EKONOMİ - 10 Temmuz 2018 Salı 12:03

TGDF Genel Sekreteri Menlik: 'Yeni kabine umut oldu'

A
A
A
TGDF Genel Sekreteri Menlik: 'Yeni kabine umut oldu'

TGDF Genel Sekreteri İlknur Menlik, “Kabinede Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Tarım ve Orman Bakanlığı olarak yeniden düzenlenmesi ilk bakışta olumsuzluk gibi görünse de, tarım ve gıda iç içe sektörler. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığına gıda sektörünü yakından tanıyan Bekir Pakdemirli’nin atanması da sektörümüz için büyük bir şans” dedi.

Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Genel Sekreteri İlknur Menlik, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki ilk kabinesini değerlendirdi. 

“Bürokrasi azalacak, işleyiş hızlanacak” 

Yeni kabinenin doğrudan Cumhurbaşkanına bağlı olarak çalışması sayesinde bürokrasinin azalacağını, işleyişin hızlanacağını belirten Menlik, “Bu sayede tüm sektörler gibi tarım ve gıda sektörünü ilgilendiren konularda da hızla karar alınıp, sorunlara kısa sürede çözüm bulunabilecek” diye konuştu.

Yeni kabinede Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Tarım ve Orman Bakanlığı olarak yer almasını da değerlendiren Menlik, şunları söyledi: “Bakanlığın isminden gıdanın çıkartılması ilk bakışta bir olumsuz gibi görünebilir. Ancak tarım ve gıda sektörleri, birbiriyle iç içe iki sektördür. Birini diğerinden ayırmak mümkün değil. Gıda ve içecek sanayinin üretimdeki temel hammaddesi tarımsal ürünlerdir. Diğer yandan üretilen tarımsal ürünlerin değerlendirilmesi, ancak ve ancak güçlü bir gıda ve içecek sanayi ile mümkündür. Dolayısıyla bakanlığın adında gıda olup, olmaması değil, iki sektörün birbiriyle uyum için varlığını güçlendirerek sürdürmesi daha önemlidir.

Yeni kabinede Tarım ve Orman Bakanlığı görevine atanan Bekir Pakdemirli de, bugüne kadar üstlendiği görevler itibariyle, gıda sektörünü yakından tanıyan, sorunları bilen bir isimdir. Sektörün daha da gelişmesi ve yaşanan sıkıntılara çözüm bulunması bakımından kendisinin bakanlığının sektörümüz için bir şans olduğunu düşünüyorum. Türkiye gıda ve içecek sanayinin en büyük sivil toplum kuruluşu TGDF olarak kendisiyle yakın bir mesai içinde, çalışmalarına destek vereceğiz.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.