gerçeğin ortaya çıkartılması gibi konularda Adli Tıp çok önemli. 2002’de 25 ilde Adli Tıp hizmeti verilirken bugün 81 vilayetimizde Adli Tıp hizmet vermekte. Adli Tıplarda en son teknoloji sistemler kullanmaktayız. Adli Tıp Kurumumuzda yaklaşık 700 uzman personel görev yapmakta. Bir diğer yatırımımız Adalet Sarayı Ek Hizmet Binamız. 2004 yılında Denizli’ye 20 bin metrekarelik yeni adalet binası yapmıştık. Şimdi 12 bin metre karelik yeni bir ek hizmet binasıyla yargı hizmetlerinin daha kaliteli daha hızlı ve son sitem teknolojilerle vatandaşların hizmet almasını sağlayacak" dedi. "Demokrasimizi güçlendiren bir yönetim sistemine geçtik" Anayasa’da gerçekleşen değişiklikler hakkında açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Tunç, hukuk devletini güçlendiren önemli adımlar attıklarını kaydetti. Kadın ve çocukların korunması amacıyla uygulamalar gerçekleştirdiklerini ifade eden Adalet Bakanı Tunç, asıl görevin ailelere düştüğünü vurguladı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı tarafından çocukların korunması ile ilgili birçok alanda düzenlemeler yapıldığını ifade eden Bakan Tunç, istenmeyen olayların da can yaktığını, yürek yakan olayları da üzülerek öğrendiklerini belirtti. İdarenin yasaları uygulamak için büyük çaba içerisinde olduğunu ancak ailelerin bilinçlendirilmesi ve çocuk istismarına karşı toplum daha da duyarlı olmasının şart olduğunu ifade etti. Anayasada önemli değişiklikler yaptıklarını dile getiren Bakan Tunç, “Özel hayatın korunması çok önemlidir dedik ve bunu Kişisel Verileri Koruma Kanunu olarak hayata geçirdik. Anayasamızda demokratik olmayan durumlar vardı, bunları ayıkladık. Anayasamızda sıkıyönetimle ilgili bütün maddeleri çıkarttık. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı. Böyle maddeleri anayasamızdan ayıkladık. Demokrasimizi güçlendiren bir yönetim sistemine geçtik. Toplumun tüm kesimlerine içerisine alan bir anayasa ile yolumuzu devam ediyoruz. Cumhuriyetimizin yüzyılında milletimize olan borcumuzu yerimize getirmemiz lazım. Tarafsız ve bağımsız yargımızın adaleti tecelli edebilmesi için başta Anayasa ile toplumun her türlü sorusuna cevap vermesi gerekir" şeklinde konuştu. Bakan Tunç, adalet sistemine yönelik eleştirilere cevap verdi 2002 yılında 66 olan adliye sayısının bugün 400’e yaklaştığını ve 6 milyon metrekareye ulaştığını belirten Bakan Tunç, 22 yıldır güvenilir adalete önem verdiklerini söyledi. 1 yıl içerisinde 12 milyon karar verildiğini belirten Bakan Tunç, gece gündüz emek verdiklerini ifade etti. Adalet sistemine yönelik eleştirilere cevap veren Adalet Bakanı Tunç, “Bazı insanlar ‘Adalet böyle, şöyle’ tarzında eleştiri yapıyorlar. Evet, yargı kararları eleştirilebilir ve bu eleştiriler daha kaliteli bir kararın oluşmasını sebep olur. Ama diğer türlü olan eleştireler de zaten verilen kararlar değiştirilebilir ve süreç devam etmektedir. Ama bazı kararlardan yola çıkarak yılda verilen 12 milyon kararı göz ardı ederek ve fedakarca çalışan 180 bin yargı çalışanımıza ağır eleştiriler maalesef üzücü ve yargımızın temelini yıpratıcı olur ama biz buna müsaade etmeyiz. Biz hatalı kararları en aza indirmeye devam edeceğiz” dedi. Hakim ve savcı adaylığında yeni sistem Vatandaşların yargı hizmetlerinde en kaliteli hizmeti alabilmelerinin yolunu açacaklarını ifade eden Adalet Bakanı Tunç, dijital adalette en önde olduklarını söyledi. Yapay zeka da kullanılarak teknolojinin tüm imkanlarından faydalanıldığını dile getiren Bakan Tunç, yeni mezunların kalitesini artırmak için tüm çabayı gösterdiklerini söyledi. Hakim ve savcı adaylığında yeni sistemi de açıklayan Bakan Tunç, “Hakim ve savcı adaylığı eğitimi bu Pazartesi günü açılış programıyla birlikte başlayacak. Hakim ve savcı adaylığı 2 yıl sürüyordu, bu yıl 3 yıl sürecek. Tecrübeli hakim ve savcıların ara sınavda toplam 70’i geçer ise bu kardeşlerimizi mesleğe kabul edilebilecekler. Sonrasında mesleği kabul edildikten sonrasında da kapasiteyi güçlendirerek devam ediyoruz. Özellikle denetim konusunu önem vererek daha güçlü hale getirmemenin gayreti içerisindeyiz” dile getirdi. Bakan Tunç, Denizli’ye müjdelerini arka arkaya sıraladı Denizli’ye yeni yatırım müjdeleri de veren Adalet Bakanı Tunç, 5 Eylül’de 5 bin 349 metrekare alana sahip Çivril Adalet Binasının proje ihalesinin gerçekleştiğini duyurdu. 2025 yılında kapasitelerini artırmayı hedeflediklerini söyleyen Bakan Tunç, Buldan, Çal ve Sarayköy ilçelerinin adliye binalarının yatırım planlamasına alındığını belirtti. Denizli’deki hakim ve savcılarının konut ihtiyaçlarına ilişkin Emlak Konuttan 42 daire satın aldıkları müjdesini veren Bakan Tunç, bu daireleri yargı mensuplarına verdiklerini ifade etti. 2016 yılından itibaren istinafa milyonlarca dosya geldiğini belirten Adalet Bakanı Tunç, “Bazı illerimizde bazı dava konularının daha da çok yoğunlaştığını görüyoruz. Bu durumda da gerekli tedbirleri almaya başladık. Bu konuda heyetler oluşturmaya başladık. Oradaki yargı süreçlerinin daha kısa süreceği için elimizden geleni yapacağız. Gerekli yerlerde yeni mahkemeler kuruyoruz. Amacımız yargı süreçleri uzamaması o yüzden her noktada ilave mahkemeler için çaba gösteriyoruz. Böylece vatandaşlarımız yargıdan en kaliteli şekilde yararlanacaklar. 2024 ile 2028 yıllarına kapsayacak olan reform belgemizde avukatlarımız, yargıçlarımız mevzuatta yapılması gereken değişikleri yapmak istiyoruz. ‘İyi ki bu değişiklik yapılıyor’ diyeceğiniz bir değişiklik için elimizden geleni yapıyoruz ve yapacağız” şeklinde konuştu. Programa; Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Önder Yeniçeri, Adli Tıp Grup Başkanı Dr. Hızır Aslıyüksek, Denizli milletvekilleri, hakim, savcı ve avukatlar katıldı.
İzmir LOGISTECH’te lojistik sektörü ve geleceği konuşuldu İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde İZFAŞ tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen LOGISTECH-Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı, Fuar İzmir’de ziyaretçilerini ağırlıyor. Fuar kapsamında düzenlenen Başkanlar Oturumu’nda Türkiye’nin lojistik performansını ve aktarma merkezi olma gücünü artırması için lojistik altyapı yatırımlarının tamamlanması gerektiği vurgulandı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 11- 13 Eylül tarihleri arasında İZFAŞ tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen LOGISTECH - Lojistik, Depolama ve Teknolojileri Fuarı kapsamında İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mihri Çelik başkanlığında Başkanlar Oturumu yapıldı. Konuşmacılar, başta Kalkınma Yolu olmak üzere ülkemizi küresel taşımacılık koridorlarına bağlayacak projelerin önemine dikkat çekerken dijital teknoloji ve yeşil dönüşüm ile coğrafi avantajın lojistik fırsata çevrilebileceğini dile getirdi. Oturumda, Türk Hava Yolları (THY) Kargo Satış Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM) Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Erçelik ve İzmir Deniz Nakliyecileri Derneği (DND) Yönetim Kurulu Başkanı Şükriye Vardar konuşmacı olarak yer aldı. “Hava kargoya olan talep arttı” Pandemi sonrasında değişen tüketim alışkanlıkları ve e-ticaretin etkisiyle kargo taşımacılığına olan talebin arttığını dile getiren THY Kargo Satış Başkan Yardımcısı Ahmet Kaya, “E-ticaretin pandemiyle birlikte artması, hava kargo taşımacılığını canlandıran ana etmenlerden biri oldu. Özellikle son dakika teslimatlar ve hızla dönen stoklarla alakalı hava kargo hizmetlerine olan talep arttı. Türkiye’nin coğrafi konumu, tedarik akışında çok önemli role sahip. İstanbul Havalimanı, dünyanın en modern, önemli, en büyük hava merkezlerinden biri oldu. THY, dünyada en geniş uçuş ağına sahip havayolu. Bununla birlikte gelen imkanlar, kaliteli sunulan hizmetler, büyüyen kargo operasyonları ile Türkiye’nin dış ticaret kapasitesini artırma açısından çok ciddi bir kaldıraç rolünü oynuyoruz hep beraber” diye konuştu. “Türkiye, hedeflediği yerin üstüne geçebilir” Pandemi sürecinin küresel tedarik zincirlerindeki kırılma, yakından tedarik kavramı, lokal üretim süreçleri, Çin ve ABD arasında yaşananlar, Rusya -Ukrayna savaşı, Süveyş Kanalı olayı gibi gelişmelerin ülkemize yeni roller biçtiğini dile getiren UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, “İlk etapta pandeminin neden olduğu şartlarda Avrupa, Türkiye için çok önemli bir pazar ve küresel tedarik süreçlerinin kırılganlığı, Türkiye’ye önemli bir rol biçiyor. Bu rolde, Türkiye doğru hareket ederse buradan kazançlı çıkarız. Özellikle demiryolu tarafında yapılacak bazı yatırımları ve transit taşımacılığın teşvik edileceği, kolaylaştırılacağı mevzuat düzenlemeleri ile Türkiye, elde ettiği bu avantajlı pozisyonu hem ciddi anlamda nakde çevirebilir hem de bölgesel gücünü sağlamlaştırabilir. Türkiye, Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi’nde hedefine ve hatta hedeflediği yerin üstüne de geçebilir. Ülkemizin yıllık 250 milyar dolarlık bir ihracatı var. Lojistik olarak aldığımız pay da buna göre şekilleniyor. Türkiye ihracatını da kurgulamalı. İhracatta, katma değeri olan, teknolojik üretimi olan, dünyada kendi hedeflediği pazarda tedarik alternatifi anlamında kolay kolay müşterisinin farklı tedarik kanallara yönelemeyeceği kıymette ürünlere odaklanmamız çok önemli. Bu hizmet ihracatına da ciddi anlamda çarpan etkisi yapacaktır. Bunun için fırsatlarımız ve çalışmalarımız da var. Zaman içerisinde bunun meyvesini göreceğiz ama bu altyapı çalışmalarından kesinlikle geri adım atılmamalı” dedi. “Dijital ve yeşil dönüşüm çok önemli” TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Erçelik, limanların dijital ve yeşil dönüşümünün önemine değinerek, “Türkiye bir yarımada ülkesi, dolayısıyla kıyı anlamında oldukça zenginiz, ama bu kıyı yapımızda limanlar oldukça sınırlı. Her tarafta liman kurmada, ekonomik maliyet ve fayda ilişkisi sınırlı. Dijitalleşme burada devreye giriyor. Var olan limanları daha optimumum çalıştırmak lazım, rekabetçi olmak için. ‘Ne kadar da dijital bir ülkesiniz, harika yatırımlar var’ diye alkışlasınlar diye değil başka çaremiz olmadığı için yapmamız lazım. Lojistik bütünsel bir olay, karayolu deniz yolu, yük, yolcu, kruvaziyer, hava kargo ile bağlantımız var. Limanlara büyük rol düşüyor ve iki kat kapasite artışı olacaksa verimlilik bu yüzden çok önemli. Avrupa yeşil dönüşüm diyor. Sınırda karbon vergileri geliyor. Eğer doğru adımları atmazsak hep beraber vergilendirileceğiz. Önemli olan kaynak bulup bu dönüşümleri tamamlayıp bir adım öne geçmek. Dolayısıyla bizim gündemimiz dijitalleşme ve yeşil dönüşüm. Yapmazsak zorlu bir dönem bizi bekliyor” diye konuştu. “Alsancak’ın şehrin dokusunda olan bir ticari liman kimliği var” Alsancak Limanı’na da değinen Erçelik, “Alsancak Limanı’nı ne yapacağız, yük elleçlemeye devam edecek mi? Belirli bir yük kaybı var Alsancak Limanı’ndan Aliağa limanlarına doğru. Benim fikrim; Alsancak’ın şehrin dokusunda olan bir ticari liman kimliği var, onun devam ettirilmesi yönünde. O devam ederken ilave fırsatlar da çıkabilir. Umarım o da kısa vakitte nihayetlenir. Tamamının özelleştirmesi konuşuluyordu, şimdi kısmi, yarı yarıya bir özelleştirme üzerinde duruluyor. Ben kamunun da elini çekmemesinin doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü özel sektör limanları da kendisine bir kutup yıldızı arıyor. Dünyada liman işletmeleri kamunun yatırım yaptığı sonrasında bir kullanım sözleşmelerini ihale ettiği bir düzende işletiliyor. Türkiye’de ise özel sektör eliyle yapılıyor. Dolayısıyla bir hizalama için de kamu elinin bu iş nasıl yapılırı gösterdiği bir şeylerin olmasının faydalı olduğunu, kendi güzelliğimizi görmek için referansa da ihtiyacımızın olduğunu, karşılıklı etkileşimle daha iyi bir yere geleceğini görüyorum” dedi. “Kısa sürede çok şey yaşadık” DND Yönetim Kurulu Başkanı Şükriye Vardar da “Türkiye limanları dünya ile rekabet edilebilecek seviyede. İlk 100’de dört limanımız var. Bizim kalite konusunda sıkıntımız yok. Kapasite ve verimliliği artırmak, daha büyük gemiler için derin su hattı inşa etmek, demiryolu, karayolu ve iç suyolu bağlantıları kritik önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Gaziantep Çevre dostu Karmen halı’dan okullar için tozsuz ve antialerjenik özel halı Karmen Halı, çocukların sağlığını ön planda tutarak tozsuz ve antialerjik halılar üretmeye odaklanıyor. Yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, özellikle çocuklar için sağlıklı ortamlar oluşturmak için gayret gösteren Karmen halı, hem evlerde hem de kreş ve okullarda, antialerjik kaliteleri, hassas bünyelere sahip çocukların güvenle oynayabileceği halılar üretiyor. Bu halılar kolay temizlenebilir yapısı sayesinde, çocukların oyun alanlarında hijyenik bir ortam oluşturuyor. Toz ve ev tozu akarlarının alerjik reaksiyonlara neden olabileceğinin bilinciyle hareket eden Karmen Halı, özel üretim teknikleri, halıların tozu havaya karıştırmasını engelleyerek, ev tozu akarlarının yayılmasını da minimize ediyor. Bu sayede, çocukların yaşadığı alanlarda alerjenler ve ev tozu akarları ile ilgili riskler azaltılıyor. Çift bükümlü yüksek kaliteli polyester iplikler kullanılarak üretilen halılar, akrilik ve yün gibi iplikler kadar dayanıklı olup, toz yapmayan özellikleri ile dikkat çekiyor. Ayrıca, halının örgüsünde kullanılan doğal pamuk elyaf, hem konforu artırıyor hem de ek bir yumuşaklık sağlıyor. Üretim sürecinde kullanılan yüksek teknolojili toz alma makineleri ile üretim kaynaklı oluşan toz ve iplik kalıntılarını da önleyerek halıların temiz ve sağlıklı kalmasını sağlıyor. Ayrıca, kaymaz taban özelliği sayesinde halıların daha uzun ömürlü, güvenli ve kullanışlı bir yapıya sahip olmasını sağlıyor. Karmen Halı, ürünlerinin kalite ve güvenliğini ISO, TSE ve OEKO-TEX gibi uluslararası sertifikalarla doğruluyor. Bu sertifikalar, firmanın çevre dostu ve sürdürülebilir üretim süreçlerini ve ürünlerin sağlık ve güvenlik standartlarına uygunluğunu belgelerken, halıların paketlenmesinde geri dönüştürülmüş materyaller kullanılması, çevresel duyarlılığı ve sürdürülebilirlik konusundaki yaklaşımını da ortaya koyuyor. Karmen Halı’nın sunduğu çözümler hem evde hem de eğitim kurumlarında sağlıklı ve konforlu alanlar oluşturmayı hedefliyor.