GÜNDEM - 05 Kasım 2017 Pazar 14:15

Tır şoförünün gelin arabası da tır oldu!

A
A
A
Tır şoförünün gelin arabası da tır oldu!

Ankara’da dünya evine giren çift, gelin arabası olarak lüks ve gösterişli araç yerine tırı tercih etti. Damat, 10 yıllık hayalini gerçekleştirdiğini söylerken, gelin, “Bu 10 yılın sonunda o düğün salonuna bırakın tırı yürüyerek bile giderdim” dedi.

Dünya evine giren tır şoförü Serhat Coroğlu, gelin arabası için mesleğine yakışır bir tercih yaptı. Limuzin gibi lüks araçlar yerine gelin arabası olarak kullandığı tırı seçen damat Coroğlu, dorsesi çıkartılan tırını renkli süslerle ve balonlarla donattı. Gelin Sevil Coroğlu’nu kuaförden alan damat, konfetiler eşliğinde düğünün yapılacağı Gölbaşı ilçesine doğru hareket etti. Çiftin düğün heyecanına çevredeki vatandaşlar kayıtsız kalmadı. Araçlarıyla ilerleyen diğer sürücüler korna çalarak çifte eşlik etti.

Damat Serhat Coroğlu, eşiyle 10 yıllık bir birlikteliğinin olduğunu belirterek, hayalinin kullandığı tırı düğün arabası yapmak olduğunu söyledi. Düğünlerine renk katmak istediklerini kaydeden Coroğlu, “10 yılın verdiği mutluluğu renkli bir şekilde göstermek için böyle bir karar verdik. Gelinimizi almaya da 20 araçlı konvoyla gittik” diye konuştu.

“Düğün salonuna bırakın tırı yürüyerek bile giderdim”

Gelin Sevil Coroğlu ise düğün arabasının tır olmasını beklediğini ancak gördüğü zaman çok heyecanlandığını dile getirdi. Uzun süredir bu anı beklediklerini ve hayallerini gerçekleştirdiklerini söyleyen gelin Coroğlu, “Bu 10 yılın sonunda o düğün salonuna bırakın tırı yürüyerek bile giderdim” dedi. 

Abdullah Sarica - Emre Yüzügüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.