GÜNDEM - 21 Ağustos 2019 Çarşamba 19:24

Terörist ilan edildi, kahraman çıktı

A
A
A
Terörist ilan edildi, kahraman çıktı

İzmir’de çıkan orman yangınına müdahale sırasında çevredeki halk tarafından terörist olmakla suçlanarak darp edilen Orman Genel Müdürlüğü (OGM) Orman Yangınlarını Önleme Şube Müdürü Özkan Özbedel, “Alnımızın akıyla görevimizi yaptık, içimiz rahat. Vatandaşlarımızın bizi öyle tanımaları beni çok üzdü. Ben 25 yıllık meslek hayatımda hiçbir zaman vatanıma ihanet edecek bir şey yapmadım, şimdiden sonra da yapmam” dedi.

İzmir’de çıkan orman yangınında elindeki pürmüzle karşı ateş metoduyla yangını kontrol atına almaya çalışan ve çevredeki halk tarafından terörist olmakla suçlanıp darp edilen OGM Orman Yangınlarını Önleme Şube Müdürü Özkan Özbedel, İHA’ya yaşananları anlattı. Özbedel, sosyal medyada ormanı katleden terörist olarak itham edilmesinden çok rahatsız olduğunu belirterek, “Halkımız maalesef bize böyle kötü bir şeyi layık gördü, olsun canları sağ olsun. Ben tabii ki terörist değilim, 25 yıldır orman mühendisi olarak görev yapıyorum, orman yangınlarıyla mücadele için görev yapıyorum. Sadece İzmir’deki yangında değil, Türkiye’nin neresinde yangın varsa biz o yangınlara katıldık ve o yangınlarda öncelikle vatandaşımızın canını, malını, sonra ormanlarımızı kurtardık. Alnımızın akıyla görevimizi yaptık, içimiz rahat. Vatandaşlarımızın bizi öyle tanımaları beni çok üzdü. Ben 25 yıllık meslek hayatımda hiçbir zaman vatanıma ihanet edecek bir şey yapmadım, şimdiden sonra da yapmam. Benim görevim orman yangınlarıyla mücadele ve vatandaşımızın canını, malını kurtarmak. Görevimi yapmaya bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğim” şeklinde konuştu.

Olay anını ve yaşananları anlatan Özbedel, “O yangındaki cephemiz çok genişti, yani çok geniş bir cephede mücadele ediyorduk. Aynı günün bir önceki gecesinde aynı köyün yukarı mahallesinde yine biz aynı yöntemle en az 50-60 tane köyün, hatta köy içerisindeki mezarlığın yanmasını aynı yöntemlerle engelledik. Yine o cepheyi kurtardıktan sonra başka cephelerde mücadele ederken bana orada bu yangının asfaltı geçerse çok daha sıkıntılı olacağı söylendi. Yerleşim yerlerini tehlikeye atarak çok daha büyüyeceği söylendi. Ben de o bölgeye gittiğimde o bölgedeki diğer teknik elemanlarla beraber Genel Müdürlüğümüzden aldığımız talimatla karşı ateş vererek aradaki yanıcı maddeyi azaltarak o yangını söndüreceğimizi planlı ve stratejik olarak belirledik. Bunu yaparken oradaki arkadaşların yanlış anlamasından dolayı veya farklı düşüncelerinden dolayı geldiler ve benim üzerime saldırdılar. Olsun canları sağ olsun, artık o dakikadan sonra ben yine yangınla mücadeleye devam ettim. Çok şükür yangına müdahale ettik, üzerimizi bile değiştirmeden buradayız” ifadelerini kullandı. 

Olaylar esnasında darp edilmeye çalışıldığını dile getiren Özbedel sözlerine şöyle devam etti:
“İttirdiler, darp etmeye çalıştılar, ellerinde sopalar ve farklı cisimler vardı. Ama ben onlara soğukkanlılıkla karşılık vermemeye çalıştım. O şekilde ortamdan uzaklaşarak olayı yatıştırdık. Gözaltına alınmadım, oradaki jandarma ekiplerine durumu izah ettim, onlar köylüleri yatıştırmak ve müdahale etmek için çok yönde hareket etti. Biz görevimize devam ettik. Olay sonrasında ben arkadaşların heyecanlarına ve sinirlerine dikkat ederek çok fazla yanlarına gitmek istemedim. Zaten biz farklı cephelere gittik ve olayın üzerinde fazla durmadık. Ancak tabii ki bu olay sosyal medyada yayıldıktan sonra özellikle eşim, kızlarım, annem ve babam çok endişe ettiler. Onların üzülmesi beni biraz üzdü işin açıkçası. Ama olsun biz vatanımızı, milletimizi seviyoruz, görevimize devam edeceğiz.”

“Türkiye’de ormanımız var ki yangınımız oluyor” 

İzmir’deki yangının son durumu hakkında bilgi veren OGM Müdür Yardımcısı Mehmet Çelik ise, “Türkiye’de ormanımız var ki yangınımız oluyor. İzmir’deki yangınımız Pazar günü öğlen saat 12.41 civarında başladı. 10 dakika içerisinde yangına müdahale edildi. Kulenin 1 kilometre kadar altında meydana geldi. 50 kilometrenin üzerinde bir rüzgar vardı. Dolayısıyla yangın bir anda büyüdü. Bu yangın öncesinde İzmir’de üç yangınımız vardı. Biz helikopterleri o yangından bu noktaya topladık. Enerjimiz parçalanmıştı ancak toparlandık. Yangın başlamadan öncede Milas’ta, Bodrum’da yangın başladı. Dolayısıyla bütün enerjilerimizi buralara yükledik 53’üncü saatte de yangını kontrol altına aldık. Şu anda sıkıntılı bir şey kalmadı ama arkadaşlarımız soğutma çalışmalarına devam ediyor. Dışarıdan gelen helikopterleri de görev yerlerine gönderdik” ifadelerini kullandı.

“Yangınlarda uçakların pek faydası olmuyor”

Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin bölgede yangın söndürme konusunda uçak sayısının yetersiz olması konusunda yaptığı açıklamayı değerlendiren Çelik, “Biz geçmiş yıllarda uçakları orman yangınlarını söndürmede kullanıyorduk. İşin içinde teknik personel olarak konuşuyorum yangınlarda uçakların pek faydası olmuyor. Bunun memleketimiz için fayda yarar ilişkisi içinde olması lazım. Ülkemizin arazileri çok engebeli ve dağlık. Her tarafta orman yolumuz yok. Dolayısıyla dağlık ve engebeli yerlerde helikopterler daha başarılı oluyor. Çünkü yangına 5’inci ve 7’inci dakikalarda çık dediğimiz, kalk dediğimiz anlarda kalkabiliyorlar. Bir yangın söndürme uçağının bazen 1 saatte iki, bazen 1 buçuk saatte iki sorti yapabiliyorlar. İkinci sortiyi zamanında yapamama durumları da vardı, biz bunları iyi biliyoruz. Bizim burada doğru ve güzel olan şeyleri yapmamız gerekiyor” dedi.

“İzmir yangınında kasıt olduğunu söyleyemeyiz”

İzmir’de çıkan yangının kasıtlı olmadığını söyleyen Çelik, güvenlik kuvvetlerinin de konuyu araştırdığını dile getirdi. Çelik, “Yangının başladığı gün birkaç yerde daha farklı farklı yangınlar vardı. O yangın devam ederken başka yerdeki yangınları da kontrol altına almamız gerekiyordu. İzmir yangınında kasıt olduğunu söyleyemeyiz. Güvenlik kuvvetleri bunları araştırırlar ve belirli bir şey bulunursa kamuoyuna açıklanır. Yangın kontrol altına alındı ve soğutma çalışmaları sürüyor. Tahminimizce 500 hektarlık bir alanın yandığını, zarar gördüğünü düşünüyoruz” diye konuştu.

“Karşı ateş uygulaması yapıldı ve başarılı olundu”

Yangınla mücadelede çeşitli metotların olduğunu söyleyen Çelik, İzmir’deki yangında görev alan Özkan Özbedel ve ekibinin karşı ateş metoduyla yangını kontrol altına aldığını ifade etti. Çelik, “Yangınla mücadelede, yangını söndürme konusunda metotlarımız vardır. Bu metotlar arasında doğrudan insan gücüyle müdahale etmek, havadan müdahale etmek, araç gereçle müdahale etmek gibi bir de bunun yanı sıra enerjisi çok büyüyen, risk teşkil eden, önünde yerleşim yeri olan, insanlarımızın mal ve can kaybına sebep olacak büyük enerji toplamış yangınlarda biz bu karşı metotları üst yönetimin kararıyla, uzman olan arkadaşlarımız uygular. Bu yangında da yangının önünde bulunan Kuyucak köyündeki insanlarımızın ve evlerimizin zarar görmemesi için karşı ateş yöntemini uygulamasına yönelik emir verildi. Özkan arkadaşımız da bu noktada karşı ateş uygulamasını yaptı ve başarılı oldu. Bunu yapmadan önce de bu noktada her türlü tedbir alındı. Şerit açıldı, araç gereçlerimiz yığıldı. Riski bertaraf etmek için ateşi ateşle söndürme metodu uygulandı. Bu sadece bizde değil bu dünyada birçok ülkede uygulanıyor. Biz bu metotla en son Göcek yangınında Göcek’i yanmaktan kurtardık. Özkan arkadaşımız bu işin uzmanı, onu götürdük, talimat verdik biz de yanındaydık. Özkan arkadaşımıza, darp olayının olmaması lazımdı. Keşke orada arkadaşımıza yardım etselerdi de daha önce yapılsaydı. Gecikilen her saniye bizim aleyhimize. Bir an önce karar verildi ve uygulandı. Ne amaçla darp edildi bunu bilemiyoruz. Herkese izah edilebilirdi ama son anda bu iş yapıldı o yüzden izah şansı olmamış olabilir. Dünya uyguluyor biz de uyguluyoruz” dedi.

“Kendisine saldıran insanların evlerini yanmaktan kurtardı”

Bölgede bulunan vatandaşların tepkisine rağmen işini layıkıyla yapan Özkan Özbedel ve ekibi sayesinde yangının önlendiğinin altını çizen Çelik, “Enerjisini toparlamış, büyümüş yangınlar çok büyük bir tehlikeyle gelirken önündeki yanıcı maddeyi yakarak temizlememiz lazım. Yani yanıcı maddeleri uzaklaştırmamız lazım. Bunu da o anda dozerle, iş makinesiyle yapmak mümkün değil. O zaman o yanıcı maddeyi küçük alanda yakarak karşı ateş veriyorsun. Büyük enerji, küçük enerjiyi çekeceğinden dolayı rüzgar da hafifleyecektir ve yangın yangını gördüğü anda enerjisini kaybedip zayıflayacaktır. Biz bu noktada gerekli müdahaleyi yaparız. Özkan Bey’i tebrik ediyoruz. Ekibiyle birlikte güzel bir çalışma yaptı ve evleri yanmaktan kurtardı. Özkan arkadaşımız, kendisine saldıran insanların evlerini yanmaktan kurtardı” şeklinde konuştu.  

Emin Kuvat - Mustafa Apaydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Yaşar Üniversitesi 23 yaşında Bilim, birlik ve başarı ilkeleriyle yenilikçi ve sürdürülebilir bir üniversite olmak için eğitime katkı koymayı sürdüren Yaşar Üniversitesinin 23. yılı törenle kutlandı. Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Kuruluşumuzdan bu zamana kadar pek çok alanda başarılara imza attık ve binlerce öğrenci mezun ettik” dedi. Yaşar Üniversitesinin 23’üncü kuruluş yıl dönümü Selçuk Yaşar Kampüsünde düzenlenen törenle kutlandı. Törene; KKTC Baş Konsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş, mütevelli heyeti üyeleri, akademik ve idari çalışanlarla öğrenciler katıldı. Müzik bölümü öğrencilerinin dinletisiyle başlayan törende, akademik ve idari çalışanlara ‘Bilim, Birlik, Başarı’ ödülleri verildi. Ödüller; ’Başarılı İdari Birim’, ’Temsiliyet Başarısı’, ’Eğitimde Başarı’, ’Başarılı Araştırmacı’, ’Akademik Onur’ adı altında takdim edildi. Beşinci, onuncu, on beşinci ve yirminci hizmet yılını dolduran akademik ve idari personele de rozet ve belge verildi. Açılış konuşmasını yapan Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, “Kuruluşumuzdan bu zamana kadar pek çok alanda bilimsel, kültürel ve spor alanlarında pek çok başarıya imza attık ve binlerce öğrenci mezun ettik. Akademik başarılarımız, akreditasyonlarımız ile ulusal ve uluslararası projelerdeki performansımızla üniversiteler arasında güçlü bir konum elde ettik. Bu vesileyle kurucumuz ve ebedi onursal başkanımız Selçuk Yaşar’ı saygı ve rahmetle anıyorum” dedi. Yiğitbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yakın bir zamanda Stanford Üniversitesi tarafından hazırlanan ve dünya genelinde üst seviyede başarı elde eden bilim insanlarının bulunduğu Dünyadaki En Etkili Bilim İnsanları listesinde 6 akademisyenimiz yer aldı. Prof. Dr. Arif Hepbaşlı, Prof. Dr. Duygu Türker Özmen, Prof. Dr. Yiğit Kazançoğlu, Prof. Dr. Meltem Gürel, Doç. Dr. Banu Yetkin Ekren ve Doç. Dr. Mir Jafar Sadegh Safari’nin böylesine saygın bir listede yer alması, yapılan çalışmaların ve akademik katkıların değerini bir kez daha göstermiştir. Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Türkan’ın da yer aldığı çalışma Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu kapsamında uzaya gönderilen 13 deneyden biri oldu. Bu bilimsel başarıların üniversitemiz için büyük gurur ve mutluluk kaynağı olduğunu belirtmek isterim. Avrupa Birliği Jean Monnet Mükemmeliyet Merkezimiz tarafından, insan kaynakları müdürlüğümüzün desteği ile yapılan başvuru sonucunda, üniversitemiz Avrupa Komisyonunun Araştırmacılar İçin İnsan Kaynakları Stratejileri Mükemmellik Ödülüne layık görüldü. Araştırma süreçlerimizde uyguladığımız insan kaynakları politikalarımızla uluslararası bir ödüle layık görülmemiz bizler için gurur verici oldu. 2023 yılı Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması raporunda üniversitemiz yüksek memnuniyet ifade eden A grubunda yer alarak 74 vakıf üniversitesi arasında ilk 10 içinde yer alma başarısını gösterdi." "Hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz" Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller ise “23 yıl önce bir hayalle başlayan ve bugün geldiğimiz noktadaki başarılarımızın temelini atan ’Bilim, Birlik, Başarı’ ilkesiyle Türkiye’ye sayısız ilki kazandıran Selçuk Yaşar’dan aldığımız ilhamla, bilimin ışığında çalışmaya ve üretmeye kararlılıkla devam edeceğiz. Geçtiğimiz bir yıl içinde öğrencilerimiz; mimarlık, tasarım, spor, sanat gibi pek çok alanda elde ettikleri başarılarla yüzümüzü güldürdü. Akademisyenlerimiz de elde etikleri başarılarla bizleri gururlandırdı. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, en değerli 23’lerin ışığında, nitelikli eğitim ve araştırmalarımızla başarılarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Geleceğe yön veren yenilikçi bireyler yetiştirerek topluma katkıda bulunma hedeflerimize emin adımlarla ilerleyeceğiz, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yerinde duran, geriye gidiyor demektir. İleri, daima ileri’ dediği gibi” diye konuştu. Yaşar Üniversitesinde enerji hukuku alanında yüksek lisans yaptığını söyleyen Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki de, “Bornova Belediye Başkanlığı adaylığına gösterilmemde, geçmişimde iki yüksek lisans yapmış olmam etkili oldu. Bu dönem Bornova Belediyesi olarak ülkemizin çok ihtiyacı olan yenilenebilir enerji alanında birçok çalışma yapacağız. Yaşar Üniversitesi ile de birçok projeyi beraber yürütmek istiyoruz” dedi.
Zonguldak Rektör Özölçer’den "sıfır atık" teşekkürü ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Sıfır Atık Politikası kapsamında en iyi performans gösteren akademik ve idari birimlere teşekkür belgesi takdim etti. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi, sıfır atık ve sürdürülebilir çevre politikası doğrultusunda uzun zamandır attığı adımlara bir yenisini daha ekledi. ZBEÜ, Sıfır Atık Politikası çerçevesinde altı farklı kategori belirleyerek Mart 2024 dönemi için tüm akademik ve idari birimlerin, sıfır atık ve sürdürülebilir çevre politikası doğrultusunda üniversitenin belirlediği adımları uygulamaya dökmeleri açısından bir performans tespitinde bulundu. Pil, kâğıt, plastik, cam, metal ve en düzenli ayrıştırma kategorileri olmak üzere toplamda altı farklı kategorinin kıstas alındığı performans ölçümünde, en iyi sonuçları alarak dereceye giren akademik ve idari birimlere teşekkür belgesi sunuldu. Rektörlük Senato Salonu’nda gerçekleştirilen törene ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu ve Prof. Dr. Servet Karasu, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, akademik ve idari birim yöneticileri katıldı. Törende konuşan ZBEÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, ZBEÜ olarak sıfır atık ve sürdürülebilir çevre politikasını önemsediklerini, yönetim olarak bu doğrultuda kararlar almaya devam ettiklerini belirtti. Böylece gelecek nesillere yaşanabilir ve sürdürülebilir bir çevre bırakma konusunda Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak büyük kararlılık gösterdiklerine dikkat çeken Rektör Özölçer, özellikle üniversitenin akademik ve idari birimlerinin de bu kararlara uygun adımlar atmalarını önemseyerek birimleri bu konuda teşvik edici çalışmaları sürdürdüklerini aktardı. Mart 2024 dönemi için tespit edilen altı farklı kategoride en iyi performans gösteren akademik ve idari birimlere teşekkürlerini sunan Rektör Özölçer’in, ilgili birim yöneticilerine teşekkür belgesi takdim etmesinin ardından tören sona erdi.
Antalya Antalya Doğal Yaşam Parkı, yeni yavrularla coşkulu bir bahar yaşıyor Antalya Büyükşehir Belediyesi Doğal Yaşam Parkı, baharın gelmesiyle birlikte sevince boğuldu. Parkta, lemur, keçi, geyik, koyun gibi çeşitli türlerden yeni yavrular dünyaya geldi. Yeni yavrularla coşkulu bir bahar yaşayan Doğal Yaşam Parkı’na 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda girişler ücretsiz olacak. Antalya Doğal Yaşam Parkı, doğanın ve hayvanların korunması adına önemli bir merkez olmaya devam ediyor. Doğal yaşam alanlarında özgürce dolaşan 1400’den fazla hayvanı barındıran park, 127 farklı türe ev sahipliği yapıyor. Her yıl yüz binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Doğal Yaşam Parkı’nda bahar mevsiminin de habercisi olan doğumlar başladı. Doğal Yaşam Parkı Şube Müdürü Dr. Aygül Arsun, yeni doğumlarla parkın neşesinin ve coşkusunun arttığını belirtti. “Yavru bereketi” Özellikle çocukların ilgisini çeken kuyruklu lemurlardan üç yeni yavrunun doğduğunu belirten Arsun, "Yavrular bir aylık oldular ve anne sırtında zamanlarını geçiriyorlar. Bazıları ağaçlara tırmanarak kendilerini deniyorlar, bir çocuk gibi oynuyorlar" dedi. Ayrıca, parkta diğer türlerden de yavruların olduğunu belirten Arsun, "Ceylanlarımız da yavrulama başladı. Dağ keçileri, geyikler, koyunlar ve kuzular hepsi yavruladı. Rakunlarımızın da yeni yavruları var. İlkbaharın sonlarına doğru doğacak yavrularımız var. Baharla birlikte üreme patlaması yaşıyoruz" diye konuştu. Tüm çocuklar davetli Arsun, özellikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesine denk gelen bu güzel haberle ziyaretçilere bir de müjde verdi. Girişlerin 23 Nisan’da ücretsiz olacağını belirten Arsun, tüm çocukları ve ailelerini parkı ziyaret etmeye davet etti.