EĞİTİM - 09 Ağustos 2020 Pazar 09:47

Tercih yapacak adaylar dikkat! Tıp Fakültesi garanti meslek değil...

A
A
A
Tercih yapacak adaylar dikkat! Tıp Fakültesi garanti meslek değil...

Genelde meslek garantisi en yüksek bölümün tıp fakültesi olduğunu ama bunun gerçeği pek de yansıtmadığını, dolayısıyla da programdaki eğitim sistemini buna göre düzenlediklerini belirten Prof. Dr. Uğur Gönüllü, “Öğrenciler bu bölümden mezun olduklarında hemen iş garantisi olduğunu düşünüyor. Bu konuda da tamamen haklı olduklarını söyleyemem” dedi.

Merakla beklenen 2020 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih süreci 6 Ağustos itibariyle başladı. 14 Ağustos tarihinde sona erecek olan YKS tercih sonuçları, en geç 31 Ağustos tarihine kadar erişime açılmış olacak.

Tercih sürecindeki öğrencilere önerilerde bulunan Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Gönüllü, “Öğrenciler bu bölümden mezun olduklarında hemen iş garantisi olduğunu düşünüyor. Bu konuda da tamamen haklı olduklarını söyleyemem. Çünkü şöyle; Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2023 yılında ülkemizin pratisyen hekim ihtiyacı kalmayacak. Uzman ihtiyacı devam edecek ancak pratisyen hekimler için o şans pek kalmayacak. Dolayısıyla pratisyen kalırlarsa hepsinin iş bulma şansı sanıldığı kadar yüksek değil. Ama tabi ki uzmanlık alanına girenler işlerine devam edecekler. Peki o zaman ne yapmamız gerekiyor? Bizim pratisyen olan hekimler için de değişik bir yelpaze hazırlamamız gerekiyor. Değişik farklı branşlar bulmamız gerekiyor. Hekimlik ya da hekimlikle birlikte kazandıkları diğer donanımları uygulayabilsinler diye. O nedenle biz eğitim sistemimizi zaten ona göre planladık. Bütün öğrencilerimize sadece mesleği, “hekimliği” öğretmiyoruz. Onun yanında farklı bilim dallarında da sertifika düzeyinde eğitimler vermeyi planlıyoruz. Bizim Fakülte olarak bu sene 2. senemiz. Geçen yıl ilk öğrencilerimizi almıştık. Bu yıl yeniden 1. sınıf öğrencilerimizi alacağız. En yüksek sınıfımız 2. sınıf. Dolayısıyla bizim böyle bir planımız var ve mevcut programla öğrencilerimiz mezun olduklarında zaten hekim olacaklar. Bu bilinen bir gerçek. Ama bunun yanı sıra mesela Hukuk alanı ile ilgili bir takım donanımlar kazanacaklar. Ya da yazılım mühendisliği alanı ile ilgili bir takım donanımlar kazanacaklar. Sigortacılık, sağlık yönetimi gibi farklı branşlardan kazanımları olacak. Peki bu durum onların ne işine yarayacak? Eğer ihtisas yapamayacak olurlarsa, en azından sağlık sektörünün diğer alanlarında iş bulabilecekler, biliyorsunuz şimdi tıp hukuku diye bir alan gelişti, burada sağlıkta yapılan hatalar ile hukuk bir araya getiriliyor. Oralarda danışman olacaklar. Ya da bir sigorta sektöründe, sağlık sigortaları ile ilgili danışman olacaklar. Ya da kimya sektöründe, ilaç sektöründe tıp ile ilgili uzman olarak yer alacaklar. Benzeri birçok şeyi artırabiliriz. Burası bir kampüs üniversitesi olduğu için bu tarz farklı donanımları çok kolay kazanabilirler. Bunları seçmeli dersler ile kendi mesleki derslerine çok fazla yük bindirmeden bu donanımları da öğrencilerimize kazandıracağız. Bu mezun olduklarında gerçekten çok önemli bir avantaj olacak” şeklinde konuştu.

“Tıpta şuan her ne kadar korona virüs sebebi ile yüz yüze eğitim olmasa da usta çırak ilişkisi çok önemlidir”
Tıp Fakültesi öğrencilerinin mezun olduktan sonra Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) ile uzmanlık eğitimine başladıklarını hatırlatan Prof. Dr. Uğur Gönüllü, “TUS bütün mezunları içine alabilecek büyüklükte bir sınav değil. Çünkü kadrolar sınırlı. Ama biz her sene aşağı yukarı 16 -17 bin tane doktor mezun veriyoruz. Dolayısıyla uzmanlık için 16 -17 bin tane kadro bulmamız mümkün değil. O yüzden biz öğrencilerimizi beli Türkiye’de değil de dünyanın herhangi bir köşesinde hekimlik yapmaya özendiriyoruz. Bunu nasıl yapıyoruz? Bizim eğitim dilimiz İngilizce. İngilizce olduğu için de rahatlıkla iletişim kurabiliyorlar. Çünkü şuanda yeryüzünde en geçerli olan dil ne yazık ki Türkçe değil İngilizce. O yüzden de bu durum onlara çok büyük bir avantaj sağlıyor. İkincisi yine biz eğitim programımızı hazırlarken öğrencilerimizi, hem Türkiye’de yapılan TUS sınavına hazırlıyoruz hem de yurt dışında hekimliklerinin geçerliliğini onaylayacak sınavlara hazırlamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla her iki açıdan da şansları olacak öğrencilerimizin. Bunlar avantaj olacak. Öğrenci sayımız da çok fazla değil bu da çok önemli bir avantaj. Çünkü Tıpta şuan her ne kadar korona virüs sebebi ile yüz yüze eğitim olmasa da usta çırak ilişkisi çok önemlidir. Yani siz nasıl iğne yapılacağını kitaplardan okuyabilirsiniz, internetten videolarını izleyebilirsiniz ama yapmadığınız sürece öğrenemezsiniz. Halbuki bunu birinin size yaptırması gerekiyor. Yani usta çırak ilişkisi işin içerisine giriyor. Dolayısıyla öğrenci sayınız ne kadar az olur ise onlarla o kadar çok ilgilenebilirsiniz. Biliyorsunuz bizim ülkemizde özellikle tıp fakültelerinde öğrenci sayıları çok yüksek. Bu sebeple herkesle birebir ilgilenebilmek birebir eğitim verebilmek çok zor. Bu konuda da biz çok önemli bir avantaja sahibiz, öğrenci sayımız 60 – 70 ile sınırlı olduğu için” diye konuştu.

Hekimlik mesleğinin çok özverili bir meslek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gönüllü, bu mesleği tercih edecek öğrencilerin gerçekten severek isteyerek seçmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca hekimlik mesleğinin gecesi gündüzü olmayan bir meslek olduğuna da değinen Gönüllü, tıp fakültesi öğrencilerinin diğer fakülte öğrencilerine göre çok daha yoğun çalışmak ve bir bedel ödemek zorunda olduklarını aktardı. Bununla birlikte bir insanı acısından kurtarmanın veya ölüm ile savaşına destek olmanın çok güzel bir duygu olduğunu bu şekilde bir mükafat alacaklarını da hatırlatan Gönüllü, tıp fakültesi okumak isteyen öğrencilerin mutlaka bunları göz önünde bulundurarak tercih yapması gerektiğini belirtti.

Utku Şimşek – Bayram Türüdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mut’ta "Taze Kayısı Üretim ve İhracatını Değerlendirme Toplantısı" yapıldı Mersin’de "Taze Kayısı Üretim ve İhracatını Değerlendirme Toplantısı" yapıldı. Mersin’in Mut ilçesinde Mut Ziraat Odası’nda Taze Kayısı Üretim ve İhracatını Değerlendirme Toplantısı gerçekleşti. Toplantıda konuşan Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, “Ülkemiz dünya ölçeğinde tarımda söz sahibi bir ülke ülkemiz içinde de Mersinimiz tarımda tarımsal üretiminde söz sahibi bir ilimiz. Ziyadesi ile son derece verimli topraklarıyla özellikle bitkisel üretimde ön plana çıkan bir ilimiz. Bakınız dünya üzerinde 136 ortalama meyve türünden bahsediliyor. Bunların 80’ninden fazlası ülkemizde yetişiyor ve ülkemizde de Mersin ilimizde güzel bir şekilde yetişiyor. Narenciyenin malum başkentiyiz ama narenciyeyle de kalmıyor. Mut ilçemizde kayısı, zeytin, üzüm, incir, elma gibi ürünleri eli nasırlı çiftçimiz üretiyor” dedi. “Mersin ili kayısı üretiminin yüzde 80’ninden fazlası 127 bin tonluk üretimi ile Mut ilçesinde” Ticaret Bakan Yardımcısı Ö. Volkan Ağar ise, Toros dağlarının eteklerinde verimli topraklarıyla bölgenin göz bebeği konumlardan biri olan Mut ilçesinde, tarımsal üretimi ve ihracatına yönelik istişarelerde bulunmak üzere bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, “Ülkemizin yıllık tarımsal üretimi 58.6 milyar seviyesinde. Bu üretimle Türkiye’miz dünyada 7’nci Avrupa’da ise lider konumunda. İhracatımıza baktığımızda ise 1980’li yıllarda yaklaşık bin ihracatçıyla başlayan tarım ürünleri ihracat serüvenimiz büyük ölçüde 4 temel tarım ürününe yani incire, üzüme, tütüne ve pamuğa dayanıyordu. Bugün ise, işlenmiş tarım ürünlerinden, geleneksel tarım ürünlerimize geniş bir ürün yelpazesinin dünyanın 212 den fazla ülkesine ihraç eden konumuna ulaşmış bulunmaktayız. Bu kapsamda 2002 yılında 3.7 milyar dolar olan tarım ve gıda sanayi ihracatımız uygulamaya devam ettiğimiz doğru ve etkili tarımsal politikalarla 2023 yılına geldiğimizde yüzde 726’lık bir artışla Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesi olan 31 milyar dolara yükselmiştir. Ülkemiz üretim ve ihracatın lokomotif şehirlerarasında yer alan Mersin 9.7 milyar dolarlık ihracat ile en fazla ihracat gerçekleştiren 7’inci ilimizdir. Tarım ürünleri ihracatından ise yüzde 11.3 pay alan Mersin en fazla tarım ürünü ihracatı gerçekleştiren 4’üncü ilimizdir. 2022 yılında yaklaşık 3.4 milyar düzeyinde olan Mersin Tarım ürünleri ihracatı 2023 yılında 3 buçuk milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Mersin ilimizin başlıca tarım ürünleri ihracatını hububat ve bakliyatlar, yaş Meyve sebze ve yağlı tohumlar ihracatı oluşturmaktadır. İlimizin de çok güçlü bir üretim kapasitesine sahip olduğu yaş meyve sebze sektöründe ülkemizin 2023 yılı ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 18 artarak 3 buçuk milyar seviyesinde gerçekleşmiştir. Mersin’in yaş sebze meyve ihracatı ise yüzde 26 oranında artarak 900 milyon dolara ulaşmış olup toplam yaş sebze meyve ihracatımızın yüzde 26’sını oluşturmaktadır. Bildiğiniz üzere ilçemiz dünya kayısı üretiminde gerek üretim alanında gerek üretim miktarında birinci sırada yer alıyor. TÜİK verilerine göre, 2023 yılında kayısı üretimi 750 bin ton, zerdali üretimi ise yaklaşık 16 bin 500 ton olarak gerçekleşmiş durumda. Ülkemiz kayısı ihracatı ise 2023 yılında 71 bin 500 ton. Bu taze kayısı ihracatı toplam 58.7 milyon dolar bir gelir elde ettik. Mersin 2023 yılındaki 156 bin tonluk kayısı üretimiyle ülkemiz kayısı üretiminden yaklaşık yüzde 21 pay almakta. Mersin ilimiz 2022 yılında 21.2 milyon dolarlık 2023 yılında 18.7 milyon dolarlık taze kayısı ihracatı gerçekleştirmiş durumdadır. Yine Mersin ili kayısı üretiminin yüzde 80’ninden fazlasını 127 bin tonluk üretimi ile Mut ilçemizin 2007 yılından bu yana coğrafi tescilli ürünü olan Mut kayısısı ile gerçekleştirdiğini görüyoruz. Toplam 77 bin dekar arazide yaklaşık 1 milyon kayısı ağacına sahip ilçemizde 4 bin kayısı üreticimiz tadıyla kokusuyla fark oluşturan bu kıymetli ürünümüzden geçimini sağlamakta ayrıca ülkemiz ekonomisine de değer katmaktadır” dedi. Toplantı soru ve cevaplarla sona erdi.
İstanbul Eyüpsultan’daki trafik kazasında ölen zabıta memuru son yolculuğuna uğurlandı Eyüpsultan’da meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden zabıta memuru Semih Çakıllı, Piyale Paşa Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Eyüpsultan’da dün gece saatlerinde meydana gelen olayda zabıta memuru Semih Çakıllı, memleketinden İstanbul’a doğru yola çıkan eşini almak üzere İstanbul Havalimanı’na doğru aracı ile seyir halindeydi. Bir süre sonra yol üzerinde aracı arızalanan Çakıllı, aşağıya inerek aracın bagaj kısmına doğru hareket etti. Bu sırada aynı yol üzerinde seyir halinde olan ticari taksi sürücüsü direksiyon hakimiyetini kaybederek önce yol kenarında bulunan Semih Çakıllı’ya ardından onun otomobiline çarptı. Kazanın ardından ağır yaralanan Çakıllı, sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırıldı. Çakıllı, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden Çakıllı’nın cenaze namazı bugün ikindi namazına müteakip Piyale Paşa Camii’nde kılındı. Cenaze namazına Çakıllı’nın ailesi ve yakın akrabalarının yanı sıra beraber görev yaptığı zabıta meslektaşları da katıldı. Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’de Çakıllı’nın cenaze namazına katıldı. Burada kılınan cenaze namazının ardından Semih Çakıllı’nın cenazesi defnedilmek üzere Feriköy Mezarlığı’na götürüldü. Çakıllı’nın eşi ise cenaze namazı öncesi tabuta sarılarak zor anlar yaşadı. Kardeşiyle aynı kaderi paylaştı Dün gece meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Semih Çakıllı’nın kardeşinin de, yaklaşık 1 sene önce motosikletiyle geçirmiş olduğu trafik kazasında yaşamını yitirdiği öğrenildi.
Ağrı Ağrı Emniyet Müdürü İpar, ilkokul öğrencilerini ağırladı Ağrı İl Emniyet Müdürü Yılmaz İpar, Selahaddin Eyyubi İlkokulu’ndan gelen öğretmen ve öğrencileri makamında kabul etti. Ziyaret sırasında minik misafirler, polis teşkilatı ve emniyet müdürlüğü hakkında bilgi edinirken, polis memurlarının günlük işlerini de yakından görme imkanı buldular. Emniyet Müdürü İpar, nazik ziyaretlerinden dolayı minik misafirlere çeşitli hediyeler takdim etti. İpar, yaptığı konuşmada, "Emniyet teşkilatı toplumumuzun güvenliğini ve huzurunu sağlamak için çalışmaktadır. Bu görevimizde en önemli destekçilerimizden biri de siz değerli öğrencilersiniz. Geleceğimizin teminatı olan sizlerin bilinçli ve sorumlu bireyler olarak yetişmesi bizim için çok önemlidir. Emniyet teşkilatı olarak, suçları önlemek, suçluları adalete teslim etmek ve kamu düzenini sağlamak için çalışıyoruz. Bu görevimizi yerine getirirken, tüm vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumayı önceliğimiz olarak görüyoruz. Ancak, emniyet teşkilatının tek başına bu görevleri yerine getirmesi mümkün değildir. Toplumumuzun her bireyinin de bu konuda bize destek olması gerekmektedir. Siz değerli öğrenciler de bu konuda önemli bir rol oynayabilirsiniz. Ailenizle ve öğretmenlerinizle birlikte emniyet ve güvenlik konularında bilgi edinebilirsiniz. Suç ve suçlular hakkında bilgi sahibi olmanız, bu tür olaylardan uzak durmanıza yardımcı olacaktır. Ayrıca, çevrenizdeki kişilerle de bu konuda konuşabilirsiniz. Arkadaşlarınız ve ailenizle birlikte emniyet ve güvenlik konularında farkındalık oluşturabilirsiniz. Daha güvenli bir toplumda yaşayabilmek için hepimizin birlikte çalışması gerekmektedir. Siz değerli öğrencilerin de bu konudaki desteği bizim için çok önemlidir. Başarılarınızın devamını dilerim" dedi. Öğretmenler ve öğrenciler de Emniyet Müdürü İpar’a ve polis memurlarına ilgileri ve misafirperverlikleri için teşekkür ettiler.
Antalya ’Çocuk Atletizm Şenliği’ Antalya’da yapıldı Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF), Antalya’da 750 çocuğa atletizmi eğlenceli bir şekilde tanıtmak amacıyla ’Çocuk Atletizm Şenliği’ düzenledi. Antalya Konyaaltı Sahili’nde gerçekleştirilen Çocuk Atletizm Şenliği’ne Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar, Antalya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Şube Müdürü İzzet Tekeli, Türkiye Atletizm Federasyonu Asbaşkanı Arif Alpkılıç, Türkiye Atletizm Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Sercan Doğan, milli takım koordinatörleri, milli takım antrenörleri, Antalya bölgesi antrenörleri ve çocuklar katıldı. Etkinlikte konuşan Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanı Fatih Çintimar, Dünya Yürüyüş Şampiyonası etkinlikleri kapsamında Dünya Çocuk Atletizmi (Kids Athletics) şenliğini Antalya’da gerçekleştirdiklerine değindi. Başkan Çintimar, "Çocuk atletizmi, Dünya Atletizm Federasyonu’nun uluslararası alandaki en büyük gençlik projelerinden birisidir. Bu proje içerisinde 149 tane farklı oyun çeşidi var. 4-13 yaş arası farklı kategorilerde düzenlenen her oyun türü, onları eğlendirecek bir yapıyla yapılıyor. Dünya Atletizm Federasyonu’nun bunu yaparken de hedefi şu. Dünyadaki bütün sporcuların adının atlet olması hasebiyle buradan bütün spor branşlarına bir temel oluşturabilmek, bir spor kültürü oluşturabilmek, bir hareketlilik bilincini oluşturabilmek. Biz bu hareketlilik bilinciyle bu yıl sayın bakanımız Dr. Osman Aşkın Bak’ın da hareketlilik yılı ilan etmesiyle zaten yapmış olduğumuz bu faaliyeti çok daha büyüterek, çok daha geliştirerek 81 ilimiz ve ilçelerimizde gerçekleştirmeye devam ediyoruz. 7 Mayıs da dünyada çocuk atletizm günü olacak. O gün de bütün Türkiye’de bu etkinliği yaparak dünyanın en çok çocuk atletizm etkinliği yapan ülkesi olmak istiyoruz" diye konuştu. "50 bin civarında çocuğumuza ulaştık" Bu projeyi büyütmeyi hedeflediklerini aktaran Çintimar, "Şu an 50 bin civarında çocuğumuza ulaştık. Bu bizim için önemli bir şey. Buradaki birçoğunun lisansı yok ama bunlar ikinci kademeye geldiklerinde lisans çıkaracaklar. Lisanslarıyla bu eğitimleri yapacaklar. Çünkü çocuklarımızın eğitimi için günler öncesinde buralarda çocuk atletizmi eğitim kursları açtık. Bu kurslarda da 5 bin 700 civarında hocamız oluştu. Yine Milli Eğitim Bakanımız sayın Yusuf Tekin’e de sonsuz teşekkür ediyorum. Milli Eğitim Bakanlığımızda da halk eğitimler aracılığıyla 0-4, 4-7 ve daha üst gruplara halk eğitim merkezleri kanalıyla kurslar açılıyor. Bu kurslarda antrenörler, beden eğitimi öğretmenleri görev alıyor. Bu belgeyi alan arkadaşlarımız buralarda kurs açarak hem kendilerine bir maddi kazanç sağlıyor, hem de çocuklarımıza faydalı oluyorlar. Bu da hem bizi hem toplumuzu hem de geleceğimizi mutlu ediyor. Çünkü burada gördüğümüz bu çocuklar ülkemizin geleceği, sporumuzun geleceği. Biz bunları buralarda en iyi şekilde çoğaltarak sayın bakanımızın hareketlilik projesi kapsamında da bunu daha da büyütmeyi, daha geliştirmeyi arzu ediyoruz" ifadelerini kullandı. Organizasyonun sonunda yarışmalarda başarı gösteren çocuklara sertifikaları verildi.
İzmir Yüzbinlerce kişi Alaçatı Ot Festivalinde buluştu İzmir’in Çeşme ilçesinde, bu yıl 13.’sü düzenlenen Alaçatı Ot Festivali’nin ikinci gününde gerçekleştirilen kortej yürüyüşü renkli görüntülere sahne oldu. Yüzbinlerce kişi, festival için ünlü tatil merkezi Çeşme’ye akın etti. Her yıl düzenlenerek geleneksel hale gelen 13. Alaçatı Ot Festivali, bu yıl "Öz’e Dönüş" konseptiyle gerçekleştiriliyor. Stantlar, sergiler, söyleşiler, yarışmalar, yemek yapım atölyeleri ve konserler, bu yılda yüzbinlerce kişinin festival için Alaçatı’ya akın etmesine neden oldu. Öte yandan festivalin kortej yürüyüşü Alaçatı Çamlık yoldan başladı. Yöresel kıyafetler, süslenen araçlarla ve bando eşliğinde gerçekleştirilen kortej, büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Korteje; Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Cumhuriyet Halk Partisi Çeşme İlçe Başkanı Sait Kavasoğullar, sivil toplum örgütleri ve binlerce vatandaş katıldı. Çeşme Belediye Bandosu eşliğinde gerçekleştirilen kortej yürüyüşüne; turistik otellerin animasyon ekipleri, Çeşme Belediyesi Kadın Efeler Grubu, Alaçatı Salı Bisikletçileri Grubu da renk kattı. Festival ziyaretçileri de, renkli görüntüler oluşturan korteji cep telefonları ile kaydetti. "İnsanlara farklı etkinlikler sunuyoruz" Kortej yürüyüşünün ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, “Turizmcilerimiz memnun, 9 günlük bir bayram tatilinden sonra olmuş olmasına rağmen kalabalık çok güzel. İnsanlara farklı etkinlikler sunuyoruz. Bu yıl ilk defa Alaçatı’da, normalde etkinlik alanı olmayan farklı alanlara etkinlikler koyduk. İlk defa bu sene sokak sanatçılarımız performans sergiliyor. Birkaç tane etkinlik noktası oluşturduk” dedi. "Hedefimiz; önceki yılların üzerine koyarak ilerlediğimiz bir festival olması" Alaçatı’daki esnafında festivalden tıpkı yerli üreticiler gibi yararlanabilmesini istediklerini dile getiren Denizli, şöyle devam etti: “Bu sene konseptimiz öze dönüş. Bunun böyle olmasına seçimden önce şubat ayında karar verdik. Bunun nedeni festivalin ruhunun son yıllarda eskisi gibi olmadığının sık sık vurgulanması. Katılımcılar bunu dile getirdi. Yerli üreticilerimizi ön plana çıkardığımız sadece Çeşme’nin, Alaçatı’nın değil bölgemizin kültürünün geleneklerinin tanıtıldığı bir festivale dönüşmesi için elimizden geleni yaptık. Aynı zamanda eğlenceleri de bununla özdeşleştirdik. Hedefimiz; önceki yılların üzerine koyarak ilerlediğimiz bir festival olması. Aldığımız geri dönüşler, bunu büyük oranda başardığımızı gösteriyor. Çeşme’nin ilk kadın belediye başkanı olarak seçim sürecinde bu festivali planlarken bile heyecanımız ikiye katlandı, çünkü festivallerde kadının farkını ortaya koymak en büyük hedefimdi. Katılımcılardan olumlu dönüşler alıyor, gurur duyuyorum.”
Burdur Burdur’da mart ayında 832 olaya müdahale edildi Burdur’da Mart ayında gerçekleşen olayların açıklandığı Burdur Valiliği’nde düzenlenen Güvenlik toplantısında İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı tarafından 832 olaya müdahale edildiği açıklandı. Burdur Valiliğinde Vali Türker Öksüz başkanlığında düzenlenen Genel Güvenlik Toplantısı’nda, İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik ve İl Jandarma Komutanı Albay Mustafa Güder’in katılımıyla Mart ayında gerçekleşen olaylar hakkında kamuoyu bilgilendirildi. Burdur genelinde mart ayında yapılan 4 bin 283 ihbarında Emniyet ve Jandarma ekipleri tarafından 832 olaya müdahale edildi. Ayrıca yapılan 43 Bin 990 GBT sorgulamasında 22 aranan şahıs yakalandı. Olayların yüzde 92,8’i asayiş suçları Mart ayında gerçekleşen olayların yüzde 92,8 ‘ini 772 olay olarak asayiş suçları oluşturuyor. Bu olaylara bakıldığından 2023 yılına göre yüzde 6,5 oranında bir düşüş olduğu görülüyor. Meydana gelen 772 olayın yüzde 97,5’i aydınlatılarak Burdur’da elde edilen bu başarı geçen yıl olduğu gibi ülkede ilk sıralarda yer almasını sağladı. Emniyet ve jandarma ekipleri tarafından yapılan bilgilendirmeler sonucunda ise dolandırıcılık olaylarında yüzde 30 azalma sağlandı. Mart ayında meydana gelen olaylarda 51 adet tüfek, 4 adet tabanca, 4 adet kurusıkı tabanca, 5 adet kesici ve delici alet ele geçirildi. Toplam 28 şahıs hakkında işlem yapıldı. Farklı suçlardan aranan toplam 97 firari şahıs cezaevine gönderildi Mart ayı içerisinde farklı suçlardan aranan 261 şahıs yakalanarak sevk edildikleri adli makamlar tarafından 97’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. 13 uyuşturucu madde taciri tutuklandı Mart ayı içerisinde yapılan 41 uyuşturucu operasyonunda yakalanan ve haklarında adli işlem yapılan 65 şüpheli şahıstan 13’ü çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yapılan operasyonlarda 77,61 gram eroin, 77,94 gram metamfetamin, 24 adet sentetik ecza, 13,96 gram sentetik kannabinoid, 7 adet uyuşturucu hap, 44 gr. bonzai, 2 adet suboxone, 2 milyon 173 bin 660 kök haşhaş bitkisi, 17 adet uyuşturucu kullanma aparatı ele geçirildi. Burdur’da kaçakçılara geçit yok Mart ayı içerisinde kaçakçılığa karşı yapılan 16 operasyonda yakalanan 104 şahıstan 7’si tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yapılan operasyonlarda; 18 adet sikke, 24 adet obje, 5 adet dedektör, 4 adet muhtelif kazı malzemesi, 1 adet kaçak cep telefonu, 150 paket kaçak sigara, 5 litre etil alkol, 3 adet tabanca, 7 adet av tüfeği, 1 adet tabanca şarjörü, 42 adet tabanca mühimmatı, 13 adet fişek, 65 adet av tüfeği mühimmatı ve parada sahtecilik suçundan yakalanan 2 şüpheli şahıstan 699 bin 600 TL tutarında sahte para ele geçirildi. Trafiği tehlikeye sokanlara 19 milyon TL idari ceza uygulandı Mart ayı içerisinde toplamda 86 bin 476 araç ve sürücüsü kontrol edilerek 38 araç sürücüsünün sürücü belgesi daimi veya geçici olarak iptal edildi ve 169 araç trafikten men edilerek toplamda 9 bin 225 araç ve sürücüsüne 19 Milyon 153 bin 36 TL idari para cezası uygulandı.