EKONOMİ - 20 Temmuz 2021 Salı 13:35

Tekstil ihracatı, 2021’in ilk yarısında yüzde 126 arttı

A
A
A
Tekstil ihracatı, 2021’in ilk yarısında yüzde 126 arttı

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği, 2021'in ilk 6 ayında ihracatını yüzde 126 artırarak bir önceki yıla göre 92 milyon dolardan 208 milyon dolara yükseltti.

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Jak Eskinazi, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliğinin 2021'in ilk 6 ayında ihracatını, yüzde 126 artırarak bir önceki yıla göre 92 milyon dolardan 208 milyon dolara yükselttiğini açıkladı. Covid-19 süreci devam ederken aşılamanın hız kazanması ve fiziksel mağazaların açılmasıyla birlikte beklenen olumlu etkilerin görülmeye başlandığını belirten Eskinazi, “Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği olarak haziran ayını bir önceki aya göre yüzde 122 artışla diğer 5 ayda olduğu gibi rekor kırarak 36,5 milyon dolarlık ihracatla kapattık. Ocak-haziran döneminde ise ihracatımızda yüzde 126 artış gerçekleşti ve bir önceki yıl ocak-haziran döneminde ihracatımız 92 milyon dolarken, bu yılın ilk 6 ayında ihracatımız 208 milyon dolara yükseldi” dedi.

İklim krizi, çevre dostu üretim ve dijitalleşme


Bu yılın ilk yarısında en çok ihracat yapılan ilk 5 ülkenin Pakistan, Çin, İtalya, Portekiz ve Hindistan olduğunu kaydeden Eskinazi, “Pandemi sürecinde öne çıkan iki önemli kavram vardı. Birincisi alışkanlıkların değişip kaynakların kullanımının daha bilinçli hale gelmesi ikincisi ise dijitalleşme. Birliğimizin bu dönemde de önceliği sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve her dönem olduğu gibi katma değerli ihracat olmaya devam etti. Tekstil, çevreye en fazla zarar veren ve dünyada en çok su israfına yol açan sektörlerden arasında yer alıyor. Korona sonrası toparlanmanın hedefinde iklim krizi, çevre dostu üretim ve dijitalleşme olmalı. Sürdürülebilirlik ve dijitalleşme politikalarını sağlam zeminler üzerine inşa eden ve hızla aksiyona geçen ülkeler artık küresel ekonomiyi domine ediyor” ifadelerini kullandı.

“Yeni stratejiler belirleniyor”

Avrupa Birliğinin (AB), Avrupa Yeşil Anlaşması ile iklim ve çevreyle ilgili zorluklarla mücadele konusunda etkili düzenlemeler içeren bir yol haritası belirlediğini dile getiren Eskinazi, şöyle devam etti: “Anlaşma kapsamında 2030’a kadar karbon salınımını yüzde 50 oranında azaltma, 2050’de ise karbon salınımını sıfıra indirme hedeflerine ulaşmak için yeni stratejiler belirleniyor. Bu hedeflere ulaşabilmek için kademeli olarak yeni sektörel kriterler, vergiler ve iş modelleri uygulamaya konulacak.”

UR-GE projesi başlatıldı

Sektör olarak gerekli bilinci oluşturup hazırlıkları yaparak bu durumu fırsat haline getirmeyi hedeflediklerini söyleyen Eskinazi, “Yeşil Anlaşma, Türkiye’nin düşük karbonlu üretimi desteklemesine ve bu şekilde yüksek karbonlu ülkelere göre avantajlı konuma gelerek AB ülkelerine yaptığı ihracatta pazar payını artırmasına fırsat oluşturabilir. Yeşil Anlaşma hedeflerine hızlı adapte olacak işletmeler görece rekabet avantajı da elde edeceklerdir. Bu kapsamda biz de 2021 yılında sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturmayı hedefleyerek Ticaret Bakanlığımızın desteğiyle Tekstil Sektöründe Sürdürülebilir Rekabetin Geliştirilmesi konulu bir UR-GE projesi başlatma kararı aldık. Talep toplama aşamasında olan projemiz üyelerimizin Avrupa Yeşil Mutabakatı başta olmak üzere önümüzdeki dönemde sektörün dinamiklerini etkileyecek sürdürülebilirlik ile ilgili gerekli koşullara hazırlıklı olmalarını sağlamayı amaçlıyor” dedi.

“Ege Bölgesi avantajlı”

“Uluslararası markaların Türkiye’den özellikle organik pamuk ve pamuk ipliği ürünlerini her yıl artırarak alma planları olduğunu biliyoruz” diyen Eskinazi, “Hatta bazı büyük markaların siparişleri Uzak Doğu’dan Türkiye’ye kaymış durumda. Dünya çapındaki giyim markalarının önümüzdeki 5 sene içinde kullandıkları pamuk elyaflarının tamamını organik ya da ‘better cotton’ gibi sürdürülebilir pamuk elyaflarından alma hedefleri var. Ege Bölgesinin, tekstil sektöründe organik pamuk, organik kumaş ve organik kıyafet üretiminde öncü konumda olması önemli bir avantaj" diye konuştu.

Sürdürülebilir üretimle ihracat hedefi

Eskinazi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölge olarak organik pamuğa en yakın Ege pamuğu ve Türkiye’de üretilen geri dönüştürülmüş ipliğin yüzde 75’inin üretildiği Uşak’ın rejenere iplikleri bizi öne çıkaran hammaddeler. Pamuk, polyester ve yünün geri dönüştürülerek ipliğe dönüştürüldüğü ilimizde bu konuda önemli yatırımlar gerçekleştirilmiş durumda. 2021 yılında da daha az karbon izi bırakarak yeşil ekonomiye uyumlu sürdürülebilir üretimle ihracat yapmayı hedefliyoruz. Ülkemizde organik pamuk üretiminin artmasına yönelik çalışmalarının yanı sıra takip edilerek sağlıklı büyümesinin sağlanması ve uzun vadeli istikrarlı büyüme modelinin benimsenmesi ve desteklenmesinin sektörümüz açısından önemli olduğunu düşünüyoruz.”

Pazarlama faaliyetlerini online oldu

Pandemi sonrası artık tedarik zincirlerinin kısalmaya başladığını ve az adetli ve kısa terminli siparişlerin yoğunlaştığını belirten Eskinazi, bu durumun en fazla ihracatı Avrupa’ya olan Türkiye ile hedef ülkeler arasında daha yakın ilişkilerin geliştirilmesi için bir avantajı da beraberinde getirdiğini kaydetti. Bu kapsamda, fiziksel olarak gerçekleştiremedikleri pazarlama faaliyetlerini online olarak gerçekleştirdiklerini söyleyen Eskinazi, “Ticaret Bakanlığı desteğiyle birliğimiz, Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği ve Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği işbirliğiyle tekstil ve konfeksiyon sektörlerinin lider pazarlarından İspanya’ya beş gün süren dijital ticaret heyetini gerçekleştirdik. 24-28 Mayıs 2021 tarihlerinde gerçekleştirilen söz konusu heyet organizasyonunda, 45 Türk firması 100’den fazla İspanyol alıcıyla iş görüşmesi gerçekleştirdi” ifadelerini kullandı.

Virüsün 2 saat içinde etkisiz hale gelmesini sağlayan kumaş

Bundan sonraki faaliyetleri de hibrit olarak gerçekleştirmeyi planladıklarını, online gerçekleştirilen faaliyetlerin avantajlarından faydalanmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Eskinazi, şöyle konuştu: “Pandemi sürecinde, 2014’te sektöre kazandırdığımız Teknik Tekstiller Araştırma ve Uygulama Merkezi (TEKSMER A.Ş.) medikal alanda çalışmalarını hızlandırdı ve 2021 yılının başında TEKSMER A.Ş. tarafından Covid-19'a neden olan korona virüsün 2 saat içinde etkisiz hale gelmesini sağlayan kumaş geliştirildi. Bakırın antiviral özelliği dikkate alınarak başlatılan projenin ilk denemelerinden elde edilen olumlu sonuçlar ile TEKSMER A.Ş., geliştirdiği lifin viral koruma seviyesini artıracak çalışmalarına devam etmekte olup geliştirilen antiviral özellikli kumaşın medikal ve koruyucu tekstil olarak kullanımı hedeflenmektedir.”

“Medikal veya koruyucu teknik tekstil alanlarında ayrı ayrı çalışmalar yapıldı”

Ayrıca Ege İhracatçı Birlikleri ve Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği tarafından yürütülen ‘Teknik Tekstil Sektöründe İhracat Potansiyelinin Artırılması’ konulu UR-GE projesi kapsamında katılımcı firmalara yönelik ‘Koruyucu ve Medikal Teknik Tekstil Ürün Geliştirme’ danışmanlık hizmeti verildiğini dile getiren Eskinazi, “Katılımcı firmalarla 5 ana başlıkta 6 ay süre boyunca gerçekleştirilen görüşmeler ile teknik tekstillerin medikal veya koruyucu teknik tekstil alanlarında ayrı ayrı çalışmalar yapıldı ve böylece katılımcı firmaların uluslararası arenada teknik tekstil alanında rekabetçilik gücünün artırılmasına destek olundu” diye konuştu.

“Türkiye ekonomisi için durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz”

Tekstil mühendisliği mesleğine ilginin artırılması ve gençlerin tekstil mühendisliğini tercih etmelerini sağlamak amacıyla Tekstil ve Hazır Giyim İhracatçı Birlikleri olarak tanıtım kampanyalarına devam ettiklerini ifade eden Eskinazi, şunları söyledi: “Üniversite sınavında ilk 80 bine girerek burs şartlarını sağlayan tüm öğrencilerimize eğitim hayatları boyunca asgari ücrete kadar karşılıksız burs sağlıyoruz. Gençlerin önünü açarak ekolojiyi koruyarak, güncel kalarak, kısacası akıllı uzmanlaşarak ilerlediğimiz sürdürülebilir üretim planımızla gelişen ve büyüyen Türkiye ekonomisi için durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz.”

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Kuyruğun sebebini duyan şaştı kaldı Düzce(İHA) – Düzce’de çiftçilere tavuk dağıtımı yapıldı. Yumurta tavuğu almak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu. Düzce Ziraat Odası tarafından çiftçilere destek olmak amacıyla yapılan çalışmada 5 bin adet Ataks cinsi yumurta tavuğu dağıtıldı. Sabah saatlerinde başlayan tavuk dağıtımında tavuklarını almak isteyen Düzceli çiftçiler Ziraat odası önünde uzun kuyruklar oluşturdu. Vatandaşlar, 170 TL’ye tavuk almak için bekledi. 3 yıl yumurta veriyor Türkiye’de üretimi yapılan yerli Ataks tavuğu Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü tarafından yetiştirilirken 3 yıl kadar yumurta veriyor. Hastalıklara karşı dirençli, iklim şartlarını karşı dayanıklı olduğu bilinen Atkas tavuklarının yumurta rengi ise beyaz-kremsi renk şeklinde görülüyor. Yıllık yumurta verme ortalaması ise 240 ile 270 civarında oluyor. Çiftçimizin ihtiyacını karşılıyoruz Tavuk dağıtımı ile ilgili konuşan Düzce Ziraat Odası Başkanı Ramazan Öztürk, alışkanlık haline gelen civciv dağıtımını bu yıl tavuğa çevirdiklerini belirterek şunları söyledi; “Çiftçilerimize her yıl civciv dağıtıyorduk, bu yıl 3 aylık olarak 5 bin civarı tavuk dağıtımı yapacağız. Buda Düzce’ye 5 bin tavuğun girmesi demektir. Bu bir projedir. Çiftçilerimize katkımız olsun diye böyle bir çalışma yaptık. Talep olduğu sürece de dağıtıma devam edeceğiz. Bizim tahminlerimizde de fazla talep oldu. Bu talep çiftçilerimizin ihtiyacı olduğunu gösterdi. İhtiyaçları karşılamaya çalışıyoruz. Bu tavuklar yumurta tavuğudur. Düzce’mize her gün 5 bin yumurta girişi bu tavuklarla mümkün olacak. Karadeniz bölgesinde uygun olan Ataks cinsi tavuklar 170 TL’den çiftçimize veriyoruz." Tavuk almak için bekleyen Sinan Korkmaz ise; “Yeğenim ile birlikte tavuk alamaya geldik. Yumurtası ile doğal beslenmek için. Market yumurtası yerine kendi ürünlerimizi yetiştirmeyi tercih ediyoruz. 10-12 Tavuk almayı düşünüyorum”dedi.
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) binasında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Kazakistan Başbakanı Olzhas Bektenov, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ve iş adamlarının katılımıyla Türkiye-Kazakistan İş Forumu düzenlendi. Forumda Türkiye ve Kazakistan arasında geçmişte yapılan ve gelecekte yapılması planlanan iş birlikleri ve ortaklık anlaşmaları ele alındı. Forumda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Türkiye ekonomisi küresel ve bölgesel zorluklara rağmen olumsuzlukların üstesinden gelmiş ve gelmeye devam etmektedir. Geçtiğimiz yıl Türkiye ekonomisinde ilk defa 1 trilyon dolar eşiği aşıldı ve Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tarihte ilk kez 1,1 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Kişi başına düşen gelirimiz ise 13 bin dolar seviyesini geçti. Kazakistan’ın milli geliri ile bizim milli gelirimizi topladığımızda 1,4 trilyon dolarlık bir büyüklükten bahsediyoruz. Bu da hepimizi gururlandırıyor” diye konuştu. “Türkiye ve Kazakistan’ın gösterdiği büyüme performansı takdire şayan” Yılmaz, “Önümüzdeki dönem bir taraftan iki kardeş ülke olarak büyümeye devam edeceğiz. Diğer taraftan da aramızdaki ekonomik ilişkileri büyüteceğiz. 2023 yılında Orta Vadeli Programımız çerçevesinde az da olsa hedefimizin üstünde büyüdük. 4,5 oranında bir büyüme kaydettik. Kazakistan’da geçen yıl yanlış hatırlamıyorsam yüzde 5 oranında bir büyüme kaydetti. Dünyanın bu zor şartlarına rağmen Türkiye ve Kazakistan’ın gösterdiği büyüme performansı takdire şayan. Böylece 14 çeyrektir aralıksız büyümeyi sürdürüyoruz. Büyüme performansı açısından ülkemiz 2023 yılında Avrupa Birliği ülkeleri ve OECD ülkeleri arasında ikinci sırada yer almaktadır. Dış ticaretimiz de yukarı yönlü ivmesini sürdürmektedir. Geçen yıl ihracatımız 256 miyar dolarla rekor bir seviyeye ulaştı. Bu yılki hedefimiz 267 milyar dolara ulaşmak. 2026 hedefimiz ise 300 milyar doları aşan bir ihracat performansı sergilemek” şeklinde konuştu. “Türk ve Kazak iş dünyasını tebrik ediyorum” Ticaret ve ekonomide yakaladıkları pozitif atmosferin dost ve kardeş ülke Kazakistan ile ikili ticaretlerine de olumlu yansıdığını gördüklerini belirten Yılmaz, “Sayın cumhurbaşkanlarımız geçmişte 10 milyar dolar ticaret hedefi koymuşlardı. 2023 yılında bu hedefi aşmış durumdayız. Artık yeni hedefler belirleme zamanı. Bir önceki yıla kıyasla yüzde 20 civarında bir atış oldu ticaretimizde. Bu konu da iş dünyamızın, ihracatçılarımızın, yatırımcılarımızın büyük bir katkısı var. Ben sizlerin huzurunda Türk ve Kazak iş dünyasını tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu ise yaptığı konuşmada, “Biz Kazakistan ile ilişkilerimize tek millet iki devlet olarak bakıyoruz. Kazakistan’ın güçlü oluşu, zenginliği ve uluslararası arenadaki saygınlığı bize hep gurur vermiştir” değerlendirmesini yaptı. “Türkiye ile Kazakistan ikili ve transit taşımacılık geçiş belgesi sayısı ihtiyaca cevap verecek düzeye mutlaka çıkarılmalıdır” Hisarcıklıoğlu, “Biz TOBB ve Türk iş dünyası olarak ata yurdumuz Kazakistan’a daha fazla yatırım yapmaları için desteğimizi sürdüreceğiz. Rusya-Ukrayna savaşından sonra aslında Kazakistan enerji kaynaklarının daha iyi değerlendirilmesi için ciddi fırsatlar da ortaya çıkmıştır. Türkiye ile Kazakistan ikili ve transit taşımacılık geçiş belgesi sayısı ihtiyaca cevap verecek düzeye mutlaka çıkarılmalıdır” ifadelerini kullandı. Yatırım çekme konusunda Kazak yetkililerin çok iyi çalıştığını belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: “Enerji dışı yatırımlarda Türkiye, Kazakistan’da 5 milyar doları bulan doğrudan yatırım sağladı şu ana kadar. Neredeyse her hafta bir firmamızdan Kazakistan’da yatırım haberleri alıyoruz. Ayrıca kurulan şirketler sıralamasında Kazakistan’da iki numaraya yükseldik. Kazakistan’da 5 bine yakın kurulu şirketimiz var. Kazak firmalarını da ülkemize sanayii üretimi dahil büyük ölçeklerde yatırım yapmaya davet ediyoruz.”