ASAYİŞ - 22 Nisan 2021 Perşembe 18:13

‘Thodex’ mağdurundan suç duyurusu: “Parasal hacmi en yüksek dolandırıcılık eylemi”

A
A
A
‘Thodex’ mağdurundan suç duyurusu: “Parasal hacmi en yüksek dolandırıcılık eylemi”

Kripto para borsası Thodex’in işleme kapanmasının ardından mağdur olduğunu söyleyen S.K. isimli bir vatandaş, Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer ve şirket yetkilileri hakkında avukatı aracılığıyla Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Avukat Sinan Keskin dilekçesinde, söz konusu eylemin parasal hacmi en yüksek olan dolandırıcılık eylemlerinden biri olduğu aktarıldı.

Kripto para dünyasındaki dolandırıcılık iddiası Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü. Kripto para borsası Thodex’in işleme kapanmasının ardından binlerce kişi mağdur olduğunu öne sürdü. Dolandırıldığını söyleyen S.K. isimli bir vatandaş avukatı Sinan Keskin aracılığıyla Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer ve şirket yetkilileri hakkında Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu dilekçesinde, “Yıllarca çalışarak elde ettiği birikimiyle yatırım yapmak isteyen müvekkil, 2017 yılında Faruk Fatih Özer tarafından kurulan ve Thodex adıyla internet ortamında faaliyet gösteren şirketten kripto para almıştır. Müvekkilin almış olduğu kripto para değeri hali hazırda yaklaşık 160 bin liradır” denildi.

Yaklaşık 400 bin kişi mağdur oldu

Faruk Fatih Özer’in müvekkilinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 400 bin kişiden yatırım amacıyla aldığı 2 milyar dolar tutarındaki paraları alarak yurt dışına kaçtığı belirtildi. Şüpheli Özer’in sosyal medya hesaplarının ve yatırımcıların işlem yaptığı şirket web sitesinin kapandığı, şirketin bulunduğu adreste ise hiçbir yetkilinin bulunmadığı kaydedildi.

Şüphelinin ve diğer yetkililerin yatırımcılara kripto para üzerinden yüksek kar oranları vaat ettiği, sosyal medya hesapları üzerinden insanları yatırım yapmaya sevk eden paylaşımlarda bulundukları ve tüzel kişilik üzerinden güven ortamı oluşturduklarının vurgulandığı dilekçede, “Öyle ki yatırımcıları çekmek için lüks marka araba çekilişleri dahi yapmıştır. Bunun üzerine kar elde edeceğine inanan müvekkil ve birçok mağdur yüksek meblağlardaki parayı şüphelinin kurmuş olduğu kripto para borsasına yatırmıştır. Fakat şüpheli şahıs yurt dışına kaçmış ve tüm irtibat kanallarını kapatmıştır” ifadelerine yer verildi.

“Parasal hacmi en yüksek olan dolandırıcılık eylemlerinden biri”

Dilekçede, söz konusu dolandırıcılık vakasında çok fazla insanın dolandırıldığı ve ülkenin parasal hacmi en yüksek olan dolandırıcılık eylemlerinden biri olduğu aktarıldı. Dilekçede, “Kripto para üzerinden kar vaadiyle hilesiyle, müvekkilden ve binlerce insandan aldığı paraları zimmetine geçirerek yurt dışına kaçan şüpheli hakkında ivedilikle tutuklama kararının verilmesini talep etmekteyiz” denildi. Suç duyurusu dilekçesinde, şüpheliler hakkında “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık” suçlarından dava açılması istendi.

“2 buçuk milyon zararı olan müvekkilim de var”

Savcılığa suç duyurusu dilekçesini sunmasının ardından açıklama yapan mağdur S.K.'nin avukatı Sinan Keskin, kendisine ulaşan mağdur sayısının 30’a ulaştığını söyleyerek, “2 buçuk milyondan 25 bin liraya kadar mağdur olan müvekkillerim var. Müracaat savcısına başvurumuzu yaptık. Burada mağdur olan kişilerin yakın bulundukları, Cumhuriyet Başsavcılıklarına suç duyurusunda bulunmaları, şikayet dilekçelerini vermeleri gerekmektedir” dedi. Keskin, “Suç kapsam itibariyle baktığımızda bir kere bunun tek başına yapılamayacağı aşikardır. Türk Ceza Kanunu’nun 158. Maddesi uyarınca ‘Nitelikli dolandırıcılık’ kapsamında, ayrıca bunun internet ortamında yapıldığı için bilişim suretiyle dolandırıcılık kapsamına alınabileceği öngörüsündeyiz. Ayrıca bunun karşılığı olarak da 3 seneden 10 seneye hapis cezası ve her mağdur için istenecek ceza miktarı savcılığın iddianamesinde 200 senelik ceza olabilir” diye konuştu.

“Mağdurların savcılığa müracaat etmesi gerekiyor”

Mağdurların ilk yapmaları gereken şeyin Çiftlikbank hadisesinde de olduğu gibi savcılığa müracaat etmeleri gerektiğini kaydeden avukat Keskin, “Müracaat yapanlar bir an önce yapsınlar çünkü Çiftlikbank’ta kalan mallar olmuştu. Şirketin içinin pek dolu olduğunu zannetmiyorum ama bir sıra cetveli oluşturuldu Çiftlikbank’ta. Dolayısıyla yine yapmalarında alacak anlamında bir fayda görüyorum. Kayyuma geçebilir çünkü bu şirket” şeklinde konuştu.

“Sadece Türkiye’de olan bir olay değil”

Keskin, şüpheliler hakkında tutuklama talep ettiklerini belirterek, “Bu sadece Türkiye’de olan bir olay değil, dünyada da tartışılan bir olay. Bu sadece Türkiye’de oluyor, hep bizim başımıza geliyor diye bir şey yok. Amerika’da da tartışılıyor bunun denetimsizliği. Regülasyon diyorlar buna, denetim ve teminat getirmek gerekiyor” dedi.

Gamze Erdemir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hakkari Ahır olarak kullanılan mağaraya kurtlar dadandı: 30 keçi ve 30 oğlak telef oldu Hakkari’nin Depin Vadisi’ne akşam saatlerinde inen aç kurtlar, hayvancılıkla geçimini sağlayan Bedel Akar isimli vatandaşın ahır olarak kullandığı mağaraya dadanarak 30 keçi ve 30 oğlağı telef etti. Kent merkezine 20 kilometre mesafede bulunan Depin Vadisi’nde küçükbaş hayvancılıkla geçimini sağlayan Bedel Akar isimli vatandaşın ahır olarak kullandığı mağaraya kurt sürüsü dadandı. 80 küçükbaş hayvandan 60’ını telef eden kurtlar, daha sonra bölgeden uzaklaştı. Sabah saatlerinde hayvanlarına bakmak için bölgeye giden Akar, gördüğü manzara karşısında büyük şok yaşadı. Üzüntüsünü dile getiren Akar, gece saatlerinde kurtlar 30 keçi ve 30 oğlak olmak üzere 60 hayvanını telef ettiğini söyledi. Akar, “Kurt sürüsü sabaha doğru saldırdı. Keçi sürüsü korkudan dağlara dağıldı. Havanın aydınlanmasıyla dağda sürümü aramaya çıktık. 30 keçi dağda telef olmuş. Yaralı hayvanları kendi imkanımla aşağıya indirdim. 30 oğlak ise sanki yok olmuş. Hiçbir yerde izlerine rastlamadım. Maddi olarak zarara uğradım” diye konuştu. Bölgeye gelen Hakkari Belediyesi Veterineri Faysal Cindioğlu da, kurt saldırısına uğrayan yaralı sürüyü muayene etti. Sürü sahibine yaralı hayvanları imha etmek zorunda olduklarını ifade eden Cindioğlu, “Kurt ısırıkları nedeniyle yaralanan keçiler imha edilmeli. Hayvanların veba hastalığı taşıyıp taşımadığını bilmiyoruz. Her ihtimale karşı tedbirlerimizi almak zorundayız. Kurt saldırısı sonucu kuduz virüsü bulaşmış olabilir. Bu hayvanların tüketilmesi tehlikeli olabilir” diye konuştu.
İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesi’nin sakuraları çiçek açtı Türk-Japon ortaklığında açılan Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi bahçesine dikilen Japonya’nın ulusal simgelerinden biri olan sakuralar çiçek açtı. İki ülkenin dostluğunu simgelemesi amacıyla hastane bahçesini süsleyen çam ve sakuralar ise havadan görüntülendi. Türk-Japon ortaklığı ile Kamu Özel İş Birliği (PPP) modeli çerçevesinde inşa edilen Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi, açılışından bu yana çok sayıda hastaya hizmet vermeye devam ediyor. 2 bin 68 sismik izolatör bulunan yapı, 2 bin 500’ü aşan yatak kapasitesiyle de ön plana çıkarken inşa sürecinde hastanenin bahçesine Türk- Japon dostluğunu temsilen çam ağacı ile Türkçe ‘kiraz çiçeği ağacı’ anlamına gelen, Japonya’nın ulusal simgelerinden biri olan sakuralar dikilmişti. Baharın kendini göstermesiyle pembe renkleriyle açan sakuralar hastane bahçesini süslemeye başladı. Covid-19 pandemisinde de önemli hizmetler sunan bir yanda çam ağaçları bir yanda sakuraların yer aldığı çok sayıda hastaya şifa olan hastane ise havadan görüntülendi. “Japonya Türkiye kardeşliğini yansıtıyor" Hastane bahçesinde iki ülke bitkilerin birlikte bulunmasının hoş bir düşünce olduğunu belirten vatandaşlardan Emre Eroğlu sakuraların rengini çok beğendiğini söyleyerek, “Japonya Türkiye kardeşliğini yansıtıyor bizlere, yerli yerinde olmuş. Yapanın, emeği geçen herkesin eline sağlık. Bahar ayını, pozitifliği, enerjiyi yansıtıyor. İnsanlarımız da bu sayede bir nebze de olsa bu yeşilliklere bakarak bile mutlu olabilirler diye düşünüyorum. Japonların da emeğine sağlık, onların çiçekleri bizim çiçeklerimizle beraber çok güzel ambiyans sağlamışlar. Hastane mükemmel, tam bir modern çağ hastanesi olmuş, ilk defa içine girdim. Çok hoşuma gitti, içeride marketlerden, giyim mağazalarından tutun her türlü şeyi bulabiliyorsunuz” dedi. “İçi de dışı da çok güzel" Çam ve sakuraların birlikteliğini sevdiğini ifade eden Sevde Eroğlu, “Biz ilk defa geldik bu hastaneye içi de çok güzel, aynı şekilde dışına da çıkar çıkmaz mis gibi bahar ayı gelmiş dedik. Biz normalde Edirne’deydik aynı orada da çiçekler aynı şekilde açmıştı. Tema olarak yansıtması çok hoş” şeklinde konuştu.