EĞİTİM - 14 Kasım 2021 Pazar 11:00

TOGG banttan inmeden aranan teknik elemanlar mezun oluyor

A
A
A
TOGG banttan inmeden aranan teknik elemanlar mezun oluyor

Yerli otomobil fabrikasının Bursa’da kurulacağının açıklanmasıyla harekete geçen Bursa Uludağ Üniversitesi, geçen dönem açtığı ‘hibrit ve elektrikli taşıtlar teknolojisi’ programının ilk mezunlarını bu sene verecek. 2022 yılında banttan inmesi beklenen TOGG'un eleman ihtiyacını Uludağ Üniversitesi karşılamış olacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerli otomobilin fabrikasının Bursa’da kurulacağını açıklamasının ardından ortaya çıkacak vasıflı insan gücü ihtiyacına cevap verebilmek için harekete geçen Bursa Uludağ Üniversitesi, Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu bünyesinde ‘hibrid ve elektrikli taşıtlar teknolojisi’ programını açtı. Geçen yıl açılan bölüm, 2021-2022 eğitim öğretim yılı sonunda ilk mezunlarını vermiş olacak. TOGG fabrikasının 2022 sonunda üretime hazır olması planlanırken, mezunlar ise araç banttan inmeden hazır olacak.

TOGG banttan inmeden aranan teknik elemanlar mezun oluyor

Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan, “Programı 2019-2020 yılında açıp ilk öğrencilerimizi aldık. Geçtiğimiz yıl 30 öğrenci ile eğitime başlamıştık, bu yıl kapasitemizi 40’a çıkardık. Geçtiğimiz yıl ve bu yıl çok yüksek puanlarla öğrenci aldık. Bazı öğrencilerimiz Anadolu’da makine mühendisliklerine girebilecek puanlarla buraya geldi. Bu çok memnuniyet verici, öğrenci kalitesi açısından oldukça iyi durumdayız. Programı TOGG’un yerli aracının yatırımını Bursa’da yapma kararı aldıktan sonra açmaya karar verdik. O dönemde rektörlüğümüzün de yoğun talebi ve desteğiyle hızlıca öğretim elemanları kadromuzu tamamlayıp, 2019-2020 yılında öğrenci alımı aşamasına geldik. Şu an programda 4 öğretim elemanımız var.

Alanlarında oldukça iyi farklı disiplinlerden, otomotiv, elektronik gibi alanlardan geliyor. Ancak bizim çok eski yıllarda kurulmuş bir otomotiv programımız da var. Bu programdaki öğretim elemanlarımız da bu elektrikli ve hibrit araçlar programının derslerine girmekteler. Okulumuzda mevcut olan elektrik ve elektronik programlarıyla birlikte toplamda bizim 13-14 tane çok nitelikli akademik personelimiz var. Eğitimlerimizi bu personellerimizin desteği ile sürdürüyoruz” dedi.

TOGG banttan inmeden aranan teknik elemanlar mezun oluyor

TOGG’un aranan eleman ihtiyacına doğrudan bir çözüm sağlamış olacaklarını belirten Prof. Dr. Karahan, “TOGG yatırımıyla birlikte bu işin yan sanayisi oluşacak. Şarj istasyonları, servis ağları, aslında yeni iş alanları meydana geliyor. Bu iş alanlarına biz öğrencilerimizi hazırlıyoruz. Buradaki işin boyutu sadece 2 yıllık ön lisans programıyla sınırlı değil. Biz bunun servis ağlarında çalışacak sertifikalı eleman boyutunu da düşündük. Bu yeni iş alanlarıyla birlikte öğrencilerimiz yerli aracımız daha banttan inmeden bu sektöre hazır hale geliyorlar. Bunun hem Bursa için hem de ülkemiz için faydalı olacağını tahmin ediyoruz” diye konuştu.

Programın şu an sadece örgün eğitim düzeyinde 2’li eğitimini de açıp öğrenci kapasitesini iki katına çıkartmayı hedeflediklerini belirten Karahan, “Üniversitemizde Gemlik Meslek Yüksekokulu'nda da aynı program açıldı. Önümüzdeki yıl orası da öğrenci almaya başlıyor. Bu şekilde baktığımızda 150’ye yakın öğrencinin yıllık bu programlarda öğrenim görmesi kapısı açılmış oluyor. Tabii önümüzdeki yıllarda biz bu işi sadece ön lisans boyutuyla bırakmayacağız” dedi.

TOGG banttan inmeden aranan teknik elemanlar mezun oluyor

Sadece üretim değil, satış sonrasına da yönelik eğitimlerin verildiğini belirten Uludağ Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hibrit ve Elektrikli Taşıtlar Programı Başkanı Cafer Kaplan ise, “Derslerimizin içeriğini hazırlarken Amerika, İngiltere, Fransa gibi ülkelerde bu eğitimin nasıl yapıldığıyla ilgili araştırma yaptık. Oralardaki ders içeriklerini birebir inceleyerek buradaki derslerimizin içeriklerini ve dönem sıralamasını yurt dışındaki örnekleri birebir uygulayarak programımıza uyguladık. Programdaki ders içeriklerine baktığımız zaman sadece üretim değil, satış sonrasına yönelik içerikler de söz konusudur. Derslerde özellikle hibrit ve elektrikli araçların elektrik motoru, inverter konverter grubumuz, batarya grubumuz, bataryanın onarımı ve revizyonuyla ilgili dersler çok detaylı bir şekilde hem seçmeli olarak hem de zorunlu olarak programa yaymış durumdayız.

Toplam 4 dönemlik bir eğitimimiz var. Bu 4 dönem içerisinde mümkün olduğunca öğrencilerimize pratik eğitim vererek eğitimlerini sürdürmeye çalışıyoruz. Araçlar üzerinde yapacağımız uygulamalarda birinci öncelik yüksek gerilimli çalışmalarda olduğu için iş güvenliğidir. Bu konuyu her dersin içerisine yedirdik. Derse başlamadan önce bununla ilgili 2-3 hafta eğitim veriyoruz. Çünkü içeriğe baktığımız zaman teknik boyutunun dışında güvenlik birinci plana çıkıyor. Bildiğimiz bütün araç markaları artık ya hibrit ya da full elektrikli araçlar getiriyor. Dolayısıyla burada kalifiye çalışacak personel lazım, bizim de bu programımızda kurmuş olduğumuz altyapı tamamen buna yönelik. Satış sonrasında eğer öğrenci çalışmak isterse problem çıkmadan rahatlıkla sahada çalışabilecek düzeyde olacak. Öğrencilerimizin sahada iş bulamama gibi sıkıntılar yaşamayacaklarını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.

TOGG banttan inmeden aranan teknik elemanlar mezun oluyor

Öğrencilerden Ahmet Hakan Şengül, “İstanbul’dan geldim. Bu bölümü sektöre ara eleman eksikliğinden dolayı tercih ettim. Dünyada ve Türkiye’de gelişen bir meslek. Okul bittikten sonra gidişata göre DGS ile 4 yıla tamamlamayı düşünüyorum. Bu bölüm 7 tane mühendislik için şans veriyor” dedi.

Abdullah Çibir - Samet Doğru
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun 5 bin yıl önce ameliyat edilen kafatası ilgi çekiyor Samsun’da 5 bin yıl öncesine ait kafatasındaki ameliyat izleri vatandaşların ilgisini çekiyor. 1981 yılında Samsun’un Bafra ilçesi İkiztepe Höyüğü arkeolojik kazılarında bulunan 5 bin yıllık kafatası, baş delgisi tekniğinin ilk Tunç Çağı’nda kullanıldığını belgelemişti. Samsun Müzesi’nde sergilenen kafatası, vatandaşlar tarafından da ilgiyle incelenirken, aynı bölümde trepanasyon (Baş delgi) tekniğiyle kafatası ameliyatı yapılmış 1900 yıllık kafatası da sergileniyor. Ameliyat edilen kafataslarından 5 bin yıllık olanı ilk Tunç Çağı’na, 1900 yıllık olanının ise antik Amisos Kenti Geç Hellenistik ve Erken Roma İmparatorluk dönemine ait olduğu tespit edildi. Söz konusu kafatasları hakkında müzede bulunan bilgilendirmede, “Trepanasyon, Yunanca delik, delgill, burgu anlamına ‘trypanon’ kelimesinden türemiştir. Antropologların ‘kafatası delgi operasyonu’ olarak adlandırdıkları bu işlemi, belirli bir bölgede, kafa derisi cerrahi bir alet ile sıyrıldıktan sonra, belli bir parçanın, bir amaç ve teknik ile çıkarılıp alınması şeklinde tanımlayabiliriz. Bu ameliyatlarda kafatasından bir kemik parçası çıkarılmakta ve beyin doğrudan dış çevreyle karşı karşıya kalmaktadır. Geleneksel topluluklarda uygulamalar ile arkeolojik verilerden hareketle, trepanasyonların kafa yaralanmaları, kafada yer aldığı düşünülen kötü ruhun çıkarılması, büyü veya iyileştirme gibi birçok amaçla yapıldığı kabul edilmektedir. Bu tür ameliyatların törensel arka planı da olmalıdır. Dolayısıyla ameliyatların gerçek amacını belirlemek her zaman kolay değildir. Anadolu’da bugüne dek yaklaşık 50 adet trepanasyon örneği tespit edilmiştir” ifadeleri yer alıyor. Beyin tümörü, cerrahi müdahale ile tedavi edilmeye çalışılmış 5 bin ve 1900 yıllık beyin ameliyatı ile ilgili yapılan bilgilendirmede ise “İkiztepe Erken Tunç Çağı’na ait önemli buluntu gruplarından biri, trepanasyonlardır. İkiztepe iskeletlerinin bazı kafataslarında, ameliyatlarla bilinçli açılmış farklı biçimlerde boşluklar görülmüştür. Bu nedenle İkiztepe, Anadolu’nun yaygın ve gelişmiş en eski trepanasyon merkezi olarak değerlendirilmektedir. İkiztepe’de kafataslarında trepanasyon izleri tespit edilen bir adeti genç erişkin kadın, diğerleri ise erkeklere ait olan beş adet erişkin iskelet bulunmuştur. Biri hariç diğer trepanasyonların İkiztepe’de Erken Tunç Çağı’nda yaşanan savaş nedeniyle meydana gelen; birçok kişinin ölümüyle sonuçlanan kafataslarında kesici, delici ve küt uçlu silâh yaralanmalarından kaynaklandığı söylenebilir. Yaşlı bir erkeğe ait tek örnekte ise iskeletteki tümoral oluşumla birlikte görülmesi, İkiztepelilerin travmalar dışında bazı sağlık sorunlarını da cerrahî müdahalelerle tedavi etmeye çalıştıklarına işaret eder” ifadelerine yer verildi.
Adana Karnaval coşkusu konserlerle devam etti Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamına alınan Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın altıncı akşamında Merkez Park’ta Ferhat Göçer, Atatürk Parkı’nda ise Gece Yolcuları sahne aldı. “TÜRKİYE’NİN HİÇBİR YERİNDE YOK BÖYLE GÜZELLİK” Ferhat Göçer, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin altıncı gecesinde Adana’nın en büyük alanına sahip Adana Merkez Park’taydı. Konser öncesinde başlayan DJ performansı ve görsel şölenin ardından, Göçer’in sahneye çıkmasıyla büyük bir coşku seli yaşandı. Ferhat Göçer hayranlarıyla birlikte şarkılarını hep bir ağızdan seslendirdi. Gördüğü ilgiden çok memnun olan Göçer, “Muhteşemsin Adana, Türkiye’nin hiçbir yerinde yok böyle güzellik” dedi. Sahne sonrası verdiği mini söyleşide, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin sadece eğlendirme ve konser mantığının ötesinde, gerçek anlamda kültür, sanat festivali kavramının içini dolduran bir festival olduğunu söyledi. “Tiyatrolar, sergiler, söyleşiler ve konserlerle birlikte tam olması gerektiği gibi bir festival” diye ekledi. REFİK ANADOL “MERCAN RÜYALARI” ADANA’DA Türkiye Kültür Yolu Festivali kapsamında Adana’da sergilenen dünyaca ünlü sanatçı Refik Anadol’un sergisi Kuruköprü Anıt Müze’de ziyaretçilerin en uğrak noktası oldu. Refik Anadol’un "Makine Halüsinasyonları: Mercan Rüyaları" adlı eseri, iklim değişikliğinin aciliyetini vurgulayan bir yapay gerçeklik simülasyonu. Sanatçı, Dünya Ekonomik Forumu’nda 2023 yılında sergilenen bu Veri Heykeli’ni, okyanus ekosistemlerinin ve mercan resiflerinin tehlikeli durumundan ilham alarak ortaya çıkardı. Anadol, eseri oluşturmak için yaklaşık 100 milyon mercan görüntüsünden oluşan kapsamlı bir veri kümesini kullandı. UZAYA GÖNDERİLEN İLK ATATÜRK FOTOĞRAFI Adana Müze Kompleksi Arkeoloji Müzesi Geçici Sergi Salonu’nda 21 Nisan’a kadar ziyaret edilebilecek NFT, festivalin çağdaş sanat bakış açısının bir yansıması olarak sanatseverlerle buluşuyor. NFT, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında 38 bin metre yüksekliğe gönderilen "Gökyüzüne Bakan Atatürk" fotoğrafı ve bitki tohumlarını içeriyor. HOLOFLUX GÖRENLERİ BÜYÜLEDİ Türkiye Kültür Yolu Festivali Adana Portakal Çiçeği Karnavalı kapsamında sergilenen, Türk mimar ve sanatçı Güvenç Özel‘in Holoflux eseri, hem konser hem de park alanındaki etkinlik ziyaretçilerinin fotoğraf çekim alanı haline geldi.
Hakkari Hakkarili öğrenciler yemek yarışmasında birinci oldu Van’da düzenlenen “Gastronomi Festivali ve Yemek Yarışması”nda Hakkari Mehmet Akif Ersoy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, bölge birincisi olarak İstanbul’da yapılacak Türkiye finaline katılmaya hak kazandı. Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü koordinesinde, 15-19 Nisan’da Van’da düzenlenen “Gastronomi Festivali ve Yemek Yarışması”nda, Hakkari Mehmet Akif Ersoy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bölge birincisi olarak İstanbul’da yapılacak Türkiye finaline katılmaya hak kazandı. Türk mutfağının mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma, yiyecek ve içecek hizmetleri alanındaki öğretmen ve öğrencilerin yetkinliklerini ortaya koymaları amacıyla düzenlenen yarışmaya, Hakkari’den ve birçok ilden katılım sağlayan öğrenciler, festival havasında bir yarışma gerçekleştirdi. Yarışma boyunca, protokol ve davetliler öğrencilerin heyecanına eşlik etti. Usta ve şeflerin yer aldığı jüri tarafından yapılan değerlendirme sonrası dereceye giren ekiplere ödülleri verildi. Okulların kıyasıya mücadele ettikleri yarışmada, Hakkari Mehmet Akif Ersoy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Hakkari’yi başarıyla temsil ederek birinci oldu. İl Milli Eğitim Müdürü Nurettin Yılmaz; gastronominin kültürlerin birbirlerine aktarılması ve nesilden nesile aktarılması gereken zenginliklerin başında geldiğini belirterek, “Gastronomi anlamında, Hakkari’miz gibi ülkemizin her bir yöresi ayrı bir çeşitlilik ve zenginlikle dolu. Ülkemizin gastronomi alanında dünyaya tanıtılmasında meslek liselerimizin de büyük rolü var. Öğrencilerimizin bu alanda yetişmeleri ve dünyanın dört bir yanında ülkemizin yemeklerini insanlara sunması büyük önem arz ediyor. Bakanlığımızca gerçekleştirilen bu tür yarışmaların, ülkemiz gastronomisine büyük katkıları olduğuna inanıyorum. Ellerinin lezzetlerini tabaklarına yansıtmak için yarışma öncesinde ve süresince hummalı bir çalışma içerisinde olan Hakkari Mehmet Akif Ersoy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisemizin yöneticilerini, danışman öğretmenlerini ve bilhassa öğrencilerini tebrik ediyor, okulumuza Türkiye finalinde başarılar diliyorum” dedi.