MAGAZİN - 27 Şubat 2015 Cuma 10:50

Tuğçe Kazaz'dan muhalefete Süleyman Şah tepkisi!

A
A
A
Tuğçe Kazaz'dan muhalefete Süleyman Şah tepkisi!

Hükümet ile Genelkurmay'ın birlikte yürüttüğü Şah Fırat Operasyonu ile hükümeti eleştiren muhalefet partilerine ünlü manken ve başarılı oyuncu Tuğçe Kazaz, “Bu türbe üç kere taşındı. Eğer bugün çok sevdiğimiz Mustafa Kemal Atatürk bu karara imza atmış olsaydı aynı şekilde aynı tepkiyi verir miydiniz?” diye sordu.

Ünlü manken ve Tuğçe Kazaz muhalefetin muhalefet olmaktan çıktığını ifade ederek, 'Hükümete nasıl yüklenirim'in peşinde olduğunu ve yaptığının vatan sevgisi olmadığını dile getirdi. İhlas Haber Ajansı muhabiri Mihrap Düzöz'e özel röportaj veren Tuğçe Kazaz, muhalefete Süleyman Şah Türbesi’nin üçüncü kez yerinin değiştirildiğini hatırlatarak, “Oradaki türbe üçüncü kere taşınıyor. Şimdi soruyorum. İlk türbenin taşınması Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla oluyor. İkinci türbenin taşınması Bülent Ecevit zamanında oluyor. Bütün bunlara biz ses çıkarmamışken acaba “neden” bu sefer türbenin taşınması bu kadar ses getirdi? Bunlar hep algı operasyonudur. Bu bir AK Parti davası değil. Bu artık Türkiye Cumhuriyeti’nin davası. Ve bu davaya en doğru şekilde kim hizmet ediyorsa o, iktidar ve hükümet olmayı hakeder. Bu artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlığını ilan etmesi yolunda çok önemli atacağı bir adım olduğu için, dış güçler de bunu istemediği için ve maalesef bizim muhalefetimiz de dış güçlerce -benim fikrimce- kullanıldığı için ortaya çıkan sonuçlar bunlar. Eğer bugün çok sevdiğimiz Mustafa Kemal Atatürk eğer ki bu karara imza atmış olsaydı biz aynı şekilde aynı tepkiyi verir miydik? Burada muhalefetin yaptığı gerçek bir vatan sevdası değil. O zaman zamanında Cumhuriyet Halk Partisi döneminde bu korumayı sağlasalardı” diye konuştu.

“TAŞERON GİBİ BİR TÜRKİYE DAHA MI İYİYDİ?”
Operasyonun bir toprak parçası kaybı olarak nitelendirilmemesi gerektiğini belirten Kazaz şöyle konuştu:“Türkiye Cumhuriyeti Devleti durduk yerde, hiçbir sorun yokken ‘Hadi biz buraya operasyon düzenleyelim’ demedi. Orda manevi bir değer vardı, başarılı bir komutan vardı, bizim tarihimizden gelmiş önemli bir lider vardı. Dolayısıyla O’nun türbesinin korunması ve bir manevi değerin korunmasıydı bu. Kaldı ki muhalefet partilerinin en ufak şeylerde bile, hükümet ne yaparsa yapsın kalkıp bunun tersinde hareket etmesi ve yaklaşan seçimlerle beraber insanların gözünde ‘nasıl bunu başka türlü gösteririz’ çabaları yine burada da kendini göstermiştir. Eğer muhalefet ‘Bir manevi değer oradan taşındı bu bir başarıdır. Ama oradaki toprak parçamız ne olacak?’ diye bir soru sorsaydı bence doğru ve ahlaki bir muhalefet davranışı sergileyebilirdi. Kaldı ki biz orda bir toprak kaybetmedik. Niye iyi niyetle yapılmış bir operasyon olarak bakılmadı? Bu insanlar bu kadar yıl bu ülkeye hizmet ettiler de şimdi amaçları farklı mı, kötü bir şey mi yapmaya başlıyorlar? Yani taşeron gibi orada bulundurulmaya çalışılan bir Türkiye mi daha değerli insanların gözünde, yoksa ‘Hayır biz manevi değerimize sahip çıkıyoruz, gerektiği zaman gerektiği yerde sadece haber vererek kimseye sormadan, bu kadar güçlü bir devlet olarak, masada oturan bir devlet olarak burada bu operasyonu gerçekleştiriyoruz’ diyen bir Türkiye mi daha güçlü? Bir kere insanların bunu bir kendilerine sormaları gerekir.”
Muhalefetin bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin muhalefeti olmaktan çıktığını ve bunu arka arkaya yaptığı hatalarla gösterdiğini belirten Kazaz, terörle mücadeleye bile karşı çıkan bir muhalefet olduğuna ancak her zaman hak ve doğru olanın en nihayetinde gün yüzüne çıkacağına dikkat çekti.

“GENÇ KIZLARIMIZIN ARKASINDAN ÖLÜ SEVİCİLİĞİ YAPILIYOR”
Muhalefet partilerinin ülkenin iç huzuru bozacak şekilde siyasi malzemeler ürettiğini belirten Kazaz, halkın bu tür oyunlara gelmemesi gerektiğini vurguladı. Her tür olay ve olguda hükümete fatura kesmeye çalışıldığını ifade eden Kazaz şunları söyledi: “Şimdi yeni bir şey çıkarttılar. Üniversite eylemleri. Gezi Park’ında yapmaya çalıştılar olmadı. 17 ve 25 Aralık’ta yapmaya çalıştılar, olmadı. Cizre’deki küçük bir mahalle olayını bütün o bölgedeki Kürtlere, sanki PKK’nın doğu bölgesi eline geçmiş gibi mal etmeye çalıştılar, o da olmadı. Planları tutmadı. Üniversitede gerek ülkücülerin bir sürü genç arkadaşımızın yani çok affedersiniz ama ölen genç kızlarımızın arkasından, onu bile hükümete taş atacak kadar ölü seviciliği yapmaya başladılar, o da olmadı. Şimdi önlerine bu çıktı. Önlerine çıkan her olay ve olguyu ‘Bu hükümet gitsin de Türkiye onla mı birleşir, PKK mı girer, çocuklarımız mı ölür’ bunlar hiç önemli değil.”

“FİLİSTİN’DE ÖLEN ÇOCUKLAR İÇİN BÖYLE YAYGARA OLMADI”
CHP döneminde yaşanan birçok acı olayın olduğunu ancak bunların yansıtılmadığını ifade eden Tuğçe Kazaz sözlerini şöyle sürdürdü: “Zamanında Hakkari’de, Şırnak’ta evlerinden alınan çocuklar dağlara götürülürken, şehit olurken onların iktidar olduğu zamanda biz bunların seslerini duymadık. Biz bunların kaygılarını yaşamadık. Şimdi artık herşey sosyal medyanın var olmasıyla, savaş araçlarını değişmesiyle daha da göz önünde oluyor. Filistin’de ölen çocuklar için olmadı bu kadar büyük bir yaygara. Niye ses çıkarmadınız, o zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik dururken neden takdir etmediniz? Bunları doğru ayrıştırmak ve ayırt etmek lazım. Ama ilahi adalet doğru bir şekilde gelir ve hesabını sorar.” 

MİHRAP DÜZÖZ-CEM GEÇİM

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya İl Genel Meclisinde yeni dönem heyecanı Kütahya İl Genel Meclisi yeni dönemin ilk toplantısını yaptı. Yeni seçilen 37 il genel meclisi üyesi, ilk toplantıda meclis başkanı, başkan vekilleri ve katip üyeler için oy kullandı. Yapılan seçimler sonucunda 37 oyun 36’sını alan Muammer Özcura İl Genel Meclisi Başkanlığına tekrar seçildi. Meclis Birinci Başkan Vekilliğine MHP’li Ümit Çimen, Meclis İkinci Başkan Vekilliğine AK Partili Hüseyin Doğan seçildi. Meclis Asil Katip üyeliklerine Sadık Sarı ve Emin Volkan Çelik, Meclis Katip Yedek üyeliklerine Davut Karakurt ve Ömür Eldiven seçildi. Kütahya İl Genel Meclisi Başkanı Muammer Özcura, yaptığı açıklamada, "Kütahya birlik beraberlik içerisinde güzel hizmetleri, çalışmamızı görecek inşallah. Biz daha önce yaptığımız İl Genel Meclisi’nin başarısını Özel İdarenin başarısını aynı şekilde sürdürmeye çalışacağız. Bize destek veren herkese teşekkür ediyorum. Allah mahcup etmesin, inşallah yola devam. İl Genel Meclisi’nin Milli Eğitim’den AFAD’a sadece köyler ve kırsal kesim değil, 546 köyümüzün altyapısı, içme suyu, kanalizasyonu, yolu ana sorumluluğumuz. Bunun yanında Milli Eğitim’e, okullara, afet durumlarında sağlık kurumlarına destek olmak gibi her konuda bize düşen görevler var. Belediye ile işbirliği içerisinde, geçmişte olduğu gibi hizmetlerimize devam edeceğiz.Biz programlı gidiyoruz. Geçmişteki il genel meclis üyelerimizin ve idaremizin almış olduğu programlar var. Programlarımız aciliyet sırasına göre gerçekleşiyor. Birinci önceliğimiz, her zaman olduğu gibi, içme suyu, kanalizasyon ve yol. Bundan sonraki gelen taleplere ve imkanlara göre değerlendiriliyor. Bu şekilde zaten programlarımız da aksama olmaz. Yeni gelen arkadaşlara da bu programlar hakkında kısa bilgilendirme yapıldı. Aynı şekilde devam edeceğiz, inşallah çalışmalarımıza devam edeceğiz. Mecliste 18 AK Parti’nin üyesi, 12 Milliyetçi Hareket Partisi, 5 Cumhuriyet Halk Partisi, 2 Yeniden Refah Partisi, toplam 37 üyemiz var" diye konuştu.
Ankara Ayhan Bora Kaplan suç örgütü sanıklarının yargılanmasına devam edildi Suç örgütü lideri olduğu ileri sürülen Ayhan Bora Kaplan ile suç örgütü şüphelisi 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Mahkeme başkanı verilen öğle arası sonrası yargılamanın devam edeceğini söyleme üzerine tutuklu sanıklara söz verdi. Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık Furkan Anıl Bahar, “Bu ülkeye 8-9 yıldır hizmet etmekten başka hiçbir şey yapmadım. Tutuklanınca çalıştığım kurum benim sözleşmemi iptal etti. Sadece ’Albüm’ ve ’Tren’ adlı barlarda çalıştım. Tren adlı mekanda Ayhan isimli garson vardı. Bu ismi sadece burada duydum. Tutukluluk sürem göz önünde bulundurularak beraatimi talep ediyorum” ifadelerine yer verdi. “Telsizlere ‘arkadaş’ diyorduk” Hakkındaki suçlamaların iddia olarak kaldığını söyleyen tutuklu sanık Gökhan Gülümser, “Somut bir durum yoktur. Ben araç tamiri üzerine çalışıyorum. Geçmişte Albüm ve Tren adlı mekanlarda valelik yaptım. Çalıştığım süreçte telsizlere ‘arkadaş’ diyorduk. Polis uygulamaya geldiği zamanlar saklıyorduk. Çünkü memurlar görünce telsizlerimizi kırıyorlardı” diye konuştu. Çukurambar’da bulunan bir mekanda 2019 yılında 2.5 ay vale olarak çalıştığını söyleyen tutuklu sanık Hasan Aslantaş, “Kesinlikle suçlamaları kabul etmiyorum. Vale olarak çalıştığım dönemde bizden sorumlu olan kişiyi Fethi Kara olarak tanıyordum. Bizde telsize ‘arkadaş’ diyorduk. Arkadaş dememizin nedeni emniyetten gelip telsizi gördüklerinde yanlış anlayabiliyorlardı” dedi. Tutuklu sanık beyanlarının ardından duruşma Perşembe günü devam etmek üzere ertelendi.