GÜNDEM - 04 Aralık 2019 Çarşamba 03:38

Türkiye değil; Terör örgütü YPG katlediyor

A
A
A
Türkiye değil; Terör örgütü YPG katlediyor

Türkiye’yi Suriye’deki operasyonlar sırasında sivilleri katletmekle itham eden AB ve NATO üyesi ülkeler, destek verdikleri PKK/YPG’nin sivil katliamları karşısında üç maymunu oynuyor. NATO’nun 70. yılı kutlamaları için bir araya gelen üye ülkeler “bütün müttefiklere kolektif savunma taahhüt eden” NATO’nun 5. maddesini işletmediği gibi Türkiye muhalifi tavır sergiliyor.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyindeki terör yapılanmasına karşı başlattığı Barış Pınarı Harekâtı’nı ‘Siviller katlediliyor’ yalanıyla engellemeye çalışan, başarılı olamayınca da silah ambargosu, mali müeyyide ve kınama gibi bir takım hareketlere yönelen AB ve NATO üyesi ülkelerin PKK/PYD sempatisi hız kesmeden devam ediyor. İngiltere’de NATO’nun 70. yılı vesilesiyle gerçekleştirilecek zirveye Türkiye’nin terör örgütü PKK/PYD’ye karşı yürüttüğü operasyonların hazımsızlığı damgasını vuruyor. Türkiye’nin ABD ile uzun süredir gerilime sebep olan terör örgütü PKK’nın Suriye kolu olan YPG/PYD’ye lojistik destek ve terör örgütü olarak tanımama çabaları, NATO’nun en güçlü ikinci üyesi olan Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta yuvalanan terör örgütü PKK tarafından maruz kaldığı terör saldırıları karşısında ‘bütün müttefiklere kolektif savunma taahhüt eden’ NATO’nun 5. maddesinin işletilmemesi gibi konular NATO’nun ana gündemine taşındı.

SAMİMİYET TESTİ
Bugün Türkiye ile NATO’yu hatta birçok ülkeyi karşı karşıya getiren süreç Suriye’de başladı. 2011 yılında demokrasi talepleri ile başlayan sokak hareketleri önce iş savaşa ardından da terör örgütlerinin bölgeye girmesiyle jeopolitik enerji/vekalet savaşlarına dönüştü. Suriye’deki olayların kendi halkından sonra en çok zarar verdiği ülke kuşkusuz 911 kilometrelik sınır komşusu Türkiye oldu. Terör örgütlerinin cirit attığı, Türkiye’ye yönelik sayısız taciz ve saldırılarla vatandaşlarımızı katlettiği dokuz senelik süreçte üyesi olduğumuz BM ve NATO gibi kuruluşlardan beklediğimiz destek gelmedi. Üstelik müttefiki olduğumuz ülkeler terör örgütlerine silah ve mühimmat desteği vererek karşımızda yer aldı. Türkiye bütün destek taleplerine rağmen olumlu cevap alamayınca, Suriye’nin kuzeyine yönelik önce Fırat Kalkanı ardından Zeytin Dalı son olarak Barış Pınarı harekâtlarıyla PKK/YPG/DEAŞ terör örgütlerine operasyonlar düzenledi. İlk iki operasyonu cılız sesle eleştiren AB, NATO ve ABD, Barış Pınarı Harekâtı’na çok sert tepki gösterdi. Türkiye ticaret, silah ambargoları ve bir takım yaptırımlarla tehdit edildi, düzmece raporlarla kimyasal silah kullanmak ve sivilleri katletmekle suçlandı. AB ülkelerinin bir türlü kabullenmek istemediği, evlerine döndürmek için elini taşın altına koymadığı mültecilerin bir kısmı bu operasyonlar sonrası evlerine dönmeye başladı.

138 SİVİL KATLEDİLDİ
Türkiye’deki 4 milyon Suriyelinin bir bölümünü operasyon sonrası evlerine döndürmeyi amaçlayan Barış Pınarı Harekâtı karşısında ABD ve Batı’nın desteğine rağmen direnemeyen terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG, strateji değiştirerek bombalı terör saldırılarına başladı. “DEAŞ’a karşı mücadele ediyor” yalanıyla dünyaya pazarlanan terör örgütü PKK/YPG yine DEAŞ’ın yöntemlerini kullanarak Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin, Suriye’deki evlerine dönüşlerini engellemek üzere sivillere yönelik katliamlara başladı. Türkiye’yi sivil katletmekle itham eden dünya, terör örgütünün eylemleri karşısında sessizliğe büründü. Türkiye’nin düzenlediği Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtlarıyla temizlenen Azez, Tel Abyad, Cerablus, Resülayn, Çobanbeyli ve Afrin’de son sekiz ayda bombalı araç ve motosikletle 30’dan fazla saldırı düzenleyen terör örgütü PKK/YPG, 138 sivilin ölümüne 600’dan fazla sivilin de yaralanmasına sebep oldu. Son üç ayda bölgede 50’den fazla bombalı araç sokan terör örgütü bunlardan bazılarını patlatamadı. Saldırıların bölgenin terör örgütünden arındırılması; Resülayn ve Tel Abyad’a dönüşler başladığı 1 Kasım’dan sonra artması dikkatlerden kaçmadı. Bunun en bariz örneği ise 2 Kasım’da PKK’nın Suriye kolu YPG’nin Tel Abyad’ta sivilleri hedef alan bombalı terör saldırısı oldu. Bu saldırıda 13 sivil hayatını kaybederken 20 sivil de yaralandı. Barış Pınarı Harekâtı sırasında Türkiye’ye yönelik roket ve havanlı saldırılar düzenleyen terör örgütü, aralarında bebeklerin de bulunduğu 20 sivili katletti.

ABD'YE GÖRE TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL!
Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik planlarının NATO tarafından desteklenmemesi durumunda NATO’nun Polonya ve Baltık ülkelerine yönelik planlarını bloke edeceği hamlesi üzerine ABD Savunma Bakanı Mark Esper, Ankara’nın tehdit algısının ittifakın geri kalanı tarafından paylaşılmadığını ve bu tıkanıklığı aşmak için YPG’yi terör örgütü olarak nitelemeyi desteklemeyeceğini belirtti. Esper “Herkes Türkiye’nin gündemine göre hareket etme konusunda istekli değil. Herkes tehditleri Türkiye’nin gördüğü şekilde görmüyor” diyerek YPG’ye desteklerinin süreceği mesajını verdi. NATO zirvesi için Londra’ya hareketi öncesi soruları cevaplayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Bizim terör örgütü olarak telakki ettiklerimizi, dostlarımız terör örgütü olarak kabul etmezlerse atılacak her türlü adımın karşısında oluruz” mesajını tekrarladı.
Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.