SPOR - 08 Kasım 2017 Çarşamba 05:43

TFF, Damat’la sponsorluk sözleşmesi imzaladı

A
A
A
TFF, Damat’la sponsorluk sözleşmesi imzaladı

Türkiye Futbol Federasyonu, giyim markası Damat’la sponsorluk sözleşmesi imzaladı. İmza töreninde TFF Başkanı Yıldırım Demirören, TFF yöneticileri, A Milli Futbol Takımı oyuncuları ve teknik ekip hazır bulundu.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun Riva’da bulunan Hasan Doğan Kamp ve Eğitim Tesisleri’nde düzenlenen imza töreninde, TFF Başkanı Yıldırım Demirören, ORKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, TFF yöneticileri, A Milli Takım Teknik Direktörü Mircea Lucescu ve A Milli Takım futbolcuları hazır bulundu. İmzalanan anlaşmayla birlikte Damat markası, Milli Takımlar resmi moda tedarikçisi oldu. Açılış konuşmasını yapan ORKA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, sektörde 30. yıllarını kutladıklarını belirterek, "Yurt içi ve yurt dışındaki anlaşmalarla, spora ve sporcuya verdiğimiz değeri, TFF ile yaptığımız bu anlaşmayla bir adım öteye taşıyarak milli bir görev yapmanın gururunu yaşıyoruz. Dünya çapında markalaşmaya ve bilinilirliğimizi farklı pazarlarda yükseltmeye devam ederken, farklı ülkelerde ve farklı pazarlarda sporculara verdiğimiz desteği, Milli Takım’a da vermiş olmaktan dolayı gururluyuz” ifadelerini kullandı.

“Makedonya Milli Takımı’nın da sponsoru olduk”
Yurt dışında birçok takıma sponsor olduklarını belirten Orakçıoğlu, “İspanya’da Barcelona ile Kral Kupası’nda final oynayan Deportivo Alaves’le bir anlaşmamız vardı. Rusya’nın en önemli takımlarından Spartak Moskova ile de anlaşmamız vardı. Makedonya Milli Takımı’na sponsor olurken, sosyal medyadan çok eleştiri aldık ‘neden Milli Takım’a sponsor olmuyorsunuz’ diye. Bugün bu anlaşmayla, Milli Takımımız’a sponsor olmanın gururunu yaşıyoruz. Azerbaycan’ın Şampiyonlar Ligi’ne katılan Qarabağ takımının da sponsorluğunu yapıyoruz. Bu, yaptığımız işbirliklerinin bazıları. Bugünkü yapacağımız işbirliğinin gururu farklı. Yurt dışında olduğu gibi kendi ülkemizde de sporcunun yanında olmaya devam edeceğiz. Bu anlaşmada payı çok büyük olan TFF Başkanı Yıldırım Demirören, İcra Kurulu Üyesi Cengiz Zülfikaroğlu ve diğer tüm yöneticilere teşekkür ediyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

Demirören: “Nuri Şahin’e teşekkürü borç biliriz”
Göreve geldiklerinden bu yana sponsorluk anlaşmalarına çok önem verdiklerini söyleyen Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, “Yüzde 100 Türk sermayesiyle hareket eden Damat, Milli Takımımız’ı giydirecek. Yeniden yapılanma sürecinde yeni yüzler göreceksiniz. Bunun yanında aramızdan ayrılan isimler de oluyor. Vedasını erken bulsak da Nuri Şahin’e, Milli Takım’a verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür etmeyi borç biliyoruz. Lucescu çok kritik dönemde göreve geldi. İnanıyorum ki kendisinin gençlik aşısı tutacak ve 2020 Avrupa Şampiyonası’na katılacağız. Günümüzde başarının anahtarı sponsor desteğidir. Özellikle futbolun can damarı sponsorların desteğini çekmemesi için ılımlı bir ortam oluşturulması gerekiyor. Acımasız rekabet bizlere saygıyı sevgiyi unutturabiliyor. Başkan ve yöneticilerin ortamı germedikleri gün hemen hemen yok gibi. Bardak taştı ve son damla bile kalmadı” ifadelerini kullandı.

“Renklerin değil, futbolun federasyonuyuz”
Federasyon olarak toplum vicdanını yaralayan hareketlere karşı en ağır yaptırımı uyguladıklarını söyleyen Demirören, “Geçtiğimiz dönemde neden ceza vermiyorsunuz diyenler, bu sezon bir futbolcuya 5, 6 maç ceza verildi diye cezaları eleştiriyorlar. Renklerin değil, futbolun federasyonuyuz. Kaos, suni gündem değil akıl üretelim. Başka Türkiye ve başka Türk futbolu yok. Euro 2024 adaylığımıza hız vereceğiz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde bu finali alacağımıza inancımız tam. Vodafone Park’ta oynanacak olan Süper Kupa Finali var. İstanbul’u finaller şehri yapacağız. Ekonomisiyle, kalitesiyle, yıldızlarıyla Avrupa Süper Ligi’ne girmeyi hak eden bir Türk futbolu var. Damat ile yaptığımız anlaşmanın hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Anlaşmanın ardından futbolcular, sahnede bulunan mankenin üzerindeki takım elbiseye imza attılar.

Bozhan Memiş - Uygar Aydın 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ordu Sudan bedava elektrik: Fatura 3’te bir düştü Ordu’da yaşayan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun emekli imam Ahmet Ergin, dere kenarına hurda malzemeleri de kullanarak kurduğu sistem ile evinin elektrik ihtiyacının büyük bir kısmını bedava karşılıyor. Altınordu ilçesi Kayabaşı Mahallesi’nde ikamet eden 72 yaşındaki emekli imam Ahmet Ergin, 2002 yılında emekli olduktan sonra hobi olarak başladığı elektronik işler ile uğraşısını ilerletti. KTÜ Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü’nden mezun olan Ergin, elektrik faturalarını düşürmek hedefiyle evinin yaklaşık 150 metre uzağında bulunan dereye bir sistem kurmak için çalışmalara başladı. Sistemi 10 yıldır sorunsuz kullanıyor, faturalar 3’te bir düştü Yaptığı araştırmaların yanı sıra, elektrik mühendislerden de bilgiler alan Ergin, az bir suyu olan derenin kenarına yaklaşık 10 yıl önce elektrik üreten sistemi kurdu. Aralarında, hurdalıktan aldığı ve kullanılmış olan malzemeleri birleştiren Ergin, kurduğu sistem ile elektrik faturalarını 3’te bir oranına kadar düşürdü. “İnsanlar bana olmaz dedi ama elektrik üretimini başardım” Ergin, emekli olduktan sonra evinin yakındaki dereyi kullanarak, elektrik üretimi yapmaya karar verdiğini söyledi. Bu konuda mühendislere de danıştığını ancak olumlu yanıtlar alamadığını ifade eden Ergin, ‘olmaz’ diyenlere rağmen çabalamayı bırakmadığını belirtti. Ergin, “Gördüm ki 500 devirde 2 kw elektrik üretiliyormuş, Alternatör aldım ve bunu çarklara bağladım, bu sayede 750-800 watt elektrik ürettim. Bununla kullanabildiğim kadar 10-15 tane lamba bağladım ve kullanıyorum” diye konuştu. “800 watta kadar olan eşyaları çalıştırıyor” “Tesisatta suyum 50’lik boruyu dolduruyor, 200 metreden geliyor ve 37 metre yükseklikten basıyor. Daha yüksek olsa bir bu kadar da elektrik üreteceğime inanıyorum” diyen Ergin, “Bu haliyle yaklaşık 800 watt üretiyorum. Bu şekilde 800 watt üzerinde olan eşyaları, örneğin elektrik şofbeni çalıştırmaz ancak buzdolabı, soğutucu, televizyon ve lambaları çalıştırıyor” ifadelerine yer verdi. Parçaların hepsi hurdadan, elektrik faturası 3’te 1 oranda düştü Ergin, yaklaşık 10 yıldır elektrik faturalarının 3’te 1 oranda düştüğünü belirterek, “Sabaha kadar da her yer yanıyor. Ben bu kadar az bile olsa dere yakınında suyu olan herkese bu sistemi tavsiye ederim. İnsanlar devletimiz üretecek diye beklemesinler. Kanuni yönden ise 500 wattan aşağısı serbest, insanlara da bu konuda yardımcı olmak isterim. Kimi zaman gelenler oldu, kurmak için bilgi aldılar. Dere ile benim evin arası 150 metre, çoğu parçayı da hurda ve kullanılmış olarak temin ettim. Yani orada kullanılmamış parça yoktur” şeklinde konuştu.
Samsun 5 bin yıl önce ameliyat edilen kafatası ilgi çekiyor Samsun’da 5 bin yıl öncesine ait kafatasındaki ameliyat izleri vatandaşların ilgisini çekiyor. 1981 yılında Samsun’un Bafra ilçesi İkiztepe Höyüğü arkeolojik kazılarında bulunan 5 bin yıllık kafatası, baş delgisi tekniğinin ilk Tunç Çağı’nda kullanıldığını belgelemişti. Samsun Müzesi’nde sergilenen kafatası, vatandaşlar tarafından da ilgiyle incelenirken, aynı bölümde trepanasyon (Baş delgi) tekniğiyle kafatası ameliyatı yapılmış 1900 yıllık kafatası da sergileniyor. Ameliyat edilen kafataslarından 5 bin yıllık olanı ilk Tunç Çağı’na, 1900 yıllık olanının ise antik Amisos Kenti Geç Hellenistik ve Erken Roma İmparatorluk dönemine ait olduğu tespit edildi. Söz konusu kafatasları hakkında müzede bulunan bilgilendirmede, “Trepanasyon, Yunanca delik, delgill, burgu anlamına ‘trypanon’ kelimesinden türemiştir. Antropologların ‘kafatası delgi operasyonu’ olarak adlandırdıkları bu işlemi, belirli bir bölgede, kafa derisi cerrahi bir alet ile sıyrıldıktan sonra, belli bir parçanın, bir amaç ve teknik ile çıkarılıp alınması şeklinde tanımlayabiliriz. Bu ameliyatlarda kafatasından bir kemik parçası çıkarılmakta ve beyin doğrudan dış çevreyle karşı karşıya kalmaktadır. Geleneksel topluluklarda uygulamalar ile arkeolojik verilerden hareketle, trepanasyonların kafa yaralanmaları, kafada yer aldığı düşünülen kötü ruhun çıkarılması, büyü veya iyileştirme gibi birçok amaçla yapıldığı kabul edilmektedir. Bu tür ameliyatların törensel arka planı da olmalıdır. Dolayısıyla ameliyatların gerçek amacını belirlemek her zaman kolay değildir. Anadolu’da bugüne dek yaklaşık 50 adet trepanasyon örneği tespit edilmiştir” ifadeleri yer alıyor. Beyin tümörü, cerrahi müdahale ile tedavi edilmeye çalışılmış 5 bin ve 1900 yıllık beyin ameliyatı ile ilgili yapılan bilgilendirmede ise “İkiztepe Erken Tunç Çağı’na ait önemli buluntu gruplarından biri, trepanasyonlardır. İkiztepe iskeletlerinin bazı kafataslarında, ameliyatlarla bilinçli açılmış farklı biçimlerde boşluklar görülmüştür. Bu nedenle İkiztepe, Anadolu’nun yaygın ve gelişmiş en eski trepanasyon merkezi olarak değerlendirilmektedir. İkiztepe’de kafataslarında trepanasyon izleri tespit edilen bir adeti genç erişkin kadın, diğerleri ise erkeklere ait olan beş adet erişkin iskelet bulunmuştur. Biri hariç diğer trepanasyonların İkiztepe’de Erken Tunç Çağı’nda yaşanan savaş nedeniyle meydana gelen; birçok kişinin ölümüyle sonuçlanan kafataslarında kesici, delici ve küt uçlu silâh yaralanmalarından kaynaklandığı söylenebilir. Yaşlı bir erkeğe ait tek örnekte ise iskeletteki tümoral oluşumla birlikte görülmesi, İkiztepelilerin travmalar dışında bazı sağlık sorunlarını da cerrahî müdahalelerle tedavi etmeye çalıştıklarına işaret eder” ifadelerine yer verildi.
Adana Karnaval coşkusu konserlerle devam etti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınan Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın altıncı akşamında Merkez Park’ta Ferhat Göçer, Atatürk Parkı’nda ise Gece Yolcuları sahne aldı. “TÜRKİYE’NİN HİÇBİR YERİNDE YOK BÖYLE GÜZELLİK” Ferhat Göçer, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin altıncı gecesinde Adana’nın en büyük alanına sahip Adana Merkez Park’taydı. Konser öncesinde başlayan DJ performansı ve görsel şölenin ardından, Göçer’in sahneye çıkmasıyla büyük bir coşku seli yaşandı. Ferhat Göçer hayranlarıyla birlikte şarkılarını hep bir ağızdan seslendirdi. Gördüğü ilgiden çok memnun olan Göçer, “Muhteşemsin Adana, Türkiye’nin hiçbir yerinde yok böyle güzellik” dedi. Sahne sonrası verdiği mini söyleşide, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin sadece eğlendirme ve konser mantığının ötesinde, gerçek anlamda kültür, sanat festivali kavramının içini dolduran bir festival olduğunu söyledi. “Tiyatrolar, sergiler, söyleşiler ve konserlerle birlikte tam olması gerektiği gibi bir festival” diye ekledi. REFİK ANADOL “MERCAN RÜYALARI” ADANA’DA Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında Adana’da sergilenen dünyaca ünlü sanatçı Refik Anadol’un sergisi Kuruköprü Anıt Müze’de ziyaretçilerin en uğrak noktası oldu. Refik Anadol’un "Makine Halüsinasyonları: Mercan Rüyaları" adlı eseri, iklim değişikliğinin aciliyetini vurgulayan bir yapay gerçeklik simülasyonu. Sanatçı, Dünya Ekonomik Forumu’nda 2023 yılında sergilenen bu Veri Heykeli’ni, okyanus ekosistemlerinin ve mercan resiflerinin tehlikeli durumundan ilham alarak ortaya çıkardı. Anadol, eseri oluşturmak için yaklaşık 100 milyon mercan görüntüsünden oluşan kapsamlı bir veri kümesini kullandı. UZAYA GÖNDERİLEN İLK ATATÜRK FOTOĞRAFI Adana Müze Kompleksi Arkeoloji Müzesi Geçici Sergi Salonu’nda 21 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek NFT, festivalin çağdaş sanat bakış açısının bir yansıması olarak sanatseverlerle buluşuyor. NFT, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında 38 bin metre yüksekliğe gönderilen "Gökyüzüne Bakan Atatürk" fotoğrafı ve bitki tohumlarını içeriyor. HOLOFLUX GÖRENLERİ BÜYÜLEDİ Türkiye Kültür Yolu Festivali Adana Portakal Çiçeği Karnavalı kapsamında sergilenen, Türk mimar ve sanatçı Güvenç Özel‘in Holoflux eseri, hem konser hem de park alanındaki etkinlik ziyaretçilerinin fotoğraf çekim alanı haline geldi.